CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit’in açıklamalarına ilişkin, “’Bizi eleştirenleri mahkemeye vereceğim’ diyor. Vermezsen namertsin kardeşim, vermezsen namertsin” dedi.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM’deki grup toplantısında yaptığı konuşmada, İstanbul’da fetih kutlamasının yapıldığına değinerek, “Fatih Sultan Mehmet’in görüntüleri neredeyse hiç yok. O zamanki Fatih’le şimdiki İstanbul arasında dünya kadar fark var. O Fatih Sultan Mehmet şairdi, entelektüeldi, dünyayı bilir okurdu. Ormanlarımdan tek dal ağaç kesenin başını keserim diyecek kadar doğaya saygılıydı. Bunlar İstanbul’u talan ettiler. Ben merak ediyorum, Fatih çağ açıp çağ kapattı. Sormak istiyorum Fatih onu yaptı da İstanbul’u düşmanlara kim teslim etti? Gazi Mustafa Kemal Atatürk Samsun’a gitmeden önce nereye bakıp diyordu ki, ‘Geldikleri gibi gidecekler’ diye. Onun adını bile anmıyorlar, anmalarını da istemiyorum. Sahtekarlar Mustafa Kemal’in adını anamazlar. Namuslu insanların konusudur Mustafa Kemal Atatürk. Şunu da kimse unutmasın gemileri karadan yürütenlerle, yürüttükleri gemiyle dünya malı edinenler aynı insanlar değillerdir” ifadelerini kullandı.
“BU KANUNU ANAYASA MAHKEMESİ’NE KADAR GÖTÜRECEĞİZ”
Geçen hafta Zonguldak’taki maden işçilerinin eylemini dile getirdiğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, milletvekili arkadaşlarını yönlendirdiğini ve gidip o işçilere sahip çıkması gerektiğini söylediğini anlattı. Kılıçdaroğlu, “Bu değerlere CHP dışında hiç kimse sahip çıkmaz. Bunu bütün işçilerin bilmesi lazım” dedi.
Bugün Meclis’te bir tasarı görüşüleceğini ifade eden Kılıçdaroğlu, “Bir vatandaşın evine 52 liralık elektrik tüketimi için gelen fatura bedeli 105 liradır. Bir başkası kaçak elektrik kullanıyor, devlet namuslu adamın peşinde. Onun kaçırdığı elektrik bedelini namuslu adama yüklüyor. AKP için uygundur bu, kaçaktan besleniyorlar. Ama bizim felsefemize aykırıdır. Tüketici dernekleri itiraz ettiler, kayıp kaçağı niye bizden alıyorsunuz diye. Şimdi kanun getiriyorlar. Kanunla alacaklar. 33 milyar lira alacaklar. Ben elektrik kullanan bütün vatandaşlarıma seslenmek isterim, kaçak elektrik kullananın elektrik bedelini namuslu insanlardan almak doğru mudur değil midir? İnsan Allah’tan korkar. Namuslu vatandaş ne zamandan beri hırsızın cezasını ödüyor. Antik çağlara döndük. Söz veriyorum, bu kanunu Anayasa Mahkemesi’ne kadar götüreceğiz” diye konuştu.
Bir hükümet darbesi yapıldığını, Davutoğlu’nun hakkını koruyamadığını ve gittiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, Davutoğlu’nun gidişiyle ilgili 5 temel şifreyi anlattı.
“BU TASARININ ALMAN PARLAMENTOSUNDA GÖRÜŞÜLMEMESİ LAZIM"
ABD askerlerinin PYD kokartı taktıklarına değinen Kılıçdaroğlu, “Sen demiyor muydun PYD terör örgütüdür diye. Amerikalılar onunla beraber iş tutuyor mu, tutuyor. PYD’yi savunan uçaklar nereden kalkıyor? İncirlik’ten. Kim izin veriyor buna? Sen izin veriyorsun? Adama sormazlar mı bu ikiyüzlülük nedir diye. Almanya’da sözde Ermeni soykırımıyla ilgili tasarı geldi görüşülecek. Normalde bu tasarının Alman parlamentosunda görüşülmemesi lazım. 3,5 milyon Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının yaşadığı bir ülkedir Almanya. Ama Almanya’da bütün siyasi partiler diyorlar ki bu hükümeti tanımıyoruz. Sizin ağırlığınız bile yok. Biz bunu geçireceğiz. Bu bile Türkiye’nin hangi noktaya geldiğini göstermesi açısından son derece dramatiktir” dedi.
"VERMEZSEN NAMERTSİN"
Yüksek yargı mensuplarının Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gezilerine katılmasını da eleştiren Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
“Niye gidiyorsunuz siz? Devlet protokülüymüş. Sizin devlet protokolünden haberiniz bile yok. Orada devlet toplantısı mı yapıyorsunuz, siyasi partinin progandası yapılıyor. Sizin ne işiniz var orada? Üstelik bunlar gazetede mi okumuyorlar. Çıktı açıkça konuştu, ‘Yasama ve yargı benim için ayak bağıdır’ dedi. Senin için ayak bağıysa senin orada ne işin var sevgili Yargıtay, Danıştay, Sayıştay Başkanı. Bir yargının kararına Cumhurbaşkanı ben uymuyorum, saygı da duymuyorum diyorsa sen hangi gerekçeyle oraya giriyorsun. Yargıya saygı duymayan bir adama sen hangi gerekçeyle saygı duyuyorsun, önünde el pençe duruyorsun. Ben tarafsız değilim diyor. Tarafsız olmayan birisinin gezilerine hangi gerekçeyle gideceksiniz, ona övgüler düzeceksiniz? Anayasayı ihlal ediyor. Sıkılmadan ’Bizi davet ettiler, biz gittik’ diyor. İyi ben de sizi İzmir’deki ve Adana’daki toplantıya davet ediyorum. Sizde gelin benim toplantıma. Bunları yasa dışı uygulamanın parçası haline getiriyorlar. Bunları yanında çanta gibi taşıyorlar. Sizde onun çantası oluyorsunuz. Adalet bu hale getirilir mi? Kırşehir’deki toplantıda terini siliyor. O da fark ediyor burada olmak doğru değil. Ne işin var senin orada? Efendim ’Bizi eleştirenleri mahkemeye vereceğim’ diyor. Vermezsen namertsin kardeşim, vermezsen namertsin. Bu eleştiriyi de zaten yargıya duyduğumuz saygıdan ötürü yapıyoruz. Bu tür insanlar yargıda olmamalı. Bu tür insanlar Yargıtay, Danıştay ve Sayıştay’ı temsil edemezler. Siz böyle yaparsanız yargıya duyulan güveni sıfırlamış olursunuz. Ne yaparsan yap kardeşim, şimdi sana düşen bir görev var izzetü ikbal ile o koltuktan ayrıl, o koltuğu bırak.”
(İHA)
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM’deki grup toplantısında yaptığı konuşmada, İstanbul’da fetih kutlamasının yapıldığına değinerek, “Fatih Sultan Mehmet’in görüntüleri neredeyse hiç yok. O zamanki Fatih’le şimdiki İstanbul arasında dünya kadar fark var. O Fatih Sultan Mehmet şairdi, entelektüeldi, dünyayı bilir okurdu. Ormanlarımdan tek dal ağaç kesenin başını keserim diyecek kadar doğaya saygılıydı. Bunlar İstanbul’u talan ettiler. Ben merak ediyorum, Fatih çağ açıp çağ kapattı. Sormak istiyorum Fatih onu yaptı da İstanbul’u düşmanlara kim teslim etti? Gazi Mustafa Kemal Atatürk Samsun’a gitmeden önce nereye bakıp diyordu ki, ‘Geldikleri gibi gidecekler’ diye. Onun adını bile anmıyorlar, anmalarını da istemiyorum. Sahtekarlar Mustafa Kemal’in adını anamazlar. Namuslu insanların konusudur Mustafa Kemal Atatürk. Şunu da kimse unutmasın gemileri karadan yürütenlerle, yürüttükleri gemiyle dünya malı edinenler aynı insanlar değillerdir” ifadelerini kullandı.
“BU KANUNU ANAYASA MAHKEMESİ’NE KADAR GÖTÜRECEĞİZ”
Geçen hafta Zonguldak’taki maden işçilerinin eylemini dile getirdiğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, milletvekili arkadaşlarını yönlendirdiğini ve gidip o işçilere sahip çıkması gerektiğini söylediğini anlattı. Kılıçdaroğlu, “Bu değerlere CHP dışında hiç kimse sahip çıkmaz. Bunu bütün işçilerin bilmesi lazım” dedi.
Bugün Meclis’te bir tasarı görüşüleceğini ifade eden Kılıçdaroğlu, “Bir vatandaşın evine 52 liralık elektrik tüketimi için gelen fatura bedeli 105 liradır. Bir başkası kaçak elektrik kullanıyor, devlet namuslu adamın peşinde. Onun kaçırdığı elektrik bedelini namuslu adama yüklüyor. AKP için uygundur bu, kaçaktan besleniyorlar. Ama bizim felsefemize aykırıdır. Tüketici dernekleri itiraz ettiler, kayıp kaçağı niye bizden alıyorsunuz diye. Şimdi kanun getiriyorlar. Kanunla alacaklar. 33 milyar lira alacaklar. Ben elektrik kullanan bütün vatandaşlarıma seslenmek isterim, kaçak elektrik kullananın elektrik bedelini namuslu insanlardan almak doğru mudur değil midir? İnsan Allah’tan korkar. Namuslu vatandaş ne zamandan beri hırsızın cezasını ödüyor. Antik çağlara döndük. Söz veriyorum, bu kanunu Anayasa Mahkemesi’ne kadar götüreceğiz” diye konuştu.
Bir hükümet darbesi yapıldığını, Davutoğlu’nun hakkını koruyamadığını ve gittiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, Davutoğlu’nun gidişiyle ilgili 5 temel şifreyi anlattı.
“BU TASARININ ALMAN PARLAMENTOSUNDA GÖRÜŞÜLMEMESİ LAZIM"
ABD askerlerinin PYD kokartı taktıklarına değinen Kılıçdaroğlu, “Sen demiyor muydun PYD terör örgütüdür diye. Amerikalılar onunla beraber iş tutuyor mu, tutuyor. PYD’yi savunan uçaklar nereden kalkıyor? İncirlik’ten. Kim izin veriyor buna? Sen izin veriyorsun? Adama sormazlar mı bu ikiyüzlülük nedir diye. Almanya’da sözde Ermeni soykırımıyla ilgili tasarı geldi görüşülecek. Normalde bu tasarının Alman parlamentosunda görüşülmemesi lazım. 3,5 milyon Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının yaşadığı bir ülkedir Almanya. Ama Almanya’da bütün siyasi partiler diyorlar ki bu hükümeti tanımıyoruz. Sizin ağırlığınız bile yok. Biz bunu geçireceğiz. Bu bile Türkiye’nin hangi noktaya geldiğini göstermesi açısından son derece dramatiktir” dedi.
"VERMEZSEN NAMERTSİN"
Yüksek yargı mensuplarının Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gezilerine katılmasını da eleştiren Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
“Niye gidiyorsunuz siz? Devlet protokülüymüş. Sizin devlet protokolünden haberiniz bile yok. Orada devlet toplantısı mı yapıyorsunuz, siyasi partinin progandası yapılıyor. Sizin ne işiniz var orada? Üstelik bunlar gazetede mi okumuyorlar. Çıktı açıkça konuştu, ‘Yasama ve yargı benim için ayak bağıdır’ dedi. Senin için ayak bağıysa senin orada ne işin var sevgili Yargıtay, Danıştay, Sayıştay Başkanı. Bir yargının kararına Cumhurbaşkanı ben uymuyorum, saygı da duymuyorum diyorsa sen hangi gerekçeyle oraya giriyorsun. Yargıya saygı duymayan bir adama sen hangi gerekçeyle saygı duyuyorsun, önünde el pençe duruyorsun. Ben tarafsız değilim diyor. Tarafsız olmayan birisinin gezilerine hangi gerekçeyle gideceksiniz, ona övgüler düzeceksiniz? Anayasayı ihlal ediyor. Sıkılmadan ’Bizi davet ettiler, biz gittik’ diyor. İyi ben de sizi İzmir’deki ve Adana’daki toplantıya davet ediyorum. Sizde gelin benim toplantıma. Bunları yasa dışı uygulamanın parçası haline getiriyorlar. Bunları yanında çanta gibi taşıyorlar. Sizde onun çantası oluyorsunuz. Adalet bu hale getirilir mi? Kırşehir’deki toplantıda terini siliyor. O da fark ediyor burada olmak doğru değil. Ne işin var senin orada? Efendim ’Bizi eleştirenleri mahkemeye vereceğim’ diyor. Vermezsen namertsin kardeşim, vermezsen namertsin. Bu eleştiriyi de zaten yargıya duyduğumuz saygıdan ötürü yapıyoruz. Bu tür insanlar yargıda olmamalı. Bu tür insanlar Yargıtay, Danıştay ve Sayıştay’ı temsil edemezler. Siz böyle yaparsanız yargıya duyulan güveni sıfırlamış olursunuz. Ne yaparsan yap kardeşim, şimdi sana düşen bir görev var izzetü ikbal ile o koltuktan ayrıl, o koltuğu bırak.”
(İHA)