Sasalı'da 4 bin 125 metrekare alan üzerine kurulu Doğal Yaşam Parkı, dünyanın farklı coğrafyalarından getirilen 134 türdeki 3 bine yakın hayvana ev sahipliği yapıyor.
Doğal yaşam ortamlarını aratmayan yerde özenle yetiştirdikleri hayvanlarıyla çocukları gibi ilgilenen park çalışanları, ölüm olaylarıyla üzüntü, sağlıkla büyüyen hayvanlarla mutluluk yaşıyor.
Kızları gibi gördükleri zürafa Zarife'nin geçen hafta ölümüyle şok yaşayan park çalışanları, parkın simge hayvanlarından İzmir'in yetişkinliğe adım atmasıyla teselli bulmaya çalışıyor.
Parkta yaşamını sürdüren Begümcan ve Winner isimli fillerin yavrusu olarak Şubat 2011'de dünyaya gelen ve İzmir adı verilen fil de parkın simgelerinden biri haline geldi.
Her gün ortalama 100 kilogram yonca ve 30 kilogram sebze ve meyve tüketen 9 yaşındaki fil, 3 ton ağırlığına ulaşarak artık yetişkinliğe adım attı.
"Hayvanlarla aramızda duygusal bağ var"Parkın Müdürü Şahin Afşin, AA muhabirine, parkta dünyanın birçok ülkesinden yılda bir milyona yakın ziyaretçiyi ağırladıklarını söyledi.
Bakımını üstlendikleri hayvanların kendileri için çok farklı bir yere sahip olduğunu belirten Afşin, "Hayvanların doğumu kadar ölümleri de bizi üzüyor. En son doğal yaşam parkımızın 12 yıllık sakini zürafa Zarife'yi kaybettik. Arkadaşlarımızla çok üzüldük. Sözün bittiği yeri yaşadık." dedi.
Hastalık ve ölümlere üzüldüklerini, sağlıkla büyüyen hayvanların ise kendileri için sevinç kaynağı olduğunu ifade eden Afşin, Zarife'nin ölümü sonrası "İzmir"in sağlıklı bir şekilde çocukluktan çıkmasının tüm park çalışanlarına teselli olduğunu dile getirdi.
Türkiye'de doğan ilk asya fili olma özelliği taşıyan İzmir'in kendileri için çok ayrı bir yere sahip olduğunu vurgulayan Afşin, şunları kaydetti:
"İzmir'imiz Begümcan ile Winner'in yavrusu olarak 2011 yılında 110 kilogram ağırlığında dünyaya geldi. Bizim için ayrı bir yeri var. Vatandaşlarımız da onu görmek için fil ailesinin yaşadığı bölüme büyük ilgi gösteriyor. 2014 yılında ise İzmir'in kardeşi 'Deniz' dünyaya geldi. İzmir'in iştahı çok iyi. Ağırlığı 3 tona ulaştı. Artık 9 yaşında oldu. Fillerin doğada yaşam süreleri 40-50 yıl arasında, doğal yaşam parklarında ise 70-80 yılı buluyor. İzmir'imiz artık gençlikten çıktı ve yetişkin oldu. Onunla aramızda duygusal bağ var. Bakıcıları 'İzmir' diye seslendiğinde sempatik hareketlerle onların yanına geliyor."
İzmir'in gözünü dünyaya açtığı andan itibaren bakımını üstlenen veteriner sağlık teknikeri Hüseyin Dedar da onunla aralarında çok farklı bir bağ oluştuğunu söyledi.
Fillerin hissiyatlı hayvanlar olduğunu anlatan Dedar, "İzmir bana karşı çok sadık. Aynı zamanda duygusal bir hayvan. Özellikle de kardeşi Deniz'e karşı bir başka. Ona aşırı derecede düşkün. Oyun oynuyorlar. Başına bir şey gelebileceğini düşünüp endişeleniyor. Bu, hareketlerine yansıyor. Tüm gün zamanımı İzmir ile geçiriyorum. Bir bebeğe nasıl bakarsam İzmir'e de öyle bakıyorum. Onun bakımını yapıyorum, sağlık kontrollerini yapıyorum. İzmir benim için çok önemli bir yere sahip. Onu çok seviyorum." diye konuştu.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com