Dünya

'Türkiye, mültecilere verilen haklar bakımından dünyada örnek bir ülke'

New York Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şirin, "Türkiye, mültecilere verilen haklar bakımından dünyada örnek bir ülke. Ancak biz şu an dünyada mültecilere verilen hizmetler bağlamında kendimizi ifade etme noktasında eksiğiz." dedi.

'Türkiye, mültecilere verilen haklar bakımından dünyada örnek bir ülke'
06-12-2018 17:47

NEW YORK - Dildar Baykan

ABD'de Müslüman gençler ile Suriyeli göçmen çocuklar üzerine çalışmalar yapan ve 2018 Jacobs Ödülü'ne layık görülen New York Üniversitesi (NYU) Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selçuk Şirin, "Hem bir eğitimci, hem de ekonomiden anlayan biri olarak söylüyorum, mülteci çocuklara kendi çocuğumuzdan daha çok yatırım yapmak zorundayız." dedi.

Prof. Dr. Şirin, Ardahan'ın Göle ilçesindeki bir köyden New York'ta akademisyenliğe uzanan hayat hikayesini ve yaptığı çalışmaları AA muhabirine anlattı.

18 yaşına kadar köyünde kaldığını, ardından ODTÜ'de bankacılık eğitimi aldığını belirten Şirin, 5 yıl boyunca devlet memurluğu yaptığını ancak bankacılığın kendisine uygun bir meslek olmadığını anlayınca akademiye yöneldiğini dile getirdi.

Türkiye'de 1990'larda akademisyen olmanın zorluğuna dikkati çeken Şirin, bu nedenle ABD'ye geldiğini, 2005'te NYU'a girmesinin ardından hızla yükselerek sırasıyla yardımcı doçent, doçent ve profesör olduğunu söyledi.

Araştırma alanlarını özenle seçtiğini belirten Şirin, 11 Eylül saldırılarından sonra Müslümanlar üzerine ilk araştırmayı yaptığını ve artan İslamofobi'ye rağmen yolundan dönmediğini kaydetti.

Türkiye'ye Suriye'den mülteci akınının başladığı yıllarda, yaptığı araştırmanın uluslararası basında geniş bir şekilde yer aldığına işaret eden Şirin, "Bu süreçte, Suriyelilerin durumunu çocuklar üzerinden anlatmaya karar verdik. Suriyeli çocukların yaşadıklarını dünyaya anlatırsak, belki dünyanın da bu işe biraz daha özen göstereceğini düşündük. 2013'te bu durumu duyurmak için İstanbul, Washington, New York ve Berlin'de basın toplantıları yaptık." diye konuştu.

"Mülteci çocuklar perişan halde"

Mülteciler konusundaki çalışmalarına bir süre ara verdiğini, ardından da hem Türkiye'de hem de Yunan adaları ve Ege sahillerindeki çocukların durumunu gözlemlediğini kaydeden Şirin, "Bu çocuklar perişan haldeler. Onların dertleri çok ama derman olacak ne yeterince dil bilen eleman var, ne de yeterince okullaşma var. Dolayısıyla sıra dışı bir şey yapmak lazım diye düşünmeye başladım." ifadelerini kullandı.

İki oğlunun da en büyük tutkusunun bilgisayar oyunları olduğunu kaydeden Şirin, dijital oyun temelli öğrenme amacıyla kurulan, NYU bünyesindeki "NYU Create" adlı laboratuvarla, Şanlıurfa'da "Project Hope (Umut Projesi)" adlı bir çalışmayı hayata geçirdiklerini anlattı.

Şirin, dünyada bir ilk olan projenin dünya basınında geniş yer aldığını ve en son Jacobs Ödülü'nü almaya hak kazandığını kaydetti.

"Mülteci çocukları doğru eğitebilirsek ekonomiye kazandırabiliriz"

Şirin, mülteci çocuklara odaklanmasının birinci nedeninin eğitim ve çocuk gelişimi konusundaki uzmanlığı, ikinci nedeninin de bir mağduriyeti çocukların üzerinden anlatmanın insanlar üzerindeki etkisi olduğunu belirterek şöyle konuştu:

"Bir yetişkin gelip, sizden yardım istese o kişinin niye bu hale geldiğini sorguluyorsunuz. Ancak çocuklar masum, dünyaya gelirken ülkesini, ırkını, cinsiyetini, koşullarını seçmiyor. Çocuklara odaklanmanın öyle bir stratejik tarafı da var. Üçüncü de eğer biz bu çocuklara eğitim ya da geleceğe umutla bakma alanında yatırım yapmazsak, bunun topluma bedelleri olur. Mülteci çocuk yerleştiği ülkede eğitim almazsa, temel ihtiyaçları karşılanmazsa, geleceğe umutla bakması sağlanmazsa ne olacağını biliyoruz."

Dünyanın başka yerlerindeki birtakım terör örgütlerinin mülteci kamplarından beslenebildiğini ifade eden Şirin, "Dolayısıyla bizim yapmamız gereken öncelikle sadece Türkiye için değil, dünya için de çocukları eğitmek. O çocukları doğru dürüst eğitebilirsek onları ekonomiye de kazandırabiliriz." dedi.

"Türkiye, mültecilere verilen haklar bakımından dünyada örnek bir ülke"

Şirin, şunları kaydetti:

"Mülteciler meselesi, bence kendisini tarif etme ve dışarıya anlatma konusunda Türkiye'nin elindeki en önemli araçlardan biri. Türkiye, mültecilere verilen haklar bakımından dünyada örnek bir ülke. Ancak biz şu an dünyada mültecilere verilen hizmetler bağlamında kendimizi ifade etme noktasında eksiğiz, bunu tamir etmek gerekiyor. Türkiye'deki hizmetleri görüyorum, başka yerdeki hizmetlerle kıyaslıyorum, biz çok daha iyisini yapıyoruz. Bunu da anlatmamız lazım."

Türkiye'nin, kendi vatandaşlarına kadar mültecilere de harcama yaptığına işaret eden Şirin, "Hem bir eğitimci, hem de ekonomiden anlayan biri olarak söylüyorum, mülteci çocuklara kendi çocuğumuzdan daha çok yatırım yapmak zorundayız. Bizim çocuğumuz sabah kalktığında sıcak bir evde uyanıyor ve geleceğe yaklaşımı nereden bakarsanız bakın pozitif. Mülteci çocuğuna bu duyguyu kazandırmak zorundayız ve bu biraz daha zahmetli bir iş. Okulsa okul, öğretmense öğretmen, işse iş, neyse onu sağlamak zorundayız." diye konuştu.

ABD'deki göçmen meselesinin kaynağı demografik korku

ABD'deki göçmenler konusunda da çalışmalar yapan Şirin, "Burada göçmenlerle ilgili asıl mesele demografik korku. ABD'deki beyazlar bu yüzyılda azınlığa düşecek. Trump'ı başa getiren de yabancı düşmanlığını ve İslamofobi'yi körükleyen de bu demografik korkudur." ifadelerini kullandı.

Şirin, aşırı sağın tüm kışkırtmalarına ve politik söylemlerine rağmen, Amerikalıların hala mültecilere olumlu baktığını da söyledi.

Şirin'in online bağış toplama hayali

Gelecekte yapmayı planladığı projeleri de anlatan Şirin, "Online bir platform kurup bağış toplayarak çocuklara kitap ve oyun setleri vermek istiyorum. Bunu tabii 1-2 milyon çocuğa birden yapmak istiyorum. Bu ödül de benim elimi rahatlatıyor, yolumu açıyor, dolayısıyla başlangıç için tohumu atmama finansal olarak da katkıda bulunuyor. Zaten 1 sene izin alacağım, kendimi bu işe vakfedeceğim." diye konuştu.

Şirin, Türkiye'de her yıl dünyaya gelen 1,2 milyon çocuktan 1 milyonunun hastanelerde doğduğunu belirterek "Ebeveynle bebeğin doğduğu andan itibaren diyaloğunun kalitesini artırmamız lazım. İki yıldır kitaplar hazırlıyorum. Bu kitapları en azından hastanede doğan çocuklara ulaştırarak ilk kütüphaneleri oluşturmak istiyorum. Bu kitaplar, ilkokul mezunu bir ebeveynin bile anlayabileceği nitelikte." dedi.

Jacobs Ödülü

Klaus J. Jacobs ödülü, İsviçre kökenli Jacobs Vakfı tarafından her yıl alanlarında fark yaratan bilim insanı ve sosyal girişimcilere veriliyor. Ödül sahiplerinin konuşmaktan daha fazlasını yaparak harekete geçtiklerinin altını çizen Jacobs Vakfı, adaylarını toplumsal sorunlara çözüm arayan ve topluma faydalı projelerde çalışan bilim insanı veya sosyal girişimciler arasından seçiyor.

Kaynak: AA

dikGAZETE.com
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER