Uluslararası kitap yayıncılığına odaklanan ABD merkezli haftalık haber dergisi Publishers Weekly'nin editörü Edward Nowatka, bir kitapta her zaman öğrenecek yeni bir şeyler olduğunu vurgulayarak, "Zamanda geri gitmek de mümkün, kitaplarla yapabilirsiniz bunu. Uçaklarla mümkün olmayan zaman yolculuğunu kitaplarla yapabilirsiniz." dedi.
Kültür ve Turizm Bakanlığı, İBB ve Türkiye Basım Yayın Meslek Birliği (TBYM) tarafından ortaklaşa düzenlenen ve dün açılışı yapılan Uluslararası İstanbul 4. Yayımcılık Profesyonel Buluşmaları (İstanbul Fellowship), Türkiye dahil 72 ülkeden 286 yayımcıyı buluşturuyor.
Program, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ve Basın Yayın Birliği (BasYayBir) ev sahipliğinde bu yıl ilk kez düzenlenen, Anadolu Ajansının global iletişim ortağı olduğu Uluslararası Avrasya Kitap Festivali kapsamında Avrasya Gösteri ve Sanat Merkezinde yayımcılık sektörüne uluslararası iş birliği imkanları sunuyor.
Programın davetlisi olarak İstanbul'a gelen Edward Nowatka, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İstanbul Fellowship programının yayımcılar, edebiyat ajansları ve kendisi gibi kitap sektörünün gözlemcileri için harika bir fırsat olduğunu söyledi.
"Kitap sektöründe işlerin yürümesi için güvene dayalı bir ortama ihtiyaç var"Nowatka, program kapsamında profesyonellerin yüz yüze konuşma şansı elde ettiğini belirterek, "Bu organizasyon hakkındaki bir başka güzel şey de şu; Ben Amerikalıyım ve burada eşit şartlarda birçok yayımcıyla bir araya geliyorum. Amerika'nın küresel alanda iş kaynağı çok daha büyük olduğu için insanlar iletişime geçerken endişeleri oluyor ama burada küçük bir yayımcı da olsanız, büyük yayımcılarla, belki normal şartlarda görüşme imkanı bulamayacağınız yayımcılarla iletişime geçme ve güzel etkileşimlerde bulunma şansına sahipsiniz." ifadelerini kullandı.
Yayımcılık sektörünün bir insan ilişkileri işi olduğu yorumunu yapan Nowatka, kitap sektöründe işlerin yürümesi için güvene dayalı bir ortama ihtiyaç duyulduğunu vurguladı.
Nowatka, bir ülkedeki bütün kitapları okumanın mümkün olmadığına değinerek, "Bu yüzden insanları gerçekten iyice tanımanız ve onların kitap zevkine güvenmeniz gerekiyor. Kariyeriniz boyunca tüm dünyadan birçok insanla tanışıyorsunuz. İşte burası da bu iletişimin başladığı noktalardan biri. Bu ilişkiler geliştikçe insanlara olan güveniniz de artıyor. 'Evet, ben bu kitapları okumadım ama sen ve ben benzeriz, zevklerimiz aynı, buna güvenerek bu kitabı basabilirim.' demeye başlıyorsunuz." dedi.
"Çoğunluğu Müslüman olan ülkelerde şiire daha çok ilgi var"Türkiye'ye daha önce birkaç defa geldiğini söyleyen editör, İstanbul'a olan sevgisini şu sözlerle aktardı:
"İstanbul’u çok seviyorum. Zaten İstanbul'u sevmemek mümkün değil. Olağanüstü bir enerjisi var. Tarihi yaşattığını ve aynı zamanda oldukça modern olabildiğini görebilirsiniz bu şehrin. Ayrıca birçok kültürün bir arada bulunduğu bir şehir. Bu büyüleyici bir şey. Bütün bu anlattıklarımı insanları için de söyleyebiliriz. Bunları, insanlarının konuşma biçimlerinde duygusal olarak deneyimleyebilirsiniz. Bu benim oldukça hoşuma gidiyor."
