Uzmanlar, İran destekli Şii milis gücü Haşdi Şabi’nin, Irak Silahlı Kuvvetleri tarafından iç güvenlikten el çektirilmesine Haşdi Şabi'nin sicilindeki ihlallerin yol açtığını belirtirken, İran'ın milis gücünün tasfiye edilmesine "bütün nüfuzuyla" direneceğini belirtiyor.
Irak, 1 Ekim'den bu yana devam eden hükümet karşıtı gösterilerle köklü değişim yaşarken, Bağdat yönetimi, sokaktaki İran karşıtı tutumu yatıştırmak için bazı adımlar attı. Son olarak, Irak Silahlı Kuvvetleri, Şii milis gücü Haşdi Şabi’nin, "iç güvenlikten uzaklaştırılması" yönünde karar aldı.
Ortadoğu Araştırmaları Merkezi (ORSAM) Başkanı Prof. Dr. Ahmet Uysal, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, Haşdi Şabi'nin terör örgütü DEAŞ ile mücadele için halk gücü olarak kurulduğunu hatırlatarak, "Haşdi Şabi içindeki grupların birçoğunun İran'ın kontrolü ve nüfuzu altında faaliyet gösterdiğini" belirtti.
Tahran'ın Lübnan'daki Hizbullah örgütünün modelini uygulayarak Irak'ta kendi ülkelerinden çok İran'a göbekten bağlı milisler oluşturduğunu ifade eden Uysal, "Bu milisler DEAŞ ortadan kaldırıldıktan sonra resmileşti. Maaşlarını Irak'tan alıp esas olarak ise İran'ın nüfuzunda ve etkisindeler. Bu grupların daha sonra hem İran'ın yönlendirmeleri hem de kendi uygulamaları dolayısıyla halk arasında ciddi mağduriyetler oluştu. Örneğin; Musul DEAŞ'tan kurtarıldıktan sonra hemen hemen herkesi terör örgütü üyesi ilan ederek şantajlar ve mallarını sattırmaya kadar giden hem Irak içinde hem de başka bölgelerde olumsuz uygulamaları oldu." değerlendirmesinde bulundu.
"İran, Irak'tan nefes almaya çalışıyor"Uysal, Haşdi Şabi'nin, Yemen'deki Husiler ve Lübnan'daki Hizbullah gibi İran'ın yörüngesinde olduğunu vurgulayarak, Bağdat'taki hükümetin ülkede patlak veren gösterilerde dillendirilen İran'a ve desteklediği gruplara yönelik tepkiler üzerine hem İran'a karşı hem de bu tür kontrolsüz gruplara karşı çözüm aramak zorunda kaldığını ifade etti.
Hükümetin bu adımına İran'ın ne tepki vereceğinin ve bu kararın nasıl uygulanacağının henüz belirsizliğini koruduğunu aktaran Uysal, şöyle devam etti:
"Haşdi Şabi, 80-100 bin civarında, bunlar maaş alıyorlar. İç güvenliğe bakmayacaksa dış güvenliğe zaten ordu bakıyor. Buna nasıl çözüm bulunacak? Haşdi Şabi ordunun içine dahil edilse de bunların işleyişi farklıydı. Bu karar, Haşdi Şabi'nin lağvedilmesine gider ama bunu da yapacaklarını sanmıyorum. İran, Irak'tan nefes almaya çalışıyor. Ciddi ambargolar altında olduğu için Irak'ı bir yaşam sahası olarak görüyor. Bu yüzden İran'ın, Haşdi Şabi'nin lağvedilmemesi için bütün nüfuzunu kullanacağını düşünüyorum."
"Haşdi Şabi'ye sevgi besleyen önemli bir kesim olduğunu unutmamak gerek"Sakarya Üniversitesi Ortadoğu Enstitüsü (ORMER) Araştırma Görevlisi Recep Tayyip Gürler de "Haşdi Şabi'nin güvenliği sağlamaması" yönündeki kararı yorumlamak için çok erken olduğunu belirterek, alınan bu kararın "göstericilerin öfkesini yumuşatmak için söylenmiş bir ifade" olduğunu savundu.
Göstericilere yönelik Bağdat'ta yaşanan son saldırının Haşdi Şabi üzerindeki tepkileri artırdığını ve bundan sonra halkla Haşdi Şabi'yi karşı karşıya getirmemek için böyle bir karar alınmış olabileceğine işaret eden Gürler, "Haşdi Şabi, DEAŞ ile mücadelede halk nazarında çok büyük itibar kazandı, şimdi o itibarını kaybediyor gibi görünse de Irak'ta Haşdi Şabi'ye büyük sevgi besleyen önemli bir kesimin de olduğunu unutmamak gerekiyor." dedi.
Gürler, Irak halkının bütün bir biçimde Haşdi Şabi karşıtı olmadığına dikkati çekerek, şu ifadeleri kullandı:
"Geçtiğimiz seçimde Hadi Amiri'nin liderliğini yaptığı oluşumun aldığı oy oranı ve ikinci olması bunu gösteriyor. Yani şu anda Haşdi Şabi’nin yürürlükten kalkması gibi bir durum söz konusu değil. Uzun vadede yeni kurulacak hükümetin atacağı adımlar bunu belirleyecek. İran’ın, Haşdi Şabi’nin yürürlükte kalması için Irak hükümetini baskı altına alacağını da hesaba kattığımızda Iraklıların Haşdi Şabi’yi tamamen feshetme kararı almaları zor görünüyor."
Irak yönetiminin, Haşdi Şabi'yi feshetmesi durumunda "Tahran'ın Haşdi Şabi’yi hayatta tutmaya çalışacağını ve Lübnan’daki Hizbullah benzeri bir yapıya dönüştüreceğini" dile getiren Gürler, "Geçen sene yaz aylarında Basra’da başlayan ve bu sene ekim başında başlayan gösteriler şüphesiz İran’ın nüfuzunun sorgulanmasına yol açtı. Eğer göstericilerin dirençli duruşu devam eder ve hükümete İran konusunda geri adım attırabilir ise İran’ın Irak üzerindeki etkisi büyük darbe alabilir. Yeni kurulacak hükümet ABD ve Suudi Arabistan’ın desteğini arkasına alırsa İran etkisinden kurtulması daha da kolaylaşabilir." görüşünü ifade etti.
"Siyasi irade Haşdi Şabi üzerinde güç gösterisi yapıyor"İran Araştırmaları Merkezi (İRAM) Başkan Vekili Hakkı Uygur da Haşdi Şabi'ye yönelik kararın Irak'taki gösterilerle ilgili olduğunu dile getirerek, "Gösterilerdeki itiraz maddelerinden biri de özellikle İran ile yakın ilişkileri olan ve siyasete bulaşan birtakım gruplara dairdi. Birtakım Haşdi Şabi gruplarının liderlerinin göstericilere yönelik tehditleri de söz konusuydu. Dolayısıyla muhtemelen böyle bir iç çatışmayı engellemek için yani bazı Haşdi Şabi gruplarıyla göstericilerin karşı karşıya gelmesinin önünü almak amacıyla bu kararın alındığını düşünüyorum." diye konuştu.
Terör örgütü DEAŞ'ın ortadan kaldırılmasından sonra Haşdi Şabi'nin dağıtılması yönünde görüşlerin açıklandığını ancak bunun İran yanlısı gruplar tarafından kabul görmediğini ifade eden Uygur, kararın Haşdi Şabi'nin tasfiyesine yol açabileceğini ancak İran'ın bunu engellemek için tüm nüfuzunu kullanacağını vurguladı.
"Siyasi irade Haşdi Şabi üzerinde güç gösterisi yapıyor." ifadelerini kullanan Uygur, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Haşdi Şabi'ye 'artık farklı bir birlik istemiyoruz ve silah taşıma ısrarınız varsa orduya bağlanın' denilebilir. Merkezi komutanlığa bağlı, siyasi ve mezhebi görüşlerin çok önemli olmadığı bir yapı olabilir ancak İran'ın orada uzun süreli yatırımları var. Kağıt üzerinde bağlanmayı kabul edebilirler ama pratikte ipleri merkezi hükümete bırakacaklarını düşünmüyorum."
Haşdi Şabi, Sistani'nin fetvasıyla kurulmuştuHaşdi Şabi, terör örgütü DEAŞ'ın 2014'te Musul'u ele geçirmesinin ardından, Irak'taki Şiilerin en büyük dini merci Ayetullah Ali es-Sistani'nin fetvası üzerine kuruldu.
Bu yapı, Iraklı çeşitli Şii milis güçlerinden oluşuyor. Haşdi Şabi içerisinde az sayıda Sünni Arap ve Hristiyan gruplar da bulunuyor. Haşdi Şabi bünyesindeki milis sayısının 100 bini aştığı iddia ediliyor.
Haşdi Şabi bünyesindeki grupların büyük bölümünün İran'la yakın ilişkileri bulunuyor. Bu yapıdaki bazı grupların finansmanının da İran tarafından sağlandığı iddialar arasında yer alıyor.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com