Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, “Türkiye’ye Batı’yı örnek gösterenlere diyoruz ki siz bir oraya bakın, bir de Türkiye’ye bakın. Türkiye bu örnekler bakımından oradan daha özgür bir ülkedir. İfade hürriyeti bakımından da daha özgür bir ülkedir" dedi.
Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığı tarafından Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın da katılımıyla Trabzon’da “E-Adalet Uygulamaları, UYAP ve SEGBİS” sempozyumu yapıldı. Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığı tarafından ulusal çapta ilk defa Trabzon’da bir otelde düzenlenen “E-Adalet Uygulamaları, UYAP ve SEGBİS” sempozyumuna Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Trabzon Valisi Abdil Celil Öz, Trabzon Başsavcısı Mithat Kutanoğlu, Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu, KTÜ Rektörü Pof. Dr. Süleyman Baykal, Bilgi İşlem Dairesi Başkanı Servet Gül, cumhuriyet başsavcıları ve adalet çalışanları katıldı.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, sempozyumda yaptığı konuşmada, arabuluculuk konusunun daha da genişletilmesi gerektiğine yürekten inandıkları söyledi. Bozdağ "Esasında hukuk yargılamalarında pek çok konu bu muhalefetle çözülebilir. Ama maalesef Türkiye’de bazı ideolojik yaklaşımlar nedeniyle bazı konuları tartışama dışı tutuyoruz. Esasında tartışmakta fayda var. Geçen ben bir şey söyledim. Kıyameti kopardılar. ‘kadına karşı şiddeti önlemek konusunda kadınla erkek arasına polisi koyuyoruz. Savcıyı koyuyoruz. Sosyal çalışmacıyı koyuyoruz. Psikoloğu koyuyoruz. Hakimi koyuyoruz. Araya o kadar şey koyuyoruz ki. Bu uygulama Türkiye’de başarılı mı başarısız mı bunu tartışalım dedim. Biz bir iş yapıyoruz. Niyetimiz şiddeti önlemek. Peki attığımız adım niyetimize uygun sonuçlar doğurdu mu doğurmadı mı ? Bunun çıktılarını bir görelim demenin neresi yanlış?” diye konuştu.
"ŞAPKAMIZI ÖNÜMÜZE KOYUP DÜŞÜNMEMİZ LAZIM"
“Bizim şiddeti önlesin diye düşündüğümüz ve uygulamaya koyduğumuz bu tedbir şiddeti arttıran sonuçlar ortaya koymuşsa o zaman biz şapkamızı önümüze koyup düşünmemiz lazım” diyen Bakan Bozdağ, “Bunu siyasi duruşlarımızın ötesinde ideolojik yaklaşımlarımızın ötesinde objektif bir biçimde ele alalım demenin neresi yanlış. Gelin konuşalım diyorum. Biz bakanlık olarak bunun çıktıları üzerinde konuşuyoruz. Ben bakanlıktaki arkadaşlarıma talimat verdim. İnceleyin bakalım evden uzaklaştırma kararı verilen eşlerden kaçının şimdiye kadar bu uzaklaştırma kararı sonucunda aralarındaki ihtilaf tatlıya bağlanmış ve evlilik birliği kurtulmuş. Kaçı eşine şiddet uygulamaktan vazgeçmiş. Kaçı daha büyük suçlar işlemiş. Sonuçlarına bakalım. Eğer bizim şiddeti önlesin diye düşündüğümüz ve uygulamaya koyduğumuz bu tedbir şiddeti arttıran sonuçlar ortaya koymuşsa o zaman biz şapkamızı önümüze koyup düşünmemiz lazım. Nereye gidiyoruz, ne yapıyoruz dememiz lazım. Ama maalesef Türkiye’de bazı çevreler bir uygulamanın sonuçları çıktıları üzerinde tartışma yapalım görüşüne dahi tahammül edemiyorlar. Bunu tahammül edemeyenler esasında kadına karşı şiddeti önleme niyetinde olmayanlardır” ifadelerini kullandı.
"ŞİDDET SADECE SOPAYLA OLMUYOR"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu’nun hakkındaki sözlerine de değinen Bakan Bozdağ, “Sayın Kılıçdaroğlu, bir kadın bakanla ilgili açıklamalarda bulundu. Çok çirkin açıklamalar yaptı. Esasında bu, bir ana muhalefet partisinin liderinin sözlü kadına karşı şiddet uygulamasıdır. Resmen ve alenen milletin gözünün içine baka baka kadın bakana karşı sözlü psikolojik bir şiddet uyguladı. Türkiye’de hiç kimse çıkıp da buna bir şey demedi. Diyenlere de ’siz ideolojik diyorsunuz, siyasi diyorsunuz’ denildi. Allah aşkına bir ana muhalefet partisinin genel başkanının kadın bir bakan hakkında söylediği bu sözün psikolojik şiddetten, sözlü şiddetten daha başka bir anlamı var mı? Elinizi vicdanınıza koyun, söyleyin, hangi görüşten olursanız olun. Bunun adı bal gibi sözlü şiddettir. Bal gibi psikolojik şiddettir. Buna karşı da bizim hepimizin durması lazım. Şiddet sadece sopayla olmuyor. Şiddet sadece elle olmuyor. Sözlü şiddet sopayla olan şiddet kadar tehlikeli ve zararlıdır. Bunun üzerinde de ciddiyetle durmamız gerekiyor. Ama maalesef bu konuları tartışmak istemeyenler var. O nedenle biz diyoruz ki; her konuyu tartışalım” şeklinde konuştu.
“YASAMA DOKUNULMAZLIĞI BİZİM HUKUKUMUZA DA MİLLETVEKİLİ DOKUNULMAZLIĞI GİBİ ALGILANMAKTADIR”
Hiçbir milletvekilinin "Benim yasama dokunulmazlığım var. Dolayısıyla ben her türlü suçu işlerim, sen bana dokunamazsın" diyemeyeceğini kaydeden Bakan Bozdağ, “Anayasa’nın 83. Maddesi yasama dokunulmazlıklarını düzenliyor. Yasama dokunulmazlığı bizim hukukumuzda milletvekili dokunulmazlığı gibi algılanmaktadır. Ama anayasaya bakarsanız bu esasında milletvekiline değil yasama görevi yapması nedeniyle yasamanın özgürce çalışabilmesi için tanışmış bir dokunulmazlık. Hiçbir milletvekili ’Benim yasama dokunulmazlığım var dolayısıyla ben her türlü suçu işlerim sen bana dokunamazsın’ diyemez. Yasama dokunulmazlığının sınırları da var. Dünyanın neresinde milletvekilleri teröristlerin destekçisi olur da ’senin yasama dokunulmazlığın var sen teröristleri destekleyebilirsin’ denebilir. Teröristleri destekleyenlere, terör örgütünün sözcülüğünü yaptığını açık edenlere, terörle arasına mesafe koymayanlara nasıl bakılıyor. Almanya’da herhangi bir milletvekili kalksa dese ki ’Ben El-Kaide terör örgütünü destekliyorum’ dese ne olur orada. Türkiye’de bildiri yayınladılar, kıyamet koptu” diye konuştu.
“TÜRKİYE BATI’DAN DAHA ÖZGÜR BİR ÜLKEDİR”
Batı ülkelerinde Cumhurbaşkanına sinkaflı küfür yapan paralel alçakların olmadığını söyleyen Bakan Bozdağ, şunları söyledi:
“Türkiye’ye Batı’yı örnek gösterenlere diyoruz ki siz bir oraya bakın, bir de Türkiye’ye bakın. Türkiye bu örnekler bakımından oradan daha özgür bir ülkedir. İfade hürriyeti bakımından da daha özgür bir ülkedir. Cumhurbaşkanına hakaret konusunda da konuşuyorlar işte orada olmuyor burada olmuyor ya orada kendi ülkelerinin Cumhurbaşkanına sinkaflı küfür etmeyi edep ahlak sanan insanlar yok mu ? ’Cumhurbaşkanlarına sinkaflı küfür yapın’ diye kampanyalar yürüten sivil toplum örgütleri yok. ’Cumhurbaşkanına sinkaflı küfür yapın’ diye lobi yapan paralel alçaklar yok. Bölücü terör örgütleri yok. Gözü cumhurbaşkanına düşmanlıktan başka hiçbir şey görmeyen kendini çok akıllı, aydın zanneden karanlıkta yaşayanlar yok. Akıllarına bile gelmiyor bir vatandaş Cumhurbaşkanının ölmüş anasına, ölmüş babasına, eşine, çocuklarına sinkaflı küfür etmek onlarına aklına bile gelmiyor. Böyle bir şey olur mu.? Türkiye’ye baktığınızda kampanyalar yürütülüyor” dedi.
Sempozyumunun ardından Karadeniz Teknik Üniversitesi’ne (KTÜ) giden Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, burada Rektör Prof. Dr. Süleyman Baykal ile görüştü. Bakan Bozdağ, daha sonra KTÜ Hukuk Fakültesi’ne giderek öğrencilerin eğitimi için yapılan duruşma salonunu hizmete açtı.
(İHA)
Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığı tarafından Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın da katılımıyla Trabzon’da “E-Adalet Uygulamaları, UYAP ve SEGBİS” sempozyumu yapıldı. Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığı tarafından ulusal çapta ilk defa Trabzon’da bir otelde düzenlenen “E-Adalet Uygulamaları, UYAP ve SEGBİS” sempozyumuna Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Trabzon Valisi Abdil Celil Öz, Trabzon Başsavcısı Mithat Kutanoğlu, Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu, KTÜ Rektörü Pof. Dr. Süleyman Baykal, Bilgi İşlem Dairesi Başkanı Servet Gül, cumhuriyet başsavcıları ve adalet çalışanları katıldı.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, sempozyumda yaptığı konuşmada, arabuluculuk konusunun daha da genişletilmesi gerektiğine yürekten inandıkları söyledi. Bozdağ "Esasında hukuk yargılamalarında pek çok konu bu muhalefetle çözülebilir. Ama maalesef Türkiye’de bazı ideolojik yaklaşımlar nedeniyle bazı konuları tartışama dışı tutuyoruz. Esasında tartışmakta fayda var. Geçen ben bir şey söyledim. Kıyameti kopardılar. ‘kadına karşı şiddeti önlemek konusunda kadınla erkek arasına polisi koyuyoruz. Savcıyı koyuyoruz. Sosyal çalışmacıyı koyuyoruz. Psikoloğu koyuyoruz. Hakimi koyuyoruz. Araya o kadar şey koyuyoruz ki. Bu uygulama Türkiye’de başarılı mı başarısız mı bunu tartışalım dedim. Biz bir iş yapıyoruz. Niyetimiz şiddeti önlemek. Peki attığımız adım niyetimize uygun sonuçlar doğurdu mu doğurmadı mı ? Bunun çıktılarını bir görelim demenin neresi yanlış?” diye konuştu.
"ŞAPKAMIZI ÖNÜMÜZE KOYUP DÜŞÜNMEMİZ LAZIM"
“Bizim şiddeti önlesin diye düşündüğümüz ve uygulamaya koyduğumuz bu tedbir şiddeti arttıran sonuçlar ortaya koymuşsa o zaman biz şapkamızı önümüze koyup düşünmemiz lazım” diyen Bakan Bozdağ, “Bunu siyasi duruşlarımızın ötesinde ideolojik yaklaşımlarımızın ötesinde objektif bir biçimde ele alalım demenin neresi yanlış. Gelin konuşalım diyorum. Biz bakanlık olarak bunun çıktıları üzerinde konuşuyoruz. Ben bakanlıktaki arkadaşlarıma talimat verdim. İnceleyin bakalım evden uzaklaştırma kararı verilen eşlerden kaçının şimdiye kadar bu uzaklaştırma kararı sonucunda aralarındaki ihtilaf tatlıya bağlanmış ve evlilik birliği kurtulmuş. Kaçı eşine şiddet uygulamaktan vazgeçmiş. Kaçı daha büyük suçlar işlemiş. Sonuçlarına bakalım. Eğer bizim şiddeti önlesin diye düşündüğümüz ve uygulamaya koyduğumuz bu tedbir şiddeti arttıran sonuçlar ortaya koymuşsa o zaman biz şapkamızı önümüze koyup düşünmemiz lazım. Nereye gidiyoruz, ne yapıyoruz dememiz lazım. Ama maalesef Türkiye’de bazı çevreler bir uygulamanın sonuçları çıktıları üzerinde tartışma yapalım görüşüne dahi tahammül edemiyorlar. Bunu tahammül edemeyenler esasında kadına karşı şiddeti önleme niyetinde olmayanlardır” ifadelerini kullandı.
"ŞİDDET SADECE SOPAYLA OLMUYOR"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu’nun hakkındaki sözlerine de değinen Bakan Bozdağ, “Sayın Kılıçdaroğlu, bir kadın bakanla ilgili açıklamalarda bulundu. Çok çirkin açıklamalar yaptı. Esasında bu, bir ana muhalefet partisinin liderinin sözlü kadına karşı şiddet uygulamasıdır. Resmen ve alenen milletin gözünün içine baka baka kadın bakana karşı sözlü psikolojik bir şiddet uyguladı. Türkiye’de hiç kimse çıkıp da buna bir şey demedi. Diyenlere de ’siz ideolojik diyorsunuz, siyasi diyorsunuz’ denildi. Allah aşkına bir ana muhalefet partisinin genel başkanının kadın bir bakan hakkında söylediği bu sözün psikolojik şiddetten, sözlü şiddetten daha başka bir anlamı var mı? Elinizi vicdanınıza koyun, söyleyin, hangi görüşten olursanız olun. Bunun adı bal gibi sözlü şiddettir. Bal gibi psikolojik şiddettir. Buna karşı da bizim hepimizin durması lazım. Şiddet sadece sopayla olmuyor. Şiddet sadece elle olmuyor. Sözlü şiddet sopayla olan şiddet kadar tehlikeli ve zararlıdır. Bunun üzerinde de ciddiyetle durmamız gerekiyor. Ama maalesef bu konuları tartışmak istemeyenler var. O nedenle biz diyoruz ki; her konuyu tartışalım” şeklinde konuştu.
“YASAMA DOKUNULMAZLIĞI BİZİM HUKUKUMUZA DA MİLLETVEKİLİ DOKUNULMAZLIĞI GİBİ ALGILANMAKTADIR”
Hiçbir milletvekilinin "Benim yasama dokunulmazlığım var. Dolayısıyla ben her türlü suçu işlerim, sen bana dokunamazsın" diyemeyeceğini kaydeden Bakan Bozdağ, “Anayasa’nın 83. Maddesi yasama dokunulmazlıklarını düzenliyor. Yasama dokunulmazlığı bizim hukukumuzda milletvekili dokunulmazlığı gibi algılanmaktadır. Ama anayasaya bakarsanız bu esasında milletvekiline değil yasama görevi yapması nedeniyle yasamanın özgürce çalışabilmesi için tanışmış bir dokunulmazlık. Hiçbir milletvekili ’Benim yasama dokunulmazlığım var dolayısıyla ben her türlü suçu işlerim sen bana dokunamazsın’ diyemez. Yasama dokunulmazlığının sınırları da var. Dünyanın neresinde milletvekilleri teröristlerin destekçisi olur da ’senin yasama dokunulmazlığın var sen teröristleri destekleyebilirsin’ denebilir. Teröristleri destekleyenlere, terör örgütünün sözcülüğünü yaptığını açık edenlere, terörle arasına mesafe koymayanlara nasıl bakılıyor. Almanya’da herhangi bir milletvekili kalksa dese ki ’Ben El-Kaide terör örgütünü destekliyorum’ dese ne olur orada. Türkiye’de bildiri yayınladılar, kıyamet koptu” diye konuştu.
“TÜRKİYE BATI’DAN DAHA ÖZGÜR BİR ÜLKEDİR”
Batı ülkelerinde Cumhurbaşkanına sinkaflı küfür yapan paralel alçakların olmadığını söyleyen Bakan Bozdağ, şunları söyledi:
“Türkiye’ye Batı’yı örnek gösterenlere diyoruz ki siz bir oraya bakın, bir de Türkiye’ye bakın. Türkiye bu örnekler bakımından oradan daha özgür bir ülkedir. İfade hürriyeti bakımından da daha özgür bir ülkedir. Cumhurbaşkanına hakaret konusunda da konuşuyorlar işte orada olmuyor burada olmuyor ya orada kendi ülkelerinin Cumhurbaşkanına sinkaflı küfür etmeyi edep ahlak sanan insanlar yok mu ? ’Cumhurbaşkanlarına sinkaflı küfür yapın’ diye kampanyalar yürüten sivil toplum örgütleri yok. ’Cumhurbaşkanına sinkaflı küfür yapın’ diye lobi yapan paralel alçaklar yok. Bölücü terör örgütleri yok. Gözü cumhurbaşkanına düşmanlıktan başka hiçbir şey görmeyen kendini çok akıllı, aydın zanneden karanlıkta yaşayanlar yok. Akıllarına bile gelmiyor bir vatandaş Cumhurbaşkanının ölmüş anasına, ölmüş babasına, eşine, çocuklarına sinkaflı küfür etmek onlarına aklına bile gelmiyor. Böyle bir şey olur mu.? Türkiye’ye baktığınızda kampanyalar yürütülüyor” dedi.
Sempozyumunun ardından Karadeniz Teknik Üniversitesi’ne (KTÜ) giden Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, burada Rektör Prof. Dr. Süleyman Baykal ile görüştü. Bakan Bozdağ, daha sonra KTÜ Hukuk Fakültesi’ne giderek öğrencilerin eğitimi için yapılan duruşma salonunu hizmete açtı.
(İHA)