Ekonomi

Türkiye'nin SKDM'de uluslararası rekabeti için gelecek 10 yıl kritik önem taşıyabilir

SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi, Türkiye'nin Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması'nın (SKDM) etkilerine karşı uluslararası rekabet gücünü koruyabilmesi için gelecek 10 yılın kritik olduğunu değerlendiriyor.

Türkiye'nin SKDM'de uluslararası rekabeti için gelecek 10 yıl kritik önem taşıyabilir
27-02-2025 13:32
İstanbul

SHURA'nın, Avrupa Birliği (AB) tarafından uygulanan ve 2026'da Türkiye'de devreye girecek SKDM'nin etkilerini incelediği "SKDM ve Türkiye: Sektörel Etkileşimler, Fayda ve Maliyetler" raporu yayımlandı.

Demir-çelik, çimento, alüminyum ve gübre sektörlerinin incelendiği raporda, fayda ve maliyetler, mevcut durumun devam ettiği "Olağan Durum" ve sanayi dönüşümünün gerçekleştirildiği "Sanayi Dönüşümü" senaryolarında ele alındı.

Olağan Durum Senaryosunda ton başına 100 avro sınırda karbon fiyatlandırması durumunda, Türkiye'nin ihracatında toplam maliyetin toplam faydayı aşacağı öngörüldü.

Aynı vergilendirme durumunda Sanayi Dönüşümü Senaryosunda ise küresel ticarette daha sınırlı olsa da AB'ye yönelik ihracatta yüksek fayda sağlanacağı hesaplandı. Karbon maliyetlerinin düşmesi ve bağlantılı sektörlerdeki katma değer artışının toplam faydayı artıracağı vurgulandı.

Dönüşüm senaryosuna göre, Türkiye'nin İngiltere ve ABD başta olmak üzere önemli ticaret partnerlerinin karbon fiyatlandırması uygulaması ve karbon fiyatının ton başına 120 avronun üzerine çıkması halinde ek önlemler alması gerekecek.

SKDM ekseninde ise Türkiye'nin dönüşüm senaryosunu destekleyecek önlemlerde özellikle 2035 hedefine odaklanılması gerekiyor. AB için ihracatta fayda-maliyet dengesini sağlayan ton başına 230 avro başa baş noktası yüksek görünse de, rakip ülkelerin SKDM'ye uyum süreci rekabeti artıracak. Bu noktada, Türkiye'nin ekonomik maliyetleri azaltmak ve üretim verimliliğini artırmak için önünde kritik bir 10 yılı bulunuyor.

Rapora göre, projeksiyonlar 2050'ye kadar yapılsa da uluslararası rekabet gücü için dönüşümde 2035-2040 dönemine odaklanılması önem taşıyor. SKDM ve benzer küresel politikaları, rekabetin bu eksende artacağını gösteriyor. Rakip ülkelerin daha erken aksiyon alma ve yeni rakiplerin ortaya çıkma ihtimali karşısında, Türkiye'nin rekabet gücünü koruyabilmesi için hızlı eyleme geçmesi gerekiyor.

Bu nedenle, 2035 veya 2040 dönüşüm stratejilerinin oluşturulmasının ana hedef olabileceği kaydedilen rapora göre, Türkiye'nin COP29'da açıklanan Uzun Dönem İklim Stratejisi ve SKDM sektörlerini kapsayan Sektörel Düşük Karbonlu Yol Haritaları çerçevesinde yatırım ve eylemlerini değerlendirmesi gerekiyor.

Katma değeri yüksek, düşük karbonlu üretim öne çıkacak

Raporda, Türkiye'nin rekabet gücünü artırması için katma değeri yüksek, karbon yoğunluğu düşük sektör ve ürünlere öncelik vermesi öneriliyor. Böylece SKDM sektörleri başta olmak üzere, hidrojen ve karbon yakalama gibi maliyetli yatırımlara duyulan ihtiyaç azalabilecek.

Ayrıca, SKDM kaynaklı doğrudan maliyetleri azaltmak için karbon fiyatlandırması ve ETS'ye geçiş, yerel karbon vergisi gelirlerinin dönüşüm finansmanında kullanılması, uluslararası işbirliği ve finansman gibi ek önlemler tavsiye ediliyor.

Raporda, SKDM sektörlerinde karbon fiyatlandırması olmadan da ihracat maliyetlerinin yüksek olduğu belirtilirken, bu maliyetlerin yapısal dönüşümle azaltılması öneriliyor. Teknoloji ve iş modeli değişikliklerinin yanı sıra yeşil dönüşüm vurgulanıyor. Ayrıca, her sektörün ihtiyaçları belirlenerek destek mekanizmalarının oluşturulması, sektörler arası etkileşim dikkate alınarak yol haritaları hazırlanması gerekiyor.

Enerji dönüşümünün önemi artıyor

SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi Direktörü Alkım Bağ Güllü, rapora ilişkin değerlendirmesinde, SKDM'nin Türkiye’ye ek karbon maliyeti getirirken üretim ve ihracatta var olan ama hesaplanmayan maliyetleri de görünür hale getirdiğini belirtti.

Güllü, bu nedenle enerji dönüşümünün daha önemli hale geldiğine dikkati çekerek, "Türkiye'nin, SKDM için 2035-2040 arasına odaklanması gerekiyor. Uluslararası rekabet koşulları ve AB SKDM'ye baktığımızda, hem AB'de hem de diğer bölgelerde gelişen politikalar göz önüne alındığında Türkiye'nin rekabet gücünü koruyabilmesi için sürece erken uyum sağlamalı." ifadesini kullandı.

Uluslararası işbirliği ve finansmanın önemine de değinen Güllü, iklim diplomasisi ve ihracatçı ülkelerle işbirliğinin maliyetlerin adil paylaşımı açısından kritik olduğunu vurguladı.

Güllü, karbon fiyatlandırmasının da Türkiye için orta-uzun vadeli kritik başlıklardan biri olduğunun altını çizerek, şunları kaydetti:

"SKDM'nin uygulamaya geçmiş olması en büyük ticari partnerimiz AB ile yürütülen ticaretin korunması ve geliştirilmesi açısından çok önemli. Öte yandan Türkiye'nin 2053 net sıfır hedefi perspektifinden özel olarak SKDM'yi, genel olarak ise ekonomisinin bütününü kapsayan bir karbon fiyatlandırması politika setine ihtiyacı var."

Kaynak: AA

dikGAZETE.com
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER