İSTANBUL
Levent'teki Wyndam Grand İstanbul'da düzenlenen panelde açıklamalarda bulunan Fenerbahçe Kulübü Başkanı Ali Koç, gelinen noktada zarar-borç sarmalına girdiğini belirterek, "Fenerbahçe, bu borç olmasa, kendi ürettiği ekonomiyle kendi kendini çevirecek, sağlıklı bir kulüp. Yapının baştan aşağıya değişmesi gerekiyor. Federasyon, yöneticiler, antrenörler, futbolcular ve medyasına kadar bu sektörün değişmesi lazım. Devletimizin işin içinde olduğu bir yapılanmaya ihtiyaç var. Biz marttan sonrasını göremiyoruz." ifadelerini kullandı.
Türk futbolunu bu noktaya sorumsuzca davranan yönetimlerin getirdiğini vurgulayan Koç, şöyle devam etti:
"Elimizdeki mevcut çözüm yöntemlerine baktığımız zaman bizlerin bu işin içinden çıkması mümkün değil. Yöntemlerimizi baştan aşağıya değiştirmemiz lazım. Belki 5 sene Avrupa'ya gitmemeyi bile göze almamız lazım. Buradan çıkışımız son derece radikal kararlarla olur. Devlet kesinlikle işin içinde olmak zorunda. Finansal kurumların da işin içinde olması gerekiyor. Kalıcı olabilmek için bizim finansal modelimizin baştan aşağıya değişmesi lazım."
Fenerbahçe Kulübü Başkanı, önümüzdeki 10 yıl içerisinde Avrupa'daki 15 kulüple diğer kulüpler arasında farkın açılacağını da dile getirerek, "Onlar çağ atlayacak. Bu araları kapatmak neredeyse imkansız hale gelecek. Aradaki fark ne? Çoğu futboldan başka bir sporla ilgilenmiyor. Çoğunun sahibi var. Çoğu şirketleşmeyi iyi yapmış, markayı iyi yönetmiş, insan sermayesi inanılmaz güçlü, alırken de satarken de kazanıyor. Dünyanın dört bir yanında taraftar kitlelerine hitap ediyor ve taraftarlarını çok iyi tanıyorlar." değerlendirmesinde bulundu.
Avrupa'daki kulüpler birliğinin ağır yükümlülük altına girdiğini vurgulayan Koç, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Avrupa'da ürünün sahibi kulüpler birliği. Bizde federasyon. Federasyon ürünü iyi yönetiyor mu? Bana sorarsanız hayır. Bunu, bugüne kadar gelmiş tüm federasyonlar için söylüyorum. Benim inancım, kulüpler birliği ürünün sahibi olmalı. Kalifiye insanlar tarafından donatılmalı. Federasyonun bugünkü şekli, Türk futbolunu hiçbir zaman bir yere getiremez. Burada spor dünyasından gelen insanlar olmalı. Mayıs'ta veya haziranda seçimler var galiba. Biz Fenerbahçe olarak çok kesin tavır içindeyiz. Bundan sonra federasyonu yönetecek insanların, sporun ruhundan anlayan, sporun pazarlamasını bilen, lisan konuşan, dünyaya hitap eden, Türk futbolunu hak ettiği yere getirebilecek bir yapıdan oluşması gerektiğine inanıyoruz."
Yabancı kuralı konusunda doğru sayının ne olduğunu bilmediğini ifade eden Koç, bunun doğrusunun zihniyet değişikliğiyle bulunacağını savundu.
Jailson'a para cezası verilecekAli Koç, Galatasaray ile oynanan derbi maçının ardından Fenerbahçe olarak federasyondan kimseyi aramadıklarını belirtti.
Derbide rakibine tokat atan oyuncuları Jailson'a, savunmalarının ardından para cezası vereceklerini anlatan Koç, "Derbi maçından sonra federasyondan 1 kişiyi aramadık. Derbi sonrası konuşmadık. Saygıda kusur etmeden bunu yapmaya çalıştık. Hatası çok olan çok konuşur, çok konuşan da çok hata yapar. Biz de derbiden bu yana benzer şekilde konuşsaydık, içinden çıkmak istediğimiz düzene hizmet etmiş olurduk." diye konuştu
Orman: Zihniyeti değiştirmemiz lazımBeşiktaş Kulübü Başkanı Fikret Orman ise futbolda taraftar zihniyetinin değişmesi gerektiğini söyledi.
