Gündem

TÜRKSAT'a kendileri değil telefonları gitmiş

15 Temmuz darbe girişimi sırasında TÜRKSAT'a yapılan baskın sırasında aynı bölgede cep telefonları sinyal veren sanık eski Kara Pilot Binbaşı Ateştemur ile Kara Pilot Yarbay Uyanık, indirme yapan helikopterlerde yer almadıklarını iddia etti. - Anadolu Ajansı

TÜRKSAT'a kendileri değil telefonları gitmiş
04-08-2017 00:02

ANKARA

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Kara Havacılık Komutanlığındaki eylemlere ilişkin 152'si asker, 3'ü sivil 155 sanık hakkında açılan davaya sanık savunmalarıyla devam edildi.

Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza ve İnfaz kurumlarındaki duruşma salonunda görülen davanın öğleden sonraki bölümünde eski Kara Pilot Yarbay Sezgin Uyanık ve eski Kara Pilot Binbaşı Abdullah Ateştemur savunma yaptı.

Savunmasının ardından çapraz sorgusuna geçilen Ateştemur, mahkeme başkanı, duruşma savcısı ve taraf avukatlarının sorularını cevapladı.

Ateştemur, bir soru üzerine telefonunu Akıncı Üssü'ndeki terminal odasında şarjda unuttuğunu, daha sonra yerinde bulamadığını, ilerleyen saatte aynı yerde şarjda gördüğünü iddia etti.

Müşteki avukatının, "Telefonunuz darbe girişimi sırasında Gölbaşı'ndaki TÜRKSAT binasına asker kılığındaki teröristlerin indirme yaptığı sırada sinyal veriyor. Telefonunuz helikopterde ama siz değilsiniz. Sizce bu garip bir durum değil mi?" sorusuna Ateştemur, TÜRKSAT'a giden helikopterde bulunmadığını öne sürdü.

Terörle mücadele için gittiği Akıncı'da uyuya kalmış

Bir başka avukatın, "Terörle mücadele etmek için apar topar Akıncı Üssüne gidiyorsunuz ama ne hikmetse bu kapsamda bir şeyler yapmak yerine uyumayı tercih ediyorsunuz. Sabaha kadar mı uyudunuz?" sorusuna Ateştemur, darbecilerin kullandığı 143. Filodan uzak bir yerde uyuduğunu, uçak ve bombalama seslerini duymadığını iddia etti.

Mahkeme Başkanı Oğuz Dik, sanık Ateştemur'a, "O kadar saat orada beklemişsin herhangi bir şeye şahit olmadın mı?" sorusunu yönetti. Olağandışı bir gelişmeye şahit olmadığını öne süren Ateştemur, "Beni çağıran amirim 'Öl' dese ölürüm, 'Kalk' derse kalkarım bu kadar basit. Amirim beni konuşmak için çağırıyor, ben de nezaketen gidiyorum. Mağdurum darbecilerden şikayetçiyim." dedi.

"Darbe girişiminin kimin tarafından yapıldığına" ilişkin soruya cevap vermek istemediği dile getiren Ateştemur, darbe teşebbüsünden bir gün sonra haberdar olduğunu savundu.

Çankırı'dan mühimmat getiren eski yarbay da savunma yaptı

Sanık eski Yarbay Uyanık da darbe girişimi öncesi Kara Havacılık Komutanlığında Hava Ulaştırma Grup Komutanlığına bağlı Hizmet Tabur Komutanı olduğunu söyledi.

15 Temmuz'da Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Salih Zeki Çolak’ın uçuş yapacağının söylenmesi üzerine B200 model uçağı hazırlayıp VIP apronuna çektirdiğini, uçuşun gerçekleştirilmesini beklerken, hangar emniyet nöbetçi Astsubay Sebahattin Şahin'e hangarların denetleneceği emri geldiğini, bunun üzerine tulum giydiğini ifade etti.

Hangarda denetleme olacağını düşünerek beklediğini, ancak 19.30 civarı Orgeneral Çolak ve beraberindekilerin CH-47 model helikopteri incelemeye gittiğini anlatan Uyanık, denetleme olacağı düşüncesiyle beklemeye devam ettiğini, bu sırada da birikmiş evraklarıyla ilgilendiğini söyledi.

Uyanık, düğündeyken gelip iş başı yaptığını öğrendiği eski Albay Oğuz Yalçın’ın odasına başka pilotlarla gittiğinde, Yalçın'ın helikopterlere terör saldırısı gerekçesiyle tahliye emri verdiğini belirterek, bunun üzerine kol halinde uçuşa geçtiklerini, öndeki helikopteri takip ederek Akıncı Üssüne indiklerini anlattı.

Kursiyer teğmenleri Genelkurmaya taşımış

Burada eski Pilot Albay Uğur Kapan'ın kendilerini karşıladığını ifade eden Uyanık, daha sonra eski Yarbay Halil Gül'ün komutasında yine kol halinde Kara Harp Okuluna giderek buradaki kursiyerlerin bir bölümünü Genelkurmay Başkanlığına taşıdığını söyledi. Uyanık, bir grup daha götürürken alçak uçuş yapan bir uçağın ışıklarını gördüğü, güvenli olmadığı gerekçesiyle uçuşu iptal edip aldığı kursiyerleri Kara Harp Okuluna bırakıp Güvercinlik'e döndüğünü bildirdi.

Genelkurmay Başkanlığında ateş eden kimse görmediğini de iddia eden Uyanık, bu uçuşları gerçekleştirirken hiç kimsenin uçuş yasağından bahsetmediğini öne sürdü.

Kullandığı helikopterde küçük bir hasar olduğunu, bu yüzden başka birine geçtiğini ve koltuğunda yaklaşık bir saat uyuduğunu söyleyen Uyanık, saat 05.20'de Binbaşı Deniz Aldemir'in kendisini uyandırıp acil görev olduğunu söylediğini bildirdi. Uyanık, Genelkurmay Başkanlığına götürülmek üzere Çankırı'dan malzeme getirme emri verildiğini savunarak, dönüşte havadayken teknisyene kargo kutularına ne taşıdıklarına bakmasını söylediğini öne sürdü.

Helikopteri Akıncı'da bırakıp otostopla kaçmış

Kargo üzerindeki mermi kalibre işaretlerinden mühimmat taşıdıklarını anladığını iddia eden Uyanık, bunlarla şehir üstünde uçmak güvenlik riski oluşturacağı için emre karşı geldiğini ve Genelkurmay Başkanlığı yerine yakınında yerleşim yeri olmayan Akıncı Üssüne gidip iniş yaptığını ifade etti.

İddia edildiği gibi "Yurtta Sulh" parolası kullanarak Akıncıya inmediğini öne süren Uyanık, buraya geldiğinde ortamın karışık olduğunu gördüğünü, emre de itaat etmediği için üstünü değiştirip ağaçlık bölgeden dışarı kaçtığını söyledi.

Uyanık, yolda otostop çekip Yenimahalle'deki evine gittiğini, evdeyken Kara Havacılık Komutanlığını arayıp kullandığı mühimmat yüklü helikopterin Akıncı Üssünde olduğunu söylediğini, sonraki süreçte de gözaltına alındığını ileri sürdü.

Duruşma yarına ertelendi.

dikGAZETE.com
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER