Gündem

'Türkiye'nin en büyük fişlemesini FETÖ yapıyordu'

15 Temmuz darbe girişiminden önce açılan 73 kişinin yargılandığı davada polis okullarında eğitim veren eski örgüt üyesi Nihat Demirbüken'in "tanık" olarak ifadesi alındı. - Anadolu Ajansı

'Türkiye'nin en büyük fişlemesini FETÖ yapıyordu'
12-01-2017 00:08

ANKARA

15 Temmuz darbe girişiminden önce açılan 73 kişinin yargılandığı davanın duruşmasının öğleden sonraki bölümünde, FETÖ'nün eski imamlarından Çetin Acar'ın tanık ifadesinin alınmasına devam edildi.

Mahkeme Başkanı Selfet Giray'ın sorularını yanıtlayan Acar, mahkeme başkanının sanıkların ve diğer örgüt mensuplarıyla ilgili sorduğu isimlere tek tek yanıt verdi. Firari sanıklardan Akın İpek'i ilk kez 1993'te uçakla Türkmenistan'a giderken havaalanında gördüğünü söyleyen Acar, İpek'in yanında Kemallettin Özdemir'in bulunduğunu belirtti. Acar, İpek ve Özdemir'in bölgedeki örgüt okullarına yardım için para götürdüklerini öne sürdü.

Bir soru üzerine FETÖ elebaşı Gülen hakkında dava açan eski DGM Savcısı Nuh Mete Yüksel'e kurulan kaset kumpası hakkında da bilgiler veren Acar, Yüksel ile görüntülenen kadının FETÖ evlerinde kalan bir kadın olduğunu belirterek, bu amaçla kullanılan kadınların genelde üniversite öğrencisi olduğunu, bazılarının da Ukrayna gibi ülkelerden getirildiğini iddia etti.

Acar, FETÖ'den ayrılırken hazırlanmış devir teslim ve himmet tutanağını da delil olarak mahkemeye sundu.​​

"3-5 ay içinde baştakilerin başı gidecek"

Duruşmaya verilen aranın ardından polis okullarında eğitim veren Nihat Demirbüken tanık olarak ifade verdi. Demirbüken, Gülen'in "3-5 ay içinde baştakilerin başı gidecek" diyerek 1980 askeri darbesini önceden haber verdiğini söyledi.

İfade öncesinde Başbakanlık avukatı Samir Altunkaynak, sanıklara etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak isteyip istemediklerinin sorulmasını talep etti.

Sanıklar, suç işlemediklerini savunarak, etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanma yönünde bir taleplerinin bulunmadığını söyledi.

"Soru çalma Fen Lisesi sınavlarıyla başladı..."

Polis Akademilerine girişte 1988'den itibaren FETÖ mensubu öğretmenlerin hakim olduğunu ve sınavlardan önce soruların dağıtıldığını belirten Demirbüken, "Sınavlarda önce FETÖ evlerinde kalan herkese sorular verilmezdi. Verilen sorular da eşit dağıtılmazdı, sıkıntı olur diye giren herkesin net sayısında farklılık ayarlanıyordu." diye konuştu.

Soru çalma olayının Fen Lisesi sınavlarıyla başladığını belirten Nihat Demirbüken, Milli Eğitim Bakanlığındaki örgüt mensuplarının soruların öğrencilere test yöntemiyle ezberletildiğini kaydetti.

"En büyük fişlemeyi FETÖ yapıyordu"

"Türkiye'nin en büyük fişlemesini yapan ne JİTEM ne MİT'tir ne de EGM'dir. En büyük fişlemeyi FETÖ yapıyordu." değerlendirmesinde bulunan Demirbüken, genellikle Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü ve askeriyedeki FETÖ mensuplarının yaptığı fişlemeleri toplayıp FETÖ elebaşı Gülen'e teslim ettiğini kaydetti.

Demirbüken, "İnsanlar, aile yapısı, eğitim, inanç ve gelir durumuna göre fişlenirdi. Her ilde emniyet müdüründen başlamak üzere aşağıya doğru örgüt üyesi olmayanların açığını yakalamak, örgüt mensubu ise de daha iyi nerelerde görevlendirilmek için fişlenirlerdi." ifadelerini kullandı.

FETÖ'nün fuhuş, uyuşturucu ticareti ve haraç gibi her türlü işten himmet alındığını belirten Demirbüken, FETÖ mensuplarınca bu paranın kaynağının önemli olmadığını bildirdi.

Nuh Mete Yüksel'in görüntülerinin FETÖ tarafından Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneğine çilingir vasıtasıyla konulduğunu ileri süren Demirbüken, "Kemallettin Özdemir ile konuştuğumuz da yaptıklarının yanlış olduğunu anlattım. O da bana 'Allah, her günahı affeder, sen dua et' deyip ağlamaya başladı." dedi.

FETÖ elebaşı Gülen ile Özdemir'in kavgasının "danışıklı döğüş" olduğunu ileri süren Demirbüken, "Çünkü Kemalletin Özdemir, 2010'a kadar Burç Üniversitesinde göreve devam etti. Kendisi bana, Fetullah Gülen'in haber gönderip Medine'ye giderek tövbe etmesini söylediğini anlattı. Bunu üzerine Özdemir'in profesör olmasına rağmen bilgisayar teknisyeni vizesiyle Medine'ye giderek 3 kaldı." ifadelerini kullandı.

Demirbüken, şunları kaydetti:

"Pırıl pırıl evlatlarını, millete kurşun sıkacak hale getirdiler. Emniyet Genel Müdürlüğündeki 38 Daire Başkanlığının 36'sı, 28 polis okulunun tamamı ve 5 Emniyet Genel Müdür Yardımcısının 4'ü FETÖ'ye aitti. Diğer genel müdür yardımcısı da bunlar ne derse onu yapıyordu."

Duruşmaya yarın devam edilecek.

Muhabir: Zafer Fatih Beyaz,Ferdi Türkten,Cemil Murat Budak

dikGAZETE.com
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER