Eski İçişleri Bakanı Murat Başesgioğlu, “Türkiye’deki güvenlik meselesi dünyanın hiçbir yeri ile kıyaslanmayacak farklılıklar arz ediyor” dedi.
Türk Ocakları Samsun Şubesi tarafından “Güvenlik ve Özgürlük” adlı konferans düzenlendi. Öğretmenevi’nde düzenlenen konferansın açılış konuşmasını Türk Ocakları Samsun Şube Başkanı Doç. Dr. Serkan Şen yaptı.
Konferansa konuşmacı olarak katılan eski İçişleri Bakanı Murat Başesgioğlu, Batılı ülkeler ile Türkiye’deki güvenlik ve özgürlük ilişkilerini kıyasladı. Başesgioğlu, “Özgürlük ve güvenlik diye hem siyaset literatüründe hem de hem de hukuk literatüründe bir tartışama var. Özgürlük ve güvenlik dendiğinde akıllarda ‘acaba bunlardan birini diğerine feda edebilir miyiz’ sorusu geliyor. Özgürlük mü, Güvenlik mi? Böyle bir şey yok. Ne güvenlik için özgürlük feda edilebilir ne de tersi. Esas olan özgürlüktür. Özgürlük, insan olmanın gereği, çizilen sınırlar içerisinde düşündüğünü ifade edebilme, yaşayabilme, kendinize gelecek kurma konusunda hür ve müstakil olmanız demektir. Hiç Kimsenin size herhangi bir direktif vermeden bir hayat sürmenizdir. Bu tabi ki rastgele gözaltına alınmamanızı, tutuklanmamanızı ve hürriyetlerin kısıtlanmaması demektir. Özgürlük insani ve bir toplumda olmazsa olmaz bir kuraldır. Peki güvenlik? Güvenlik de önemlidir. Bir toplumda güvenlik yoksa size Anayasa’nın sağladığı özgürlükleri kullanamazsınız. Nasıl oksijen solumadığınızda beyninizin fonksiyonları yerine gelmezse, toplumda güvenlik olmazsa da size sağlanan özgürlükler kağıt üzerinde kalır” diye konuştu.
“AVRUPA, TERÖRÜ GÖRDÜKÇE KURUCU DEĞERLERİNDEN VAZGEÇİYOR”
Batılı ülkelerin terörü gördükçe bazı değerlerden vazgeçtiğini dile getiren eski Bakan Başesgioğlu, “Avrupa ve Batı demokrasileri, şiddeti ve terörü gördükçe kendilerine kurucu değer olarak benimsedikleri değerlerden vazgeçiyorlar. Bunun en büyük kırılma noktası Amerika’dır. İkiz Kuleler’e yapılan saldırıdan sonra Amerika kendisine bir savaş doktrini ilan etti. ‘Yurtseverler Yasası’ diye bir yasa çıkardı. Bir siyasi topluluğu hiçbir mahkeme kararı olmadan ‘sen terör suçlususun’ diye tanıma imkanı getirdiler. Hükümetin grupları terör suçlusu olarak tanımlama hakkı var. Bu müthiş bir şey. Yani özgürlüklerin ne kadar kısıtlandığına dikkat edin. Mesela yabancıların evlerine hiçbir mahkeme kararı olmadan arama hakları var. Yurt dışına gönderme gibi birçok hakları var. Amerika, ‘Teröristlerle, teröristleri ülkelerinde barındıranlar arasında ayrım yapmayacağız’ diyor” şeklinde konuştu.
Türkiye’nin 30-40 yıldır terörle mücadele ettiğine dikkat çeken Başesgioğlu şöyle devam etti: “Kuzey Irak diye bir problemimiz var. PKK’nın en büyük odaklandığı nokta Kuzey Irak’tır ve Kuzey Irak’taki bu mesele halledilmeden Türkiye’deki PKK terörünü önlemek çok zordur. Çünkü kaçtıkları, militan yetiştirdikleri, karargah olarak kullandıkları yer orasıdır. Türkiye’nin aslında burada uluslararası hukuktan doğan da bir takım hakları var ama birçok uluslararası denge Türkiye’nin Kuzey Irak konusundaki ileri hamle yapmasına engel oluyor.”
“TÜRKİYE’DEKİ GÜVENLİK MESELESİ DÜNYANIN HİÇBİR YERİ İLE KIYASLANMAYACAK FARKLILIKLAR ARZ EDİYOR”
Türkiye’deki toplumu etkileyen birçok olayın diğer ülkelerin aksine terör olayları olduğunu vurgulayan Başesgioğlu, “Japonya’da toplumu etkisi altına alan olaylar incelendiğinde 5 olay öne çıkmış. Bunlar da bireysel şiddet olayları ve tabiat olayları. Bizim toplumumuzu etkisi altına alan olaylar dikkate alındığında ise bizde de 20 bin kişi Marmara Depremi’nde hayatını kaybetti. Soma’da 301 vatandaşımız hayatını kaybetti. Onun dışında önemli olarak gördüğümüz olayların hepsi terörle ilgili olaylardır. İstanbul Sultanahmet’teki patlama. İstanbul Beyoğlu patlaması. Ankara Kızılay, Gar ve Şanlıurfa... Hepsinde 30’ar, 40’ar, 100’er vatandaşımızın çok vahşi bir şekilde kahpece hayatlarını kaybettiği olaylardır. Türkiye’deki güvenlik meselesi dünyanın hiçbir yeri ile kıyaslanmayacak farklılıklar arz ediyor. Tüm bunlar göz önüne alındığında esas olan özgürlüktür. Güvenlik, özgürlüğü sağlamak için yapılmalıdır. Güvenlik tedbirleri alırken çok makul, gerçekçi ve ciddi şüpheler olması lazım. Ülkede kim muhalefetse, muhalefetin sesini kısma adına yasaların verdiği yetkiyi kendi vatandaşlarına kullanmayacaksınız. Güvenlik ve özgürlük esası budur” ifadelerini kullandı.
Konferansa ayrıca MHP İl Başkanı Taner Tekin, eski MHP Samsun Milletvekili Cemalettin Şimşek ve davetliler katıldı.
(İHA)
Türk Ocakları Samsun Şubesi tarafından “Güvenlik ve Özgürlük” adlı konferans düzenlendi. Öğretmenevi’nde düzenlenen konferansın açılış konuşmasını Türk Ocakları Samsun Şube Başkanı Doç. Dr. Serkan Şen yaptı.
Konferansa konuşmacı olarak katılan eski İçişleri Bakanı Murat Başesgioğlu, Batılı ülkeler ile Türkiye’deki güvenlik ve özgürlük ilişkilerini kıyasladı. Başesgioğlu, “Özgürlük ve güvenlik diye hem siyaset literatüründe hem de hem de hukuk literatüründe bir tartışama var. Özgürlük ve güvenlik dendiğinde akıllarda ‘acaba bunlardan birini diğerine feda edebilir miyiz’ sorusu geliyor. Özgürlük mü, Güvenlik mi? Böyle bir şey yok. Ne güvenlik için özgürlük feda edilebilir ne de tersi. Esas olan özgürlüktür. Özgürlük, insan olmanın gereği, çizilen sınırlar içerisinde düşündüğünü ifade edebilme, yaşayabilme, kendinize gelecek kurma konusunda hür ve müstakil olmanız demektir. Hiç Kimsenin size herhangi bir direktif vermeden bir hayat sürmenizdir. Bu tabi ki rastgele gözaltına alınmamanızı, tutuklanmamanızı ve hürriyetlerin kısıtlanmaması demektir. Özgürlük insani ve bir toplumda olmazsa olmaz bir kuraldır. Peki güvenlik? Güvenlik de önemlidir. Bir toplumda güvenlik yoksa size Anayasa’nın sağladığı özgürlükleri kullanamazsınız. Nasıl oksijen solumadığınızda beyninizin fonksiyonları yerine gelmezse, toplumda güvenlik olmazsa da size sağlanan özgürlükler kağıt üzerinde kalır” diye konuştu.
“AVRUPA, TERÖRÜ GÖRDÜKÇE KURUCU DEĞERLERİNDEN VAZGEÇİYOR”
Batılı ülkelerin terörü gördükçe bazı değerlerden vazgeçtiğini dile getiren eski Bakan Başesgioğlu, “Avrupa ve Batı demokrasileri, şiddeti ve terörü gördükçe kendilerine kurucu değer olarak benimsedikleri değerlerden vazgeçiyorlar. Bunun en büyük kırılma noktası Amerika’dır. İkiz Kuleler’e yapılan saldırıdan sonra Amerika kendisine bir savaş doktrini ilan etti. ‘Yurtseverler Yasası’ diye bir yasa çıkardı. Bir siyasi topluluğu hiçbir mahkeme kararı olmadan ‘sen terör suçlususun’ diye tanıma imkanı getirdiler. Hükümetin grupları terör suçlusu olarak tanımlama hakkı var. Bu müthiş bir şey. Yani özgürlüklerin ne kadar kısıtlandığına dikkat edin. Mesela yabancıların evlerine hiçbir mahkeme kararı olmadan arama hakları var. Yurt dışına gönderme gibi birçok hakları var. Amerika, ‘Teröristlerle, teröristleri ülkelerinde barındıranlar arasında ayrım yapmayacağız’ diyor” şeklinde konuştu.
Türkiye’nin 30-40 yıldır terörle mücadele ettiğine dikkat çeken Başesgioğlu şöyle devam etti: “Kuzey Irak diye bir problemimiz var. PKK’nın en büyük odaklandığı nokta Kuzey Irak’tır ve Kuzey Irak’taki bu mesele halledilmeden Türkiye’deki PKK terörünü önlemek çok zordur. Çünkü kaçtıkları, militan yetiştirdikleri, karargah olarak kullandıkları yer orasıdır. Türkiye’nin aslında burada uluslararası hukuktan doğan da bir takım hakları var ama birçok uluslararası denge Türkiye’nin Kuzey Irak konusundaki ileri hamle yapmasına engel oluyor.”
“TÜRKİYE’DEKİ GÜVENLİK MESELESİ DÜNYANIN HİÇBİR YERİ İLE KIYASLANMAYACAK FARKLILIKLAR ARZ EDİYOR”
Türkiye’deki toplumu etkileyen birçok olayın diğer ülkelerin aksine terör olayları olduğunu vurgulayan Başesgioğlu, “Japonya’da toplumu etkisi altına alan olaylar incelendiğinde 5 olay öne çıkmış. Bunlar da bireysel şiddet olayları ve tabiat olayları. Bizim toplumumuzu etkisi altına alan olaylar dikkate alındığında ise bizde de 20 bin kişi Marmara Depremi’nde hayatını kaybetti. Soma’da 301 vatandaşımız hayatını kaybetti. Onun dışında önemli olarak gördüğümüz olayların hepsi terörle ilgili olaylardır. İstanbul Sultanahmet’teki patlama. İstanbul Beyoğlu patlaması. Ankara Kızılay, Gar ve Şanlıurfa... Hepsinde 30’ar, 40’ar, 100’er vatandaşımızın çok vahşi bir şekilde kahpece hayatlarını kaybettiği olaylardır. Türkiye’deki güvenlik meselesi dünyanın hiçbir yeri ile kıyaslanmayacak farklılıklar arz ediyor. Tüm bunlar göz önüne alındığında esas olan özgürlüktür. Güvenlik, özgürlüğü sağlamak için yapılmalıdır. Güvenlik tedbirleri alırken çok makul, gerçekçi ve ciddi şüpheler olması lazım. Ülkede kim muhalefetse, muhalefetin sesini kısma adına yasaların verdiği yetkiyi kendi vatandaşlarına kullanmayacaksınız. Güvenlik ve özgürlük esası budur” ifadelerini kullandı.
Konferansa ayrıca MHP İl Başkanı Taner Tekin, eski MHP Samsun Milletvekili Cemalettin Şimşek ve davetliler katıldı.
(İHA)