Meteoroloji'den yapılan hava tahmin raporuna göre, Batı bölgelerinde mevsim normallerinin 2 ile 5 derece üzerinde seyreden hava sıcaklığının hafta sonuna kadar artarak 40 derecelere ulaşması bekleniyor. Hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin üstüne çıktığı bu günlerde Kemerburgaz Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Engin Türkmen, "40 derecenin üzerindeki aşırı sıcaklar negatif etkiler yaratır ve hastalıkları olumsuz yönde arttırarak ölüme sebebiyet veren sonuçlara yol açabilir" diyerek önemli uyarılarda bulundu.
Sıcak havalardan nasıl korunmamız gerektiğini anlatan Yrd. Doç. Dr. Engin Türkmen, "Vücudumuzun en uygun ısısı 37 derecedir. 37 derecelik bu ısıyı sağlaması için vücudumuza yardımcı olacağız. Bedenimiz termostat vazifesi görerek bunu sağlamaya çalışır ama sıcak havalarda zorlanır. Bu durumlarda biz vücudumuza ne gibi yardımlarda bulunmalıyız? Birincisi, sıcağa aşırı maruz kalmayacağız. Bunun için bol, rahat ve pamuklu kıyafetler giyeceğiz, geniş bir şapka takacağız, gözlük kullanacağız. Gerekirse açık renkli şemsiyeler kullanmalıyız. Özellikle yaşlı kişilere sıcak ve güneşli havalarda şemsiye kullanmalarını öneriyorum. Bunun dışında her gün, normalde 1,5 litre olan sıvı ihtiyacımızı arttıracağız. Terleme yoluyla vücudumuzdan tuz kaybettiğimiz için tuzlu ayran ve soda gibi içerisinde mineral olan sıvılar tüketmeye özen göstermeliyiz. Bununla birlikte yaklaşık 2-3 litre sıvı tüketmemiz lazım.
Üçüncüsü ise özellikle çok sıcak olan bu havalarda saat 11 ile 15 arasında mümkün mertebe dışarı çıkmamak lazım. Yine bu havalardan korunmak için hem sabah hem akşam olmak üzere günde iki defa duş almayı öneriyoruz. Gıda olarak örneğin dondurma, karpuz yiyebilir, soğuk ayran içebiliriz. Vücudumuzun kendisini içeriden soğutması için, içeriğinde sıvı miktarı çok olan bu besinleri tüketmekte fayda var. Spor yapan kişiler yaptıkları her bir saat spor için fazladan 1 litre daha fazla sıvı almalıdırlar. Eğer spor yapılacaksa da bunu ya sabah erken saatlerde ya da akşam güneş battıktan sonra yapmalarını öneriyoruz" diye açıklamalarda bulundu.
RİSK GRUPLARI DİKKAT!
"Kronik hastalığı olan kişiler, yaşlılar, çocuklar ve gebeler risk gurubunu oluşturuyor" diyen Yrd. Doç. Dr. Türkmen, "Özellikle yaşlılarda muhakkak tansiyon, şeker, kolesterol, gibi bir takım hastalıklar oluyor. Bu kişilerin vücut adapte mekanizmaları da artık yavaş çalıştığı için dışardaki sıcaklığa uyum sağlayamıyorlar. Dolayısıyla yaşlıların hem korunma yöntemlerine dikkat etmeleri, yeterince sıvı almaları, aşırı sıcakta dışarıya çıkmamaları ve ilaçlarını aksatmadan kullanmaya devam etmeleri lazım. Çocukları kontrol altına alamıyoruz. Sıcak havalarda dışarıda oynuyorlar. Onlarda da sıvı kayıpları, ishaller çok sık görülebiliyor. Bazen söylemeseler de sıvı kaybına bağlı olarak çok büyük bir halsizlik ve yorgunlukla eve gelebilirler ve sıcak çarpmaları oluşabilir. Ebeveynler çocuklarına dikkat etmeliler. Gebeler ise sıcak havalarda yeterince sıvı almadıklarında, bebeklerin içinde bulunduğu amniyon sıvısında azalma meydana gelir. Bu da düşüklere ve bebekte bir takım sakatlıklara yol açabilir. Anne adaylarının daha fazla sıvı almalarını ve daha sık kontrollere gitmelerini öneriyoruz" ifadelerini kullandı.
SICAKTAN KAÇARKEN KLİMA HASTALIKLARINA YAKALANMAYIN!
Astım ve kronik bronşiti olan kişileri de uyaran Yrd. Doç. Dr. Türkmen, "Astım ve kronik bronşit hastalarının akciğer kapasitesi yetersizdir. Dışarıdaki havanın ısısı yüksek, nem oranı da fazla ise akciğerin buharlaşması sistemi bloke olacaktır. O yüzden bu tür hastalar kronik bronşit akut alevlenme dediğimiz nefes darlığı krizleri ile hastanelere başvurabilirler. Hatta bu tür hastalar klimaları çok kullanırlar. Sıcaktan kaçayım derken bu sefer de klimanın oluşturduğu hastalıklara yakalanabilirler. Klimalarımızı optimum ayarında yani 24 derece olan oda ısısında çalıştırmalıyız. Bunlara dikkat edilmesi lazım" diye konuştu.
dikGAZETE.com