Ali Koç'un futbol ailesine katılmasıyla büyük bir ivme yakalandığını hatırlatan Orman, "Ali Başkan da ben de amatör insanlarız. Burada sevdiğimiz, gönül verdiğimiz kulüplere destek vermek için maddi manevi mücadele ediyoruz. Bu kulüpler şirket gibi bizim olsa bir şeyler yapılabilir, kolay ama kulüplerde taraftar beklentisi var. Sportif başarı söz konusu. Kulüpleri yönetmenin çok farklı dinamikleri var. Ülkemiz gibi çok tutkulu taraftarların olduğu bir ortamda bu çok daha zor hale geliyor." değerlendirmesinde bulundu.
Kulüplerin hep beraber küçülmeleri gerektiğini vurgulayan Orman, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türk futbolu küçülerek bu borç yükünü aşabilir durumda. Bu durum, devam ettikçe sürdürülmesi imkansız hale geldi. Ekonomik olarak geldiğimizden daha iyi durumdayız ama şimdi taraftarımız memnun değil. 100 milyon avronun üzerinde futbolcu satışı yaptık. Beşiktaş şampiyon oluyor. Üçüncü sene üst üste şampiyon olmak istiyorsunuz, yatırım yapıyorsunuz ve kulübün bütçesini arttırıyorsunuz ama sene sonunun bir garantisi yok. Kontratlar sizinle devam ediyor. Giderler artıp geliriniz azalmış oluyor. Böylece para kaybediyorsunuz. Avrupa'da şirketlerin sahibi var, biz de öyle değil. Bizim kültürümüzde olma şansı da yok."
"Hastalık belli"İspanya'da kulüpler birliğinde çalışan sayısının 486, Türkiye'de ise 3 olduğunu ifade eden Orman, şunları kaydetti:
"Tedavinin olabilmesi için hastalığı, sorunu kabul etmeniz lazım. Teşhisi yapıp, tedaviye gitmek lazım. Hastalık belli, herkes kabul ediyor. Sorunun nereden geldiği de görülmüş. Artık tedavinin başlaması lazım. İngiltere'de 3 tane Türk oyuncu var. Cenk, İlkay ve Mesut. Hepsi Almanya kökenli. Türkiye'den sporcu yetiştiremiyoruz. Çok uzatmadan icraata geçerek bir tedavi sürecinin olması lazım. Beşiktaş Kulübü çok zor süreçlerden geldi. Beşiktaş Kulübünü Dolmabahçe Sarayı'nın bahçesinden almadım ki, Çağlayan Adliyesi'nde 450'nin üzerinde mahkemeden aldım. Oradan getirip bu finansman başarılarını yapıp, oyuncu satıp, stadyumu kendi kaynaklarından yapıyorsunuz ve UEFA ile iyi bir noktaya gidiyorsunuz. Bunları yapıyorsunuz ama sonucunda döndüğümüz zaman bir başka bakış açısı: paralar nerede? Maçı kazanamadığınız zaman olay farklı bir noktaya gidiyor."
Kulüplerin ekonomik durumlarının düzelmesi noktasında devlet ve bankaların önemine değinen Orman, sözlerini şöyle tamamladı:
"Borç yapılandırılmasında siz nefes alabiliyorsunuz. Borç yapılanmasına paralel bütçe ve kulüplerin neyi nasıl harcayabileceği bir yapının ortaya konması lazım. Sadece borç yapılandırılması yaparsanız 6 ay sonra başa dönersiniz. 14 yabancı almak zorunda değilsiniz. Halkımızda da zihniyet değişikliğine ihtiyacımız var. Pepe 34 yaşında herkes çok beğeniyor. Pepe'nin yerine Fatih'i koyduğunuz zaman taraftar mutlu olmuyor. Biz altyapıya yatırım yapıyoruz ama kimsenin altyapıyla ilgilendiği yok. 'Zlatan İbrahimovic'i getiriyor musun?' diye soruyorlar. Türkiye dinamik bir ülke. Bu değişimleri başarabilir ama paydaşların bir ortamda oturup çok hızlı olarak bir programa başlaması lazım."
Kaynak: AA
dikGAZETE.com