"Türkiye gibi çoğunluğu Müslüman olan ülkelerde şiire daha çok ilgi olduğunu fark ettim." diyen Edward Nowatka, Türkiye kadar köklü bir tarihi olmadığı için ABD'de bu durumun daha farklı olduğunu dile getirdi.
Nowatka, bir insanın edinebileceği en güzel deneyimin birileriyle yüz yüze tanışmaktan geçtiğini söyleyerek, bunu bir insanın bakış açısını anlayabilmek için en doğru yol olarak gördüğünü kaydetti.
"İnternetin aksine kitaplar her zaman güvenilir"İkinci en iyi yolun ise okumak olduğuna dikkati çeken Nowatka, şöyle devam etti:
"Tabii ki gezme şansı olan ve bunu isteyen insanları teşvik ediyorum ama konu okumak olunca, herkes aynı şansa sahip. Hepimiz imtiyazlı insanlar değiliz. Herkesin dünyayı gezme şansı yok. Kiminin parası, kiminin ise zamanı yok bunun için ama herkes okuyabilir ve açık fikirlilikle, kalpten okursanız, bu sizi yeni bir insanla tanışmak kadar değiştirecektir. Okumak hayal gücüyle alakalı. Gezdikçe, çoğu insanın aslında aynı olduğunu fark ediyorsunuz ama her kitap farklı. Bir kitapta her zaman öğrenecek yeni bir şey bulmak mümkün. Zamanda geri gitmek de mümkün. Kitaplarla yapabilirsiniz bunu. Uçaklarla mümkün olmayan zaman yolculuğunu kitaplarla yapabilirsiniz. Telefon ve dijital medya çağında, hatta sosyal medya çağında kitaplardan ve okumaktan konuşuyor olmak çok önemli bir şey. İnternetin aksine kitaplar her zaman güvenilir bir kaynak. Kitap sektörünü desteklemek bu yüzden de çok önemli."
Kitaplar söz konusu olsa bile, gelip geçici trendlerden kaçınılamadığına dikkati çeken Nowatka, "Birkaç yıl önce boyama kitapları çok meşhurdu mesela. Herkesin bir boyama kitabı vardı, kısa süreli bir şeydi tabii. Geçtiğimiz yıl Amerika'da en çok ilgi gören kitaplar politik kitaplardı. Bu da gösteriyor ki insanlar politikayla ilgililer. Aslında biraz da gerginler. Çünkü gelecek sene seçimler var. Oldukça çekişmeli olacağını şimdiden görebiliyoruz. Çok fazla tartışma var, bu da zor bir süreç. Bu yüzden insanlar politik kitaplar okuyarak kendilerini hazırlıyorlar bu sürece, durumu daha iyi anlamaya çalışıyorlar." diye konuştu.
"Kitap sektörünü desteklemezsek hayatın ilk 18 yılını önemsememiş oluruz"Edward Nowatka, yayımcılık sektörünü desteklemenin sadece yayımcılara değil toplumun geneline de faydası olduğunu hatırlatarak, sözlerini şöyle tamamladı:
"Çocuklar okula gittiklerinde okurlar ve okudukları hakkında konuşurlar. Kitap sektörünü desteklemezsek hayatın ilk 18 yılını önemsememiş oluruz. Amerika'da üniversiteye gitmek için çok fazla para ödemek zorundayız. Başka bir ülkeden biri İngiltere veya Amerika gibi bir ülkede okumak isterse onlar da eminim çok yüksek ücretler ödemek durumunda kalacaklardır. Üniversitenin özeti budur, kitap okumak ve kitaplar hakkında konuşmak için çok fazla para ödersiniz. Tabii ki kitap sektörünü desteklemeliyiz. Bu kazan-kazan bir durum. Topluma faydası var, herkese faydası var."
Türkiye dahil 72 ülkeden 286 yayımcıyı buluşturan ve İstanbul'un bir telif marketi haline getirilmesi amacıyla düzenlenen Istanbul Fellowship, bugün sona eriyor.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com