Teknoloji

Türkiye’den siber güvenlik konusunda dev atak

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, "Biz siber güvenliği milli güvenlik olarak kabul ediyoruz. Bir ülkenin milli güvenliği neyse siber güvenliği de aynı. Türkiye siber güvenlik konusunda farkındalık oluşturan...

Türkiye’den siber güvenlik konusunda dev atak
23-03-2016 15:47
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, "Biz siber güvenliği milli güvenlik olarak kabul ediyoruz. Bir ülkenin milli güvenliği neyse siber güvenliği de aynı. Türkiye siber güvenlik konusunda farkındalık oluşturan ilk 10 ülke arasında yer alıyor" dedi.
HAVELSAN’ın Siber Savunma Teknoloji Merkezi’nin (SİSATEM) açılışı düzenlenen törenle gerçekleşti. Açılış törenine Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, HAVELSAN Genel Müdürü Ahmet Hamdi Atalay, HAVELSAN Yönetim Kurulu Başkanı Yüksel Öztekin ve çok sayıda davetli katıldı. Törende konuşmasına "ASELSAN’dayız bugün" diyerek başlayan Bakan Yıldırım, "HAVELSAN’dayız düzeltelim. Demek ki ASELSAN niye bizim kafamızda fazla yer yapmış. Çünkü ASELSAN, OGS sistemini kuran ve uzun süre işleten bir kuruluş. HAVELSAN ile biraz daha fazla meşgul olmamız gerekiyor. Buradan o anlaşılıyor" diye konuştu.

"BİZ SİBER GÜVENLİĞİ MİLLİ GÜVENLİK OLARAK KABUL EDİYORUZ"
Siber dünyanın çok hızlı geliştiğini belirten Yıldırım, "Elektronik ortamda yapılan her iş her işlem her türlü üretim siber alemi oluşturuyor. O alem işi kullanıldığı zaman insanların, toplumların, ülkelerin hayatını çok kolaylaştırıyor. Ama kötü amaçlı kullandığı zamanda dünyasını karartabiliyor. Siber saldırılar o kadar ucuz elde edilen ürünlerle yapılıyor ki bazen 100-200 dolarlık bir maliyetle bir kişi bir ülkenin temel alt yapılarını, kritik alt yapılarını işlemez hale getirebilir, hayatı durdurabilir. Edinimi kolay, sonuçları ise çok pahalı. Onun için biz siber güvenliği milli güvenlik olarak kabul ediyoruz. Bir ülkenin milli güvenliği neyse siber güvenliği de aynı. Türkiye siber güvenlik konusunda farkındalık oluşturan ilk 10 ülke arasında yer alıyor" ifadelerini kullandı.
2012’de ilk defa bakanlığı zamanında Bakanlar Kurulu kararıyla siber güvenlik konusunda bir kurul oluşturulması, bu çerçevede yapılacak çalışmaların başlatılması kararının verildiğini hatırlatan Yıldırım, daha sonra bu kurulun bir yasal dayanağa da kavuştuğunu ve artık Bakanlığın yasal görevleri arasında yer aldığını anlattı.

"BUNUN SEBEBİ KÖLELEŞTİRİLMİŞ BİLGİSAYARLAR"
Bakan Yıldırım, şunları kaydetti:
"2012-2016 Eylem Planı yapıldı. Şimdi de 2016-2019 Eylem Planı’na geçtik. Bunun çalışmalarını başlattık. Her iki ayda bir bu kurul düzenli olarak toplanıyor. 2016’dan itibaren bu konuda daha fazla yapmamız gereken şeyler olduğunu gördük. Dünyanın her tarafından herkes birbirine saldırıyor. İnternetin olduğu, dolaşımın olduğu her yerde herkes birbiriyle iletişim halinde. Bu iletişim iyi amaçlı da olabiliyor, kötü amaçlı da olabiliyor. Bir anlamda bilişimde, iletişimde bu teknolojilerde ne kadar ileri seviyedeyseniz ülke olarak saldırılara o kadar fazla muhatapsınız veya daha fazla saldıran ülke konumundasınız. Bu bakımdan Türkiye aslında saldıran ülkeler grubunda ön sıralarda yer almasına rağmen gerçek böyle değil. Bunun sebebi köleleştirilmiş bilgisayarlar. Dünyada 2 milyonun üzerinde köleleştirilmiş bilgisayar olduğu hesaplanıyor. Biz farkında olamayabiliyoruz ama kullandığımız kişisel bilgisayarlar kötü niyetli bazılarının eline geçmiş olabilir. Bunlarla da siber suç işlenmiş olabilir."

"BU MERKEZ BİZİM SİBER GÜVENLİK AMAÇLARIMIZIN, HEDEFLERİMİZİN KISA SÜREDE GERÇEKLEŞTİRİLMESİ VE BU ALANDAKİ AÇIĞIMIZIN KAPATILMASI İÇİN ÖNEMLİ BİR İMKAN"
Yapılması gerekenler konusunda ise Yıldırım, "Dünyada Türkiye’de siber tehditlerin boyutu 400-500 milyar dolarlık bir yıllık kayıp veriyor ülkeler. 500 milyar dolar eğer göçmenler için harcansa bunların hiçbir sorunu kalmaz. Yapacağımız en önemli işlerin başında siber savunma alt yapımızı geliştirmek. Bu akıl teriyle oluyor. Çalışacağız, işin sırrına sahip olacağız. Süratle yerli yazılımlarımızı, donanımlarımızı üretmemiz lazım. Bununla yetinemeyiz" dedi.
HAVELSAN’ın Siber Savunma Teknoloji Merkezi’nin bu işin merkezinde olduğunu ifade eden Bakan Yıldırım, "15 bin insan bugünden yarına bunu yetiştirmek mümkün değil. Siber güvenlik uzmanı aradığınız zaman bulamıyorsunuz. Çünkü kolay kolay yetişmiyor. Yıllarca bekleyecek halimiz yok. O halde bu merkezlerle açığı kapatacağız. Bu merkez bizim siber güvenlik amaçlarımızın, hedeflerimizin kısa sürede gerçekleştirilmesi ve bu alandaki açığımızın kapatılması için önemli bir imkan. Bu merkez tek başına da yetmez. Bu merkezlerin sayısını da arttırmamız lazım. 2012’den bu yana üç tane ulusal düzeyde, bir tane de uluslararası siber güvenlik tatbikatı gerçekleştirdik. Bu şu demek. Kuruluşlara çağrı yapılıyor. ’Deniliyor ki buyurun, siz alt yapınızın güvenliğini denemek istiyor musunuz?’ Her bir tatbikatta yaklaşık 50-60 kurum katıldı. Bu kurumlar siber güvenlik imtihanına tabi tutuldu. Bazıları geçti, bazıları geçemedi. USOM 20 bine yakın siber tehdit tespit etmiş. 300 üzerinde zararlı yazılım, 5 milyondan fazla da bulaşma girişimi tespit etti. Bunlar daha buzdağının gözüken kısmı. O kadar başdöndürücü hızla gelişiyor ki bu sektör artık bütün alanlarda sanayi dört sıfırı konuşuyoruz" açıklamasında bulundu.

"ALIN TERİYLE DEĞİL, AKIL TERİYLE ÜRETECEK KONUMA GELDİK"
Makinelerin, nesnelerin artık birbirleriyle haberleşir hale geldiğini söyleyen Bakan Yıldırım, şöyle konuştu:
"Bunun bir adım sonrası insan zihninin analizidir. Bu kadar büyük boyutlu bir işten bahsediyoruz. Siber anlamda güvenli olmak için caydırıcı kabiliyetinizin olması lazım. Sadece savunmak yetmez. Operasyonel kabiliyetiniz arttığı müddetçe bölgesel küresel olarak gücünüz artar. Onun için bu alan Türkiye için tehditten ziyade bir fırsattır. Düşük maliyetlerle akılla mukayeseli üstünlüğü sağlayacağınız bir alandan bahsediyoruz. Demek ki yüksek teknoloji gerektiren yüksek katma değerleri ürünleri artık alın teriyle değil, akıl teriyle üretecek konuma geldik. Tüm kaynaklarımızı bu yönde mobilize etmek bu alanda kısa sürede dünyanın önde gelen ülkeleri arasına girebilmek. Yeni hedefimiz bu olmalıdır. Özellikle son 10 yıl içerisinde savunma sanayiini öncelikli hedef olarak görüyorum. Bu alana açık çek her türlü desteğini veren Sayın Cumhurbaşkanımıza, Başbakanımıza teşekkür ediyorum. Türkiye bu alanda 30 milyar doların üzerinde yatırım yaptı. Şimdi de 1,5 milyar dolar bu bir başlangıç ihracat seviyesine ulaştı. Bu da bizim mukayeseli üstünlük alanlarımızdan bir tanesidir. Buraya yapılan yatırım aynı zamanda siber güvenliğe yapılan yatırımla aynı anlama geliyor."

"BÖYLE BİR TESİSE İHTİYACI VARDI"
Milli Savunma Bakanı Yılmaz ise, siber savunma teknoloji merkezinin hem HAVELSAN için hem de Türkiye için hayırlı uğurlu olması temennisinde bulunarak, "Milli çözümler üreteceğiz, eğitim vereceğiz, koruma hizmeti vereceğiz, yerli yazılımlar gerçekleştireceğiz ve Türkiye’deki siber farkındalığın oluşmasını sağlayacağız. Eskiden savaşlar karada yapılırdı. Sonra denize geçti. Daha sonra hava savaşları. Uzay savaşları da katıldı. Ama en sonuncusu herhalde siber savaşlarıdır. Ben NATO’da da dile getirdim. Siber saldırı bir savaş sebebidir. Nükleer savaştan önce bir ülkeye verilebilecek en büyük zarar siber savaş yoluyla verilecek. Nükleer teknolojiye her ülkenin sahip olabilmesi mümkün değil, uzun süre büyük bir kaynak gerektiriyor. Fakat bu öyle değil. Çok kısa zamanda çok daha ucuza riski de çok az. Pekala nükleer savaşın verebileceği zararı siz siber saldırıyla verebiliyorsunuz. Türkiye’nin böyle bir tesise ihtiyacı vardı. İnşallah Türkiye kendi ülkesini değil, Balkanlar’da da, Ortadoğu’da da, Kafkasya’da da kendisinden bu konuda yardım talep eden her ülkeye de yardım verme konusunda açık olacaktır. Türkiye’nin siber teknolojileri merkezinde insan kaynakları yetiştireceklerine inanıyorum. Bu insan kaynakları gücü olacaktır. Türkiye’nin bu alandaki marka olmasını sağlayacaktır" ifadelerini kullandı.

"BİZİM 15 BİN CİVARINDA SİBER GÜVENLİK UZMANI İHTİYACIMIZ OLDUĞU AÇIK"
Genel Müdür Atalay ise, siber güvenlik konusunun çok kapsamlı bir konu olduğunu kaydederek, "Üç temel unsuru var siber güvenlik söz konusu olduğunda. Bunlardan bir tanesi teknoloji tarafı, diğeri insan kaynakları tarafı, diğeri de uygulama ve süreçler tarafı. Bugün bizim ağırlıklı olarak işin teknoloji ve insan boyutuyla ilgili Türkiye’ye katkısı olacağını düşündüğümüz merkezimizin açılışını birlikte yapıyor olacağız. Siber güvenlik bizim işimizin doğal bir uzantısı. Çok fonksiyonlu bir merkez aslında burası. Bu merkez bir Ar-Ge merkezi. Piyasada muadilleri var olan pek çok ürünü milli olmak zorundayız bu alanda diye. Onların millileştirilmesini, yerlilerini yapmaya çalışıyoruz. Bu merkezimiz test ve doğrulama merkezi. Herhangi bir ürünü bizim dışımızda geliştirilmiş bir ürünü içinde zararlı kod var mı ya da arka kabı diye tabir edebileceğimiz kontrolsüz işlemlerin yapılabileceği bir açığı var mı diye test edebilme kabiliyetimiz var burada. Burası bir eğitim merkezi. Yapılan bir istatiğe göre dünyada yaklaşık 1,5 milyon siber güvenlik uzmanı açığı olduğu hesaplanıyor. Bunun yüzde 1’nin bizde de olacağı düşünülürse bizim 15 bin civarında siber güvenlik uzmanı ihtiyacımız olduğu açık. Biz bu merkezde hem siber güvenlik uzmanı yetiştirmeyi hedefliyoruz Türkiye’nin bu alandaki açığını kapatmak üzere aaynı zamanda da bu merkezden vereceğimiz hizmetlerle siber güvenlik uzmanına ihtiyaç duymaksızın kurumların kendilerini güvende hissetmelerini sağlamaya çalışacağız " şeklinde konuştu.
Konuşmaların ardından Siber Savunma Teknoloji Merkezi açılış kurdelesi kesildi. Ardından Bakan Yıldırım, Bakan Yılmaz ve protokol üyeleri merkezi gezerek bilgi aldı.
(İHA)
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER