ANKARA (AA) - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında Gölbaşı'ndaki TÜRKSAT yerleşkesinde yayınları kesmeye çalıştığı iddia edilen 5'i sivil 17 kişinin yargılandığı davada, sanıkların esas hakkındaki savunmaları tamamlandı. Dava, hükmün açıklanması için 23 Ekim'e ertelendi.
Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu 12 sanık ve avukatları ile müdahil tüzel kişiler Başbakanlık, Milli Savunma Bakanlığı ve TÜRKSAT'ın avukatları ve bazı müdahil gerçek kişiler katıldı.
Sanık Salih Mehmet Dağköy ile tutuklu bulunduğu Sincan L Tipi Kapalı Cezaevinden telekonferans sistemiyle bağlantı kurulan duruşmada, sivil sanıklardan Burhan Güneş hakkında ByLock kullanıcısı olduğu gerekçesiyle açılan ve TÜRKSAT davasıyla birleştirilen dava kapsamındaki savunması soruldu.
Güneş, aleyhinde ifade veren kişinin beyanları ve ByLock kullandığı suçlamalarını reddetti. ByLock verilerinin MİT kaynaklı olduğunu ve adli delil şeklinde kullanılamayacağını iddia eden Güneş, beraat talebinde bulundu.
Cumhuriyet savcısı, Güneş'in, birleşen dosya açısından "silahlı terör örgütüne üye olmak" ve "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçundan cezalandırılmasını istedi.
Esas hakkındaki savunmalarSavunmalarını yapmak için önceki duruşmada süre isteyen sanıkların esas hakkındaki savunmalarına da devam edildi.
Sanık Melih Varol, "hakkındaki isnatların mesnetsiz olduğunu", olay günü Kırıkkale'de bulunduğunu savunarak, "Ömrümde TÜRKSAT yerleşkesinde bulunmadım. Kamera çözüm tutanaklarındaki o gece orada bulunduğum iddiası doğru değil." diye konuştu.
Varol, 2 telefon hattı kullandığını, bunlardan birini Kuzey Irak'ta görev yaparken, o bölgede çektiği için aldığını belirterek, "Savcılıkta bana 'Telefonun yanında mıydı?' diye sordular. Hangisi olduğunu anlamadığım için 'Yanımdaydı.' dedim. O gece yapılan görüşmelerin ses kaydı çıkarılırsa, ben olmadığım anlaşılacaktır. HTS kaydından dolayı 15 aydır içerideyim." iddiasında bulundu.
Kendisini TÜRKSAT'ta teşhis eden A.Ç'nin teşhisinin çelişkili ve hatalı olduğunu, FETÖ veya başka bir dini grupla ilgisi olmadığını ileri süren Varol, beraatini istedi.
Sanık eski ÖKK personeli İbrahim Altınok da FETÖ ile hiçbir bağı bulunmadığını iddiasını paylaştı. Altınok, 15 Temmuz Cuma saat 20.30'da "eğitim tatbikatı" gerekçesiyle Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayına gitmesi gerektiğinin söylendiğini, hasta olduğunu belirtmesine rağmen gitmek zorunda kaldığını savundu.
Ardından TÜRKSAT'a yönelik terör saldırısı olduğu ve oraya gidiliceğinin söylendiğini ifade eden Altınok, helikopterle TÜRKSAT'a ulaştıklarını anlattı. Altınok, TÜRKSAT'ta müşteki yaralılara yardım ederek hayatlarını kurtardığını ve kamera kayıtları incelendiğinde kimsenin ölümü ya da yaralanmasına sebep olmadığının anlaşılacağını öne sürdü.
Olaylar sırasında silah kullanmadığını, bulunduğu helikopterden de ateş açılmadığını iddia eden Altınok, helikopterden indiğinde çatışma seslerini duyduğunu, yaralıları gördüğünü, başlarında durduğunu ve yardım etmeye çalıştığını savundu.
Altınok, o gece yaralanan müştekilerin de kendisiyle aynı ifadeleri verdiklerini, kendisinden şikayetçi olmadıklarını söyledi.
Suçlamaları reddettilerEski ÖKK personeli sanık Fatih Arslan ise "tatbikat" amacıyla saat 22.30 sıralarında Çankaya Köşkü içindeki Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayına gittiğini, burada darbe girişiminden haberdar olduğunu ve derdest edilerek Akıncı Üssüne götürüldüğü iddiasını dile getirdi.
TÜRKSAT'a hiç gitmediğini, Akıncı Üssü'ndeki kargaşadan yararlanarak kaçtığını savunan Arslan, suçlamaları kabul etmediğini, örgüt üyesi olmadığını öne sürdü.
"Kullanıldığımı düşünüyorum"Eski ÖKK personeli Mesut Sancak da suçlamaları reddetti. "Kullanıldığını, bir oyunun içinde kaldığını" ileri süren Sancak, TÜRKSAT'a gittiğinde kimseye ateş açmadığını ve kimseyi tehdit etmediğini savundu.
"Terör saldırısı" denilerek gittikleri TÜRKSAT'ta yaşananların ardından oyuna getirildiğini anladığını, bir an önce oyunun dışında kalması gerektiğini düşündüğünü iddia eden Sancak, "Bir şeklide bir oyunun içine çekildik. Vatan haini olarak yargılanıyorum. Babam evlatlıktan reddetmiş. Bir ömür boyu içerde kalacaksam vicdanımın rahat olması lazım, onun için doğru şeyleri söylemem lazım. Kullanıldığımı düşünüyorum. Bizi bu oyuna getirenler kimse, Allah'ından bulsun." diye konuştu.
"Bana 'Terör saldırısı var' dediklerinde inanmamam beklenemezdi"Eski ÖKK personeli eski yüzbaşı Mustafa Altunay, lehine hiçbir delilin toplanmadığını ileri sürdü.
Hakkındaki iddiaları reddeden Altunay, terör saldırısı emrini alarak TÜRKSAT'A gittiklerini, ülkenin o dönem içinde bulunduğu dönemi düşünerek bunda gariplik sezmediklerini savundu.
Darbe girişiminden bir süre önce sürekli terör ihbarı geldiğini kaydeden Altunay, çözüm süreci ve sonrasında Güneydoğu'da TİM komutanı olarak görev aldığını, bu operasyonlar sırasında yazılı değil, komutanların talimatıyla indirilen Telegram programı üzerinden gelen emirlerle faaliyet yürüttüklerini anlattı.
Altunay, "Bütün bu faaliyetleri yapıp Ankara'ya geldikten sonra bana 'Terör saldırısı var.' dediklerinde inanmamam beklenemezdi" dedi.
Osman Kemal Küçük de Özel Kuvvetler Eğitim Destek Taburu TİM personeli sağlık uzmanı astsubay kıdemli başçavuş olarak görev yaptığını, istemeden darbe teşebbüsü içinde yer aldığını savundu.
TÜRKSAT yerleşkesine giderek yayınları kesmeye çalıştıkları iddiasıyla yargılanan sivil sanıklardan Aydın Yavuz, hakkındaki suçlamaları kabul etmedi. Yavuz, TÜRKSAT'a yayınları kesmek üzere gitmelerinin söz konusu olmadığını iddia etti.
ByLock kullandığı belirlenen Yavuz, bu iddiayı da reddetti.
Bütün suçlamalara karşı esas hakkındaki savunması sorulan sanık Burhan Güneş de suçlamaları reddetti, beraat talebinde bulundu.
Sanık avukatları da müvekkillerinin suçsuz olduklarını iddia ederek, beraat istedi.
Mahkeme heyeti, savunmaların tamamlanması sonrasında müzakereye çekildi.
Ardından Mahkeme Heyeti Başkanı Bayram Kantık, dosyanın hüküm verilmek üzere incelemeye alınmasını kararlaştırdıklarını ve davayı 23 Ekim saat 14.30'a ertelediklerini duyurdu.
2 sanık sonradan geldiÖte yandan, duruşmada hazır edilmesi için önceki celsenin ara kararı uyarınca müzekkere yazılan tutuklu sanıklardan Osman Kemal Küçük ve Ersan Kuluçlu'nun, Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesinin Sincan'da gördüğü "Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayına" ilişkin darbe girişimi davasında bulundukları, bu sebeple duruşmada hazır edilemedikleri belirtildi.
Heyet, Küçük ve Kuluçlu'nun hazır edilmesi için mahkeme kalemine müzekkere yazdırdı. Öğle arasının ardından sanıklar Küçük ve Kuluçlu, duruşmada hazır edildi.
Esas hakkındaki görüşCumhuriyet Savcısı Mustafa Manga, esas hakkındaki görüşünde, üzerlerine atılı suçları işlediklerinin yargılama ve toplanan delillerden anlaşıldığı belirtilerek, tüm sanıkların "Anayasayı ihlale teşebbüs, TBMM'yi ortadan kaldırmaya teşebbüs, hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçlarından 3'er kez ağırlaştırılmış müebbetin yanında "silahlı terör örgütüne üye olma" suçundan 15'er yıla kadar hapisle cezalandırılmalarını istemişti.
Asker sanıklar için "kasten öldürmek" suçundan 2 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis de istenen görüşte, asker sanıkların "nitelikli kasten öldürmeye kalkışma, kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma, nitelikli yağma, mala zarar verme suçlarından" ayrı ayrı cezalandırılmalarına karar verilmesi talep edilmişti.
İddianameİddianamede, sanıkların darbe girişimi gecesi yayınların kesilmesi için TÜRKSAT'a gittikleri, sivil sanıkların de aynı amaçla "teknik personel" olarak burada bulundukları anlatılmıştı.
TÜRKSAT AŞ Tesisler İşletme Direktörü Ahmet Özsoy, güvenlik amiri Ferhat Derecik ve şirket görevlisi Ali Karslı'nın, darbecilerden önce tedbir amacıyla kuruma geldikleri ve personeli yönlendirdikleri ifade edilen iddianamede, çevre kontrolü yaptıktan sonra araçla nizamiye kısmına gelen Özsoy ve Karslı'nın, sanıkların ateş açması sonucu şehit olduğu, Derecik'in de yaralandığı belirtilmişti.
Muhabir: Barış Kılıç, Aylin Sırıklı