20. yüzyıl iki büyük paylaşım savaşında büyük bir yıkıma uğradı. Balkanlar ve Asya’ya uzanan Avrupa toprakları Sovyetler Birliği’nin kurulmasıyla istikrara kavuştu. Sovyetler Birliği, 400 yıllık Atlantik hakimiyetine karşı doğu halklarının özgürlük ve barış özleminin sonucuydu. Elbette batı dünyası bu devrimi boğmak için bölge halklarını birbirine düşürmeyi denedi.
Başkan Vladimir Putin’in ifadesiyle Sovyetler Birliği’nin yıkılması en büyük felaketlerden biriydi. Bugün o felaketin artçı sarsıntılarını yaşıyoruz. Zira 500 yıllık Atlantik sistemi zafer kazandığını, tarihin sonunun geldiğini düşünürken kendi egemenliğinin sonsuz olduğuna inanıyordu.
Dünya jeopolitik bir ara döneme girerken NATO, dünya barışını ortadan kaldıracak hamleler yaptı. Bölünmüş ülkeler, halklar ve aileler yarattı. Pentagon’un açıkça ifade ettiği şekliyle Rusya ve doğu halkları düşman olarak tanımlandı. Tıpkı Nazilerin yaptığı gibi Avrupa’da ve Ukrayna’da kendine bağlı rejimler kurma yolunu seçti. Bu faşist rejimleri Rusların, Kırım Tatarlarının, diğer Müslümanların ve Slav halklarının üzerine saldırttı.
2014 yılında Kırım’ın yeniden Rusya’ya bağlanması bu saldırıların kırılması açısından bir milattır. Doğu toplumları Kırım’dan sonra faşistlerin işgali altındaki bölgelere doğru bir hamle yaptı. Bugün Ukrayna’da yaşananlar 500 yıllık hakimiyetini kaybeden Atlantik zorbalığına karşı doğunun İkinci Özgürlük Hareketidir. Bugün Ukrayna’da savaşan Kırım Tatarlar, Ruslar, Kalmuklar, Çeçenler ve diğerleri; tıpkı 80 yıl önce olduğu gibi barışı ve özgürlüğü yeniden tesis edecekler.
Sevgili Dostlar…
Unutmayalım ki bu barış ve özgürlük mücadelesi yüz yıldır devam ediyor. Kesintilere uğrasa da zorluklar önümüze çıksa da içimizde karşı tarafla ittifak kuranlar olsa da zafer kaçınılmazdır.
Kırım’ın özgürleşmesi sırasında kaderini faşizmin zaferine bağlayan Kırım Tatar gruplar da vardı. Kendi menfaatleri için NATO’nun gölgesi altına giren bu küçük gruplar bu toprakları terk ettiler, giderek küçüldüler ve şimdi bölünerek dağılma aşamasına geldiler. Çünkü halka dayanmayan hiçbir hareketin başarı şansı yoktur.
Kırım’ın Rusya’ya bağlanmasından bu yana uygulanan ambargolarla diz çöktürmeye çalıştılar. Oysa zaman gösterdi ki; düşmanlık yapanlar, kendi asıl kendi halklarına ambargo uyguluyorlar. Bugün Avrupa’nın yaşadığı enerji krizi, ekonomik istikrarsızlık ve güven bunalımının nedeni NATO’dur.
Türkiye de 70 yıllık bir NATO üyesi olarak bir yol ayrımındadır. Kendi özgürlüğü, istikrarı ve ekonomik refahı için NATO perspektifiyle hareket etmeye devam edemez. Bugün Türkiye’nin mücadele ettiği terör örgütleri NATO silahları kullanıyor, batının enerji ve finans baronları Türkiye’yi yağmalıyor. Türkiye tam 100 yıl önce, Bolşeviklerden aldığı destekle bağımsızlığı için savaştı ve kazandı. 100 yıl sonra yine benzer bir tabloyla karşı karşıyayız.
Sevgili Dostlar…
Bugün Türkiye için geçerli olan ikilem Rusya için de geçerlidir. Rusya hem batı sisteminin baronlarıyla birlikte olup, hem de Kırım’ın ve Ukrayna’nın özgürlüğünü koruyamaz. Bugün dünyanın yeni bir düzene, daha adil ve eşit bir sisteme ihtiyacı var. Herkes şunu iyi bilmeli ki; yeni dünya düzeni eskinin temelleri üzerine kurulamaz.”
.
Ünver Sel, dikGAZETE.com