İktidar yanlısı bir dernek olarak dikkat çeken Türkiye Yazarlar Birliği’nde yolsuzluk iddiaları ve skandallar bitmiyor.
Daha önceleri FETÖ lideri Fetullah Gülen’e ödül veren ve bunu 15 Temmuz sonrasına kadar geri almayan TYB’de bu kez de sahtekârlığı mahkeme kararıyla tescilli olan İstanbul Şube Başkanı Mahmut Bıyıklı’nın Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in özel kalem müdürlüğünde görevlendirilmesiyle zirveye tırmandı.
TYB’nin İstanbul şubesinde 2012/2014/2016 yıllarında yapılan kongrelerinde üye olmayanlara oy kullandıran, usulsüz üye yapan, kongre sırasında birçok kanunsuzluklara imza atarak kongre kazanan ekibin başındaki Mahmut Bıyıklı, yaptıkları bu sahtekarlıkların Yargıtay tarafından onanmasına rağmen MEB özel kaleminde görevlendirilmesi iktidar yanlılarının ne gibi yolsuzluklara ve kanunsuzluklara imza attıklarının somut bir örneği oldu.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi tarafından kayyum atanması kararlaştırılmasına rağmen iktidar yanlılıklarını kullanarak yıllarca kararları uygulatmayan TYB’nin oyunları artık son noktaya geldi.
Ankara Bölge Adliye mahkemesi 12. Hukuk Dairesi verdiği kararla, artık TYB’ye kayyum atanmasının yolunda hiçbir engel kalmadı.
Alınan hukuki kararları uygulamayanlar hakkında da gerekli yasal işlemlerin başlatıldığı kararın örneği aşağıdadır.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 12. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2023/1092
KARAR NO : 2023/1409
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
BAŞKAN : MUHLİS BOYUN (34314)
ÜYE : BERNA DİZDAROĞULLARI KOÇ (38678)
ÜYE : MİHRİBAN İNTEPE (11xxxx)
KATİP : ÖZNUR ÇOLAK (10xxxx)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 13. SULH HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 06.12.2022
NUMARASI : 2022/798 Esas 2022/1995 Karar
DAVACI
(İstinaf Kanun Yoluna Başvuran): CAFER VAYNİ -17279698166
VEKİLİ : Av. YUSUF ÖZER
DAVALI : TÜRKİYE YAZARLAR BİRLİĞİ DERNEĞİ ANKARA ŞUBESİ
VEKİLİ : Av. ŞEVKET KAYA
DAVANIN KONUSU : Kayyım Tayini
KARAR TARİHİ : 09.11.2023
G. KARARIN YAZIM TARİHİ: 08.12.2023
Davacı Cafer Vayni vekili; davacının üyesi olduğu Derneğin kanuna aykırı olarak genel kurul yapması sonucu yapılan genel kurul ve seçimlerin iptali için Ankara 9. Asliye Hukuk Mahkemesi 2014/66 esas nolu dosyasında dava açtığını, istinaf mercii olan Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi tarafından 2017/414 esas 2017/641 karar sayılı kararları ile davayı kabul ederek Türkiye Yazarlar Birliği Derneği’nin 18.01.2014 tarihli olağan Genel Merkez Genel Kurulu ile aynı derneğin İstanbul Şubesinin 04.01.2014 tarihli olağan genel kurulu toplantılarının iptali ile Genel Kurul toplantısının yenilenmesine karar verildiğini verilen kararın Yargıtay tarafından onandığı ve 03.08.2019 tarihinde tebliğ edilerek kesinleştiğini, müvekkilinin iş bu yargı kararının yerine getirilmesi için derneğe 18.01.2021 tarihinde noter kanalı ile ihtarname keşide ettiğini, kanuna aykırı ve usulsüz seçilen yönetim kurulunun müvekkili tarafından keşide edilen noter ihtarına rağmen halen mahkeme kararı gereği yeniden genel kurul yapılmadığını, sorumlular hakkında Ankara ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcılıkları nezdinde suç duyurusunda bulunulduğunu ileri sürerek davalı Türkiye Yazarlar Birliği Derneği'nin 18.01.2014 tarihli olağan genel kurulu kararı ile Derneğin İstanbul Şubesinin 04.01.2014 tarihli genel kurulu kararlarının mahkeme kararı ile iptal olduğu kararın kesinleşmiş olması ve müvekkili tarafından gönderilen ihtarnameye rağmen mahkeme kararının icra edilmeyişi nedeni ile derneğe kayyım atanmasına ve kayyım eliyle yeniden genel kurul yapılmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı dernek vekili; davanın davacı tarafından açılmasınını mümkün olmadığını. Derneğe kayyım atanması talebinde bulunma yetkisinin Dernekler Kanunu'nun 27.maddesiyle münhasıran dernek merkezinin bulunduğu il valisine verildiğini, dolayısıyla davacının açmış olduğu işbu davanın 'husumetten reddi' gerektiğini, davacının kötü niyetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; yapılan yargılama ve dosya içerisine alınan dava dosyalarında verilen kararlar dikkate alınarak, davacının ihraç edildiğini bildiği derneğe kayyum atanmasına ilişkin talepte bulunamayacağı gerekçeleri ile davanın aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili; mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacının bu davayı açmakta aktif dava ehliyetinin bulunduğunu açıklayarak kararın kaldırılması isteği ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
İstinaf kanun yolu 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 341 ila 361. maddeleri arasında düzenlenmiş olup, ''İncelemenin Kapsamı'' başlığını taşıyan 355. maddede açıkça; ''İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak, bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir'' demek suretiyle kural olarak Bölge Adliye Mahkemelerinin taraflarca ileri sürülmemiş hususları inceleme konusu edemeyeceği ifade edilmiştir.
Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 sayılı HMK m.33). Dava dilekçesindeki açıklamalar ve dosya kapsamına göre dava; derneğe kayyum atanması isteğine ilişkindir.
Somut olayda; davacı ve dava dışı Selim Çoraklı tarafından 30.01.2014 tarihinde davalı dernek aleyhine açılan dernek genel kurul kararının iptaline ilişkin davanın Ankara 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/66 esas-494 karar sayılı ilamı ile davanın reddine karar verildiği, verilen kararın davacılar tarafından istinaf edilmesi üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16.Hukuk Dairesinin 22.06.2017 tarh, 2017/414 esas-641 karar sayılı kararı ile davacı Selim’in toplantı tarihinde Dernek üyesi olduğu ve genel kurula katıldığı, davacı Cafer’in ise şube yönetim kurulu kararı ile 10.07.2012 tarihinde üyelikten çıkarıldığı anılan davacıya ihraç kararının usulüne uygun genel kurul toplantısından önce tebliğ edilmediği, geçersiz olan olağan genel kurul kararına karşı her iki davacının dava açabileceği de belirtilmek suretiyle mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kabulü ile davalı derneğin 18.01.2014 ve aynı derneğin İstanbul Şubesinin 04.01.2014 tarihli olağan genel kurulunda alınan kararların ayrı ayrı iptaline karar verildiği, verilen kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 8.Hukuk Dairesince 13.05.2019 tarihinde onanmasına dair hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır.
Tüm bu açıklamalar dikkate alındığında, davacının eldeki davayı açabileceği anlaşıldığından, mahkemece yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmiş olması doğru değildir.
O halde; daha önce verilen ve derecattan geçen mahkeme kararı da dikkate alınarak davacının bu davayı açabileceği gözetilerek işin esasına girilmesi, davalı derneğe kayyum atanması şartları bulunup bulunmadığının yasal düzenlemeler dikkate alınarak araştırılması, tüm delillerin toplanması, iddia ve savunma çerçevesinde toplanmış ve toplanacak delilleri hep birlikte değerlendirdikten sonra, hasıl olacak sonuca göre, işin esası hakkında bir karar vermekten ibarettir. Tüm bu açıklamalar karşısında; davacı vekilinin istinaf isteği yerinde görülerek, mahkeme kararının kaldırılması, yukarıda belirtilen ilkeler doğrultusunda yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesi gerektiği kanaatine varılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :
1)Davacı vekilinin istinaf itirazlarının HMK’nın 355.maddesi uyarınca kamu düzeni ilkesi de gözetilmek suretiyle kabulü ile, Ankara 13.Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 06.12.2022 tarih, 2022/798 Esas-2022/1995 Karar sayılı kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/(1)-a.4 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2)Yukarıdaki açıklamalar dikkate alınarak, belirtilen usul doğrultusunda mahkemece uygulama yaptırılarak, sonucuna göre bir hüküm kurulması bakımından, davanın yeniden görülebilmesi için dava dosyasının kararı veren Ankara 13.Sulh Hukuk Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
3)İstinaf başvurusu kabul edilen davacı tarafından istinaf başvurusu sırasında peşin alınan istinaf karar ve ilam harcının istek halinde ilgilisine iadesine,
4)Davacı tarafından yapılan istinaf başvurusu ile ilgili giderlerin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, davacı tarafından istinaf başvurusu sırasında karşılanan gider avansından, varsa kalan kısmın, karar kesinleştiğinde talebi halinde ilgilisine iadesine,
5)Kararın kesin olduğu dikkate alınarak, hukuki dinlenilme hakkı gereği HMK’nın 27. maddesi ile HMK'nın 302/(5). maddesi uyarınca Dairemiz kararının ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine, harç ve diğer işlemlerin de ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda oybirliği ile 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi. 09.11.2023
Başkan 34314 Üye 38678 Üye 118929 Kâtip 100312