Ankara
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Başsavcısı Fatou Bensouda, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) ile üye ülkelerine, Libya'da ciddi suçlarla itham edilen kaçaklara güvenli limanlar sağlanmaması için kesin ve somut adımlar atması çağrısında bulunarak, "Mısır da içlerinde olmak üzere ilgili tüm ülkeleri Mahkeme'nin (UCM) aradığı tüm kaçakları teslim etmeye çağırıyorum." dedi.
UCM Başsavcısı Bensouda, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) üyelerine video konferans yöntemiyle yaptığı konuşmada, Libya'da hakkında yakalama emri bulunan zanlıların tutuklanmamasının "işini yapması önündeki koca bir engel" olduğunu kaydetti.
Libya'daki tarafların 23 Ekim'de BM himayesinde bir ateşkes anlaşması imzaladığını hatırlatan Bensouda, "Libya'daki vahşet suçlarının kurbanlarına, gelecekte yapılacak bir ateşkes veya başka bir anlaşmada, UCM nezdinde vahşi suçlarla itham edilen kişilerin derhal yakalanacağı ve teslim edileceği güvencesi sağlanmalıdır." diye konuştu.
"Kaçırma, işkence, yargısız infaz suçlarına dair delil topluyoruz"
Bensouda, yeni tip koronavirüs salgının getirdiği kısıtlamalar gölgesindeyken bile UCM'nin Libya'daki duruma ilişkin delil toplamak adına iki soruşturma gerçekleştirdiğine işaret etti.
Libya içinde mayın kullanımının arttığına yönelik çok sayıda güvenilir raporların kendilerine ulaştığına dikkati çeken Bensouda, BMGK'ya üye ülkelerin Libya'daki tüm silahlı gruplara "uluslararası insani hukuka uyulması ve bu kanunları kim çiğnerse bireysel olarak sorumlu olacağına" dikkati çekmesi gerektiğini belirtti.
UCM Savcısı, Libya içindeki tüm silahlı grupların sivillere yönelik kaçırma, tutsak etme, işkence, zor kullanma ve yargısız infaz gibi suçlarını araştırdığını ve delil topladığını paylaştı.
Bensouda, Libya'daki gayrimeşru silahlı güçlerin lideri Halife Hafter'e bağlı sözde komutan Mahmud el-Verfalli'nin 43 sivili infaz etmekle suçlanmasına rağmen Verfalli'nin teslim edilmesine yönelik Hafter'in de içinde yer aldığı kişilere yapılan başvuruların hepsinin yanıtsız kaldığını vurguladı.
Mısır'a kaçakları teslim etme çağrısı
Aynı şekilde Libya'nın devrik lideri Muammer Kaddafi'nin oğlu Seyfülislam Kaddafi ile Kaddafi dönemi iç güvenlik yetkilisi Tuhami Muhammed Halid'in savaş suçları ithamıyla haklarında çıkarılmış yakalama emirlerinin hayata geçirilmediğinin altını çizen Bensouda, "Tuhami'nin Mısır'da olduğu iddia ediliyor. Mısır da içlerinde olmak üzere ilgili tüm ülkelere (Uluslararası Ceza) Mahkeme'nin aradığı tüm kaçakları teslim etmeye çağırıyorum." ifadelerini kullandı.
Libya'daki göçmenlere ve mültecilere yönelik suç işleyen şahıslardan bazıları hakkında yaptırım kararı uygulanmasına rağmen bazı isimlerin ülke içindeki faaliyetlerine devam ettiğine dikkati çeken Bensouda, şunları kaydetti:
"Tutuklama kararlarının uygulanmaması Libya'daki suçların kurbanlarına adalete yönelik bir ümit aşılamamızın önündeki en büyük engel. Bu Konseyi ve üye ülkeleri, UCM önünde ciddi suçlarla itham edilen kaçaklara güvenli limanlar sağlanmaması için kesin ve somut adımlar atmaya çağırıyorum. Bu konudaki eylemsizlik, Terhune gibi yerlerde işlendiği iddia edilen korkunç suçların işlenmesinin önünü açıyor."
UCM, Terhune kentindeki toplu mezarlarda 100'den fazla cesedin gözleri ve elleri bağlı biçimde bulunduğu haberlerinin ardından yaptığı açıklamada kendi yetki alanına giren bu suçları araştırdığını duyurmuştu.
Savaş suçu işlemekle suçlanıyor
Uluslararası Ceza Mahkemesi, Libya'da DEAŞ yöntemiyle yargısız infazlar gerçekleştiren ve bunları kamera kaydına alan Mahmud el-Verfalli hakkında yakalama emri çıkarmıştı.
Savaş suçu işlediği gerekçesiyle aranan Mahmud el-Verfalli, Temmuz 2019'da Halife Hafter tarafından sözde binbaşı rütbesinden sözde yarbay rütbesine yükseltmişti.
Libya ordusu 25 Mart'ta başlattığı "Barış Fırtınası" operasyonu kapsamında 3 Haziran'da başkent Trablus'un bütün idari sınırlarında, 5 Haziran'da da Terhune kentinde kontrolü sağlamıştı.
Hafter milislerinin başkent Trablus'a yönelik 14 ay süren saldırılarında harekat ve ikmal merkezi olarak kullandığı Terhune'nin kurtarılmasının ardından Libya makamları, şehirde ve çevresinde şimdiye kadar ulaştıkları en az 23 toplu mezarda, 86 ceset ve ceset kalıntısı çıkarıldığını açıklamıştı.
Uluslararası Ceza Mahkemesinden (UCM) 22 Haziran'da yapılan açıklamada da toplu mezarlara ilişkin UCM Başsavcılığına güvenilir bilgiler ulaştığı kaydedilmişti.
Hafter yanlısı "Kaniyat" milisleri, Terhune'yi kontrol ettiği dönemde, şehirde muhalif gördüğü sivil halkı ve rakip gördüğü aşiretleri yargısız infaz etmekle suçlanıyor.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com