Genel

Yaralı hacıları ziyaret etti: Sağlık durumlarını anlattı

Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, “Şu anda bir vakamız sağlık açısından ciddiyetini koruyor. Diğerleri normal tedavi süreçlerine devam ediyor. Olağanüstü bir durum söz konusu değil” dedi. Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Kabe’deki...

Yaralı hacıları ziyaret etti: Sağlık durumlarını anlattı
30-09-2015 14:31
Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, “Şu anda bir vakamız sağlık açısından ciddiyetini koruyor. Diğerleri normal tedavi süreçlerine devam ediyor. Olağanüstü bir durum söz konusu değil” dedi.
Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Kabe’deki vinç kazasında yaralanarak Türkiye’de tedavi altına alınan hacıları ziyaret etti. Bakan Müezzinoğlu, yaralıların Türkiye’ye getirilmesiyle ilgili olarak, “Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tedavi gören gerek vinç kazasında gerekse ciddi ağır hastalığı olan hacılarımızı önceki gün sabah itibariyle Ankara’ya Sağlık Bakanlığı’ndan 12 kişilik bir ekiple bizim askeri uçağımızla getirdik. Şu anda burada 5 hastamız tedavi görüyor. Bunlardan 3’ü ortopedi servisinde 2’si ise kardiyoloji servisinde tedavi görüyor. 5 hastamızın da sağlık durumu iyi. Konya, Bursa, Çorum, Eskişehir ve İzmir’e naklini isteyen hastalarımızın nakilleri yapıldı. Diğerlerinin de tedavileri Ankara’nın çeşitli hastanelerinde tedavileri devam ediyor. Şu anda bir vakamız sağlık açısından ciddiyetini koruyor. Diğerleri normal tedavi süreçlerine devam ediyor. Şu anda olağanüstü bir durum söz konusu değil” ifadelerini kullandı.
Getirilen 24 vaka arasında Mina’daki izdiham dolayısıyla Türkiye’ye getirilen bir vakanın olmadığını belirten Müezzinoğlu, “Vinç kazasından gelen 7 hastamız var. Diğerleri de yaşları itibariyle kronik hastalıkları itibariyle orada normal koşullarda hac ibadetini sürdürmekte zorlanan hastalardır. Onların oradaki tedavilerinin yerine burada tedavileri planlandı. Mina’daki facia dolayısıyla gelen bir hacımız yok” dedi.

OLAYI ANLATTI
Kabe’de meydana gelen vinç kazasında yaralanan ve Türkiye’ye getirilen Mustafa Yurtseven, kaza anını şöyle anlattı:
“2007 yılında Hacca gidebilmek için kayıt olduk. Ama şansımızdan mıdır nedir Hac stokları fazla olduğundan 2015 yılına kadar beklemek zorunda kaldık. 8 yıl sonra bizleri kurasız olarak Diyanet İşleri Başkanlığı gönderdi. Hac ibadetimizi çok güzel bir şekilde manasına yakışır şekilde idrak etmeye çalışıyorduk. Kabe’de tavafa gitmiştik o gün Cuma namazımızı kıldık. Cuma’dan sonra tavafımızı yaptık ve biraz dinlendikten sonra ikindi namazımızın vakti geldi ve onu da eda ettikten sonra tekrar bir tavaf daha yapalım dedik. Tavafımızı yaptık, arkasından 2 rekat tavaf namazımızı kılmaya başladık. O esnada yağmur yağmaya başladı. Yani o hava, o atmosfer o kadar güzeldi ki. Burada ıslanmak da güzel bir nimet bunu da yaşayalım dedik ve biz açık alana çıktık. Türkiye’nin kıblesi tarafı olan Altınoluk dediğimiz bölgede Kabe’nin de tam karşısına geçtik ve yağmurda ıslanarak duamızı yapıyorduk. Orada fırtına rüzgar devreye girdi. Vinçlerin sallandığını gördük. O esnada toz bulutu şeklinde yere doğru bir güruhun aktığını gördük. Tam o akma esnasıyla burada bir yıkım oldu kaçalım derken yere düşen beton kalıpların demir kalıplarının yerden bize doğru kayarak geldiğini gördüm. Ben arkama geri dönüp kaçmaya yeltendiğim anda o kadar büyük bir hızla geldi ki gelip beni vurdu ve yere düşürdü. O esnada kafama da bir parça isabet etti ve kanamaya başladı. Ama dengemi ve şuurumu kaybetmedim. Dedim ki bu bizi öldürecek bir şey değil. Öyle olsaydı dengemi ve şuurumu kaybetmem lazımdı diyerek kendimi analiz ettim.”

"2-3 SAAT MAHSUR KALDIK"
Kazanın ardından 5-6 kişinin gelerek kendisini kucaklayarak taşıdığını kaydeden Yurtseven, “İşin enteresan tarafı biz orada 2-3 saat mahsur kaldık. 2-3 saat hiçbir şekilde oradaki yetkililer bizimle ilgilenmedi. Bağırmaya falan başladık. Kabe’nin içerisinde üst katta revir tarzında bir yere gittik. Oradaki ilk müdahale yapıldı. Biz nasıl gideceğiz dedik. Her taraf kapalı. Siz ineceksiniz ve taksiyle başınızın çaresine bakacaksınız dediler. El arabasıyla bizi merdivenlerden indirdiler. İndiğimiz sırada diyanete bağlı bir ambulans denk geldi. Beni de o esnada bir hastaneye sevk ettiler. Ambulansa aldılar ve müdahaleyi yaptılar. Ardından diyanetin hastanesine doğru hareket ettik. Diyanetin hastanesinde de ortopedi bölümünde yapılan tetkiklerin ardından kırık tespit ettiler. Oradan Nur Hastanesine sevk ettiler. Orada tahlil ve film çektiler. 15 gün orada yattık. Topuğumun tamamen parçalandığını ve denge kemiğinin kırık olduğunu söylediler. Enfeksiyon ve ödemden dolayı herhangi bir müdahale yapılamıyor” diye konuştu.
(İHA)
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER