Cenevre
Alvaro, dünya genelinde hissedilen iklim değişikliğine ve bunun özellikle Avrupa kıtası ile Türkiye'nin de yer aldığı Akdeniz bölgesine yönelik etkilerine ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
Küresel sıcaklıklarda insan kaynaklı iklim değişikliğinin etkilerine dair artan kanıtların görüldüğünü belirten Alvaro, bunların uzun vadeli ve ana etkenler olduğuna işaret etti.
Alvaro, Haziran 2023-Haziran 2024 döneminde 13 ay boyunca üst üste sıcaklık rekorlarının kırıldığını kaydederken, bu istisnai durumun temmuzda da devam edip etmediğinin bir süre sonra doğrulanacağını söyledi.
Yeryüzündeki ısınmanın devam ettiğini hatırlatan Alvaro, "Temmuzda El Nino (sıcaklık artışına neden olan hava olayı) etkisinde olmasak bile 22 Temmuz en yakın tarihin en sıcak günü olarak kayıtlara geçti. Yüksek sıcaklıkların kısa vadede birçok bölgeyi etkilemeye devam etmesini bekliyoruz." tespitini yaptı.
Avrupa'nın Kuzey Kutup Bölgesi’ne çok yakın olduğunu hatırlatan Alvaro, bunun da etkisiyle bölgenin, son 50 yılda küresel ortalamanın iki katından daha fazla ısındığını anlattı.
Alvaro, bu yıl, Avrupa'nın sıcak hava dalgalarından etkilenmeye devam ettiğini belirterek, şunları kaydetti:
"Özellikle Akdeniz'in birçok bölgesi ve Balkanlar temmuzda uzun süreli sıcak hava dalgalarına maruz kaldı. Bir grup bilim insanının, World Weather Attribution'da yayımlanan çalışması, Yunanistan, İtalya, İspanya, Portekiz, Fransa ve Fas gibi ülkelerde de görülen Akdeniz'deki sıcak hava dalgasının insan kaynaklı iklim değişikliği olmadan gerçekleşmeyeceğini ortaya koyuyor."
Mevcut beklentilere göre sıcaklıkların artmaya devam etmesi halinde bunun etkilerinin farklı alanlarda görüleceğini dile getiren Alvaro, ekosistemler, ekonomi ve insan faaliyetlerinde bunun etkisinin artarak hissedileceğini kaydetti.
"Daha fazla ısınmayı önlemek önemli"
Alvaro, "Bu yüzden bunun etkilerini azaltmak için daha fazla ısınmayı önlemek önemli. Her durumda, artan ekonomik kayıplar gördük. Son yıllarda aşırı iklim olayları nedeniyle 4 trilyon dolardan fazla ekonomik kayıp bildirildi. Bu ekonomik kayıpların 3'te 1'i son yılda yaşandı. Yani ekonomik kayıplar katlanarak artıyor." diye konuştu.
Ekosistem açısından da bozulmaların yaşandığını kaydeden Alvaro, buzulların erimesi ve biyolojik çeşitlilik kaybının artan etkilerinin görüldüğüne işaret etti.
Alvaro, ısınma seviyesine bağlı olarak bu duruma adaptasyonun giderek daha zor ve hatta imkansız hale geleceğinin altını çizerken, "Bu nedenle sera gazı emisyonlarının azaltılmasına gerçekten odaklanmamız gerekiyor çünkü adaptasyon hala bir çözüm. Ancak gelecekte iklim değişikliğine adaptasyonun zorluğu nedeniyle daha az çözüm olacak." görüşünü paylaştı.
Avrupa'da 1950'den bu yana görülen en şiddetli 30 sıcak hava dalgasından 23'ünün 2000'den sonra meydana geldiğini hatırlatan Alvaro, "2003, 2010 ve 2022 yıllarındaki yaz aylarında sıcak hava dalgaları nedeniyle 55 bin ila 72 bin ölüm olduğu tahmin edildi. Geçen yıl için henüz bildirilmiş bir sayı yok. Sıcak hava nedeniyle kaydedilen ölüm oranlarına kolayca ulaşılmıyor." dedi.
"İsviçre'deki buzullarındaki kalan hacmin yüzde 10'u son 2 yılda kayboldu"
Alvaro, Avrupa Alplerinin buzullarında aşırı bir erime mevsimi yaşandığına işaret ederken, İsviçre'deki 2021-2022 ve 2022-2023 yılları arasında üst üste rekor seviyede buzul kütlesi kaybı yaşandığını vurguladı.
"İsviçre'deki buzullardaki kalan hacmin yüzde 10'u son 2 yılda kayboldu." ifadesini kullanan Alvaro, bunun çok büyük bir miktar olduğunu belirtti.
Türkiye'nin, sıcaklıkların artması ve yağışların azalmasının büyük etkilerinin görüldüğü Doğu Akdeniz bölgesinin bir parçası olduğunu kaydeden Alvaro, bu bölgedeki sıcak hava dalgalarının sayısı ve yoğunluğunun arttığını söyledi.
"Kuraklık, Türkiye dahil Akdeniz havzasındaki birçok ülkede daha yaygın hale gelecek"
Alvaro, bu ısınmanın süreceğini ve muhtemelen bu bölgenin çoğunda yağışların azalmaya devam edeceğini belirtti.
Söz konusu azalma oranlarının, sera gazı emisyonlarına ilişkin uzun vadeli ısınma senaryolarına bağlı olacağını kaydeden Alvaro, şöyle devam etti:
"(Akdeniz'de) Her durumda, yağışın azalmaya devam etmesi çok olası. Kuraklık, Türkiye dahil Akdeniz havzasındaki birçok ülkede daha yaygın hale gelecek. Bir diğer husus da deniz seviyesinin yükselmesi, Akdeniz'in önümüzdeki on yıllar ve yüzyıllar boyunca daha da yükselmesi öngörülüyor. Bu durum, taşkınların geri kalan maliyetini daha artıracak ve iç kesimlerdeki diğer iklim tehlikeleriyle birlikte bölgedeki hasarların ve etkilerin artmasına neden olacaktır."
Alvaro, iklim değişikliği ile mücadele için sera gazı emisyonlarını azaltmaya devam etmenin, birçok sektörde bu mücadele noktasında adaptasyonu güçlendirme ile hızlandırmanın önemine işaret etti.
Tüm bunların bir ısı eylem planı çerçevesinde geliştirilmesi gerektiğini söyleyen Alvaro, "yazların uzadığı ve sıcaklıkların arttığı" uyarısında da bulundu.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com