Venezuela Dışişleri Bakanı Jorge Arreaza, ülkesinde ABD tarafından yapılmak istenen darbe girişiminin çöktüğünü belirterek, "Artık diyalog olmalı. Muhalefette olgunluk belirtileri görmemizin zamanının geldiğini düşünüyorum." dedi.
ABD başta olmak üzere birçok Batı ve Latin Amerika ülkesince desteklenen ve tanınan muhalif Ulusal Meclis (AN) Başkanı Juan Guaido'nun kendini geçici devlet başkanı ilan etmesi, muhalefet ve iktidarın yürüyüşleri, elektrik ve su kesintileri, "insani kriz" ve "insani yardım" tartışmalarının yanı sıra ABD'nin askeri müdahale tehditleri arasında ağır bir siyasi kriz yaşayan Venezuela'daki hassas durum devam ediyor.
Latin Amerika'nın dünya gündeminden düşmeyen petrol ülkesi Venezuela'nın Dışişleri Bakanı Arreaza, AA muhabirine, Kızılhaç'ın "insani" faaliyetleri, ülkedeki Rus varlığı, Türkiye ile ilişkiler ve Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin tavrı gibi gündemdeki tüm konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Arreaza, ülkesinde bir askeri darbe olacağını düşünenlerin yanıldığını ifade etti ve artık "Washington'daki düşünce kuruluşlarına para verilmemesi" gerektiğini dile getirdi.
"Bizler masadayız ve ABD'nin muhalif AN'ye diyalog için yetki vermesini bekliyoruz." diyen Arreaza, müzakerenin Venezuela için tek çıkış yolu olduğunun altını çizdi. Arreaza, şunları söyledi:
"Darbe girişimi ve sınırdaki insani yardım gösterisi çöktü. Dolayısıyla artık diyalog olmalı. Muhalifler arasında bundan sonra olgunluk belirtilerini görmemizin zamanının geldiğini düşünüyorum. Biz, Venezuela muhalefetinde ABD'nin stratejilerini paylaşmayan iyi bir tarafın olduğunu biliyoruz ama işlerine gelen bir ittifak içindeler. Umarım muhalefet düzelir, ABD'den bağımsız hareket eder ve bir an önce diyalog masasına oturur. Bizler masaya oturduk ve istedikleri zaman konuşmak için onları bekliyoruz. Kardeşiz, aynı ülkenin vatandaşlarıyız, anayasayı merkeze alarak ortak bir çözüm getirmek durumundayız."
"ABD askeri müdahaleyi masadan kaldırmadı"Arreaza, muhaliflerin son günlerde askeri müdahale söyleminden vazgeçmesinden hareketle bu seçeneğin ortadan kaldırılıp kaldırılmadığına yönelik soruya, "Venezuela'da halen işlemekte olan darbe sürecinin yöneticileri Beyaz Saray'da, ABD Dışişleri Bakanlığında ve Pentagon'da. Orada hiçbir seçenek masadan kaldırılmadı. ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence bir süre önce Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyinde idi. BM'nin barış ve uluslararası hukuka saygı aranan merkezinde, BM'nin bütün kurallarını ihlal ederek Venezuela meselesinde bütün seçeneklerin masada olduğunu söyledi." yanıtını verdi.
Venezuela muhalefetinin ABD'nin sözcülüğünden başka rolü olmadığını öne süren Arreaza, muhalefetin son dönemdeki söylem değişikliğini ise "ülke kamuoyunda yapılan yoklamalarda halkın askeri işgali reddettiğinin ortaya çıkmasına" bağladı.
Jorge Arreaza, "Umarım böyle bir şey olmaz ama ABD bir askeri müdahale kararı alsa, muhalefet ABD'nin Venezuela'daki 5'inci kolu ve işgal ordusunun parçası olur." dedi.
"Uluslararası Kızılhaç Komitesini hükümet çağırdı"Arreaza, Uluslararası Kızılhaç Komitesinin (ICRC) insani konularda çalışmalar için hükümetle koordineli olarak ülkesine gelişinin, "insani kriz" iddialarının hükümet tarafından kabulü anlamına gelip gelmediği ve bunun muhaliflerin baskıları sonucu gerçekleşip gerçekleşmediği yönündeki soruya karşılık, Kızılhaç'ın Venezuela'da 50 yıldan fazla süredir faaliyet gösterdiğini ve 8 hastanesinin bulunduğunu söyledi.
ICRC'yi ülkelerine bizzat hükümetin davet ettiğini ve kontrolün kendilerinde olduğunu vurgulayan Arreaza, Kızılhaç'ın yanı sıra BM'nin ilgili kuruluşları ile de temasta olduklarını ve bu adımları yaptırımlarla sıkıştırılan Venezuela'da bir "insani kriz" oluşmaması için attıklarını anlattı.
Arreaza, yaptırımlara ilişkin ise şunları söyledi:
"Şu an İtalya'da kök hücre nakli bekleyen ve ölmek üzere olan 30 Venezuelalı çocuğumuz var çünkü biz parayı ödeyemedik. Paramız var ama bu parayı çocukların hayatını kurtarmak için İtalya'daki bankaya, dolayısıyla bu vakfa ve hastaneye yollayamıyoruz. Gıda, yedek parça ya da ilaç ithalatımızı zorlaştırıyorlar. Sürekli bir şekilde çözüm bulmaya çalışıyoruz ama durum gerçekten zor. Venezuela'yı bloke etmek istiyorlar. Ocaktan bu yana uygulanan politika Venezuela halkını canından bezdirme politikasıdır. Elektrik sistemine saldırılarla vesaire bir insanlık krizi oluşturmak istiyorlar. Biz bu anlamda attığımız adımlarla bir insanlık krizini engellemek zorundayız."
"Venezuela’da Rus askeri yok, subayı var"Venezuela Dışişleri Bakanı Arreaza, ülkesine birkaç hafta önce gelen Rus askerlerinin muhalefetin deyimiyle "bir askeri müdahale" olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceğine ilişkin soru üzerine, onların asker değil subay olduğu ve ülkesindeki askeri ekipmanın kullanımı konusunda eğitim vermek için geldiği bilgisini paylaştı.
Venezuela ve Rusya arasında askeri ve başka alanlarda iş birliği bulunduğunu hatırlatan ve daha önce de Rus subayların ülkeye geldiğini söyleyen Arreaza, "Yalnızca bu seferkiler ticari bir uçuşla değil askeri uçakla geldi ki bu aynı zamanda tabii ki zor şartlarda Rusya ile iş birliğinin bir işaretidir." şeklinde konuştu.
Arreaza, Venezuela anayasasının ülkede yabancı bir gücün askeri üs sahibi olmasına ya da varlık göstermesine müsaade etmediğini açıkladı.
Komşusu Kolombiya'nın "egemen bir devlet" olarak NATO'nun küresel ortaklığına girmesini hatırlatan Arreaza, "Venezuela da Rusya, Çin ya da Türkiye ile herhangi bir askeri ortaklık kurmakta özgür bir ülkedir." değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye ile ilişkilerArreaza, ülkesinin Türkiye ile ilişkilerinin hep iyi olduğunu, Devlet Başkanı Nicolas Maduro'nun 15 Temmuz darbe girişimi karşısında Latin Amerika'da ilk tavır alan lider olarak ortaya çıkmasıyla ilişkilerin daha da güçlenmeye başladığını vurguladı.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Maduro arasında "dayanışmadan öte bir kardeşlik" olduğunu, bunun hükümet üyeleri arasındaki ilişkilere de yansıdığını söyleyen Arreaza, "Venezuela'dan biri Türkiye'yi ziyaret ettiğinde kendini evinde hissediyor. Türkler Venezuela'yı çok seviyor, Venezuela'da olanlardan dolayı endişe duyuyor. Biz de Türkiye'de bir şey olduğunda endişe duyuyoruz." diye konuştu.
Arreaza, Türkiye ile enerji, madencilik ve sanayi gibi birçok alanda iş birliği planı ile ilerlediklerini dile getirdi.
Türkiye'ye yaptığı son ziyarete de değinen Arreaza, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile bu süreçte iş birliğini nasıl daha geniş boyuta taşıyabileceklerini istişare ettiklerini söyledi.
Arreaza, "Ödemeler ve takas konusunda bizi bir yerden sıkıştırıp kapattıklarında başka bir yerden çözüm bulmaya ve yaptırımların ilişkilerimize zarar vermesini önlemeye çalışıyoruz." dedi.
"ABD'nin peşine takılmış bir AB görmek bizi üzüyor"Arreaza, Almanya'nın Venezuela'da "erken seçimin 30 gün içinde yapılamamış" olmasını gerekçe göstererek Guaido'nun temsilcisini tanımama kararına ilişkin yaptığı değerlendirmede, birliğin üyelerinin Venezuela'da bir askeri darbe olacağına inandırıldığını ifade etti.
Bu hususta İspanya Dışişleri Bakanı Joseph Borrell'in katıldığı bir televizyon programında, "Venezuela'daki sürecin arkasındaki ABD'nin Maduro'nun direneceğini hesaplamadığına" yönelik ifadelerini hatırlatan Arreaza, AB ülkelerinin de aynı düşünce ile Guaido'yu tanıdıklarını belirtti.
Arreaza, "Ne yavaş ne hızlı, Venezuela'da darbe olmadı ve darbe çöktü. Şimdi onlar büyük bir hukuki karşılık içinde. Almanya'da yasama organının komisyonlarından biri hükümete, 'Venezuela'da seçimle iş başına gelmemiş bir hükümeti tanımamasını' söyledi ama Avrupalılar bunu yaptı fakat artık halklarına hesap veremiyorlar. Borrell bu sürecin uluslararası hukukta örneği olmadığını söyledi. Yok çünkü buradaki durum uluslararası hukuka aykırı." değerlendirmesinde bulundu.
Maduro'nun AB üyelerine karşı esnek davrandığını ve Caracas'ta Almanya büyükelçisi hariç tüm büyükelçilerin çalışmaya devam ettiğini belirten Arreaza, "sadece Alman'ı ülkesine geri yolladık çünkü o burada Venezuela'nın içişlerine yüzsüz bir şekilde burnunu sokuyordu." ifadelerini kullandı.
Buna rağmen Almanya Dışişleri Bakanlığı ile durumu düzeltmek için temaslarının sürdüğünü anlatan Arreaza, şunları kaydetti:
"Biz AB ile düzgün bir ilişki sürdürmek istiyoruz. ABD'nin peşine takılmış bir AB görmek bizi üzüyor çünkü AB'nin kuruluş ruhu İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra barışı, anlayışı ve uluslararası hukuka saygıyı öne çıkarmak şeklinde olmuştur ama Venezuela konusunda bunun tam tersini yapıyorlar. Umarım geri dönerler, biz diyaloğa açığız. AB'nin herhangi bir ülkesi duruşunu düzeltmek istediği anda biz burada ellerini sıkmak için bekliyor olacağız."
Kaynak: AA
dikGAZETE.com