Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi (MSGSÜ) Rektörü Prof. Dr. Handan İnci, Türkiye'nin en büyüğü olan arşivlerinde 10 binin üzerinde eser olduğunu aktararak, "Şartları daha da iyi hale getirmek istiyorum, bütün amacım bu. Bunu hallettikten sonra zaten gereği gibi yoluna devam edecektir arşivimiz ve hiç şüpheniz olmasın Türkiye'nin film belleği emin ellerde." dedi.
MSGSÜ bünyesinde Prof. Sami Şekeroğlu tarafından 1960'ların başında kurulan Sinema-TV Merkezi, o günden bu güne yerli ve yabancı sanat ürünlerini koruma altına alıyor.
Sinema ve televizyon alanında araştırma, inceleme ve uygulama çalışmaları yapılan merkez, içerisinde 10 binden fazla filmin bulunduğu arşiviyle dikkati çekiyor.
Merkezin çalışmalarını AA muhabirine anlatan Handan İnci, MSGSÜ'nün çok önemli iki belleğe sahip olduğunu belirterek, "Bunlardan bir tanesi İstanbul Resim Heykel Müzesi. Orada çağdaş sanatımızın özellikle en önemli yapıtlarını biz muhafaza ediyoruz ve yakında da sergileyeceğiz. Aynı şekilde sinemanın da Türk sinemasının da belleği üniversitemizin korumasında ve kullanımında. Burası gördüğünüz gibi çok değerli bir arşiv. Yeşilçam'ın belleği diyebileceğimiz bir arşiv." diye konuştu.
"Çok daha nitelikli bir korumaya layık"Yaklaşık 9 aydır rektörlük görevini yürüttüğünü hatırlatan İnci, 2 arşivin çalışma biçimlerine özel önem verdiğini söyledi.
İnci, İstanbul Resim Heykel Müzesi üzerindeki çalışmaların bitmek üzere olduğuna ve çok yakında şehir hayatına katılacağına işaret ederek, şöyle devam etti:
"Aynı şekilde dikkatimi buraya da (Sinema-TV Merkezi) yönelttiğimde bazı ihtiyaçları olduğunu gördüm. Sinema-TV Merkezi'nin, yani Prof. Sami Şekeroğlu Sinema-TV Merkezinin -adını mutlaka anmalıyım, çünkü kendisinin emeğidir ve ürünüdür burası hiç şüphesiz- günümüzün şartları içinde çok daha verimli, çok daha nitelikli, çok daha hak edilecek bir korumaya layık olduğunu, üniversitemizin büyük yatırımını aslında buraya yöneltmesi gerektiğini düşünüyorum. Bakın burada çağdaş bir iklimlendirme sistemi yok. Bütün düzenlemeler elle yapılıyor. Kullanılan raflar, raf sistemi son derece sıradan. Yani bunlar mutlaka değiştirilmeli."
Binanın deprem açısından risk taşıdığı bilgisini veren İnci, "Bu bina 1970'lerde yapılmış, sonra 1980'lerde yapılmış bir ek binası var. Yani bu demektir ki 1999 öncesi bir yapıdan söz ediyoruz ve kesinlikle deprem açısından risk analizleri yapılmamış. Daha doğrusu elimde bir analiz var. Bu da risk olduğunu gösteriyor ama ben hiçbir zaman 9 aydır elimdekiyle yetinmedim, tekrar yaptırıyorum analizleri. Bu şekilde bir binamızın riski ortaya çıktı, boşalttım. Şimdi dikkatim burada, binanın öncelikle deprem riski açısından güçlendirilmesi, sonra da arşivimizin hakkettiği nitelikte yüksek derece bir korumayla hemen bir işleme alınması ve bakımının yapılması gerekiyor." ifadelerini kullandı.
"Görev liyakatlı birine verilecek"İnci, büyük bir özenle arşivi koruduklarını, gerekli planlamaları yaptıklarını anlattı.
Arşivde bugüne kadar kullanılan bazı yöntemlerin yanlışlığına dikkati çeken İnci, şunları kaydetti:
"Bunlar çağdaş arşivleme sistemleri içinde mutlaka korunacak, öncelikle de deprem riski açısından güvene alınacak bir yapı. Şimdi merkezin bu tür altyapı eksiklerini gidermek için merkezin yönetimini üstlenmiş durumdayım ama merkezin içeriğini elbette yönlendirecek ya da yönetecek durumda değilim, bu uzmanların işidir. Ben altyapı eksiklerini giderdikten sonra binanın güçlendirilmesi ya da arşivin hakkettiği iklim şartlarında korunması gibi eksikleri giderdikten sonra, içerik açısından da bu arşivi kim yönetecek? Liyakatliyse elbette bu görev o kişiye tevdi edilecektir. Şimdi bu görevi daha bir haftadır üzerimde tutuyorum, kimseyi görevinden almış da değilim zaten süresi bitmiş bir görevlendirme vardı burada."
Handan İnci, genç bir çalışma ekibinin olduğunu vurgulayarak, "İlk günden beri de çalışıyoruz arkadaşlarla. Her gün bunlar arşivin gerekli bakımını yapıyorlar. Bu hafta sadece bir gün gelememe durumları oldu, onun dışında işlerinin başındaydılar ve alıştıkları gibi bakmaya sürdürüyorlar arşivi ancak bu bakım şartlarını iyi bulmuyorum, yeterli bulmuyorum ve bunları mutlaka yatırım yaparak, maddi yatırım yaparak daha iyi şartlara getirmeyi düşünüyorum." diye konuştu.
"Büyük bir sorumluluk"Sinema-TV Merkezi'nin tarihinden bahseden Prof. Dr. İnci, "1960'ların başında değerli hocamız Prof. Sami Şekeroğlu tarafından bu arşivler biriktirildi, kullanıldı, çeşitli yardımlar, destekler de aldı bu süreç içinde ve bu arşiv oluşturuldu. Şimdi arşivimiz iki şekilde oluşuyor. Bir tanesi üniversitemize ait birikim. Bir de biz büyük film şirketlerinin eserlerini de burada muhafaza ediyoruz, gerektiği zaman onların kullanımına veriyoruz. Bir tür muhafaza mekanı olarak kullanılıyormuş, bunu ben de yeni öğrendim, bilmiyordum. Bu demektir ki aslında bütün film arşivi şu anda burada. Yani Türkiye'de üretilen bütün filmlerin büyük bir çoğunluğu burada saklanıyor. Bu çok çok önemli bir sorumluluktur altını çizmem lazım, bu bir sorumluluktur ve ben bu sorumluluğu eğer bu kurumun üst düzey yöneticisi isem her şekilde mükemmel hale getirmeliyim." değerlendirmesinde bulundu.
İnci, Türkiye'nin en büyük film arşivine sahip oldukları ve arşivde 10 binin üzerinde eser bulunduğunu dile getirdi.
Bütün amacının şartları daha iyi hale getirmek olduğunun altını çizen Handan İnci, "Bunu hallettikten sonra zaten gereği gibi yoluna devam edecektir arşivimiz ve hiç şüpheniz olmasın Türkiye'nin film belleği emin ellerde." dedi.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com