İstanbul
Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Bingür Sönmez, son günlerde tartışılan bir konu haline gelen "beyin göçü"ne ilişkin görüşlerini AA muhabiri ile paylaştı.
Yurt dışına giden bilim insanlarının geri dönüşünün kolaylaştırılması gerektiğine dikkati çeken Sönmez, "Tersine beyin göçünde en önemli faktör, dönüp geldiğiniz zaman 'Sistem beni kabul edecek mi?' sorusuna yanıt bulmaktır. Çünkü ülkemizde tekkeyi bekleyen çorbayı içiyor.
Dışarıda belli bir pozisyona gelmiş ve kariyer elde etmiş çok değerli insanlar var. Bu noktada Türkiye'nin liyakat problemini çözmesi, tersine beyin göçünü kolaylaştıracaktır. Ben bu konuda çok şanslı oldum." diye konuştu.
Sönmez, yurt dışında belli bir eğitimin aldıktan sonra ülkesine dönmeyi tercih eden insanların, Türkiye'deki makam ve seviyesinin en iyi şekilde tespit edilmesi gerektiğini vurgulayarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Yurt dışından dönen meslektaşlarım, Türkiye'de bir hastaneye gidiyor. Düşünün ki sizin kıdeminizin çok çok altındaki insanlar şefiniz pozisyonunda olabiliyor. Özellikle tıp alanındaki cerrahi branşlarda bu çok önemli.
Sizin yüzlerce defa yaptığınız bir ameliyatı karşınızdaki insan hiç yapmamış ama size şeflik yapıyor. Bu çok üzücü bir durumdur ve o insan sizin önünüzü açmamak için elinden geleni yapabiliyor.
Beyin göçünü engellemek için üniversiteler veya hastane yöneticileri, yurt dışına gitmiş değerli bilim insanlarımızı getirmek istiyorlarsa, onu ağırlayacak zemini de hazırlamalı. Yoksa bu insanlar iki sene içinde küsüp geri dönüyor.
Birçok meslektaşım bu durumu yaşadı. Benim ise en büyük şansım, Sayın Cem'i Demiroğlu'nun güvencesi oldu ve ülkemizde özellikle koroner cerrahinin tırmanma döneminde işime başlamam oldu. Türkiye'de çalıştığım süre içinde çok büyük ekipler yetiştirdim.
Yetiştirdiğim uzman sayısını bilmiyorum ama en az 20 doçent yetiştirdim bunun 10-12'si de profesör oldu."
Türkiye'de çalışmalarını ortaya koyabilecek zemin bulamayan meslektaşlarının, yurt dışına gitmeyi tercih ettiklerini ifade eden Sönmez, "Ekonomistler, mühendisler için de kendi çalışmalarını sunacakları altyapı bulmaları önemlidir.
Çok değerli bilim insanları Türkiye'de birtakım kutuplaşmalar nedeniyle bu insanlar, yönetici kadroya gelemezlerse ezilmelerine neden olur. Onun için yöneticilerin özellikle rektör seviyesindeki yöneticilerin, değerli bilim insanlarına sahip çıkması gerekiyor.
Her şey para değildir. Bu insanlar, emin olun sadece çalışmak ve üretmek istiyorlar." değerlendirmesinde bulundu.
"Prof. Dr. Demiroğlu sayesinde ülkeme geri döndüm"
Prof. Dr. Sönmez, Türkiye'de tamamladığı tıp eğitiminden sonra İngiltere'ye giderek orada doçent olduğunu ve dönemin İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cem'i Demiroğlu sayesinde geri döndüğünü anlatarak, "Hocam İngiltere'de doçentlik unvanımı aldıktan sonra ısrarla Türkiye'ye dönmemi istedi.
Benim o zamanlar akademik düzene güvensizliğim vardı ama hocam dönmemi istediği için 1990'nın sonunda İstanbul Üniversitesi Kardiyoloji Enstitüsü'ne doçentlik kadrosuyla geri döndüm." dedi.
Sönmez, böylece Türkiye'de kariyerine devam ettiğini belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Şayet İngiltere'de kalsaydım belki bugün çok iyi pozisyondaydım ama bu şekilde çalışmama imkan yoktu. 1990'da Türkiye'ye döndüğümde, çok iyi bir zamanlama oldu çünkü özel hastanelerde kalp cerrahisi tam bir başlangıç dönemindeydi.
O günlerde kalp cerrahisi çok pahalı bir cerrahiydi ama birden bire özel sektör, kalp cerrahisine el atınca çok büyük yatırımlar oldu. Londra'da çalıştığım dönemde her ay en az 10-15 hasta ameliyat olmak için geliyordu. Bunların birçoğu beni tanıdıkları için geliyordu.
Fakat 1990'da Türkiye'ye dönmemle beraber bu trafik kesildi ve 4-5 yıl içerisinde kimse Londra'ya kalp ameliyatı için gitmemeye başladı ve hatta Londra'daki özel hastanelere kalp ameliyatı programları bile değişti.
Yabancı ülkenin özelliği şudur, ilk birkaç yıl deli gibi çalışıyorsun sistem sana veriyor-öğretiyor daha sonra fark ediyorsun ki o sistem sürekli senden bir şeyler almaya başlıyor. O zaman hep şunu düşündüm, 'Ben bir borç ödüyorum ama 4 yılın sonunda borç bitti artık.
Şimdi kendi ülkeme, kendi insanlarıma hizmet etmeliyim...' dedim. Bu düşünce ortaya çıkmadan önce de İngiltere'deki Türk hastalara hizmet ediyordum. Gelen Türk öğrencilerine, ihtisas yapmış meslektaşlarıma da çok yardımcı oluyordum, bu da bir hizmettir.
Bütün bu hizmetlerim, Türkiye'ye döndükten sonra pozitif anlamda önüme çıktı. Ama dediğim gibi bütün bu hizmetleri kendi insanıma yapmalıydım ve böylece rahmetli hocam Prof. Dr. Cem'i Demiroğlu sayesinde ülkeme geri döndüm.
Türkiye'ye döndükten sonra da bana pek çok güzel imkanlar sunduğu için minnettarım. Nurlar içinde uyusun."
"Gençler yurt dışına gitsin sonra ülkemize geri dönsün"
Bilim insanlarının hak ettiği pozisyonun sadece para anlamına gelmemesi gerektiğini dile getiren Sönmez, "Hak ettiği sosyal şartların da hazırlaması ve sistem içerisinde güçlü olmasını sağlamak lazım." dedi.
Gençlere önerilerde de bulunan Sönmez, şunları kaydetti:
"Gençlere önerim mutlaka yurt dışına gitsinler, doya doya okusunlar ama sonunda ülkemize geri dönsünler ve hizmet etsinler. İngiltere'de yaşadığım günlerde, her hangi bir olumsuz tutum ile karşılaşmadım ama her zaman bir İngiliz'den daha çok çalıştım.
Çok çalıştığım için sistem içinde büyük kabul gördüm. Fakat belli bir süre sonra içinize gurbetlik duygusu çöküyor. Yurt dışında yaşayan bilim insanlarının da yaşadığı gurbet duygusu ve vatan özlemidir.
Yurt dışında bir süre sonra size yapılan herhangi bir yanlışlık, daha fazla üzülmenize sebep oluyor. Belki o yanlışlığı kendi ülkemizde de görüyoruz ama insanda, 'Acaba ben bunlardan olmadığım için mi bunlar başıma geliyor' diye bir kaygı oluşuyor.
Gençler öncelikle üniversiteyi Türkiye'de okusun. Yurt dışında tıp fakültesi bitiren birinin gelip Türkiye'de doktorluk yapması pratik olarak mümkün değildir.
Tıp fakültesini Türkiye'de bitirdikten sonra en az iki yıllığına yurt dışına gitsinler alacakların alsınlar ve ülkelerine geri dönsünler."
Kaynak: AA
dikGAZETE.com