İslam eğitimi alanında çalışan farklı ülkelerden araştırmacılar, İslam toplumlarında eğitim alanına hakim olan Batılı kuramları tartışmaya açmak, İslam medeniyetinin önerileriyle yeni bir eğitim metodu geliştirmek ve görüş alışverişleri yapmak için "Uluslararası İslam Eğitimi Kongresi"nde buluştu.
YEKDER Din Eğitimi Akademisi (DEA) tarafından, Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi (FSMVÜ) iş birliğiyle düzenlenen Uluslararası İslam Eğitimi Kongresi 2019 (International Congress on Islamic Education-ICIE), “İslam Eğitiminde Teori ve Metodoloji” ana temasıyla üniversitenin Topkapı Yerleşkesi’nde gerçekleştirildi.
Kongreye FSMVÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Zühtü Hakan Akpolat, İlim Kültür Eğitim Derneği (İLKE) Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. Nihat Erdoğmuş, YEKDER Başkanı Sedat Özgür ve birçok İslam ülkesinden eğitim araştırmacıları katıldı.
Bu yıl ikincisi gerçekleştirilen kongre ile İslam eğitimi alanında çalışan farklı ülkelerden araştırmacıların, İslam toplumlarında eğitim alanına hakim olan Batılı kuramları tartışmaya açarak bilgi ve tecrübe paylaşımı yapması ve İslam medeniyetinin önerileriyle metodolojiye yönelik yeni ve özgün çalışmaların modellenebilmesi hedefleniyor.
Kongre ile İslam'ın insan ve evrenin uyumlu tasavvuruna dayanan eğitim düsturundan yola çıkarak, dünyanın farklı yerlerinde gerçekleştirilen akademik araştırma ve çalışmaların bir araya getirilmesi, çok kültürlülükten beslenen ortak bir eğitim dilinin oluşturulması, geliştirilmesi ve yerleşebilmesi için gelenekselleştirilmesi amaçlanıyor.
- "Eğitim mirasını ortaya çıkarmayı hedefliyoruz"
FSMVÜ Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölüm Başkanı Doktor Öğretim Üyesi Muhammet Öztabak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İslam medeniyetinin çok derin ve zengin bir kültürü olduğunu söyledi.
İslam medeniyetinin oluşturduğu büyük bir eğitim mirası olduğunu dile getiren Öztabak, kongre ile öncelikle bu mirası ortaya çıkarmayı, farkındalık kazandırmayı ve insanların hizmetine sunmayı hedeflediklerini kaydetti.
Öztabak, “Tanzimat’tan bu yana daha Batıya yönelik ele aldığımız eğitimi, biraz daha öz kültürümüze, inançlarımıza ve değerlerimize uygun bir şekilde yeniden kurgulamak, yeniden ele almak, ‘insanın ne olduğu’ ile ilgili Doğu ve Batı arasındaki farkları ortaya koyup kendi kültür mirasımıza uygun bir şekilde eğitimi, inşa etmek için bu kongreyi düzenledik.” diye konuştu.
Kongrenin sonuç bildirgesinin kamuoyu ile paylaşılacağını dile getiren Öztabak, "Çok zengin kültürümüz var, birikimimiz çok fazla. Tarih içerisinde inkıtaya uğramış, kesilmeler olmuş. Ama biz tekrar bir sondajla bunları gün yüzüne çıkarmak, günümüz şartlarıyla adapte edip bunları eş güdümlü hale getirerek, günümüz insanının hizmetine sunmak istiyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.
- "Din eğitimi çok sınırlı bir alana hitap ediyor"
YEKDER Din Eğitimi Akademisi (DEA) Başkanı Arife Gümüş de YEKDER'in 20 yıldır mazisi olan, 7'den 77'ye eğitim veren bir kurum olduğunu söyledi.
Din Eğitimi Akademisi'nin işin fikriyatını ve zihinsel zemini oluşturan bir akademi olduğunu vurgulayan Gümüş, YEKDER'in kendilerine verdiği sahayı tanıma öz güveninden hareketle teorik çalışmalar yaptıklarını anlattı.
Gümüş, Türkiye'de daha çok "din eğitimi" kavramının kullanıldığına dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ama modern eğitim paradigmasının hakim olduğu eğitim sisteminde, din eğitimi çok sınırlı bir alana hitap ediyor. Dolayısıyla bugün eğitim sisteminin kullandığı teori ve metodoloji dikkate aldığımızda, üretmeye çalıştığı insan tipinde bazı problemler oluşturmaya başladığını fark ediyoruz.
Bu yeni insan tipinin üretilmesinde, daha güçlü, daha kuşatıcı, daha kapsamlı hayatta tabii olan her ne varsa ona hükmeden, güçlü bir perspektife ihtiyaç olduğunu fark ettik. Bu perspektif bizim için İslam.
Hayatın tamamını kuşatan ve bütün farklılıkların bir arada barındırabilecek, hayatın herhangi bir alanında ihmal edilmiş bir alan bırakmayan bir perspektif olarak biz 'İslam eğitimi' kavramını eğitim alanına bir nevi teklif olarak sunuyoruz."
İslam düşünce geleneğinden beslenmeyi çok önemli bulduklarının altını çizen Gümüş, bir taraftan da yaşanılan çağın küreselleşme rüzgarı ve sosyal medyanın aktif kullanımıyla birlikte neredeyse dünyada kapalı kapı bırakmamış dünyanın en ücra köşelerini insanlara açmış bir çağ olduğuna dikkati çekti.
Gümüş, "Dolayısıyla sadece kendi yerel dinamiklerimizle hareketle bir eğitim sisteminden bahsetmek çok mümkün ve olası bir şey değildi.
O yüzden biz uluslararası arenada, bu meseleyi, kavramı tartışmamız ve yeni sistem teklifini dünya insanları ile bir arada kullanmamız gerektiğine inandığımız için Uluslararası İslam Eğitimi Kongresi'ni organize ettik.
Sadece İslam coğrafyasına değil, tüm dünyaya adil, yaşanabilir, eşit bir eğitim sistemini teklif etmeyi, güçlü bir sistem önermeyi hedefliyoruz." değerlendirmesinde bulundu.