Çevre-Hayat

Türkiye 'Haft Sin' sofrasıyla göçmenlere kucak açtı

Erzurum'da yaşayan göçmenler, yeni yılın bereketli geçmesini diledikleri "Haft Sin" sofrasını Türkiye'nin ev sahipliğindeki sıcak ortamda kurarak, nevruzu coşkuyla kutladı. - Anadolu Ajansı

Türkiye 'Haft Sin' sofrasıyla göçmenlere kucak açtı
21-03-2017 15:02

ERZURUM - İlhami Erkılıç

"Yeni yılın başlangıcı", "baharın müjdecisi" ve "doğa bayramı" olarak kabul gören Nevruz Bayramı'nı kutlayan Afganistan, Pakistan ve İranlı göçmenler, kendi kültürlerinde var olan ve yeni yılın bereketli geçmesi için kurulan "Sofra-i Haft Sin" geleneği için Erzurum İl Göç İdaresi Müdürlüğünden yardım istedi.

Bu kurumun da kendilerine destek olması üzerine aynı kurumun bahçesinde kurulan "Haft Sin" sofrasında bir araya gelen göçmenler, hazırladıkları yiyecekleri birbirlerinin yanı sıra aralarında İl Göç İdaresi Müdürü Haşim Özcan'ın da bulunduğu Türk misafirlere de ikram etti.

Ülkelerinde olmamalarına rağmen bu geleneklerini yaşayabildikleri için büyük mutluluk duyarak, zaman zaman "Yaşasın Türkiye", "Teşekkürler Türkiye" gibi sloganlar atan göçmenler, daha sonra sazlar eşliğinde türküler söyleyip gönüllerince eğlendi.

Haft Sin sofrasının yeni yılda uğur ve bereket getireceğine inanılıyor

Nevruz kutlamaları çerçevesinde bayramdan önce kurulan ve 7 farklı ürün konulan "Haft Sin" sofrası, 2 hafta boyunca evin bir köşesinde bulunuyor. Eve gelen misafirlere ikramda bulunulan bu sofranın yeni yılda uğur ve bereket getireceğine inanılıyor.

İl Göç İdaresi Müdürü Haşim Özcan, kentte yaşayan göçmenlerin zaman zaman kültürleri yaşamak ve yaşatmak adına kendilerine talepte bulunduklarını ifade ederek, göçmenlerin geçen hafta da kültürlerindeki "Sofra-i Haft Sin" geleneği için kendilerine müracaat ettiklerini söyledi.

Sofrada "S" ile başlayan 7 ürün bulunuyor

Bu çerçevede kurumlarının bahçesinde kurulan "Haft Sin" sofrasında Afganistan, İran ve Pakistanlı misafirleri ile bir araya geldiklerini dile getiren Özcan, şöyle devam etti:

"Sofra-i Haft Sin, 'hayatın yeniden canlanması' anlamına gelen nevruzda 'S' ile başlayan 7 farklı ürünü bir sofrada buluşturarak nevruzu karşılama geleneğidir. Bu sofrada semenü (helva), sib (elma), sir (sarımsak) serke (sirke), sikke (para), sebzi (mercimek) ve saat gibi ürünler ile bu 7 ürünün dışında daha fazla ürünler de olabiliyor. Ama 'S' ile başlayan ürünler, sofranın temel anlamını oluşturuyor."

Sofradaki her ürün ayrı anlamı ifade ediyor

İranlı göçmen Zehra Kaşday ise İran'da 1396 yılından beri kurulan "Haft Sin" sofrası geleneğini Türkiye'de yaşattıkları için mutlu olduğunu belirterek, Erzurum'da kurdukları sofradaki ürünlerin her birinin ayrı ayrı bir simgesi ve anlamı olduğunu dile getirdi.

Sofraya koydukları Kur'an-ı Kerim'in Müslümanların kutsal kitabı olduğunu, aynanın geçmişi, sebzenin baharın gelişini ve yeşilliği simgelediğini anlatan Kaşday, "Sofradaki yumurta, yeni çocukların gelmesini ve doğum yapanları simgeliyor. Sofraya koyduğumuz para bereket, sirke sabır anlamına geliyor. Balık ve su var, coşkunluk, hareket anlamına geliyor. Sumak da bereketi simgeliyor. Soframızdaki kırmızı gül de güneşin yeniden doğmasını ifade ediyor." diye konuştu.

Zehra Kaşday, ülkelerindeki geleneklerini yaşamaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek, "Türkiye, bize kültürümüzü kutlamak ve birbirimiz ile buluşmak için imkan verdi. Ülkemizde olmadan bu duyguyu yaşadık, çok mutlu olduk. Türkiye'ye çok teşekkür ediyoruz, burada olmaktan çok mutluyuz." ifadesini kullandı.

Kaynak: AA

dikGAZETE.com
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER