İdlib
Esed rejiminin düzenlediği hava ve kara saldırısında yerinden olan Meryem Ubeyd, 6 Mart'ta yürürlüğe giren ateşkes sayesinde eşi ve torunuyla Halep'in Etarib beldesindeki evine geri döndü.
60 yaşındaki Ubeyd, bir oğlunun 2012'den bu yana tutuklu olduğunu ve hiç haber alamadıklarını belirterek, iki oğlunun Esed rejiminin bombalı saldırılarında öldüğünü, bir diğer oğlunun ise DEAŞ saldırısında gözünü kaybettiğini ve yurt dışına kaçmak zorunda kaldığını söyledi.
Kendisinin de rejim hapishanelerinde tutulduğunu ve bir süre sonra bırakıldığını ifade eden Ubeyd, "Ne tür işkencelerin olduğunu biliyorum. Oğlum için çok endişeleniyorum. Hapiste bitler bizi yedi. Kirli fayansların üzerinde uyuyorduk. Küfürlü konuşurlardı. Ölüm hapse girmekten daha kolay." dedi.
Kocası, gelini ve üç aylıkken babası tutuklanan torunuyla yaşayan Ubeyd, "İftar sofrasına belki oğlum gelir diye tabak ekliyorum. Sofraya gelip birlikte yemek yemeği umut ediyorum ama kimse gelmiyor." ifadelerini kullandı.
Çocuklarını çok özlediğini dile getiren Ubeyd, "Ramazanda çocuklarımdan birisinin gelerek bana bir bardak su vermesini temenni ediyorum. Benimle birlikte yemek yesin. Bugün yemeğimi pişirip mezarlığa gideceğim, orucumu oğlumla açacağım." diye konuştu.
Babasını hiç tanımadan büyüyen 8 yaşındaki Muhammed Süleyman, babasını bir gün görmeyi ve ona sarılmayı çok istediğini söyledi.
Minik Muhammed, "Babam hapiste. Şu ana kadar hiç göremedim. Bir defa ona sarılabilsem. Onu bir defa görüp sarılmayı istiyorum. Onu çok özlüyorum." dedi.
İdlib'de durum
Türkiye, Rusya ve İran'ın katıldığı, 4-5 Mayıs 2017'deki Astana toplantısında, İdlib ve komşu illerin (Lazkiye, Hama ve Halep vilayetleri) bazı bölgeleri, Humus ilinin kuzeyi, başkent Şam'daki Doğu Guta ile ülkenin güney bölgeleri (Dera ve Kuneytra vilayetleri) olmak üzere 4 "gerginliği azaltma bölgesi" oluşturuldu. Ancak rejim ve İran destekli teröristler, ateşkes ilanıyla durumun muhafaza edilmesinin kararlaştırıldığı 4 bölgeden 3'ünü Rusya'nın hava desteğiyle ele geçirdi ve İdlib'e yoğunlaştı.
Rejim güçlerinin Eylül 2018'de askeri yığınağına hız vermesi üzerine Türkiye ve Rusya, 17 Eylül 2018'de ateşkesi güçlendirmek için Soçi'de ek mutabakata vardı. Saldırılarına kısa bir süre ara verdikten sonra yeniden başlayan rejim güçleri, Mayıs 2019'da bölgeyi tümüyle ele geçirmek için kara operasyonu düzenledi.
Rejim ve destekçileri bu çerçevede İdlib'in önemli ilçelerinin yanı sıra güneyi ve güneydoğusu, Hama'nın kuzey ve doğu kırsalı ile Halep'in güney ve batı kırsalında çok sayıda yerleşimi ele geçirdi. Soçi mutabakatından bu yana rejim ve destekçilerinin İdlib'e saldırılarında 1800'den fazla sivil can verdi. Ocak 2019'dan itibaren yaklaşık 2 milyon sivil göç etti.
Türkiye ve Rusya, 12 Ocak 2020'de ateşkesin başlaması için mutabık kaldı ancak Esed rejimi ve müttefikleri, ateşkesi hiçe sayarak İdlib'deki saldırılarını sürdürdü.
Bunun üzerine Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 5 Mart'ta Rusya'nın başkenti Moskova'da yeni bir mutabakat sağladı.
Son ateşkes 6 Mart 2020 saat 00.01'den itibaren yürürlüğe girdi. Rejim güçlerinin zaman zaman ihlallerine rağmen, ateşkese büyük ölçüde riayet ediliyor.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com