Kulak Burun Boğaz Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Ayşe Sezim Şafak, gece uykusu boyunca hastanın beyin dalgalarının, göz hareketlerinin, solunum ve kalp faaliyetlerinin, kanındaki oksijen yüzdesinin ve kas aktivitesinin kaydedilmesiyle, horlama, nefes durması, uyku kalitesi, kalp ritim bozuklukları ve diğer uykuyla ilişkili bozuklukların tanısının konulabileceğini söyledi. Şafak, “Kayıtlar incelenerek hastanın uykudaki horlama, nefes durması, uyku kalitesi, kalp ritim bozuklukları ve diğer uykuyla ilişkili bozuklukların tanısı konabilmektedir” dedi.
Şafak, “Obstrüktif uyku-apne sendromunun tedavisi hastalığın şiddeti ve diğer birçok göz önünde bulundurularak yapılmaktadır. Ana tedavi yöntemleri ağız içi araçlar, cerrahi tedavi ve CPAP tedavisidir” diyerek, OSAS hastalarının dikkat etmesi gereken kuralları şöyle sıraladı:
"1- Kilo verme: Aşırı kilo hastalığı en bilinen risk faktörüdür. Kilo vermekle (en az 5-6 kg) belirtiler hafifleyebilmektedir. Uzman doktor denetiminde diyet ve uygun egzersiz programları kilo vermek mümkündür.
2- Alkol: Yatmadan önceki saatlerde alınan alkolün uykuda apnelerin daha sık ve uzun süreli olarak ortaya çıkmasına neden olduğu bilinmektedir. Alkol bu hastalarda uykuda ani ölümlere sebep olduğundan akşam saatlerinde alınmamalıdır.
3- Uyku ilaçları: Uyku ilaçları apnelerin sıklık ve süresini arttırabilmektedir. Bu nedenle uyku ilaçlarına ihtiyaç duyuluyorsa mutlaka hekim kontrolünde alınmalıdır.
4- Pozisyon: Tüm hastaların yaklaşık yarısında sırt üstü yattıklarında solunum durmaları artmaktadır. Bazı hastalarda horlama ve/veya solunum durmaları sadece sırtüstü yatarken ortaya çıkmaktadır. Bu hastalarda sırtüstü yatmalarına engel olacak şekilde sırta yastıklar veya pijamaya tenis topu yerleştirmek gibi önlemler almaları uykuda solunum problemlerini çözebilmektedir.
5- Burun tıkanıklıkları: Burun tıkanıklığına sebep olan patolojiler horlamayı % 10-15 oranında artırmaktadır. Bu tıkanıklıklara yönelik tedaviler horlama ve uykuda solunum düzensizliklerini bir miktar azaltacaktır. Burun tıkanıklarının giderilmesi CPAP tedavisine uyumu arttırmak açısından önemli bir yardımcı tedavidir."
Polisomnografi sonucuna göre hafif, orta, ağır şiddetli OSAS tanısı konulduğunu belirten Şafak, “Hafif ve orta şiddetteki OSAS genel önlemler ve anatomik darlıkların cerrahi ile düzeltilmesi ile geriler. Ancak şiddetli OSAS'ta CPAP kullanımı esastır. CPAP (Continious Positive Airway Pressure) adı verilen cihaz hastaya devamlı hava basıncı uygulamasıyla uyku sırasında kapanan üst hava yollarını açık tutmaktır. CPAP cihazı temelde basıncı ayarlanabilen bir hava kompresörüdür. Hastanın burnuna yerleştirilen, yumuşak silikonlu maske bir hortum aracılığı ile CPAP cihazına bağlanır. Bu tedavi için hastanın uyku laboratuvarında bir gece daha yatması, bu sırada uygun basıncın ayarlanması ve hastanın cihazı tolere edip edemeyeceğinin belirlenmesi gerekmektedir. Cihazın olumlu etkisi birkaç gün içinde görülür. Uzun ve kaliteli bir hayat için uyku ve nefesinizi bir kez daha irdeleyin ve dikkate alın” şeklinde konuştu.
dikGAZETE.com