Washington
ABD ile İran arasındaki krizin başta Irak olmak üzere bölge açısından stratejik sınamalara yol açma potansiyeline sahip olduğuna dikkati çeken uzmanlar, Türkiye’nin bu krizin çözümünde önemli bir rol oynayabileceğine işaret ediyor.
Washington merkezli Türk Miras Vakfı (THO), İran Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani’nin ABD hava saldırısı ile öldürülmesinden sonraki gelişmeleri ve muhtemel sonuçlarını telekonferans paneliyle masaya yatırdı.
Şii milisler ABD’ye karşı direnişe kalkışabilir
Telekonferans panelinde konuşan Washington merkezli Atlantik Konseyi uzmanı Abbas Kadim, ABD ile İran’ın stratejik bir değerlendirme yapmak üzere gerginliği şimdilik düşürmesiyle bölgenin derin bir nefes aldığını ancak olayların tekrar tırmanabileceğini ifade etti.
İran ile yaşanan gerilimin Irak’ta ABD’nin varlığını sorgulamaya açtığını belirten Kadim, “ABD’nin şimdi çekilmesi İran için sembolik ve stratejik bir kazanım olacağından Irak hükümeti istese dahi ABD şu aşamada ülkeden çekilmeyi reddedecektir.” dedi.
Kadim, “ABD çekilmeyi reddederse, İran'a yakın olan Şii milis gruplar, ABD’ye karşı direniş başlatacaklarını söylüyorlar. Bu, kaygı verici bir durumu ortaya çıkarır.” diye konuştu.
NATO’nun Orta Doğu faaliyetlerinde Türkiye’nin merkezi bir rolü olacak
Telekonferansta değerlendirmelerde bulunan ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) eski Siyasi Danışmanı Ramin Asgard ise Süleymani’nin öldürülmesinin ABD’nin sahadaki stratejisinin yanı sıra ABD Başkanı Donald Trump’a yönelik azil soruşturması ve kasım ayında düzenlenecek başkanlık seçimleri bağlamında da ele alınması gerektiğini ifade etti.
ABD ile İran'ın uzun süredir birbirine karşı “kırmızı çizgiler” belirlediğine işaret eden Asgard, “Arka plandan gerilimi azaltmak için iletişim kanalı var ancak doğrudan etkili bir kanal yok. Bu da bir saldırı anında gerilimi düşürmeyi yavaşlatan bir durum.” diye konuştu.
Bölgedeki diğer ülkelerin menfaatlerinin de İran ile ABD arasında devam edecek bir gerilimden önemli ölçüde etkileneceğini ifade eden Asgard, bölgedeki ülkelerin, özellikle de Türkiye’nin bu konuda bir arabulucu rolü oynayabileceğine vurgu yaptı.
Asgard, “Başkanın (Donald Trump) NATO’dan Orta Doğu’da daha büyük bir rol oynamasını talep etmesiyle çatışma bölgesine doğrudan sınırı bulunan Türkiye’nin burada merkezi bir rolü olacak." ifadelerini kullandı.
Panelde konuşan Ortadoğu Teknik Üniversitesi UIuslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Hüseyin Bağcı ise Türkiye’nin İran ile ABD arasındaki gerilimde tarafsız kalmayı tercih ettiğine dikkati çekti.
Rusya ve Çin’in Orta Doğu’da etkin olması ile ABD’nin artık bölgede yalnız olmadığını farketmesi gerektiğini anlatan Bağcı, Türkiye’nin bu bağlamda ABD için önem arz ettiğini söyledi.
Bağcı, “Bölgedeki tüm ekonomik, siyasi ve askeri formüllerde Türkiye’nin hesaba katılması gerekir çünkü Türkiye bölgede oldukça önemli bir aktördür.” değerlendirmesinde bulundu.
NATO’nun Orta Doğu’da oynaması istenen rolü konusunda daha netleşmesi gereken bir çok konu olduğu uyarısında bulunan Bağcı, “Mesela; NATO ne kadar kalacak orada?
Örneğin; NATO müttefikleri arasında terminoloji farklılıkları var. NATO, PKK, PYD veya YPG’yi terör örgütü olarak tanımlayacak mı?
Türkiye, NATO’nun bölgede PKK’yı terör örgütü olarak tanımamasına veya onlarla ilişki kurmasına müsaade etmeyecek. Rusya bu adımlara nasıl tepki verecek? Bunların açıklığa kavuşturulması gerekir.” diye konuştu.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com