Dünya

Vicdan azabı çeken Rum’dan katliam itirafı

5 Kasım 1963’te Kıbrıs’ta Karaoğlanoğlu çıkışındaki barikatta durdurulan ve kendilerinden bir daha haber alınmayan Kıbrıslı Türk kayıplar Şevket Nadir ve İbrahim Nidai’nin öldürüldüğünü itiraf eden Rum, defnedildiği yeri de...

Vicdan azabı çeken Rum’dan katliam itirafı
27-08-2015 14:17
5 Kasım 1963’te Kıbrıs’ta Karaoğlanoğlu çıkışındaki barikatta durdurulan ve kendilerinden bir daha haber alınmayan Kıbrıslı Türk kayıplar Şevket Nadir ve İbrahim Nidai’nin öldürüldüğünü itiraf eden Rum, defnedildiği yeri de gösterdi.
25 Aralık 1963’te Girne’den Lapta’ya dönerken, Alsancak yakınlarındaki bir Rum barikatında durdurulup tutuklanan, arkasından da öldürülüp kayıp edilen Kıbrıslı Türkler Şevket Kadir ve İbrahim Nidai’nin kalıntıları Girne Alsancak yakınlarında bir noktada araç içerisine toprağa gömülü olarak tespit edildi. Olaya karışan vicdanı rahatsız bir Rum, ihbarda bulunarak Türk kayıplarının öldürülüp gömüldüğünü itiraf etti. Kayıp Şahıslar Komitesi’ne ismini vermeden ihbarda bulanan Rum’un 85 yaşında yatalak olduğu belirtildi. Rum’un komiteye, “Ben öldürmedim ancak öldürenlerin yanındaydım ve araba ile gömenlerden birisi de benim” dediği öğrenildi.
Kadir ve Nidai’nin Rumlar tarafından infaz edildikten sonra araçları ile birlikte söz konusu noktada bulunan bir gaminiye (kireç ocağına) atıldıkları ve üzerilerinin toprakla örtüldüğü bildirildi. İhbar üzerine bölgede başlatılan kazı çalışmaları bir haftadır titizlikle sürdürülüyor. Şehitlerin bulunduğu bölgede Kayıp Şahıslar Komitesi tarafından ince kazı devam ettiği için aracın yerinden çıkartılma çalışmaları devam ediyor.

"ÜÇ YAŞINDAYDIM"
İhlas Haber Ajansı muhabirine konuşan Şevket Kadir’in oğlu Salahi Uçkan, “Babam kaybolduğunda ben üç yaşındaydım. 25 Aralık 1963 günü babam ve İbrahim Nidai araba ile Girne’ye gittiler. Girne’ye gidip gerekli görüşmeleri yaptıktan sonra Lapta’ya dönerlerken Karaoğlanoğlu yakınlarında Rum barikatında durduruldular. O gün Rumlar her geleni geçeni durduruyorlarmış. Rumlar arabadakilerin Türk olduğunu tespit edince, onları alıkoydu. Sonra da arabaları ile buraya getirip öldürdüler ve arabalarıyla birlikte kireç ocağının içine attılar. Sonra da üzerileri örtüldü” diye konuştu.
Uçkan, “O dönemde biz de babamların o barikattan alındıktan sonra vurulup bir yerlere gömüldüğünü biliyorduk ama yığınla dedikodu da yapılıyordu. Kimisi vurdular denize attılar dedi, kimisi başka şeyler anlattı ama akıbetlerinden hiçbir zaman emin olamadık” sözlerini kullandı.
Daha evvel de babalarının gömüldükleri yer hakkında çeşitli ihbarlar alındıklarını anlatan Uçkan, “En sonunda babamların bulunduğu noktayı Kayıp Şahıslar Komitesi’ne ihbar eden bir Rum oldu” dedi. Kazıların yaklaşık 1 hafta önce başladığını belirten Uçkan, ihbarın Mart ayında geldiğini ancak yerin tam olarak belirlenmesi için beklediklerini kaydetti. Uçkan, “Haritalar ve adamın tarifleri doğrultusunda bir hafta önce de bu noktada kazı başladı. Kazılar sonucunda önce arabaya ulaşıldı, arabanın orada olduğu tespit edildi, orasının kireç ocağı olduğu tespit edildi. Arabanın ters olarak ocak içinde olduğunu gördük. Çürümüş bir vaziyette tabii araba. Umuyoruz ki babam ve İbrahim Niadi’nin de kalıntılarına bu araç içerisinde ulaşacağız. Şu ana kadar olan bilgiler doğru olması bizi rahatlatıyor" dedi.

"3-4 GÜN İÇİNDE..."
Salahi Uçkan, “Şehitlerimizin orada olma ihtimali çok yükseldi. Sanıyorum 3-4 gün içerisinde ulaşabileceğiz. Komitenin yaptığı çalışmalar çok hassas şekilde sürdürülmektedir. Ancak henüz kemiklere ulaşamadığımız için illa ki yüzde yüz bulduk diyemiyorum ama umudumuz çok yüksek seviyede” şeklinde konuştu. Uçkan, “Tabii bu çok kolay bir durum değil, size 52 yıl sonra babanın kayıp diye bildiğiniz babanızın mezarının gömülü olduğu yerin bulunduğu söylendiğinde o an ölmüş gibi o an öldürülmüş gibi inanılmaz bir acı yaşıyorsunuz” diyerek duygularını ifade etti.
(İHA)
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER