Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Grup Başkanvekili Oktay Vural, “Türkiye’nin başkanlık sistemine ihtiyacı yoktur, milletimizin de böyle bir talebi söz konusu değildir” dedi.
MHP Grup Başkanvekili Vural, TBMM’de basın toplantısı düzenleyerek, gündemde olan konuları değerlendirdi. Vural, dokunulmazlıklarla ilgili olarak, “Anayasamızda ‘terör örgütüne üye olmak, teröre yardım ve yataklık yapmak’ Anayasamızın 14. maddesi kapsamında dokunulmazlık kapsamı dışında görmüş, hatta ve hatta milletvekili seçilme yeterliliğini ortadan kaldıran eylemler olarak tanımlamış. Bu konuda suç istinadı olan milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılması, kaldırmaktan korkanların da doğrudan doğruya Karma Komisyon’dan yargıya götürülmesi gerektiğini söylemiştik. Adalet ve Kalkınma Partisi, Cumhuriyet Halk Partisi bu konuda adım atmaktan korktular. Milletin önünde açık oyla irade beyan etmekten korkanlar, şimdi geçici anayasa düzenlemesi yapmak amacıyla gizli oy vermeyi tercih ettiler. Herhalde Adalet ve Kalkınma Partisi bu kadar çoğunluğu olmasına rağmen, bu konuda bir irade beyanı oluşmayacağını dikkate alarak, aleni bir oylamadan ve kendisinin vereceği fideden korkmuştur. Bu anayasa değişikliğinde de bu konuda fire olacağı anlaşılmaktadır. Bu konuda atılan adımdan sonra Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu anayasa değişikliğinin aslında hukuki olarak açık kapı bırakabileceğini ifade ettik. Bütün bunlar yapılırken HDP dokunulmazlıkların kaldırılması üzerinden yeni bir tavır oluşturmaya başladığını müşahede ediyoruz. Aslında bütün bunlarla ilgili başkanlık sürecini açabilecek süreçten bahsetmeye başladılar. Adalet ve Kalkınma Partisi ile HDP arasında ‘al başkanlığı, ver özerkliği’ denkleminde pazarlık devam ediyor” ifadelerini kullandı.
Vural, başkanlık sistemine Türkiye’nin ihtiyacı olmadığını belirterek, “Başkanlık ve özerklik pazarlığının, aslında siyasi çözümün özü olduğunu belirtmek istiyorum. Milliyetçi Hareket Partisi olarak anayasa konusunda tavrımız açık ve nettir. Milliyetçi Hareket Partisi, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin milli, üniter vasfından asla vazgeçmeyecektir ve Türkçemizin hem resmi hem de eğitim dili olarak kalması ve bu çerçevede özerklik, federasyon, eyalet tipi yapılanmaların meşrulaşmasına yol açacak sistemi kesinlikle doğru bulmamaktadır. Parlamenter sistem içinde güçlendirilerek milli ve üniter devletin korunması kanaatindeyiz. Türkiye’nin başkanlık sistemine ihtiyacı yoktur, milletimizin de böyle bir talebi söz konusu değildir” dedi.
Terörle mücadele eden askerlerin ve polislerin mücadelesini ekranlara taşıyanların hedef gösterildiğini söyleyen Vural, “Bu kadar şehidimiz, bu kadar hendekler, bu kadar bomba düzenekleri var. Bunlara sesini çıkartmayanlar, bu konuda askerin ve polisin yürüttüğü mücadelenin boyutlarını dile getirenlere karşı acımasızca saldırmaktan çekinmiyorlar. Asıl mizansen Türkiye’yi bölmek hayalidir, büyük Kürdistan hayalidir. Dolayısıyla terör yandaşlarının terörü kullanarak aziz milletimizi ameliyat masasına yatırmasına izin vermeyeceğiz, milletimiz gerçekleri öğrenmelidir. Kirli ve kanlı yüzü televizyonlar milletimiz yansıttıkça, terörün kanlı yüzü yansıtıldıkça bunlar acımasızca hedefe koymaktan kaçınmıyorlar” şeklinde konuştu.
23 Nisan Egemenlik Bayramı kutlamalarının iptal edilmesini eleştiren Vural, “Milli bayramlarımıza sahip çıkmalıyız, kimsenin yozlaştırmasına izin vermememiz gerekiyor. Devletimizin, milletimizin bekası için şehit olanlara karşı hep beraber birlikte Milli Egemenlik Bayramı’nı gururla kutlamaktan, gururla, onurla bunu ifade etmekten kaçınmayalım” diye konuştu.
Teröristlerin yakalanması ile ilgili ödül yönetmeliğine ilişkin konuşan Vural, “Eğer bunlarla ilgili ödül konmuş ise, devlet konulan ödülleri, konan kişilerin etkisiz hale getirilmesini sağlayan güvenlik güçlerine ödülleri dağıtması gerekir” dedi.
Avrupa Parlamentosu İlerleme ve ABD İnsan Hak ve Özgürlükleri raporlarının yayınlandığını hatırlatan Vural, şunları kaydetti:
“Ermeni soykırımının tanınmasını isteyen raporlar yayınlanıyor. Amacın Türkiye’yi sıkıştırıp, siyasi sonuçlar elde etmek olduğunu müşahede ediyoruz. Ermeni meselesiyle ilgili kasıtlı, itham eden rapor hazırlanmıştır. Bunu kabul etmek mümkün değildir. Raporda ‘Terör tanımı değiştirilmeli, daraltılmalıdır’ demek suretiyle terörle mücadeleyi zayıflatmak istiyorlar. Bu tanımın daraltılmasını, yok edilmesini istiyorlar. Avrupa Birliği olarak terörist örgütün muhatap alınmasını nasıl isteyebilirsin? Hadi yazsanıza raporunuza, ‘DAEŞ ile müzakere edilmelidir’ diye. Onun için terör örgütünün siyasi amaçlarını gerçekleştirmek isteyenlerin ‘bugün terör örgütüne tekrar müzakereye oturulsun’ demesi bu İlerleme Raporu’nun ne amaçla hazırlandığını da ortaya koyuyor. Siz nasıl oldu da Kıbrıs Rum Kesimi Avrupa Birliği’ne aldınız. Aslında ne iadesi, çöpe atılması gereken bir raporla karşı karşıyayız.”
İşsizlik rakamını değerlendiren Vural, AK Parti’yi milletin sorunlarını çözmeye davet etti.
(İHA)
MHP Grup Başkanvekili Vural, TBMM’de basın toplantısı düzenleyerek, gündemde olan konuları değerlendirdi. Vural, dokunulmazlıklarla ilgili olarak, “Anayasamızda ‘terör örgütüne üye olmak, teröre yardım ve yataklık yapmak’ Anayasamızın 14. maddesi kapsamında dokunulmazlık kapsamı dışında görmüş, hatta ve hatta milletvekili seçilme yeterliliğini ortadan kaldıran eylemler olarak tanımlamış. Bu konuda suç istinadı olan milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılması, kaldırmaktan korkanların da doğrudan doğruya Karma Komisyon’dan yargıya götürülmesi gerektiğini söylemiştik. Adalet ve Kalkınma Partisi, Cumhuriyet Halk Partisi bu konuda adım atmaktan korktular. Milletin önünde açık oyla irade beyan etmekten korkanlar, şimdi geçici anayasa düzenlemesi yapmak amacıyla gizli oy vermeyi tercih ettiler. Herhalde Adalet ve Kalkınma Partisi bu kadar çoğunluğu olmasına rağmen, bu konuda bir irade beyanı oluşmayacağını dikkate alarak, aleni bir oylamadan ve kendisinin vereceği fideden korkmuştur. Bu anayasa değişikliğinde de bu konuda fire olacağı anlaşılmaktadır. Bu konuda atılan adımdan sonra Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu anayasa değişikliğinin aslında hukuki olarak açık kapı bırakabileceğini ifade ettik. Bütün bunlar yapılırken HDP dokunulmazlıkların kaldırılması üzerinden yeni bir tavır oluşturmaya başladığını müşahede ediyoruz. Aslında bütün bunlarla ilgili başkanlık sürecini açabilecek süreçten bahsetmeye başladılar. Adalet ve Kalkınma Partisi ile HDP arasında ‘al başkanlığı, ver özerkliği’ denkleminde pazarlık devam ediyor” ifadelerini kullandı.
Vural, başkanlık sistemine Türkiye’nin ihtiyacı olmadığını belirterek, “Başkanlık ve özerklik pazarlığının, aslında siyasi çözümün özü olduğunu belirtmek istiyorum. Milliyetçi Hareket Partisi olarak anayasa konusunda tavrımız açık ve nettir. Milliyetçi Hareket Partisi, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin milli, üniter vasfından asla vazgeçmeyecektir ve Türkçemizin hem resmi hem de eğitim dili olarak kalması ve bu çerçevede özerklik, federasyon, eyalet tipi yapılanmaların meşrulaşmasına yol açacak sistemi kesinlikle doğru bulmamaktadır. Parlamenter sistem içinde güçlendirilerek milli ve üniter devletin korunması kanaatindeyiz. Türkiye’nin başkanlık sistemine ihtiyacı yoktur, milletimizin de böyle bir talebi söz konusu değildir” dedi.
Terörle mücadele eden askerlerin ve polislerin mücadelesini ekranlara taşıyanların hedef gösterildiğini söyleyen Vural, “Bu kadar şehidimiz, bu kadar hendekler, bu kadar bomba düzenekleri var. Bunlara sesini çıkartmayanlar, bu konuda askerin ve polisin yürüttüğü mücadelenin boyutlarını dile getirenlere karşı acımasızca saldırmaktan çekinmiyorlar. Asıl mizansen Türkiye’yi bölmek hayalidir, büyük Kürdistan hayalidir. Dolayısıyla terör yandaşlarının terörü kullanarak aziz milletimizi ameliyat masasına yatırmasına izin vermeyeceğiz, milletimiz gerçekleri öğrenmelidir. Kirli ve kanlı yüzü televizyonlar milletimiz yansıttıkça, terörün kanlı yüzü yansıtıldıkça bunlar acımasızca hedefe koymaktan kaçınmıyorlar” şeklinde konuştu.
23 Nisan Egemenlik Bayramı kutlamalarının iptal edilmesini eleştiren Vural, “Milli bayramlarımıza sahip çıkmalıyız, kimsenin yozlaştırmasına izin vermememiz gerekiyor. Devletimizin, milletimizin bekası için şehit olanlara karşı hep beraber birlikte Milli Egemenlik Bayramı’nı gururla kutlamaktan, gururla, onurla bunu ifade etmekten kaçınmayalım” diye konuştu.
Teröristlerin yakalanması ile ilgili ödül yönetmeliğine ilişkin konuşan Vural, “Eğer bunlarla ilgili ödül konmuş ise, devlet konulan ödülleri, konan kişilerin etkisiz hale getirilmesini sağlayan güvenlik güçlerine ödülleri dağıtması gerekir” dedi.
Avrupa Parlamentosu İlerleme ve ABD İnsan Hak ve Özgürlükleri raporlarının yayınlandığını hatırlatan Vural, şunları kaydetti:
“Ermeni soykırımının tanınmasını isteyen raporlar yayınlanıyor. Amacın Türkiye’yi sıkıştırıp, siyasi sonuçlar elde etmek olduğunu müşahede ediyoruz. Ermeni meselesiyle ilgili kasıtlı, itham eden rapor hazırlanmıştır. Bunu kabul etmek mümkün değildir. Raporda ‘Terör tanımı değiştirilmeli, daraltılmalıdır’ demek suretiyle terörle mücadeleyi zayıflatmak istiyorlar. Bu tanımın daraltılmasını, yok edilmesini istiyorlar. Avrupa Birliği olarak terörist örgütün muhatap alınmasını nasıl isteyebilirsin? Hadi yazsanıza raporunuza, ‘DAEŞ ile müzakere edilmelidir’ diye. Onun için terör örgütünün siyasi amaçlarını gerçekleştirmek isteyenlerin ‘bugün terör örgütüne tekrar müzakereye oturulsun’ demesi bu İlerleme Raporu’nun ne amaçla hazırlandığını da ortaya koyuyor. Siz nasıl oldu da Kıbrıs Rum Kesimi Avrupa Birliği’ne aldınız. Aslında ne iadesi, çöpe atılması gereken bir raporla karşı karşıyayız.”
İşsizlik rakamını değerlendiren Vural, AK Parti’yi milletin sorunlarını çözmeye davet etti.
(İHA)