Yalova
Bölge Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü personeli Suna Yılmaz atölyede çini ve rölyef, Yalova Polis Merkezinde görevini sürdüren Merve Şevik Yüksel ve Çiftlikköy İlçe Emniyet Müdürlüğünden Aslı Çolak ise evlerinde resim yapıyor.
Emniyet mensupları, eserlerini Polis Haftası gibi önemli günlerde müdürlük adına açılan sergilerde meslektaşlarının ve halkın beğenisine sunuyor.
Trafik polisi Suna Yılmaz, AA muhabirine, 22 yıldır emniyet teşkilatına hizmet ettiğini belirterek, 4 çocuğundan büyük olanının üniversitede okuduğunu, ayrıca 12 yaşlarında üçüzlerinin bulunduğunu söyledi.
Polisliğin zor bir meslek olduğunu anlatan Yılmaz, "Bizimki bir iş değil, bir aşktır. 'Ben göreve gidiyorum' derim çocuklarıma. Biz orayı iş olarak görmeyiz. Vatani bir göreve gidiyoruz. Ben trafik polisiyim. 'Bugün hangi kazayı önleyeceğiz' diye düşünüyorum." ifadelerini kullandı.
Yılmaz, 22 yıl öncesine dönüp kariyeri için seçim yapsa tercihinin yine polislik olacağını dile getirdi.
Mesleğe evliyken başladığını, kızının ardından 2010'da oğullarının dünyaya geldiğini aktaran Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hem kız hem üçüzler hem ev. Bunların hepsinin stresini atmak için sanata yöneldim. Bir arkadaşımın tavsiyesi üzerine çini ve üç boyutlu rölyefe merak saldım. Hayatın sadece meslek, çocuk, ev, yemek ve işle olmadığını öğrendim. Sanatla o rutin hayattan çıkmış oluyorsunuz. Çocukları hafta sonu kursa bıraktıktan sonra birkaç saatimi çini atölyesinde geçiriyorum. Evden, işten uzakta relaks oluyorum. Bazen 24 saat bana yetmiyor, keşke gün 48 saat olsaydı bile diyorum. Meslektaşlarım bana 'Nasıl bu kadar pozitifsin. Nasıl uğraşıyorsun sanatla?' diyorlar. Ben huzur bulduğumu söylüyorum. Hayat sadece meslek ve ev değil, sanat dallarıyla uğraşsınlar. Sanat hem iç huzuru hem de ev huzurunu sağlar."
"Sanat birçok yaramı sardı, bana iyi geldi"
Yağlı boya resimler yapan Merve Şevik Yüksel ise insanların yararına yönelik bir şeyler yapmak istediği için bu mesleği seçtiğini bildirdi.
Sanatın iyileştirici gücüne inandığı için resim yapmaya başladığını ve bu sanatı meslektaşı olan eşine de sevdirdiğini kaydeden Yüksel, "Sanat birçok yaramı sardı, bana iyi geldi. Çalıştığım polis merkezinde suçluları, mağdurları, çaresizleri görünce insanın ruhu yoruluyor. Resim de ruhun yaptığı bir etkinlik. Ben de ruhumu dinlendirmek için evimde atölye kurdum. İşten geldiğim zamanlarda fiziksel ve ruhsal olarak yorgunluğumu bu atölyede gideriyorum." diye konuştu.
Mesai sonrası resim yaparak dinlenmenin, ertesi güne kendini hazırladığını dile getiren Yüksel, her gün dinç ve güler yüzlü olmasının sırrını soran meslektaşlarına sanatla uğraşmalarını önerdiğini belirtti.
Kara kalem resim çizen Aslı Çolak da polis üniformasını taşımaktan onur ve gurur duyduğunu vurguladı.
Resme çocukluğundan bu yana ilgi duyduğunu anlatan Çolak, şunları kaydetti:
"Sürekli resim yapardım. 'Manevi yoksunluklar, bütün maddi azaplardan çok daha ağırdır' sözü var. O yüzden de insanların manevi yoksunluğu doyurması gereken hobiler edinmesi gerekir diye düşünüyorum. Benim için de resim ve fotoğraf çekmek bu manevi yoksunluğu doyuracak bir hobi. Birlikte çalıştığımız veya hizmet verdiğimiz insanlar ister istemez belli bir yorgunluk uyandırıyor. Bu yorgunluğu atabilecek hobilerden biri bence resim. Yorgunluğu atıyorsunuz, daha pozitif bakıyorsunuz, stres ve gerginlik daha da azalıyor. Bu da işimize yansıyor. İşteyken daha güler yüzlü oluyor, negatif enerjiyi atmış oluyorsunuz ve insanlara daha olumlu bakabiliyorsunuz."
Kaynak: AA
dikGAZETE.com