Özel Haber

Uyuşturucuyla mücadeleye evet, KENDİR ambargosuna hayır! Kenevirde İngiliz oyunu bozulmalı...

"Türkiye’yi kurtaracak Kendir/Kenevirde İngiliz oyunu bozulmalı!" diye başlık attığı yazısında Ömür Çelikdönmez, yine geniş bir açı ile tam bir tablo çizdi ve pek bilinmeyen ya da bilerek üstü örtülen noktaları açık etti. İşte çok yerinin altı çizilerek okunası o yazı

Uyuşturucuyla mücadeleye evet, KENDİR ambargosuna hayır! Kenevirde İngiliz oyunu bozulmalı...
07-04-2018 10:05

Yakın zamanda en çok sevindiğim gelişmelerden birisi TBMM Genel Kurulu’nda tıbbi aromatik bitkilerin ekolojik denge gözetilerek, üretiminin arttırılması, satılması, sağlığa uygun olarak kullanılması ve ihracatının geliştirilmesine yönelik sorunların ve çözüm önerilerinin belirlenmesi amacıyla Meclis Araştırması Komisyonu kurulması oldu. (1)

Avrupa genelinde bulunan 11 bin 500 civarındaki damarlı bitkinin 10 bini Türkiye’ye ait.

Bitki cennetinde yaşıyoruz.

Türkiye’de ‘bor’ kadar önemli ve stratejik nebat/ Plantae/ bir bitki olduğunu söylesem ne dersiniz?

Bor nasıl stratejik bir madense kendir ya da daha yaygın kullanımıyla kenevir de aynı şekilde Türkiye için stratejik bir öneme sahip.

Kimi ülkelerde kullanımı tamamen serbest, bazı ülkelerde tıbbi amaçlı satılıyor ve kullanılıyor, bazı ülkelerde ise hapse girme sebebi.

Kenevirin üretimi ve satışı, dünyanın bazı ülkelerinde tamamen yasaklıdır; bazılarında ise kısıtlı olarak yapılabilmektedir.

Türkiye de, kenevirin yasaklı olduğu ve uyuşturucu sınıfında yer aldığı ülkelerden biri.

Yasaklanması Cumhuriyetin ilk yıllarına kadar uzanıyor.

Ancak bu yasaklamanın geçerli nedenleri olmadığı daha çok yeni kurulan cumhuriyetin uluslararası anlaşmalara tanınırlığının sağlanması için katıldığı söylenebilir.

Bu anlaşmalardan birisi de Cemiyeti Akvam yani Milletler Cemiyeti (şimdiki Birleşmiş Milletler)’nin 1925’te Cenevre’de düzenlediği Narkotik Maddelerin Kontrolü Kongresi’nin sonuç bildirgesine imza atılmasıydı.

İngiltere’nin öncülüğünde toplanan Kongre’ye 37 ülke katılmış ve anlaşma 19 Şubat 1925’te imzalanmıştır.

1912 Lahey Afyon Anlaşmasının hükümleri aynen kabul edilmiş, uyuşturucu maddelerin uluslararası ticaretinin, imal, ithal, ihracının kontrol altına alınması ve hukuki düzenlemeler yapılması öngörülmüştür.

Anlaşmada birçok uyuşturucu madde kapsamında kendiri yani kenevirin de tanımı yapılmıştır. (2)

BÜTÜN DÖNEMLERİN EN BÜYÜK UYUŞTURUCU KARTELİ: (İNGİLİZLER) UZUN BACAKLILAR... 

1925 Cenevre Afyon Anlaşması; 1912 Lahey Afyon Anlaşması’na atıfta bulunmuştur.

Lahey’de sadece uyuşturucu maddeler sınıflandırılarak ayrı ayrı tarif edilmiş, uyuşturucuların imal, ithal ve ihracını kontrol etmeye yönelik kararlar alınmıştı.

Oysa 1925 Cenevre Afyon Anlaşması (Lahey Anlaşması’nın esasları ve tarifleri aynen kabul edilmekle birlikte, uyuşturucu maddelerin uluslararası ticaretini kontrol altında bulunduracak etkili bir sisteminin kurulması sağlanmıştır. (3)

Böylelikle dönemin, belki bütün dönemlerin en büyük uyuşturucu karteli uzun bacaklıların çıkarları korunmaya alındı.

Bu kongreye ön ayak olan ve dünya uyuşturucu ticaretini o yıllarda elinde bulunduran, Çin’i esrara alıştıran ve bu uyuşturucu maddenin ticaretini yapan, hatta savaş çıkaran kendisi değilmiş gibi Birleşik Krallık (İngiltere/ Britanya), kendisini uluslararası arenada yasal bir zırha kavuşturdu.

İşin ilginci keneviri dünyada ilk yasadışı ilan eden İngiltere’ye; 1925’te en büyük destek Türkiye ve Mısır’dan gelmişti. (4)

Neden böyle diyorum çünkü İngiltere, Afyon üretiminin sınırlandırılmasını onaylarken ticaretinin sınırlandırılması konusunda büyük direnç gösteriyordu.

Ancak, tüm dünyada büyük yankılar uyandıran doktor raporları ve özellikle eroin karşısında oluşturulan konsorsiyum çalışmalarıyla, 1912 yılında Lahey Afyon Sözleşmesi diye bilinen sözleşme imzalanıp, eroin üretimi tamamen yasa dışı ilan ediliyordu.

Üretimi yasak, ticareti serbest.

Tam İngiliz işi değil mi?

Osmanlı ise, Lahey’e delege bile göndermiyor.

1914’te yapılan ek protokole ise delege gönderse de imza koymuyor.

1926’da Ankara, aldığı bir kararla, Japon bir firma ile ortak Eroin fabrikasının kuruluşunu gerçekleştiriyor.

Bugünkü Taksim Divan Oteli-Taşkışla mevkiinde Mecidiye Kışlası olarak bilinen yere tarihimizin ilk tıbbi amaçlı “Eroin Fabrikası” açılmış oluyor. (5)

İNSANLIK TARİHİNİN EN ESKİ BİTKİSEL HAMMADE KAYNAĞI, HER DERDE DEVA: KENDİR/KENEVİR...

"Her derde deva" denilen kendir/kenevir gerçekten de Türkiye’nin kalkınmasında önemli ve ucuz hammadde olabilir mi?

Kendir/kenevir; sürdürülebilir, dönüştürülebilir ve çeşitlendirilebilir enerji kaynağı mıdır?

Önce kenevir nedir, nasıldır, katkısı ne olabilir?

Bu sorulara cevap arayalım.

Kenevir (Cannabis); Cannabaceae familyasına ait, tek yıllık bitki cinsi.

İnsanlık tarihinin en eski bitkisel hammadde kaynağı olan, saplarında bulunan lifler iplik, dokuma ve kumaş yapımında, hamurlu kısmı ise kâğıt yapımında kullanılan bir bitki türü.

Anavatanı Orta Asya’dır.

Tam biz Türklere göre bitki yani.

Ilıman ve Tropik bölgelerde yetişir ve kültürü yapılır.

Tür; sert, çalımsı, gövde içi boş, palmat yapraklı, dioik ve tek yıllıktır.

Lifleri dayanıklı ve oldukça uzundur.

Liflerde lignin maddesi biriktiğinde esneklik özelliği azalır.

Cinsin lifleri, kaba dokumacılıkta ve çuval, halat, çanta, ağ yapımında kullanılır.

Yapraklarının tıpta ve kozmetikte kullanımları vardır.

Tohumu ise oldukça yağlı olması açısından yakıt ve oldukça besleyici olması açısından da gıda olarak kullanılmaktadır.

Sabun yapımı ve boya yapımında da tohumlarından yararlanılır.

Tohumları, kuşların en sevdiği besinlerden biridir.

Görüldüğü gibi kenevir bizim geleneğimizde önemli yer tutan tekstil üretimimizin önemli bir hammadde kaynağı.

Kenevir Türkiye’de yetiştiği yerler: Kastamonu Samsun Kocaeli Adana Amasya Kayseri Sivas İzmir Kütahya - Antakya.

“Kenevir Ekimi Ve Kontrolü Hakkında Yönetmelik”te Kenevir; “Saplarından lif ile kâğıt ve yakacak hammaddesi, tohumlarından yağ ve dişi bitkilerin çiçekli veya meyveli dal uçlarından esrar elde edilebilen, mahalli olarak bazı yörelerde kendir, hint keneviri, çedene veya çetene olarak isimlendirilen; başta cannabis sativa ssp sativa ve cannabis sativa ssp indica olmak üzere cannabis cinsine bağlı kültürü yapılan bütün tür ve alt türlere ait bitkilerin genel adıdır.” şeklinde tanımlanır.

21 Ekim 1990 tarih ve 20672 sayılı “Kenevir Ekimi Ve Kontrolü Hakkında Yönetmelik” hükümleri; kenevire bağlı olarak uyuşturucu madde üretiminin önlenmesi amacıyla kenevir ekimi yapılacak bölgelerin tespiti, ekimlerin izine bağlanması, gerekli kontrollerin yapılması ve izinsiz ekimlere yapılacak olan işlemlere ait usul ve esasları belirlemek üzere hazırlanmıştır.

Bu Yönetmelik, Kenevir ekiminin yapılmasına izin verilecek il ve ilçelerin tespit edilmesi, ekim izni alınmasında izlenecek usul ve esasları, ekimlerin kontrolü, hasadı, izinsiz ekilişlere uygulanacak işlemleri ve kontrollerde görevli personelin yetiştirilmesi ile ilgili çalışmaları kapsar.

Ekimi izne tabidir.

14 Ekim 2016’da Resmi Gazete’de yayımlanan ‘Kenevir Yetiştiriciliği ve Kontrolü Hakkında Yönetmelik’ ile kenevir üretimi 19 ilde yasallaştı. (6)

Kendir/kenevir tarımı yakın zamana kadar çiftçimizin gelir kaynağıydı.

Cumhuriyet Dönemi’nin Kastamonu bölgesindeki ilk sanayi kuruluşu Taşköprü’deki Sümerbank’a ait kendir fabrikasıdır.

1942’de temeli atılıp 1947’de üretime başlayan kendir/kenevir fabrikasında ciddi anlamda, o zaman, gereksinmemiz olan neredeyse bütün ip, urgan gereksinimini ve İzmir’deki kâğıt fabrikasının selüloz gereksinimini karşılamış ve bölgeye ciddi anlamda hem ekonomik olarak hem de üretim kapasitesi anlamında ciddi katkılar sunmuştur.

Kendir üretimi Türkiye’de birdenbire pat diye niye duruyor?

Birden fazla sebebi var.

SEKA ÖZELLEŞİNCE DIŞARIDAN İTHALATA BAŞLADI...

İlk olarak, selüloz fabrikasının, daha doğrusu SEKA’nın fabrikasının özelleştirilmesiyle fabrika selüloz gereksinimini dışarıdan ithal ederek karşılamaya başlıyor.

Dolayısıyla, kendir bazlı selüloz üretimine ciddi anlamda bir darbe iniyor.

Üretim düşmeye başladığı zaman, çünkü tek başına -kesin olarak- maliyetini kurtarmıyor; bu üretim bütün her şeyle değerlendirilmediği takdirde, kenevir fabrikası da kapanıyor. (7)

Maalesef, erkek kenevirin binlerce sanayi üretiminin hammaddesi olduğu bilinmediğinden, bu pazarı ülkede değerlendirecek altyapı oluşturulmadığından ve yeterli üretim olmadığı için ülkenin ve çiftçinin önünü açacak, ülkeye milyarlarca dolar gelir sağlayacak bir tarımsal üründen faydalanılamadığı ortada.

KULLANILMADIĞI ALAN YOK GİBİ... AVANTAJLARI İSE SAYMAKLA BİTMİYOR...

Erkek kenevirinden üretilebilen sanayi ürünleri oldukça çeşitli.

Kenevir yani kendir ipliğinin anti bakteriyel özellliği mevcut.

İpliğinden yapılan kumaşlar medikal sanayi dahil yüzlerce yerde kullanılıyor.

Lüks arabaların iç ahşap malzemesinde kenevir aranılan bir ürün.

Kenevir elyafı, inşaatlarda izolasyon malzemesi de.

Kenevirden, suntadan sağlam tahta (fibreboard) yapılır.

Kenevirden yapılmış doğal çimentoya su karıştırılıp kalıplara dökülerek inşaat tuğlası elde etmek mümkün olduğu gibi tuğladan, betondan daha hafiftir ve daha sağlamdır.

600 yıl dayanıklıdır.

Ses geçirmez materyaldir.

Keneviri izolasyon maddesi olarak kullandığınızda yakıt tüketimini azaltırsınız.

Ateşe dayanıklıdır.

Bu materyalden yapılan evler yalnız sağlıklı değil daha güvenlidir.

Bataklık kurutmada çok etkilidir.

HEM HAVAYA HEM TOPRAĞA HEM DE ÇEŞİTLİ ALANLARDAKİ KULLANIMINDA "ÇOK ŞEY"E İYİ GELİR...

Radyasyon temizleyicidir.

Bir dönümlük kenevir, 25 dönümlük orman kadar oksijen üretir.

Derine inen kökleri toprağın havalandırılmasını sağlar.

Bir ağacın beş katı daha fazla çevreye oksijen yayar.

Kâğıt yapılmaya ağaçtan daha uygun olduğu için ormanları korur.

Tohumu omega kompleksleri bakımından zengin ve besleyicidir.

Tohumunun yağı bir çok hastalığa iyi gelir.

Yaprağındaki cannabidiol maddesi ilaç yapımında kullanılır.

Bu bileşenleri içeren kırmızı reçete ile Türkiye’de satılan "Sativex" kanser hastaları tarafından kullanılıyor. (8)

Uzun sözü kısası dostlar, günümüzde teknolojinin gelişimine paralel kenevirin; kağıt, tekstil, giyim, geri dönüştürülebilir plastik, yapı yalıtım malzemeleri, vücut ürünleri, sağlıklı gıdalar ve biyo-yakıt ürünlerinde kullanımı azımsanmayacak kadar artmıştır.

Kenevir 8 kez geri dönüşüm işleminden geçirilebilirken ağaç yalnızca 3 kere işlem görebilir.

Kenevir ile gemi halatı gibi yüksek mukavemetli halatlardan tutun, kağıt, plastik ve kompozit malzemeler, kağıt, dayanıklı elbiseler ve yüksek besin değeri olan gıdalar (protein tozları) dahil bir çok çeşit ürün yapılabilir.

Meyvelerinin (tohum) yağından nemlendirici kremler, yağ bazlı boyalar ve plastik katalizörleri de üretilebilmektedir.

Türkiye bir sanayi ülkesi olduğu kadar tarım ve hayvancılık ülkesi.

O nedenle "Türkiye’yi kurtaracak" iddiası boşuna değil.

Neden mi?

Çünkü:

1. Bir dönümlük kenevir, 25 dönümlük orman kadar oksijen üretir.

2. Yine bir dönümlük kenevirden, 4 dönüm ağaca eş kâğıt üretilebilir.

3. Kenevir tam 8 kez kâğıda dönüştürülebilirken, ağaç

3 kez kâğıda dönüştürebilir.

4. Kenevir 4 ayda yetişir, bir ağaç ise 20-50 yılda.

5. Kenevir, gerçek bir radyasyon temizleyicidir.

6. Kenevir dünyanın her yerinde yetiştirilebilir ve çok az suya ihtiyaç duyar. Ayrıca kendisini böceklerden koruyabildiği için tarım ilacına da ihtiyaç duymaz.

7. Kenevir ile yapılan tekstil ürünleri yaygınlaşırsa, tarım ilacı sektörü tamamen ortadan kalkabilir.

8. İlk kot pantolon, kenevirden yapılmıştır; hatta “kanvas” kelimesi kenevir ürünlerine verilen isimdir. Kenevir ayrıca ip, halat, çanta, ayakkabı, şapka yapımı için de ideal bir bitkidir.

9. Kenevir, AİDS ve kanser tedavisinde kemoterapi ve radyasyon etkisini azaltma; romatizma, kalp, sara, astım, mide, uykusuzluk, psikoloji, omurga rahatsızlıkları gibi en az 250 hastalıkta kullanılmaktadır.

10. Kenevir tohumunun protein değeri çok yüksektir ve içindeki iki yağ asidi de doğada başka hiçbir yerde bulunmamaktadır.

11. Kenevirin üretimi soyadan bile daha ucuzdur.

12. Kenevirle beslenen hayvanlar, hormon takviyesine ihtiyaç duymaz.

13. Plastik ürünlerin tamamı, kenevirden üretilebilir ve kenevir plastiğinin doğaya dönüşmesi oldukça kolaydır.

14. Bir arabanın gövdesi kenevirden yapılırsa, dayanıklılığı çelikten tam 10 kat fazla olur.

15. Binaların yalıtımı için de kullanılabilir; dayanıklı, ucuz ve esnektir.

16. Kenevirle yapılan sabunlar ve kozmetik ürünler, suyu kirletmez; yani tamamen doğa dostudur.

DÜNYANIN EN BESLEYİCİ KOMPLE GIDA KAYNAĞI...

Kenevir tohumları filizlenmiş halde, yemeğe katılarak, süte katılarak, çayı demlenerek, çiğ veya pişirilerek de kullanılabilir.

Taze yaprakları salatalarda kullanılabilir.

Tohumları dikkate değer oranda yüksek proteinli bir gıda kaynağıdır.

Diyet mineralleri, magnezyum, çinko, demir açısından da zengin olan kenevir tohumları diyet lifleri açısından da güzel bir kaynaktır.

Aynı zamanda besin değeri çok yüksektir ve yapısında Omega yağlarını barındırır.

Bu yüzden kenevir tohumu dünyanın en besleyici komple gıda kaynağı olarak anılmaktadır.

Kenevir tohumlarındaki enerjinin yüzde 73’ü esansiyel yağ asitleri, çoklu-doymamış yağ asitleri, linoleik, oleik, alfa-linolenik asitlerden oluşmaktadır.

Tıbbi kenevir’ hakkında yenilikçi araştırmalar ile ünlü biyokimya ve moleküler biyoloji laboratuvarlarında yapılan araştırmalarda kanser tedavisinde işlevselliği tespit edilmiştir.

Kenevir hücreleri kanserli hücreyi arar, bulur ve öldürür.

Çeşitli yollarla kanserli hücreleri öldürmede yardımcı, tümör önleyici özellikler hakkında muazzam miktarda laboratuvar kanıtları var. (9)

ÖNCELERİ EKİP ÜRETMEYEN HAPSE ATILIYORDU, ŞİMDİ ÜRETEN...

Amerika Birleşik Devletleri’ndeki bazı aileler, ağır sara nöbetleri geçiren çocuklarına esrarın hammaddesi olan hint kenevirinden elde edilen yağı içiriyor.

Merkezi İngiltere’deki bir eczacılık şirketinin kenevirden elde ederek geliştirmeye çalıştığı epilepsi ilacı ise ABD Federal İlaç İdaresi’nden ön onay aldı. (10)

Kendir/kenevirin üretimi Amerika’da 18. yüzyılda zorunluydu ve üretmeyen çiftçiler hapse atılıyordu.

Ancak durum şimdi tam tersi.

ABD’de, ilk kenevir ekimi, onu yetiştirmenin, gerçekten zorunlu olduğu, Virginia eyaletindeki ilk İngiliz yerleşim birimi Jamestown’da yapılmıştır.

O dönemden itibaren, kenevir, 19. asır ticari sürat teknesi yelkenlerinden, ilk vagonların örtülerine kadar, her şeyde kullanıldı.

Hatta ABD Bağımsızlık Bildirgesi, kenevir kâğıdında tasarlanmıştır ve günümüze ulaşmış en iyi Kitab-ı Mukaddes bile, kenevirden elde edilen kâğıda yazılmıştır.

Eğer şehir efsanesi değilse, kendir/kenevir üretiminin yasaklanmasının arkasında petrol ve kâğıt üreticisi şirketler var.

20. asır başlarında, kenevirden türeyen selüloz, plastiklere yönelik satın alınabilir ve yenilenebilir hammadde haline getirilmiştir; hatta Henry Ford, kenevir gibi bitkilerin lifinden yararlanarak, biyolojik alaşım maddelerinden, bir araba prototipi inşa etmiştir.

Bazıları, dönemin petrol kartellerinin, bu aracın piyasaya sürülmesini engellemek için, 1937’de, “Esrar Vergi Yasası”nın çıkartılmasını sağladığını iddia etmektedirler. (11)

"GAZETE DERGİ DEVİ"NİN DE ROCKEFELLER'İN DE EN BÜYÜK RAKİBİ KENEVİR...

Başka rivayetler de var.

Kenevir ilk olarak 1930’da Amerikan Senatosu’nda oy çoğunluğuyla yasaklandı.

Yasaklanmasının temelinde, toplum psikolojisi ve sağlığı değil, siyasal ve maddi çıkarlar yatıyordu.

O yıllarda siyasetçi ve aynı zamanda yayıncı W.R. Hearst; ülke çapında büyük bir gazete ve dergi ağına sahipti.

Ağaç selüloz bazlı kâğıt imalat sektöründe kimse karşısında duramıyordu.

Kenevirden üretilen kâğıt en büyük rakibiydi.

Dönemin en zengin adamı Rockefeller‘in petrol şirketi vardı ve kenevir bioyakıt kullanımı dolayısıyla onun da en büyük rakibiydi.

İlaç sektöründe kenevir bazlı doğal ürünler de kara listedeydi.

Dupont şirketinin ana hissedarı Andrew Mellon ise petrol ürünü olan plastik üretmek için patent sahibiydi ve selofan, naylon gibi birçok malzeme üretimi gerçekleştirecekti.

Fakat kenevir, pazar payını yüzde seksen oranında baltalıyordu.

Tüm bunların olduğu bu dönemde Mellon, ABD Başkanı Hoover yönetiminde hazine bakanı oldu ve yeğenini Federal Narkotik Birimi’nin başına atadı.

Hearst, Rockefeller, Mellon ve bir dizi ilaç firması sahibi, yaptıkları toplantılarda. servetlerini büyütmelerine engel olan kenevir ile mücadele etme kararı alındı.

Kenevir, günah keçisi ilan edilecekti ama nasıl?

Öncelikle çoğunluğu eğitimsiz halkı bir kelime ile korkutmaları gerekiyordu ve bunun için Meksika’da argo olarak kullanılan Marihuana seçildi.

Hearst’ün gazeteleri aracılığı ile de ülkenin dört bir yanına bu kampanya yayıldı.

Bu sözcükle kenevirin ne olduğunu unutturmak istiyorlardı.

Onun yerine tehlikeli bir uyuşturucu madde profili çizdiler ve istedikleri gibi başarıya ulaştılar. (12)

"MUCİZE BİTKİ KENEVİR" DİYE KİTAP DA YAZILDI...

Uzun süredir Türkiye’nin sürdürülebilir çeşitli enerji kaynaklarına dair araştırmalar yapan, enerji jeopolitiğine kafa yoran, Uluslararası Enerji Uzmanı Erdem Ulaş; Dr. Yalçın Koçak’ın konsept danışmanlığında ‘Mucize Bitki Kenevir’ başlıklı çalışmasını kitaplaştırdı.

Erdem Ulaş ve Dr. Yalçın Koçak bugünlerde kendire sahip çıkıyor ve Türkiye için stratejik önemini gündeme taşıyor.

Üniversite gençliği ve çiftçilerle buluşarak kendir/kenevir farkındalığı oluşturmaya uğraşıyor.

İlginç, önemli ve faydalı bilgiler veren Ulaş; biyodizelin motorin eşdeğeri bir biyoyakıt olup motorinle harmanlanarak kullanılabildiği gibi saf halde motorin yerine de kullanılabildiğinden söz ederek biyodizelin; Kenevir, kanola, aspir, ayçiçeği, soya, pamuk, jatropa, palmiye vb. yağlı bitkilerden uygun kimyasal/biyokimyasal süreçler sonucu elde edildiğini belirtiyor.

Yine ondan öğrendiğimize göre Türkiye biyodizelle ilgili ilk çalışmasını 1934 yılında (AB’den önce) “Bitkisel Yağların Tarım Traktörlerinde Kullanımı” adı altında Atatürk Orman Çiftliğinde 5 BİN dekar tarımsal araziyi sürdürerek yaptırmıştır.

İlk ticari biyodizel 1998 yılında Bursa’da üretilmiştir.

Türkiye’de biyodizel dünyadaki gelişmelerin etkisinde 2000’li yılların başında gündeme geldi ve üniversitelerdeki çalışmalar hızla gelişti.

Ve diyor ki Erdem Ulaş; "Toplam tarım alanımız 237 milyon 430 bin 535 dekar. (237.430.535 Dönüm) Türkiye’deki tarım alanlarının sadece %15’ine Kenevir ekersek (35.614.580 Dekar) 35.614.580 D x 883 Lt (BiyoDizel) = 31.447.674.360 Lt. (31,5 Milyon Ton Biyodizel üretimi sağlanır.) Türkiye’nin 2017 verilerine göre toplam petrol tüketimi 29.930.000 Lt. (Yaklaşık 30 Milyon Ton) Yani Türkiye’nin tarım alanlarının sadece %15’ine Kenevir ekersek ülkemizin tüm petrol tüketimini Kenevirden Biyodizel üreterek karşılayabiliriz."

Bence bu sese kulak verilmeli! Uyuşturucuyla mücadeleye evet ama kendir ambargosuna hayır!
 

Bakınız:
1- http://www.milliyet.com.tr/tibbi-aromatik-bitkiler-arastirma-komisyonu-ankara-yerelhaber-26893
2- Hakkı Göker Göde / 2004-2006 Yılları Arasında İstanbul Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce Düzenlenip Beşiktaş Ağır Ceza Mahkemesine Gönderilen Konusu Eroin Olan Dosyaların Analizi/ file:///C:/Users/Musahhih05/Downloads/188301.pdf
3- http://www.narkotik.pol.tr/TUBIM/Documents/TURKIYE%20UYUSTURUCU%20RAPORU%202009_SON.pdf
4- http://www.kibristime.com/kibris/kenevir-dogru-kullanilirsa-kanser-dusmani-h64327.ht -http://trend.mynet.com/kenevir-hakkinda-bilmeniz-gereken-7-ilginc-gercek-1047472
5- http://trend.mynet.com/bir-zamanlar-uyusturucunun-turkiyede-yasal-oldugu-gercegini-15-maddeyle-anlatiyoruz-1038465
6- http://www.zmo.org.tr/mevzuat/mevzuat_detay.php?kod=137
7- Zekeriya Temizel/ 24/11/2016/ https://www.tbmm.gov.tr/develop/owa/komisyon_tutanaklari.mv_goruntule?pTutanakId=13727
8- https://listelist.com/kenevir-faydalari/ – http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/yalcin-bayer/tarimin-ve-turkiyenin-onunu-acacak-projeyi-abd-degerlendiriyor-erkek-kenevirin-kiymetini-bilmiyoruz-40661447
9- https://www.change.org/p/t%C4%B1bbi-kenevir-i%C3%A7in-yasa-%C3%A7%C4%B1kar%C4%B1ls%C4%B1n-saglikbakanligi
10- http://www.bbc.com/turkce/haberler/2014/05/140507_marihuana_esrar_sara_epilepsi
11- https://sanayikeneviri.wordpress.com/2015/09/27/sanayi-keneviri-ekonomi-ve-cevre-icin-kazan-kazan-anlayisi/
12- https://gaiadergi.com/azili-bir-sucludan-fazlasi-kenevir/ – https://listelist.com/kenevir-faydalari

.

Ömür Çelikdönmez - Kafkassam.com’dan alınmıştır. Twitter: @oc32oc39

:

Yazıda, siyahlaştırma, paragraf ayırma ve ara başlıklarla az sayıdaki tashih bize aittir

dikGAZETE.com

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER