Edirne
Osmanlı Devleti'nin 11'inci sultanı II. Selim tarafından Mimar Sinan'a yaptırılan, her ramazanda yurt içinden ve Balkanlardan binlerce Müslüman'ın ibadet için geldiği Selimiye Camisi, her din görevlisinin hayalini süslüyor.
İmam hatip Yusuf Serenli de Mimar Sinan'ın "ustalık eseri" olan tarihi mabette 10 yıldır görev yapıyor.
Serenli, Selimiye'nin Türkiye'de ve dünyada tanınan bir eser olduğunu, bu camide gururla görev yaptığını söyledi.
Osmanlı'nın zirve eserlerinden olan Selimiye'de görev yapmanın kendisi için büyük bir mutluluk olduğunu belirten Serenli, "Selatin camilerde görev yapmak bir ayrıcalık, Allah'ın bir lütfu." dedi.
Diyanet İşleri Başkanlığının bu camilerde görev yapabilmek için çeşitli kriterler koyduğunu anlatan Serenli, "Çok geniş bir kitleye hitap ediyoruz.
Biz bunun için Allah Teala'ya ne kadar şükretsek azdır." diye konuştu.
Serenli, her din görevlisinin imam hatip lisesindeyken büyük camilerde görev yapma hayali kurduğunu, bu hayalin gerçekleşmesi için çalıştığını ifade etti.
"Yaklaşık 10 yıldır aynı heyecanı taşımaya çalışıyoruz"
Kendisine de Selimiye'de görev yapmanın nasip olduğunu dile getiren Serenli, şöyle devam etti:
"Benim Selimiye'ye ilk gelişim, Edirne'de başka bir camide görevliyken oldu. Selimiye'deki görevli arkadaşların izinli veya hasta olması durumunda görevlendirmeler yapılır bizde.
Benim ilk görevim de aniden oldu bir cuma namazıyla. Elime hutbeyi verip, 'Hocam Selimiye'ye gidiyorsun' deyip gönderildim. Burada ilk kıldırdığım namaz cuma namazı. O yüzden benim için çok önemliydi, çok heyecan vericiydi.
Yaklaşık 10 yıldır aynı heyecanı taşımaya çalışıyoruz."
Serenli, yeni tip koronavirüs salgını nedeniyle dünyanın zor bir dönemden geçtiğini, sağlığın öneminin bir kez daha anlaşıldığını belirtti.
Camilerin tedbirler kapsamında uzun süre toplu ibadete kapalı kaldığını anımsatan Serenli, şöyle konuştu:
"Bu, insanların sağlığı için önemliydi. Bu, bizde burukluk yarattı. Koskoca Selimiye Camisi'nde ezan okuyup kendi başımıza namaz kılmak, 3 ayı aşkın bir zaman çok kolay değil. Bir burukluk var. Ezan okuyorsunuz camiye kimse gelmiyor.
Kapılar kapalı kendi başınıza namaz kılıyorsunuz. Bir ramazan geçirdik bu arada. Ramazandaki teravihler, Kadir Gecesi, mukabeleler... İçimizde ister istemez bir burukluk oluştu. Şu an şükür birkaç zamandır camiye birer buçuk metre mesafeyle cemaat alıyoruz.
Her ne kadar eskisi gibi 'Safları sıklaştırın' diyemesek de cemaate, aramızda birer buçuk metre mesafe bırakarak hiç olmazsa yine cemaatle namazımızı kılıyoruz. Sağlık olmadığı zaman hiçbir şey yapamayız."
Serenli, cemaate namaz sırasında mesafe kurallarına uymaları, tespih alıp vermemeleri, seccadelerini evden getirmeleri, namaz sonrası kapılarda yığılma yapmamaları konusunda sürekli uyarıda bulunduklarını belirtti.
"Camiler dolduğu zaman görevimizi aşkla yapıyoruz"
Camide Kur'an-ı Kerim okurken, namaz kıldırırken ya da hutbe okurken en motive edici unsurun cemaat olduğunu ifade eden Serenli, şunları kaydetti:
"Sanatçı için konser verdiği alanın dolması, konferans veren kişinin dolu salona hitap etmesi önemlidir. Salon dolu olunca daha şevkle anlattığını biliyoruz.
Biz de camiler dolu olduğu zaman daha bir aşkla görevimizi yapıyoruz. İnşallah en kısa zamanda cemaatimizle omuz omuza namaz kılarız, tez zamanda bu salgından kurtuluruz.
Allah'tan dileyelim ki yakın bir zamanda bu hastalık son bulsun. 'Ramazanda teravihler kılalım, mukabeleler okuyalım yine Kadir Gecesi'nde Selimiye'de Batı Trakya'dan gelen Müslüman kardeşlerimizle, 25-30 bin kişiyle teravihimizi kılalım' diye Allah'a dua ediyoruz."
Kaynak: AA
dikGAZETE.com