İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Biz sadece göçte değil, aynı zamanda terörde aynı zamanda da uyuşturucuda Avrupa açısından önleyici bir ülkeyiz. Avrupa açısından Türkiye bu konuda vazgeçilmez bir ülkedir" dedi.
Reform Eylem Grubu’nun 5. toplantısı, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’ün ev sahipliğinde Avrupa Birliği Başkanlığı koordinasyonunda, Dışişleri Bakanı ve Başmüzakereci Mevlüt Çavuşoğlu, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun katılımları ile Ankara Dikmen Hakimevi’nde gerçekleştirildi. Toplantının hemen ardından ortak basın toplantısı düzenlendi.
Ortak basın toplantısında yaptığı konuşmada Bakan Soylu, “Önümüzde 7 kriter vardı ve bunlarla ilgili çalışmaları da 4. ile 5. arası gerçekleştirmeye çalıştık. Bugünkü toplantıda da önümüzdeki süreçteki hepimizin ne tür çalışmalar yapabileceği konusundaki değerlendirmeleri birlikte yapmış olduk. 7 kriterden birisi olan yeni nesil pasaportlar konusunda 2 Nisan’da başladığımız süreçte 1 milyon 200 bin yeni nesil pasaportu vatandaşlarımızla buluşturduk ve hızlı bir şekilde de bunu devam ettiriyoruz. Bu konudaki kriter sayısı da böylece 6’ya düşmüş oldu” ifadelerini kullandı.
“VİZE SERBESTİSİ ONAYLANDIĞI ANDAN İTİBAREN…”
Soylu, konuşmasına şöyle devam etti:
“Bizim önemli meselelerimizden bir tanesi olan Europol ile operasyonel işbirliği elbetteki ülkemiz açısından önemli, Avrupa için de önemli ama burada kişisel verileri koruma ile ilgili ortak bir değerlendirmeyi, ortak bir iradeyi ortaya koymamız gerekir. Ancak bunu ortak bir iradeyi ortaya koyduktan sonra bu adımı birlikte ve eşanlı anlatabilmenin mümkün olduğu nettir. Üçüncüsü özellikle geri kabul konusudur ki geri kabul konusunda vize serbestisi ile eşanlı olarak ortaya çıkacaktır. Aslında orada herhangi bir problem söz konusu değildir. Vize serbestisi onaylandığı andan itibaren geri kabulde çok net bir şekilde tarafımızca ve taraflarca kabul edilmiş olacaktır.”
“DÜZENSİZ GÖÇ ENGELLENEMEYECEK BİR NOKTAYA GELMİŞTİR BÜTÜN AVRUPA VE BÜTÜN DÜNYA İÇİN”
“Türkiye 18 Mart mutabakatı konusundaki bütün şartlara harfiyen uymuş bir ülkedir” diyen Soylu, “Ancak muhataplarımız yani 18 Mart mutabakatını birlikte imzaladığımız kararlaştırdığımız muhataplarımız konusunda bu kadar iyimser olamayacağımızı ifade etmek isterim. Sadece 2015’ten bugüne kadar yüzde 97 karşı tarafa düzensiz göç azalmıştır. Bu Türkiye’nin başarısıdır. Türkiye bu başarıyı ortaya koymuştur. İnanıyorum ki 18 Mart mutabakatı konusunda Türkiye nasıl sorumluluğunu yerine getirmişse Avrupa Birliği de Avrupa tarafı da aynı şekilde sorumluluğunu yerine getirmek zorundadır. Çünkü biz sadece göçle değil aynı zamanda terörde aynı zamanda da uyuşturucuda Avrupa açısından önleyici bir ülkeyiz. Avrupa açısından Türkiye bu konuda vazgeçilmez bir ülkedir. Avrupa’nın bu konuda Türkiye’ye karşı eli kuvvetli değildir. Özellikle Avrupa’nın bu konuda vermiş olduğu bir söz daha var. Bu sözünü yerine getirmesi gerekir. Gönüllü insani kabul programı. Düzensiz göç engellenemeyecek bir noktaya gelmiştir bütün Avrupa ve bütün dünya için. Burada bunu regüle etmek düzenlemek en temel yollardan bir tanesidir. Burada eğer ‘gönüllü insan iyi kabul programı’ düzensiz göç yapılan ülkelerden gerçekleştirilmez ve burada eşit bir paylaşım ortaya adil bir paylaşım ortaya konulmazsa bugün Avrupa’da yaşanan hükümet krizleri diğer bir takım kaoslar önümüzdeki günlerde artarak devam eder. Çünkü bu bir taraftan yabancı düşmanlığını körüklemekte, ırkçılığı yükseltmekte, diğer taraftan da makulü ve esas itibariyle siyaseti devre dışı bırakmaya yönelik sonuçlar oluşturmaktadır. Bu da bugün net bir şekilde Avrupa’da görülmektedir” açıklamasında bulundu.
“MİLLİ GÖÇ STRATEJİ BELGEMİZ BİR SONRAKİ TOPLANTIMIZA HAZIR BİR HALE GELİR”
Soylu, şunları kaydetti:
“Bizim sorumluluk alanımızda bir tanesi olan milli göç stratejisi yani milli göç politikamız konusunda bizim de Göç Kurulumuz var. Geçen yıl ve bu yıl yaklaşık 5’incisini topladık. Önümüzdeki günlerde 6’ncısını toplayacağız. Geçen Kasım ayında yapmış olduğumuz toplantıda milli göç politikamız konusundaki çerçeveyi oluşturduk. Milli göç politikamız var fakat milli görüş politikamız kanunlarımızla, kurallarımızla, uygulamalarımızla ve ortaya koyduğumuz ilkelerle bir çerçeve içerisinde gidiyor ama onu temel bir çerçeve içerisine alacağımız ve dün de aslen bunu tahkim eden bir gelişme daha gerçekleşti. O da küresel göç mutabakatı yaklaşık 165 ülke bunu imzaladı ve bu konuda aslen bizim ne kadar doğru bir yolda olduğumuzu bir kere daha dünya teyit etmiş oldu. O da 2019’un ilk yarısında Milli Göç Strateji belgemiz bir sonraki toplantımıza hazır bir hale gelir. Yani çerçevesi hazır bir hale gelir düşüncesindeyiz.”
“ELEKTRONİK SINIR GÜVENLİĞİMİZİ VE ENTEGRASYONUMUZU SAĞLAYACAK ÇOK ÖNEMLİ BİR ÇALIŞMA BAŞLADI”
Organize suçlarla mücadele eylem planının önemli olduğuna dikkat çeken Bakan Soylu, “2016-2018’de bir eylem planı yaptık. Şimdi Ocak ayında ikinci eylem planı 2019-2021’i de onaylayarak buradaki sorumluluğumuzu da aynı şekilde yerine getireceğiz. Sınır güvenliğinde de yine son toplantıdan bugüne kadar önemli adımlar attık. Önemli adımlardan bir tanesi şu Batı ve Doğu sınır güvenliğimizi özellikle sınır entegrasyonu hem zeki hem dijital elektronik sınır güvenliğimizi ve entegrasyonumuzu sağlayacak çok önemli bir çalışma başladı. Aselsan bu çalışmayı yürütüyor. Onun dışında fiziki güvenlik sınır sistemlerimiz devam ediyor ve aynı zamanda sadece kendi içimizde değil İran, Bulgaristan, Yunanistan ve etrafımızdaki bütün ülkelerle mümkün olduğu ölçüler içerisinde sınır sistemleri konusunda önemli adımlar atıyor ve önemli işbirliği gerçekleştiriyoruz. Önümüzdeki toplantıya hem bu süreç içerisinde aldığımız ev ödevlerini çok daha iyi bir şekilde gerçekleştirerek buradaki toplantıya geleceğinizi teyit ediyorum” şeklinde konuştu.
“TERÖRLE MÜCADELE BİZİM ELBETTE Kİ VAZGEÇİLMEZİMİZDİR"
Bir soru üzerine Bakan Soylu, Türkiye’nin terörle mücadele konusunda büyük bir tecrübeye sahip olduğunu vurgulayarak, şöyle konuştu:
“Terör, düzensiz göç, uyuşturucu ve sınır aşan suçlar, organize suçlar bu konuda Türkiye Avrupa Birliği için şunu ifade ediyor; Türkiye burada önleyici bir coğrafyada önleyici bir bölgede. İkincisi İngiltere’yi, Almanya’yı, Fransa’yı ve Avrupa’yı hepimiz izliyoruz ve uzun zamandan beri şikayet ettiğimiz meselelerin nasıl kendilerini de yorduğunu hep beraber görüyoruz. Bir taraftan İngiltere bir taraftan Almanya şu anda özellikle PKK konusunda arkadaşlarımız da burada biz de hemen hemen belirgin bir çizgiye yaklaşma eğiliminde. Peki neden? Çünkü içlerindeki bütün karışıklıklarda tüm çıban başlılığını ortaya çıkaran bunlar. Her türlü meseleyi başka bir noktaya terörize etme konusunda başka bir noktaya taşıma iradesi de gösteren yine bunlar. Yani Avrupa herhalde şunu düşünecektir düşünüyordur da öyle zannediyorum. Güneyimizde bir Amerika gerçeği var, bir Suriye gerçeği var, bir Irak gerçeği var, bir PYD gerçeği var, bir DEAŞ gerçeği var. Herhalde Avrupa Birliği’nin sınırında böyle bir gerçek yok şu anda. Almanya’nın da böyle bir gerçeği yok, diğer ülkelerin de böyle gerçekleri söz konusu değil. Bu gerçekler varken ve Türkiye bu gerçeklerle mücadele ederken bu kadar da hakikaten tecrübeli bir sürece sahip olmuş iken elbette ki bu müzakerelerde bütün bunlar masada ortaya konulacaktır. Terörle mücadele bizim elbette ki vazgeçilmezimizdir. Biz terörle mücadelede önemli bir kazanım elde etmiş başarı elde etmiş durumda Türkiye. Bunu sağlarken de topyekun Türkiye Büyük Millet Meclisi milletimizin ta kendisi de bu konuda bu kanunu düşünürken tek düşünmeyin yani Kişisel Verileri Koruma Kanunu da bununla eşanlıdır, terörle mücadele bununla eşanlıdır. Europol bununla eşanlıdır. Böyle bir çerçeve içerisinde düşünün. Bu adımlar devam ediyor. Biz Avrupa’nın iyiliğini istiyoruz.”
(İHA)