Sağlık Bilimleri Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cevdet Erdöl, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Türkiye'nin Otomobili"nin ülke ekonomisine katkılarının yanında, sera gazı emisyonları, hava kirliliği ve gürültüyü azaltma konularında da yardımcı olacağını ifade ederek, Türkiye'de trafiğe kayıtlı araçların yüzde 38'inin dizel yakıt tükettiğini ve bu yakıtın Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından asbest, arsenik ve hardal gazıyla aynı ölümcül kategoride değerlendirildiğini anlattı.
DSÖ verilerine göre, dünyada her 10 kişiden 9'unun hava kirliliğinin tehlikeli boyutlara ulaştığı yerlerde yaşadığını aktaran Erdöl, "Dış ortamda yaşanan hava kirliliği nedeniyle dünyada her yıl yaklaşık 3,5 milyon, ülkemizde de 29 bin kişi hayatını kaybediyor. Dış ortam kirleticilerinin en önemli nedenleri arasında dizel araçlar başı çekiyor." dedi.
Farklı ülkelerde de dizel ve benzinli araçların tamamen kaldırılması çalışmaları yürütüldüğünü kaydeden Erdöl, "Gelişmiş ülkelerde 2030'a kadar dizel araçlar kademeli olarak yasaklanacak. Dünyanın en büyük otomotiv üreticileri bu doğrultuda yatırım yapıyor. Bu yasak sadece dizel araçlarla sınırlı kalmayacak. 2050'ye kadar benzinli araçların da satışının yasaklanması planlanıyor. Yeni nesil otomobiller çevre dostu olarak kabul edilen LPG ve elektrikli olarak üretilecek. Bu bilgiler ışığında bakıldığında Türkiye'nin Otomobili ekonomik göstergelerin yanı sıra temiz hava, temiz çevre ve sağlık anlamına da geliyor." değerlendirmesini yaptı.
Milano'da dizel araçların trafiğe çıkmasının 25 Mart 2019'da alınan kararla yasaklandığını ve bu araçların kente girişine izin verilmediğini söyleyen Erdöl, dizel araçların saldığı egzoz dumanının bileşiminde temiz nefes almayı engelleyen zehirli partiküller bulunduğunu belirtti.