Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gülhane Sağlık Araştırma ve Uygulama Merkezi Nefroloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hadim Akoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ramazan ayı yaklaşırken kronik böbrek hastalarıyla hemodiyalize giren bireylerin en çok sorduğu sorulardan birinin oruç tutup tutamayacakları olduğunu söyledi.
Özellikle Batı toplumlarında yaşayan Müslüman nüfusun giderek artması dolayısıyla coğrafi bölge farketmeksizin dünya genelinde artık birçok hekimin benzer sorularla karşılaştığını dile getiren Akoğlu, bu sorulara çok kesin yanıtlar vermelerini sağlayacak uluslararası tıbbi kılavuz veya standardize edilmiş tıbbi protokoller olmadığını aktardı.
Akoğlu, tüm bunlarla birlikte, kronik böbrek ve hemodiyalize giren hastalarda yapılmış klinik çalışma ve özellikle nefroloji uzmanı hekimlerin yıllar içerisinde edindiği tecrübelerin bu konuda oldukça yol gösterici olduğunu ifade etti.
Akoğlu, kronik böbrek sorununun, hastaların böbrek işlevlerinde zaman içerisinde ilerleyici kayıplara neden olduğunu, böbrek işlevlerindeki kaybın derecesine göre hastalığın beş evreye ayrıldığını aktardı.
"Evre ilerledikçe hastalık beraberinde başka sorunlar da gelişiyor"Evre ilerledikçe sorunun daha ağır ve beraberinde başka problemleri de geliştirebildiğini vurgulayan Akoğlu, hastalarda, hastalık evresi ilerledikçe böbreğin vücuttaki su ve mineral dengesini düzenleme yeteneğinin azaldığını söyledi.
Akoğlu, "Özellikle havanın sıcak seyrettiği ve sahur-iftar süresinin uzun olduğu ramazan aylarında, bu süreçte gelişen sıvı kaybı böbrek işlevlerinde ani ve hızlı bozulmaya; sıvı kaybını telafi etmek için iftar-sahur arasında gereğinden fazla miktarda sıvı alımı ise ödem ve kan basıncında ani yükselmelere neden olmaktadır. Nitekim yakın zamanda yapılan bir çalışmada, yaz aylarında en az 10 gün oruç tutan ileri evre kronik böbrek hastalarının böbrek işlevlerinde kötüleşme olduğu saptanmıştır." diye konuştu.
Nefroloji Uzmanı Doç. Dr. Hadim Akoğlu, şunları kaydetti:
"Daha da önemlisi, sıcak havalarda oruç tutan, önceden bilinen kalp-damar hastalığı olan ileri evre kronik böbrek hastalarında, orucun yedinci gününden itibaren böbrek işlevlerinde meydana gelen bozulmaya paralel olarak inme, kalp krizi ve damar tıkanıklığı gelişme riskinde artış olduğu gösterilmiştir. Dolayısıyla, ileri evre ve hemodiyalize giren hastaların oruç tutması önerilmemektedir. Erken evre (evre 1-2) kronik böbrek hastaları ise mutlaka ramazan öncesinde hekim tarafından değerlendirilmelidir. Bu gruptaki hastalardan günlük idrar miktarı 2,5 litreden fazla olanlar, kan şekeri, tansiyon kontrolü iyi olmayan şeker ve hipertansiyon hastaları, göğüs ağrısı, aktif enfeksiyonu, mide ülseri olan hastalar, birlikte bulunan ve günlük aktiviteleri kısıtlayan kalp-damar, kronik karaciğer hastalıkları olan, diyet ve ilaç tedavisine uyumsuz veya tedavisini düzenli kullanmayan hastalar oruç tutmamalıdır."
Bu uyarılara dikkatHadim Akoğlu, oruç tutmak isteyen hastaların dikkat etmesi gereken noktalara işaret ederek, şu tavsiyelerde bulundu:
"Kullanılan ilaçlar hekime danışılarak sahur ve iftarda alınacak şekilde ayarlanmalı, eğer günde 3 veya daha fazla kez alınması gerekiyorsa oruç tutulmamalı.
Vücut ağırlığında ilerleyici artış (2 kilogram ve üzeri), ayaklarda, bacaklarda veya yüzde şişlik, nefes darlığı, baş dönmesi, göz kararması, halsizlik, yorgunluk, sersemlik hali gibi durumlarda derhal sağlık kuruluşuna başvurulmalı.
İftar-sahur arasında yüksek potasyum ve fosfor içeren besinlerden kaçınılmalı, su tüketimi 1-2,5 litre arasında olmalıdır.
Ramazan öncesinde, ramazan esnasında 1-2 haftada bir kez ve sonrasında rutin kontrole gidilmeli, kontroller sırasında vücut ağırlığı ve tansiyon ölçümleri yapılmalı, kan ve idrar tahlilleriyle böbrek işlevleri ve vücut su-mineral dengesi takip edilmelidir.
Kontrol esnasında alınan kan tahlilinde böbrek fonksiyonunu gösteren serum kreatinin düzeyi ramazan öncesi düzeyine göre yüzde 30'dan fazla yükselmiş ise oruç tutulmamalıdır."
Kaynak: AA
dikGAZETE.com