ANKARA (AA) - Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk ve Ergen Psikiyatri Kliniği Eğitim ve İdari Sorumlusu Doç. Dr. Gül Karaçetin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çocukların okula hazırlık öncesinde anne ve babalara önemli görevler düştüğünü söyledi.
Okulun, çocukların sosyalleşme sürecindeki temel basamaklardan biri olduğunu ifade eden Karaçetin, bu süreçte bir yandan çalışma ve oynama alışkanlığı sürerken, bir yandan da toplumdaki diğer kişilerle birlikte yaşama alışkanlığının kazanıldığını anlattı.
Okula uyum için okul öncesi sürecin çok önemli olduğuna dikkati çeken Karaçetin, "Çünkü, okula başlayan çocuk evden ilk kez ayrılır, evde ailesi ve oyuncaklarıyla geçirdiği yaşamdan günün büyük kısmını, yeni arkadaşları ve öğretmenleriyle geçireceği dönemi geçiş olur. Bu geçiş, çocuk için bir uyum sürecidir ve bu süreçte anne, baba ve öğretmenlerin tutumları belirleyicidir." değerlendirmesinde bulundu.
Karaçetin, çocuğun okul çağında ödevlerini yapabilmesi için okul öncesi dönemde ebeveynlerce uygun şekilde sınır konulması ve temel sosyal kuralların öğretilmesi gerektiğine işaret ederek, şöyle devam etti:
"Çocuk, anne ve babaların güven verici, destekleyici ve hoşgörülü tutumuyla, kabul edilen ve edilmeyen davranışların sınırlarını öğrenir. Böylece çocuk, iyilik, sağlık ve güvenlik gibi temel konularda anne ve babanın koyduğu sınırlar içerisinde kalması gerektiğini bilir.
Okula gitmek ve okul içindeki kurallara uymak da temel konulardan biridir. Okula gitmenin kendisi için neden önemli olduğu ve kuralların neler olduğu okula gitmeden önce anne ve baba tarafından çocuğa açıklanmalı. Okul öncesi dönemde sınır koyulmamış ve her istediği gerçekleştirilmiş çocuk, okulda da her istediğinin olmasını ister, okul kurallarına uymakta zorluk çeker ve bu durum okula uyum sürecini olumsuz etkiler.
Okul öncesi dönemde çocuklara yaşlarına ve gelişim seviyelerine uygun bir şekilde sorumluluklar verilmeli. Bu şekilde çocuğun kendine olan güveni pekişir ve okulla birlikte başlayan sorumlulukları yerine getirmeleri için hazırlık yapılır."
"Aşırı koruyucu tutumdan kaçınılmalı"
Karaçetin, ayrıca sabahları anne ve babadan ayrılarak okula gidebilmek için çocuğun okul öncesi dönemde sağlıklı "ayrışma-bireyleşme" sürecini geçirmesi gerektiğini, bunun ebeveynlerin okul öncesinde çocuklarıyla sıcak ve yakın ilişki kurmaları, net, kararlı ve tutarlı davranmaları, uygun sınır koymaları halinde mümkün olduğunu söyledi.
Çocuğun ayrışma-bireyleşme sürecini sağlıklı şekilde geçirebilmesi için özgüven sahibi olması gerektiğine işaret eden Karaçetin, şunları kaydetti:
"Ders çalışmak, yemek yemek, giyinmek gibi kendi başına yapabileceği sorumlulukların çocuğun yerine aile bireyleri tarafından gerçekleştirilmesi çocuğun ebeveynden uzakta okula gitmeyi, ders çalışmayı reddetmesine yol açabilir ve okula uyum sürecini bozabilir. Aşırı koruyucu tutumdan kaçınmak için çocukların yeterli kas gelişimine sahip olduktan sonra tuvaletini kendi yapmasına, yemeğini kendi yemesine, kendi başına uyumasına, arkadaş ilişkileri kurmasına fırsat verilmeli."
Okulun, çocukların sosyalleşme sürecindeki temel basamaklardan biri olduğunu ifade eden Karaçetin, bu süreçte bir yandan çalışma ve oynama alışkanlığı sürerken, bir yandan da toplumdaki diğer kişilerle birlikte yaşama alışkanlığının kazanıldığını anlattı.
Okula uyum için okul öncesi sürecin çok önemli olduğuna dikkati çeken Karaçetin, "Çünkü, okula başlayan çocuk evden ilk kez ayrılır, evde ailesi ve oyuncaklarıyla geçirdiği yaşamdan günün büyük kısmını, yeni arkadaşları ve öğretmenleriyle geçireceği dönemi geçiş olur. Bu geçiş, çocuk için bir uyum sürecidir ve bu süreçte anne, baba ve öğretmenlerin tutumları belirleyicidir." değerlendirmesinde bulundu.
Karaçetin, çocuğun okul çağında ödevlerini yapabilmesi için okul öncesi dönemde ebeveynlerce uygun şekilde sınır konulması ve temel sosyal kuralların öğretilmesi gerektiğine işaret ederek, şöyle devam etti:
"Çocuk, anne ve babaların güven verici, destekleyici ve hoşgörülü tutumuyla, kabul edilen ve edilmeyen davranışların sınırlarını öğrenir. Böylece çocuk, iyilik, sağlık ve güvenlik gibi temel konularda anne ve babanın koyduğu sınırlar içerisinde kalması gerektiğini bilir.
Okula gitmek ve okul içindeki kurallara uymak da temel konulardan biridir. Okula gitmenin kendisi için neden önemli olduğu ve kuralların neler olduğu okula gitmeden önce anne ve baba tarafından çocuğa açıklanmalı. Okul öncesi dönemde sınır koyulmamış ve her istediği gerçekleştirilmiş çocuk, okulda da her istediğinin olmasını ister, okul kurallarına uymakta zorluk çeker ve bu durum okula uyum sürecini olumsuz etkiler.
Okul öncesi dönemde çocuklara yaşlarına ve gelişim seviyelerine uygun bir şekilde sorumluluklar verilmeli. Bu şekilde çocuğun kendine olan güveni pekişir ve okulla birlikte başlayan sorumlulukları yerine getirmeleri için hazırlık yapılır."
"Aşırı koruyucu tutumdan kaçınılmalı"
Karaçetin, ayrıca sabahları anne ve babadan ayrılarak okula gidebilmek için çocuğun okul öncesi dönemde sağlıklı "ayrışma-bireyleşme" sürecini geçirmesi gerektiğini, bunun ebeveynlerin okul öncesinde çocuklarıyla sıcak ve yakın ilişki kurmaları, net, kararlı ve tutarlı davranmaları, uygun sınır koymaları halinde mümkün olduğunu söyledi.
Çocuğun ayrışma-bireyleşme sürecini sağlıklı şekilde geçirebilmesi için özgüven sahibi olması gerektiğine işaret eden Karaçetin, şunları kaydetti:
"Ders çalışmak, yemek yemek, giyinmek gibi kendi başına yapabileceği sorumlulukların çocuğun yerine aile bireyleri tarafından gerçekleştirilmesi çocuğun ebeveynden uzakta okula gitmeyi, ders çalışmayı reddetmesine yol açabilir ve okula uyum sürecini bozabilir. Aşırı koruyucu tutumdan kaçınmak için çocukların yeterli kas gelişimine sahip olduktan sonra tuvaletini kendi yapmasına, yemeğini kendi yemesine, kendi başına uyumasına, arkadaş ilişkileri kurmasına fırsat verilmeli."