Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca belirlenen 60 mağaradan 30'unda, Mağara Araştırma Derneği üyeleri ile akademisyenlerden oluşan 8 kişilik ekip çalışma yürütüyor.
Ekiptekiler, Kastamonu, Zonguldak, Gümüşhane, Giresun, Karabük, Eskişehir, Ankara, Düzce ve Bolu'daki mağaralarda çalışmalar gerçekleştiriyor.
Proje koordinatörü ve Mağara Araştırma Derneği üyesi Ertuğrul Kulaksızoğlu, AA muhabirine, Bakanlık tarafından bu yıl Marmara, Karadeniz ve İç Anadolu bölgelerindeki 60 mağaranın jeolojik ve ekolojik özelliklerinin tespiti amacıyla çalışma başlatıldığını söyledi.
Mağaralardan 30'unda çalışma yürüttüklerini anlatan Kulaksızoğlu, mağaraların özelliklerini ortaya koyarak kayıt altına alınmasını sağladıklarını, biyolojik çeşitlilik açısından ya da jeolojik olarak korunması gereken mağaralarla ilgili Bakanlığa görüş sunduklarını aktardı.
"Mağaraları korumak yıllardan beri arzuladığımız bir şeydi"Dernek olarak Türkiye'deki doğal mağaraların özelliklerinin belirlenerek koruma altına alınmasını istediklerini vurgulayan Kulaksızoğlu, şunları dile getirdi:
"Bakanlığa mağaraların korunması ve turizme kazandırılması için birtakım önerilerde bulunuyoruz. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü, mağaralar üzerinde bu raporlar doğrultusunda belli çalışmalar yaparak koruma altına alıyor ya da yine koruyarak turizme açmaya çalışıyor. Mağaracılık sporu ve mağaralar çok fazla bilinen bir alan değil. Devletle birlikte koordineli şekilde mağaraları korumak yıllardan beri arzuladığımız bir şeydi. Şu an böyle bir ilişki ve bağ yakalamış olduk."
Bakanlığın mağaracıların fikirlerini alarak bu yönde adımlar attığını ifade eden Kulaksızoğlu, "Bu sayede mağaracılık sporunu biraz daha duyurmuş oluyoruz. Bu da hem Türkiye'nin turizmi hem de alternatif sporların gelişmesi açısından oldukça faydalı olacaktır diye tahmin ediyoruz." dedi.
Kulaksızoğlu, projeyi 15 Eylül'e kadar tamamlamayı düşündüklerini kaydetti.
"Mağaraları sınıflandırıyoruz"Çankırı Karatekin Üniversitesi Dr. Öğr. Üyesi ve Yaban Hayatı Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Tarkan Yorulmaz ise projenin mağaralardaki yarasalar ve diğer yaban hayvanları açısından önemli olduğunu vurguladı.
Çalışma ile mağaraların öncelikli olarak yaban hayvanları tarafından kullanım amacını ortaya koyduklarını dile getiren Yorulmaz, "Yaptığımız incelemelerle yaban hayatı kullanım özellikleri bakımından mağaraları sınıflandırıyoruz. Yarasalar ya da diğer türler bakımından mağaranın korunması gerekiyorsa bunu ortaya koyuyoruz." diye konuştu.
Türkiye'nin mağara zengini bir ülke olduğuna dikkati çeken Yorulmaz, şöyle devam etti:
"Çok fazla sayıda mağara var ama envanteri bilinmiyor. Bu proje ile mağaralarımızın biyolojik envanteri çıkarılmış olacak ve biyolojik açıdan sınıflandırması yapılacak. Buna göre de kurumlar mağaralarla ilgili yapılacak bir işletme teklifi söz konusu olursa, Bakanlığın elinde biyolojik açıdan bir envanter söz konusu olacak.
Yaban hayatı açısından da özellikle yarasaların ya da diğer canlı gruplarının yuva olarak saklanmak için tercih ettikleri bu ortamların korunmasını sağlamış oluyoruz. Dolaylı olarak bu hayvanları da korumuş oluyoruz. Bu da çalışmanın önemli bir çıktısı olacak. Bu çalışmalarda bazı mağaralarımızda çok ciddi sayıda koruma önceliği olan yarasa türlerinin olduğunu görüyoruz. Bunlar güzel gelişmeler."
Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Mert Elverici de mağara canlıları deyince akla ilk olarak yarasaların geldiğini ancak mağaraların ev sahipliği yaptığı başka pek çok canlı türünün bulunduğunu anlattı.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com