Adıyaman
Van'da 23 Ekim ile 9 Kasım 2011'de meydana gelen depremleri yaşayan sağlıkçılar, 6 Şubat'ta Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından gönüllü olarak Adıyaman'a geldi.
AFAD koordinasyonunda diğer ekiplerle arama kurtarma çalışmalarına katılan Vanlı sağlıkçılar, pek çok kişiyi enkaz altından çıkarmayı başardı.
Adıyaman'da sağlık hizmetlerini sürdüren ekip üyeleri yürüttükleri çalışmaları AA muhabirine anlattı.
UMKE personeli Sezen Onat, Van depremini yaşadıklarını, bu konuda deneyimli olduğunu söyledi.
Depremden sonra yarım saat içinde ekip olarak yola çıktıklarını belirten Onat, "Buraya geldiğimizde çok kötü manzarayla karşılaştık. Böyle büyük bir afete tanıklık etmemiştik ama soğukkanlı olmak zorundaydık. Ekip olarak gördüğümüz ilk enkaza girdik. Diğer ekiplerimizde de diğer enkazlara dağıldı. Yan yatmış iki binanın arasına girerek artçılara rağmen anne babayı çıkardık." dedi.
Daha sonra gittikleri bir enkazda bir kadının kendisine sarılarak "Seni rüyamda gördüm. Benim çocuğumu sen çıkaracaksın." dediğini aktaran Onat şunları kaydetti:
"Çok çok duygusal anlar yaşadım ve ağlamaya başladım. Çok büyük emekler verdik ama bir cana dokunmak, her şeye bedel. Onları o şekilde görmek hayatımızın travmalarından biriydi belki ama biz elimizden gelenin fazlasını yaptık. İnsanüstü çaba harcadığımızı düşünüyorum. Islanan formalar üstümüzde kurudu. İki gün boyunca ekibimizden hiç kimse dinlenmeden ve bir yudum su içmeden çalışmalara devam etti. Resmi kayıtlara göre Van UMKE ekibi 40 kişiyi sağ çıkardı. İnşallah böyle bir afeti bir daha yaşamayız ama her şeye hazırlıklı olmalıyız."
Onat, Van depremi sırasında kendisinin nöbette olduğunu dile getirerek "Hastalarımızı hemen tahliye ederek ailemize ulaşmaya çalışmıştık ama Van depremi bu kadar büyük bir afet değildi. Elazığ depremine de gittim, orası da bu kadar büyük değildi. Burası çok farklı. Allah herkesin yardımcısı olsun." diye konuştu.
Unutamayacakları anlar yaşadılar
UMKE ekibinden Ayşe Özeler de deprem haberini aldıklarında kötü yol şartlarına rağmen hızla bölgeye ulaştıklarını işaret etti.
Adıyaman'a varınca enkazlarda çalışma yapmaya başladıklarını belirten Özeler şöyle devam etti:
"İlk vakamızda inanılmaz yağmur vardı. İlk çıkardığım vaka, 20 yaşındaki Tuğçe'ydi. Kafasının dışında vücudu enkaz altındaydı. Tuğçe'yi bir saate çıkardık. Unutamayacağım ve asla aklımdan silinmeyecek iki vaka yaşadım. 44'üncü saatte 66 yaşındaki Faysal amcaya ulaştık ve onu sakinleştirdik. Amca sürekli eşinin ne olduğunu soruyordu ama eşini ölü çıkarmıştık. Enkazdaki iki çocuğunun öldüğünü biliyordu. Eşinin de ölmüş olabileceğini tahmin etmiş olmalı ki, 'Eşim ve çocuklarım öldü beni niye çıkardınız?' diyerek ağladı. O durum beni çok etkiledi. Elimizden geldiğince Faysal amcaya yardımcı olduk ama bu görüntü hafızamdan silinmeyecek. Faysal amcayı çıkardığımızda hemen yanında eşinin cenazesi vardı."
Özeler 58'inci saatte ise canlı olduğu ihbarına gittiklerini anlatarak "Çok tehlikeli bir enkazdı, düşme tehlikesi vardı ama kesinlikle oraya girmemiz gerekiyordu. Önlemler alındıktan sonra içeriye girdik, 27 yaşlarında bir kadındı. Kendisi, eşi ve çocuğuna sarılmış halde sıkışmışlardı. Onu çıkardığımızda, 'Eşim ve çocuğum nerede?' dedi. 58 saat boyunca eşi ve çocuğuyla ölüm halinde kalmış, yaşamaya çalışmış ama beraber olduğunu anlayamamış. Fatma, asla unutamayacağım bir yaralıydı." dedi.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com