Eski Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, "Türkiye ile uğraşan bir iki örgüt değil, geniş bir cepheyle karşı karşıyayız. PKK var, DAİŞ var diğer örgütler var. Türkiye’nin güçlenmesinden rahatsız olan ülkeler var" dedi.
Eski Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, TRT Haber’de Haber ve Spor Yayınları Dairesi Başkanı Nasuhi Güngör’ün sorularını yanıtladı. Eski Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Ankara’da yaşanan terör saldırısının Cumhuriyet tarihinin en büyük saldırısı olduğunu söyledi ve “Bu saldırı aslında milletimizin tümüne bir saldırı, Türkiye’nin demokrasisine bir saldırı. Acımız çok büyük. Bu saldırıda hayatını kaybeden bütün vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum. Geride kalanlara sabır diliyorum ve yaralılara ise acil şifalar diliyorum. Bu zor günleri milletçe el ele vererek atlatmamız gerektiğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
Terörün bir görünürdeki hedefi, bir de görünmeyen hedefi olduğunu söyleyen Babacan, "Görünürdeki hedefi, iyi niyette barış mesajı vermek için bir araya gelen vatandaşlarımız olarak görülüyor. Bu olay bütün yönleriyle araştırılıyor. Zaman içerisinde aydınlığa kavuşturulacaktır. Başbakanlık koordinasyon merkezinden de, yeni gelen her türlü bilgi halkımızla paylaşılıyor. Devletimiz bu olayı aydınlığa kavuşturacak kapasiteye sahip. Milletçe teröre karşı dik bir duruş sergilenmesi gerekiyor. Bu dönemde dikkat etmemiz gereken husus, milletçe teröre karşı dik durmamız. Türkiye milletiyle beraber teröre karşı dik duracak, boyun eğmeyecek. Nasıl ki ileri demokrasiler böyle olaylarla karşılaştığı zaman, kısa süreli etkilenirler, ama demokrasinin gücüyle çıkarlarsa, bu olayın üstesinden geleceklerdir. Türkiye, geçmişe göre demokrasiyle ilerlemiş bir ülke” dedi.
“TÜRKİYE İLE UĞRAŞAN BİR İKİ ÖRGÜT DEĞİL”
Eski Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, istihbarat eksikliği konusunda ortaya atılan iddialara yönelik, “Ben 8 yıl Milli Güvenlik Kurulu üyesi oldum. Bizim istihbarat birimlerimiz, oldukça iyi iş çıkarıyorlar. Ama aynı zamanda bunun ne kadar karmaşık bir konu olduğunu da dikkate almamız lazım. Türkiye ile uğraşan bir iki örgüt değil, geniş bir cepheyle karşı karşıyayız. PKK var, DAİŞ var diğer örgütler var. Türkiye’nin güçlenmesinden rahatsız olan ülkeler var. Bizim ilgili birimlerimiz çalışmalar yapıyor. Güvenlik ve istihbarat birimlerimiz zorluklara rağmen, büyük bir gayret içindeler. Başbakanımızın da daha önce ifade ettiği gibi, çoğu olay daha olmadan engelleniyor. Pek çok olay önlenmiş durumda. Ama bu konularda yüzde yüz başarı mümkün değil. Şunu bilin ki bizim birimlerimizin gayreti konusunda en ufak bir şüphemiz yok” ifadelerini kullandı.
TRT Haber ve Spor Yayınları Dairesi Başkanı Nasuhi Güngör’ün sorularını yanıtlayan Babacan, siyasete dönüşüyle ilgili “Benim siyasetle ilgili görevlerim sona erdikten sonra 6 günlük, siyaset dışında bir zamanım ordu. Daha sonra tekrar adaylıkla beraber yoğun bir tempoya girdim. Türkiye’ye hizmet etmenin herhalde en etkin hizmet alanı ‘siyaset’. Umuyorum ki tüm arkadaşlarımızla beraber, Türkiye için güzel sonuçlar alacağım çalışmalar ortaya koyarım. Türkiye istikrar ve huzur ortamı içerisinde yükselmeye devam eder, benim de küçük bir katkım olursa bundan memnuniyet duyarım” dedi.
"EN BÜYÜK KALEM MAAŞ ARTIŞI"
Ali Babacan, AK Parti’nin ekonomik alandaki vaatleriyle ilgili, “En büyük kalem emeklilerimiz için düşündüğümüz maaş artışı.11 milyonluk bir kitleyi ilgilendiriyor. Bunun hemen arkasından çiftçilerimizle ilgili adımlar var. Diğer kalemlere baktığımızda sırayla azalan bir rakam görüyoruz. Hükümetimizin Resmi Gazete’de yeni yayınlanan orta vadeli programında, bu taahhütler önemli ölçüde dikkate alınmış durumda. Bu bir geçiş hükümeti ama Sayın Başbakanımız, aynı zamanda Ak Parti Genel Başkanı sıfatıyla bu taahhütleri açıkladığı için, orta vadeli planın içerisinde tercih edilmiş durumda. Böylesi zor bir dönemde dahi, Türkiye’de mali disiplin korunuyor.
Orta vadeli malı planla uyumlu bir 2016 bütçesinin Meclis’e gönderilecek. Geçiş hükümeti olmasına rağmen, bu çalışmaların büyük bir titizlikle yapıldığını biliyorum. Seçim beyannamemize bakacak olursanız, mali disiplin konusundaki duruş ortada. Bu duruş bugünkü bir parti politikası değil sadece. Partimizin kurucusu Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın da partimizin ilk kuruluşundan bu yana şiddetle savunduğu ve hepimize de talimat verdiği bir konudur. Bir seçim hükümeti olmasına rağmen, orta vadeli mali program olsun bunlarda bu disiplinden yararlanıyor” dedi.
“1.300 LİRA ASGARİ ÜCRET 2016’DA UYGULANACAK”
Eski Başbakan Yardımcısı Babacan AK Parti’nin asgari ücrete ilişkin vaatleri ile ilgili, “Bizim asgari ücretle ilgili açıkladığımız rakam net 1.300 lira. Bununla ilgili farklı yorumlar da oldu. ‘2016 yılında asgari ücret 1.300 lira olacak şekilde, komisyona tavsiyede bulunacağız’ dedik. Bu etkili olacaktır. İşverenlerin düşük bir rakam söylemesi mümkün olmayabilir. 1.300 lira nettir ve 2016’da da uygulanacaktır. Bu bekar bir çalışan için 1.300 lira, evli ve üç çocuk sahibiyse daha yüksek bir rakam eline geçecektir. Daha da detayları olabilir bunlar da komisyonda görüşülür ve karara bağlanır” dedi.
2013 yılının ortalarından itibaren, Türkiye’yi daha zor bir tablonun kuşattığını belirten Babacan, şunları söyledi: “Suriye ve Irak’taki gelişmeler başta olmak üzere, aynı zamanda iç siyasi gelişmelerimiz Türkiye’deki istikrarı etkiledi. Halkımız bundan memnun değil. İnsanlar gelecekle ilgili net bir fikre sahiplerse, işler çok kolaylaşır. Ama insanların gelecekle ilgili bakış açısının kısa vadeye odaklandığı bir dönemde ise ekonomi zorlanır. Ekonomide de siyasi belirsizliklerin olduğu bir ortamda, ekonomik aktörler hız düşürür. Son iki buçuk yıldır böyle bir ortam yaşıyoruz. Türkiye’nin şu anda şiddetle öngörülebilirliğe ihtiyacı var. Bunca zorluklara rağmen, ekonominin yüzde 2.9 büyüdüğü bir dönem geçirdik. 2015 yılında yine yüzde 3’lük bir büyüme öngörüyoruz, istihdam artıyor”.
TAŞERON İŞÇİLERİN DURUMU
Taşeron işçilere kadro konusuna da kanun düzenlemesinin yapıldığını söyleyen Babacan, “Bununla ilgili kanun düzenlemesini aslında Bakanlar Kurulu kararıyla yaptık. Şu anda asli iş ve yardımcı işin tanımlanması aşamasında. Seçimden sonraki hükümet, bu tanımları yapacak. Atılacak adımlar ilan edilmiş durumda. Taşeronluk sistemiyle ilgili ciddi mağduriyetler var, bunların farkındayız. Çalışanlarımızın hakkını tam olarak verecek bir sistemi öngördük. Bunun detaylarının çalışılması gerekiyor. Bunun tam olarak netleştirilmesi gerekiyor ki, uygulama başlayabilsin. Bununla ilgili Sayın Başbakanımızın da net ifadeleri oldu” dedi.
Dünyadaki ekonomik gelişmelerin Türkiye’ye olan etkilerini de değerlendiren Eski Başbakan Yardımcısı Babacan, “Brezilya’nın, Hindistan’nın, Çin’in olduğu geniş bir gelişmekte olan ülke grubu var. Gelişmekte olan ülkelerin tümüyle alakalı, son bir kaç yıldır olumsuz bir tablo söz konusu. Özellikle son aylarda, gelişmekte olan ülkelerin para birimleri değer kaybetti. Daha çok etkilenen ülkeler arasındayız. Özellikle jeopolitik gelişmeler, Türkiye’yi daha çok etkilenen ülkeler arasına soktu. Biz gelişmekte olan ülkeler içinde, olan bitenden en az etkilenen ülkeler tarafına kayarız. Siyasette istikrarın oluşmasıyla birlikte, biz daha az etkilenen ülkeler grubu içerisine gireceğiz. Dışardan etkilenenlerden hiç etkilenmememiz mümkün değil” diye konuştu.
Amerikan Merkez Bankası’nın faiz artışı, dünya ekonomisi için belirsizlik haline geldiğini vurgulayan Babacan, iki buçuk yıl geçmesine rağmen Amerikan Merkez Bankası’nın ne zaman ne yapacağını dünya tartıştığını söyledi ve "Amerikan Merkez Bankası’nın daha öngörülebilir olması gerekiyor. Amerika’nın aldığı faiz kararı sadece kendisini etkilemiyor, dünyayı etkiliyor. Biz bunu sürekli hatırlatıyoruz. Amerikan ekonomisi açık bir ekonomi. Atacağı adım dışarıyı etkiler ama dönüp dolaşır yine kendisini etkiler” ifadelerini kullandı.
“G20 TARİHİNE BÜYÜK BİR BAŞARI OLARAK KAYDEDİLDİ”
Türkiye’nin dönem başkanlığını üstlendiği G20 zirvesi öncesindeki hazırlıkların güzel yapıldığını vurgulayan Babacan, “Ticaretten, tarımdan, enerjiden, turizmden sorumlu bakanlar toplandı. C20, T20, W20… gayet güzel öneriler meydana getirdi. Bütün bunların hepsi şimdi önerilerini geliştirdiler ve önerilerini sunacaklar. Liderler, ortak bir bildirge hazırlayacak. Türkiye’nin kendi içinde sıkıntılar yaşadığı bir dönemde, böyle güçlü bir platforma başkanlık yapması büyük bir başarı. Bizim G20 çalışmalarımız etkilenebilirdi ancak en ufak bir aksama yok. Türkiye dönem başkanlığı, G20 tarihine büyük bir başarı olarak kaydedilmiş durumda. Sayın Cumhurbaşkanlığımız başkanlığında, dünyanın en büyük 20 ekonomisi, önümüzdeki yıllarla ilgili güzel kararlar alır” diye konuştu.
1 KASIM SEÇİMLERİ
Babacan, 1 Kasım’da yapılacak olan 26’ıncı Dönem Milletvekili Genel Seçimleriyle ilgili, tahmin yapmanın zor olduğu bir dönemde olunduğunu, sürekli anketler yapıldığını söyledi. Babacan konuşmasını şöyle tamamladı:
"Seçimden sonra aday listeleri açıklandı, seçim beyannameleri açıklandı. Cumartesi de büyük bir olay yaşadık. Bundan sonra tekrar bir ölçüm yapılması gerekiyor. Gördüğümüz anketlerde AK Parti’nin mecliste büyük bir çoğunluğu elde etmesi muhtemel. 276 milletvekilinin altında ve biraz üstünde gösterenler var. Önümüzdeki hafta yapılacak ölçümler de önemli olacak. Bu dönem bütün siyasi partiler için önemli bir sınav dönemi. Seçimden sonra kurulacak hükümetin, bir bakıma temeli olacak. Bütün siyasi partilere, bu zor günlerde sınavı verme konusunda ciddi bir duruşa davet ediyorum. Kim bu memleketin istikrarı için ciddi bir duruş ortaya koyabilirse, vatandaşlarımızın tercihini de samimiyet yönünde kullanacağını tahmin ediyorum” dedi.
(İHA)
Eski Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, TRT Haber’de Haber ve Spor Yayınları Dairesi Başkanı Nasuhi Güngör’ün sorularını yanıtladı. Eski Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Ankara’da yaşanan terör saldırısının Cumhuriyet tarihinin en büyük saldırısı olduğunu söyledi ve “Bu saldırı aslında milletimizin tümüne bir saldırı, Türkiye’nin demokrasisine bir saldırı. Acımız çok büyük. Bu saldırıda hayatını kaybeden bütün vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum. Geride kalanlara sabır diliyorum ve yaralılara ise acil şifalar diliyorum. Bu zor günleri milletçe el ele vererek atlatmamız gerektiğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
Terörün bir görünürdeki hedefi, bir de görünmeyen hedefi olduğunu söyleyen Babacan, "Görünürdeki hedefi, iyi niyette barış mesajı vermek için bir araya gelen vatandaşlarımız olarak görülüyor. Bu olay bütün yönleriyle araştırılıyor. Zaman içerisinde aydınlığa kavuşturulacaktır. Başbakanlık koordinasyon merkezinden de, yeni gelen her türlü bilgi halkımızla paylaşılıyor. Devletimiz bu olayı aydınlığa kavuşturacak kapasiteye sahip. Milletçe teröre karşı dik bir duruş sergilenmesi gerekiyor. Bu dönemde dikkat etmemiz gereken husus, milletçe teröre karşı dik durmamız. Türkiye milletiyle beraber teröre karşı dik duracak, boyun eğmeyecek. Nasıl ki ileri demokrasiler böyle olaylarla karşılaştığı zaman, kısa süreli etkilenirler, ama demokrasinin gücüyle çıkarlarsa, bu olayın üstesinden geleceklerdir. Türkiye, geçmişe göre demokrasiyle ilerlemiş bir ülke” dedi.
“TÜRKİYE İLE UĞRAŞAN BİR İKİ ÖRGÜT DEĞİL”
Eski Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, istihbarat eksikliği konusunda ortaya atılan iddialara yönelik, “Ben 8 yıl Milli Güvenlik Kurulu üyesi oldum. Bizim istihbarat birimlerimiz, oldukça iyi iş çıkarıyorlar. Ama aynı zamanda bunun ne kadar karmaşık bir konu olduğunu da dikkate almamız lazım. Türkiye ile uğraşan bir iki örgüt değil, geniş bir cepheyle karşı karşıyayız. PKK var, DAİŞ var diğer örgütler var. Türkiye’nin güçlenmesinden rahatsız olan ülkeler var. Bizim ilgili birimlerimiz çalışmalar yapıyor. Güvenlik ve istihbarat birimlerimiz zorluklara rağmen, büyük bir gayret içindeler. Başbakanımızın da daha önce ifade ettiği gibi, çoğu olay daha olmadan engelleniyor. Pek çok olay önlenmiş durumda. Ama bu konularda yüzde yüz başarı mümkün değil. Şunu bilin ki bizim birimlerimizin gayreti konusunda en ufak bir şüphemiz yok” ifadelerini kullandı.
TRT Haber ve Spor Yayınları Dairesi Başkanı Nasuhi Güngör’ün sorularını yanıtlayan Babacan, siyasete dönüşüyle ilgili “Benim siyasetle ilgili görevlerim sona erdikten sonra 6 günlük, siyaset dışında bir zamanım ordu. Daha sonra tekrar adaylıkla beraber yoğun bir tempoya girdim. Türkiye’ye hizmet etmenin herhalde en etkin hizmet alanı ‘siyaset’. Umuyorum ki tüm arkadaşlarımızla beraber, Türkiye için güzel sonuçlar alacağım çalışmalar ortaya koyarım. Türkiye istikrar ve huzur ortamı içerisinde yükselmeye devam eder, benim de küçük bir katkım olursa bundan memnuniyet duyarım” dedi.
"EN BÜYÜK KALEM MAAŞ ARTIŞI"
Ali Babacan, AK Parti’nin ekonomik alandaki vaatleriyle ilgili, “En büyük kalem emeklilerimiz için düşündüğümüz maaş artışı.11 milyonluk bir kitleyi ilgilendiriyor. Bunun hemen arkasından çiftçilerimizle ilgili adımlar var. Diğer kalemlere baktığımızda sırayla azalan bir rakam görüyoruz. Hükümetimizin Resmi Gazete’de yeni yayınlanan orta vadeli programında, bu taahhütler önemli ölçüde dikkate alınmış durumda. Bu bir geçiş hükümeti ama Sayın Başbakanımız, aynı zamanda Ak Parti Genel Başkanı sıfatıyla bu taahhütleri açıkladığı için, orta vadeli planın içerisinde tercih edilmiş durumda. Böylesi zor bir dönemde dahi, Türkiye’de mali disiplin korunuyor.
Orta vadeli malı planla uyumlu bir 2016 bütçesinin Meclis’e gönderilecek. Geçiş hükümeti olmasına rağmen, bu çalışmaların büyük bir titizlikle yapıldığını biliyorum. Seçim beyannamemize bakacak olursanız, mali disiplin konusundaki duruş ortada. Bu duruş bugünkü bir parti politikası değil sadece. Partimizin kurucusu Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın da partimizin ilk kuruluşundan bu yana şiddetle savunduğu ve hepimize de talimat verdiği bir konudur. Bir seçim hükümeti olmasına rağmen, orta vadeli mali program olsun bunlarda bu disiplinden yararlanıyor” dedi.
“1.300 LİRA ASGARİ ÜCRET 2016’DA UYGULANACAK”
Eski Başbakan Yardımcısı Babacan AK Parti’nin asgari ücrete ilişkin vaatleri ile ilgili, “Bizim asgari ücretle ilgili açıkladığımız rakam net 1.300 lira. Bununla ilgili farklı yorumlar da oldu. ‘2016 yılında asgari ücret 1.300 lira olacak şekilde, komisyona tavsiyede bulunacağız’ dedik. Bu etkili olacaktır. İşverenlerin düşük bir rakam söylemesi mümkün olmayabilir. 1.300 lira nettir ve 2016’da da uygulanacaktır. Bu bekar bir çalışan için 1.300 lira, evli ve üç çocuk sahibiyse daha yüksek bir rakam eline geçecektir. Daha da detayları olabilir bunlar da komisyonda görüşülür ve karara bağlanır” dedi.
2013 yılının ortalarından itibaren, Türkiye’yi daha zor bir tablonun kuşattığını belirten Babacan, şunları söyledi: “Suriye ve Irak’taki gelişmeler başta olmak üzere, aynı zamanda iç siyasi gelişmelerimiz Türkiye’deki istikrarı etkiledi. Halkımız bundan memnun değil. İnsanlar gelecekle ilgili net bir fikre sahiplerse, işler çok kolaylaşır. Ama insanların gelecekle ilgili bakış açısının kısa vadeye odaklandığı bir dönemde ise ekonomi zorlanır. Ekonomide de siyasi belirsizliklerin olduğu bir ortamda, ekonomik aktörler hız düşürür. Son iki buçuk yıldır böyle bir ortam yaşıyoruz. Türkiye’nin şu anda şiddetle öngörülebilirliğe ihtiyacı var. Bunca zorluklara rağmen, ekonominin yüzde 2.9 büyüdüğü bir dönem geçirdik. 2015 yılında yine yüzde 3’lük bir büyüme öngörüyoruz, istihdam artıyor”.
TAŞERON İŞÇİLERİN DURUMU
Taşeron işçilere kadro konusuna da kanun düzenlemesinin yapıldığını söyleyen Babacan, “Bununla ilgili kanun düzenlemesini aslında Bakanlar Kurulu kararıyla yaptık. Şu anda asli iş ve yardımcı işin tanımlanması aşamasında. Seçimden sonraki hükümet, bu tanımları yapacak. Atılacak adımlar ilan edilmiş durumda. Taşeronluk sistemiyle ilgili ciddi mağduriyetler var, bunların farkındayız. Çalışanlarımızın hakkını tam olarak verecek bir sistemi öngördük. Bunun detaylarının çalışılması gerekiyor. Bunun tam olarak netleştirilmesi gerekiyor ki, uygulama başlayabilsin. Bununla ilgili Sayın Başbakanımızın da net ifadeleri oldu” dedi.
Dünyadaki ekonomik gelişmelerin Türkiye’ye olan etkilerini de değerlendiren Eski Başbakan Yardımcısı Babacan, “Brezilya’nın, Hindistan’nın, Çin’in olduğu geniş bir gelişmekte olan ülke grubu var. Gelişmekte olan ülkelerin tümüyle alakalı, son bir kaç yıldır olumsuz bir tablo söz konusu. Özellikle son aylarda, gelişmekte olan ülkelerin para birimleri değer kaybetti. Daha çok etkilenen ülkeler arasındayız. Özellikle jeopolitik gelişmeler, Türkiye’yi daha çok etkilenen ülkeler arasına soktu. Biz gelişmekte olan ülkeler içinde, olan bitenden en az etkilenen ülkeler tarafına kayarız. Siyasette istikrarın oluşmasıyla birlikte, biz daha az etkilenen ülkeler grubu içerisine gireceğiz. Dışardan etkilenenlerden hiç etkilenmememiz mümkün değil” diye konuştu.
Amerikan Merkez Bankası’nın faiz artışı, dünya ekonomisi için belirsizlik haline geldiğini vurgulayan Babacan, iki buçuk yıl geçmesine rağmen Amerikan Merkez Bankası’nın ne zaman ne yapacağını dünya tartıştığını söyledi ve "Amerikan Merkez Bankası’nın daha öngörülebilir olması gerekiyor. Amerika’nın aldığı faiz kararı sadece kendisini etkilemiyor, dünyayı etkiliyor. Biz bunu sürekli hatırlatıyoruz. Amerikan ekonomisi açık bir ekonomi. Atacağı adım dışarıyı etkiler ama dönüp dolaşır yine kendisini etkiler” ifadelerini kullandı.
“G20 TARİHİNE BÜYÜK BİR BAŞARI OLARAK KAYDEDİLDİ”
Türkiye’nin dönem başkanlığını üstlendiği G20 zirvesi öncesindeki hazırlıkların güzel yapıldığını vurgulayan Babacan, “Ticaretten, tarımdan, enerjiden, turizmden sorumlu bakanlar toplandı. C20, T20, W20… gayet güzel öneriler meydana getirdi. Bütün bunların hepsi şimdi önerilerini geliştirdiler ve önerilerini sunacaklar. Liderler, ortak bir bildirge hazırlayacak. Türkiye’nin kendi içinde sıkıntılar yaşadığı bir dönemde, böyle güçlü bir platforma başkanlık yapması büyük bir başarı. Bizim G20 çalışmalarımız etkilenebilirdi ancak en ufak bir aksama yok. Türkiye dönem başkanlığı, G20 tarihine büyük bir başarı olarak kaydedilmiş durumda. Sayın Cumhurbaşkanlığımız başkanlığında, dünyanın en büyük 20 ekonomisi, önümüzdeki yıllarla ilgili güzel kararlar alır” diye konuştu.
1 KASIM SEÇİMLERİ
Babacan, 1 Kasım’da yapılacak olan 26’ıncı Dönem Milletvekili Genel Seçimleriyle ilgili, tahmin yapmanın zor olduğu bir dönemde olunduğunu, sürekli anketler yapıldığını söyledi. Babacan konuşmasını şöyle tamamladı:
"Seçimden sonra aday listeleri açıklandı, seçim beyannameleri açıklandı. Cumartesi de büyük bir olay yaşadık. Bundan sonra tekrar bir ölçüm yapılması gerekiyor. Gördüğümüz anketlerde AK Parti’nin mecliste büyük bir çoğunluğu elde etmesi muhtemel. 276 milletvekilinin altında ve biraz üstünde gösterenler var. Önümüzdeki hafta yapılacak ölçümler de önemli olacak. Bu dönem bütün siyasi partiler için önemli bir sınav dönemi. Seçimden sonra kurulacak hükümetin, bir bakıma temeli olacak. Bütün siyasi partilere, bu zor günlerde sınavı verme konusunda ciddi bir duruşa davet ediyorum. Kim bu memleketin istikrarı için ciddi bir duruş ortaya koyabilirse, vatandaşlarımızın tercihini de samimiyet yönünde kullanacağını tahmin ediyorum” dedi.
(İHA)