Dakar
Senegal'in başkenti Dakar'da başlayan 9. Dünya Su Forumu kapsamında SUEN Başkanı Saatçi ve "Türkiye Genelinde Kovid-19 Yayılımının Atık Sularda SARS-CoV-2 Analizleri ile Takibi" projesi yürütücüsü Doç. Dr. Bilge Alpaslan Kocamemi, AA muhabirine açıklamalarda bulundu.
Saatçi, projeye, Kovid-19 salgınının başında virüsün atık suda belirlenebileceğine ilişkin bilgilerin yer aldığı Hollanda'da yayımlanan bir makaleden sonra başladıklarını söyledi.
Bu kapsamda Bakanlık olarak çalışmalara başladıklarını ve ölçümlerin önce Ankara ardından İstanbul ve Samsun'daki laboratuvarlarda yapıldığını belirten Saatçi, Devlet Su İşleri ve belediyelerin destekleriyle bu çalışmanın Türkiye'nin her yerinde yapılabildiğini kaydetti.
Saatçi, "Bu çalışmalarımızı Dünya Su Konseyi Yönetim Kurulu'nda olduğum için orada gösterdim, anlattım ve Senegal'de düzenlenen 9. Dünya Su Forumu'nda bunun için ayrı bir bölüm açılmasına karar verildi. Kovid-19 bölümünde bir özel oturum ve bir de Kovid-19 yüksek panelini düzenledik." dedi.
Dünya Su Konseyi Başkanı Loic Fauchon'un 2009'da İstanbul'da düzenlenen 5. Su Forumu'ndan övgüyle bahsettiğini vurgulayan Saatçi, şöyle konuştu:
"Endonezya 10'uncu Dünya Su Forumu'nu hazırlayacak. Bunun için 34 milyon avroluk bir bütçe ayırmışlar. Biz bunun neredeyse yarısına mal etmiştik. Tabii çok yardımlar da olmuştu. Şimdiye kadar yapılan en iyi forumlardan biri olarak bana da herkes söylüyor. Türkiye, bilhassa sınırı aşan sularda geride kalmadığını, bu işin içinde olduğunu o forumla duyurmuş oldu. Fauchon tabii İstanbul forumunu diğerleriyle kıyasladığında bizim forumu bana da sürekli anlatıyor."
Saatçi, Kovid-19'u ülke genelindeki atık sularda taradıklarına dikkati çekerek "Kovid-19'u 82 milyonda araştıran tek ülke gibiyiz. Hollanda gibi küçük ülkeler bu taramayı tüm ülke genelinde yapıyor ama bizim 82 milyonu taramamız hayret uyandırıyor." ifadesini kullandı.
"Atık sular toplumun ayak izi"
Doç. Dr. Kocamemi de 2 yıldır devam eden bu proje kapsamında 21 pilot il ve İstanbul'dan evsel atık su numunelerinin rutin şekilde toplandığını ve bu numunelerde Kovid-19'un miktarının yanı sıra pozitif çıkan örneklerde de varyant taraması yaptıklarını söyledi.
Kovid-19 salgınının, atık su epidemiyoloji çalışmalarının önemini gösterdiğini vurgulayan Kocamemi, atık su epidemiyoloji çalışmalarının uzun süredir bilindiğini ancak yaygın kullanılmadığını dile getirdi.
Kocamemi, "Bu çalışmalar gösterdi ki atık sular toplumun ayak izi. Kovid-19 süreciyle, atık su epidemiyoloji çalışmaları sayesinde bir toplumda kullanılan ilaçlar, kozmetik ürünler, belirli hastalıklar ve antibiyotik rezistans genlerin takibinin yapılabildiği gündeme geldi." dedi.
Atık su çalışmalarının ileride yaşanacak olası küresel salgınlar konusunda erken uyarı verdiğine dikkati çeken Kocamemi, atık su çalışmaları sayesinde en az 1-2 hafta öncesinden vaka sayısındaki artışın gözlemlenebildiğine işaret etti.
"Bir numuneyle 1 milyon kişinin durumunu takip ediyorsunuz"
Kocamemi, "Atık su epidemiyoloji çalışmaları toplumun yaşayışıyla ilgili çok basit yoldan bir veri ortaya koyuyor. Örneğin 400 bin metreküplük günlük bir atık su tesisinden bir numune aldığınızda yaklaşık 1 milyon kişinin durumunu takip etmiş oluyorsunuz." diye konuştu.
Kovid-19 yoğunluğunu tespit etmek için İstanbul'da haftada bir, Türkiye geneli 21 pilot ilden 2 haftada bir numune aldıklarını belirten Kocamemi, elde edilen verileri Bakanlığa rapor ettiklerini söyledi.
Kocamemi, atık su epidemiyoloji çalışmalarının amacını şöyle anlattı:
"Atık su epidemiyoloji çalışmalarının ilk maksadı ülke genelindeki yayılımı tespit etmek. Atık sular önceden uyarı veriyor. Siz atık suda artış gözlemlediğinizde, 'şu ilde Kovid-19 vakalarında bir artış başlayacak' diyerek karar verici mekanizmaları bilgilendirebiliyorsunuz. İnsan bedeni virüs girdikten sonra dışkı ve idrarında hemen gözlemlenmeye başlıyor ama siz semptomları en az 4-5 gün sonra gösteriyorsunuz. Semptom göstermeyen vakalarda da yine virüs idrar ve dışkıda hemen tespit edilebiliyor."
Kocamemi, atık su çalışmalarının asemptomatik vakaları da tespit etmesi sayesinde Kovid-19'un toplumda yayılışı konusunda gerçekçi bir tablo çizdiğini ortaya koydu.
Bu çalışmalarla aynı zamanda yeni varyantların da hemen belirlenebildiğini kaydeden Kocamemi, yakın zamanda, Omicron'un bir alt varyantı Deltacron varyantını takip etmeye başlayacaklarını sözlerine ekledi.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com