Amman
Ürdün'de yaşayan Suriyeli mülteciler, Amman ile Beşşar Esed rejimi arasındaki hızlı normalleşme sonrasında günlerini harap hale gelen ülkelerine geri dönme endişesiyle geçiriyor.
Ürdün'deki Suriyeli mülteciler, Esed rejimi tarafından zaman zaman verilen güvencelere rağmen kendilerini bekleyen sonla ilgili büyük bir endişe ve karamsarlık içinde. Ülkelerine dönen mültecilerin yaşadıkları vahşet, suikastlar, kaçırma ve işkence vakaları Esed rejiminin vermeye çalıştığı güvenceleri yalanlıyor.
Amman, Suriye'deki krizin başlamasından bu yana coğrafi yakınlığı nedeniyle kuzey komşusundan gelen yaklaşık 1,3 milyon Suriyeliyi ağırlayarak ekonomik ve güvenlik baskılarını artıran ağır bir yükün altına girdi.
İki ülke arasında yıllarca süren siyasi yabancılaşmanın ardından son birkaç aydır ilişkilerin seviyesinde iyileşme yaşanıyor. İki taraf arasında güvenlik koordinasyonunun ele alındığı, doğal olarak mülteci eksenini de kapsayan üst düzey görüşmeler, binlerce Suriyelinin zorla ülkelerine dönmesinin beklendiğine dair söylentilerin de kapısını araladı.
Dönüş büyük tehlikeler barındırıyor
Ürdün Sosyal Kalkınma Bakanlığına bağlı olarak Suriyeli mültecilerin işleriyle ilgilenen Dayanışma Hayır Derneği Genel Müdürü Halid en-Nevasira, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bazı mültecilerle görüşerek yürüttükleri çalışmalarda geri dönüşün büyük tehlikeler barındırdığının ortaya çıktığını söyledi.
Örnek olarak 18 ila 35 yaşlarındaki erkeklerin Esed rejimine bağlı orduda zorunlu askerlik yapmak zorunda olduğunu hatırlatan Nevasira, askere alınanların ülkenin hassas bölgelerine gönderilerek tasfiye edilebileceğinden söz etti.
Nevasira, "Suriyeli mülteciler sınır kapılarının açılıp kapanmasıyla güvenlik durumunun değişmediğini söylüyor. Çekinceler Esed rejiminin tavrıyla ilgili, çünkü ülkede hala akıbetinden haber alınamayan binlerce mahpus var. Hala faili meçhul ölümler, işkence ve kaçırılma vakaları var." diye konuştu.
Mültecilerin Esed rejimi ile ona bağlı milislerin yakın ilişkisi nedeniyle ülkelerinde şiddet döngüsünün devam etmesinden korktukları için Suriye'ye dönmek istemediğini belirten Nevasira, "Suriye'de her güvenlik kolu devlet içinde bir devlet oluşturuyor ve aralarında bir koordinasyon yok." dedi.
Pek çok mültecinin, güvenlik ve istikrarın sağlanması halinde yeniden yapılanma ve kalkınmaya katılmaya istekli olduğuna işaret eden Nevasire, ancak çoğu mültecinin bunun Esed rejimi döneminde gerçekleştirilemediği ve Suriye'de şu an hiçbir şeyin değişmediği düşüncesinde olduğunu dile getirdi.
Siyasi çözüm olmaksızın dönüş yok
Zorunlu göçler konusunda uzman Favaz el-Mumini ise, "İki ülke arasındaki İlişkilerin normalleşmesi esas olarak Ürdün'deki koşulları iyileştirmek için ekonomik yöne odaklanacak." değerlendirmesinde bulundu.
Altyapının bitik hale gelmesi, yaşam ve güvenlik koşullarının çok kötü olması nedeniyle Suriye krizinin yaklaşık 10 yıl daha devam edeceğini öngören Mumini, bu sebeplerle Ürdün'deki Suriyeli mültecilerin çoğunun ülkelerine dönmek istemediğini söyledi.
Suriye'de çözüm senaryolarının Esed rejiminin değil dış güçlerinde elinde olduğunu ifade eden Mumini, Ürdün'ün "Suriyeli mültecilerin gönüllü geri dönüşü fikrine bağlı kaldığını, ancak güvenli dönüşü garanti eden uluslararası bir siyasi çözüm bulunmadıkça bunun olmayacağını" ifade etti.
Mumini, Ürdün ile Esed rejimi arasındaki ilişkilerin normalleşmesinin taraflar arasında "anlayış ve güvenlik koordinasyonuna yol açacağını, ancak bunun mültecilerin zorla geri dönüşü anlamına gelmediğini" kaydetti.
Dönüş gönüllü bir karar
Ürdün'deki Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) Sözcüsü Muhammed el-Havari, Ürdün ile Suriye arasındaki Ramsa (El-Cumruk el-Kadim) ve Nasib (Cabir) sınır kapılarının Ekim 2018'de yeniden açılmasından bu yana Ürdün'deki BMMYK'ye kayıtlı 41 bin 500 mültecinin evlerine döndüğünü aktardı.
Bu yılın başından beri 5 bin mültecinin geri döndüğünü aktaran Havari, "Suriye'ye dönme kararı hala mültecilerin gönüllü olarak verdiği bir karar." dedi.
BMMYK verilerine göre, 30 Eylül itibarıyla Ürdün'de 670 bin 364 Suriyeli mülteci bulunuyor. Amman yönetimi ise ev sahipliği yaptığı mülteci statüsündeki Suriyelilerin toplam sayısını ise 1,3 milyon olarak açıklıyor.
Ürdün-Suriye sınırındaki durum
İki ülke arasındaki ana sınır kapıları olan "Ramsa (El-Cumruk el-Kadim)" ve "Nasib (Cabir)", Suriye'nin Dera kentindeki çatışmalar nedeniyle 2011 yılı itibarıyla farklı tarihlerde birçok kez kapatılıp yeniden açıldı.
Ürdün'deki Ramsa Sınır Kapısı'nın karşısındaki El-Cumruk el-Kadim çatışmalar nedeniyle tamamen kullanılamaz hale gelirken, rejim ve destekçileri tarafından ele geçirilmeden önce 3 yıl boyunca muhaliflerin elinde kaldı.
Nasib-Cabir geçişi Ağustos 2018 ortalarında yeniden açılsa da 2020'de önce yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını, 31 Temmuz'da da Dera'daki çatışmalar nedeniyle iki kez kapatıldı. Sınır kapısı olayların durulmasının ardından 29 Eylül'de yeniden açıldı.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com