İstanbul
Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) İcra Kurulu Başkanı Alper Özel, video konferans yöntemiyle AA muhabirinin, küresel tedarik zincirindeki gelişmeler, Türkiye'nin uluslararası nakliyedeki konumu, altyapı ve mega projelerinin tedarik zincirindeki rolüne ilişkin sorularını yanıtladı.
Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınla birlikte küresel tedarik zincirlerinde ve İngiltere'deki tedarik sıkıntılarına ilişkin soru üzerine Özel, salgının sınırlar arası ticaret ve taşımacılık üzerinde yıkıcı etkiler meydana getirdiğini söyledi.
Özel, İngiltere'deki gelişmeleri endişe ile izlediklerini, çünkü ülkedeki en büyük sıkıntının sürücü eksikliğinden kaynaklandığını belirtti.
Brexit ile birlikte İngiltere'de tedarik zincirinde kırılma yaşandığına dikkati çeken Özel, "İngiltere, Brexit öncesinde sürücü tedarik sorunu yaşamıyordu. Brexit sonrasında İngiltere dışındaki sürücüler oradan çekilmiş oldu. İngiltere'nin kendi içerisinde yeterli kaynağı olmayınca böyle bir sıkıntıyla karşı karşıya geldi. Tır şoförü bulamama aslına sadece İngiltere'nin değil Avrupa'nın da bir sorunudur." dedi.
Özel, Türkiye'de de uluslararası tır şoförü yetiştirecek mekanizmaların kuramaması durumunda böyle sıkıntıların yaşanabileceğini, bu nedenle uluslararası tır şoförlüğünün özendirilmesi gerektiğini dile getirdi.
Uluslararası Karayolu Taşımacılık Birliği (IRU) tarafından yayımlanan bir araştırmaya göre; 2020 yılında kara yolu yük taşımalarında 2019 yılına göre yüzde 17 ciro kaybı yaşandığını belirten Özel, 2020 yılsonu itibarıyla küresel çapta sadece kara yoluyla yük taşımalarında 700 milyar dolar ciro kaybı yaşandığını dile getirdi.
Alper Özel, salgınla mücadelenin birçok kahramanı bulunduğunu ve onlara müteşekkir olduklarını söyledi. Ancak bir kahraman kitlenin daha bulunduğunu ifade eden Özel, "Bu kahramanlar, lojistikçiler, nakliyeciler, sürücüler ve depo çalışanları. Onlar da birer kahraman. Salgının ilk günlerinde marketlere, mağazalara hücum olmuştu. Ertesi gün baktığımızda raflar yine doluydu. O rafların dolu olmasının nedeni, Türkiye'nin sağlam bir tedarik zinciri altyapısı olmasıdır. Burada da en önemli görev ulusal ve uluslararası kara taşımacılığı sektörüne düştü." şeklinde konuştu.
"Sağlam uluslararası kara yolu taşımacılığı altyapısına sahibiz"
Salgınla birlikte Türkiye'nin küresel tedarik zincirindekini konumuna ilişkin soru üzerine Özel, fabrikaların kapandığı, kritik malların ihracatının yasaklandığı, hem talep hem arz tarafında krizlerin yaşandığı salgın kriziyle, batı dünyasının özellikle ara mallar konusunda ne kadar Çin’e bağımlı olduğunu fark ettiğini söyledi.
Batının tedarik konusunda Çin'e bağımlılığını azaltma yönünde bir strateji içine girdiğini belirten Özel, şöyle devam etti:
"En büyük ticari partnerimiz AB. Onlar da bu tedarik zincirini kendi ekonomik ve siyasi sistemine daha uygun olan çevre ülkelerden sağlama yoluna girdi. Bu bölgede bunu yapabilecek AB dışında hatta Avusturya'dan sonra Balkanlar, Doğu Avrupa'ya baktığınızda bu bölgede en çok tedarik sağlayan, üretim kapasitesi yüksek ve eğitimli yetişmiş insan kaynağı olan tek ülke Türkiye'dir. Dolayısıyla son zamanlarda ihracatımızın 207 milyar doların üzerine çıkmasında AB'deki tedarik zincir değişikliğinin payı vardır. Otomotiv, kimya, tekstil gibi sektörlerde siparişler Türkiye'ye kaydı. İhracattaki artışı buna bağlıyoruz. Bu ihracatımızı karşılayabilme gücümüz de sağlam uluslararası kara yolu taşımacılığı altyapısına sahip olmamızdan kaynaklanıyor."
Salgınla birlikte ciddi bir dönüşüm sürecine giren küresel üretim ve tedarik zincirlerindeki yeni arayışlarda Türkiye’nin, tercihlerde giderek daha üst sıralara yükseldiğinin altını çizen Özel, Türkiye'nin gelecek 10-20 yılda Avrupa'nın, Balkanların, Kafkasların ve Orta Doğu'nun en önemli tedarik zinciri "hub"ı olacağının söyledi.
"Nakliyecilerimize suni zorluklar çıkarıyorlar"
UND İcra Kurulu Başkanı Özel, Türkiye'nin özellikle Avrupa ülkelerince uluslararası nakliyecilerine suni sıkıntılar çıkardığını söyledi.
Bazı ülkelerden transit geçişlerin engellendiğini, daha aza sayıda geçiş kotası verildiğini, Türk taşımacılarının değişik ya da pahalı yol güzergahlarına yönlendirildiğini, bazen vizelerde zorluk çıkarıldığını anlatan Özel, bazı ülkelerin Türk araçlarından ilave geçiş ücretleri talep ettiğini ve bunların da lojistik maliyetleri artırdığını dile getirdi.
Özel, tüm bu zorluklara rağmen Türkiye'nin ihracatını artırmayı başardığını ifade etti.
Deniz yolu, hava yolu ve demir yolu taşımacılığında da önemli artışlar yaşandığına işaret eden Özel, "Türk ihracatını taşıyan belkemiği kara yolu taşımacılığıdır. Bugün 56 ülkeyle ikili anlaşmamız var. Moğalistan'dan Portekiz'e, Norveç'e, Fas'a kadar Türk mühendislerinin, insanının ürettiği ürünlerini taşıyoruz. Bu gurur verici bir durum." dedi.
Uluslararası nakliyattaki avantajlar
Alper Özel, Türkiye'nin uluslararası nakliyede önemli avantajlara sahip olduğunu söyledi. Türkiye'nin AB ile Asya arasında ticari bağlantıyı kuran en temel ülkelerden olduğunu belirten Özel, "Tedarik köprüsüyüz. Sağlam, modern ve teknolojik tedarik altyapımız var. Lojistik fakültelerimiz, yüksek okullarımız var. Lojistik ve taşımacılık konusunda insan kaynağı yetiştirebiliyoruz. Bunlar bizim temel avantajlarımız." ifadelerini kullandı.
Türk ihracatçısının en büyük destekçisinin uluslararası kara yolu taşımacılarının olduğunu aktaran Özel, şöyle devam etti:
"Salgın sonrası dönemde yeniden şekillenen küresel tedarik zincirlerinde yükselen değer haline gelen Türkiye olarak bu fırsatı iyi kullanabilmek için birkaç kritik konu mevcuttur. Bunlardan biri, 'Gümrük Birliği’nin Modernizasyonu' sürecidir. Türkiye ile AB arasındaki Gümrük Birliği’nin, her iki taraf için de arzu edilen kazanımları sağlamasının önündeki en büyük engellerden biri olan 'tarife dışı-transit kısıtlamaları (transit kotası, transit ücretleri vb.)' konusunun 'Gümrük Birliği’nin Güncellenmesi' müzakerelerinin başlaması beklenmeden, erken uygulanabilecek bir formül ile acilen çözülmesi, Avrupa tedarik zincirlerinin sürdürülebilirliği, özellikle salgın sonrası ekonomik toparlanma sürecinin etkinliği açısından çok önemlidir."
Sınır kapıları ve vize sorunları
UND İcra Kurulu Başkanı Özel, Avrupa tedarik ve değer zincirlerindeki bu yeni dönem avantajlarını yitirmemek için bir başka ev ödevinin de sınır kapılarının modernizasyonu konusu olduğunu söyledi.
AB’ye yönelik kara yolu ihracatının en yoğun şekilde gerçekleştirildiği Türkiye-Bulgaristan arasındaki Kapıkule-Kapitan Andreevo sınır kapılarında 72 saate varan beklemelerin, ticarette ciddi aksamalara yol açtığını ifade eden Özel, "İlgili bakanlıklarımızın liderliği ve derneğimizin destekleriyle son birkaç yılda Türkiye tarafında hayata geçirilen kapasite artırıcı iyileştirmelere karşın, aynı iyileşmelerin Bulgaristan ayağındaki kapasite ile eşleşmemesi nedeniyle Türkiye’den AB’ye sınır geçiş süreçlerindeki iyileşme potansiyelin altında gerçekleşebilmiştir. Nitekim bugün itibarıyla, her 2 tarafın eşdeğer kapasite ile çalışabiliyor olması halinde sunacağı günlük toplam 3 bin araç geçişi kapasitesine karşılık, halen günlük araç geçişleri her iki sınır kapımızda ortalama günlük 1.200-1.300 araç çıkışı ile sınırlı kalmaktadır." ifadelerini kullandı.
Özel, sınır kapılarından bir tırın makul sürede geçişinin 6 ila 12 saat olduğunu belirtti. İpsala sınır kapısının yenilenerek modern hale dönüştürüldüğünü ancak karşı tarafta Yunanistan sınır kapısının eski olduğunu ve iki ülke sınır kapıları arasında dengesizlik bulunduğunu vurgulayan Özel, bu durumun Türk nakliyecilerini frenlediğini söyledi.
Türkiye'de 17 binden fazla AB menşeli şirketin bulunduğunu, bunların üretimleri Türkiye'de yaptığını ve Avrupa'nın her yerine sattığını anlatan Özel, "Dolayısıyla Avrupa'nın bizlere yaptığı her gecikme, Avrupalılara malların ve ürünlerin geç gitmesine sebep oluyor. Avrupa'daki alıcılar ürünleri daha pahalıya alıyor. AB'ye, 'Vizelerle, transit geçişlerle, ilave ücretlerle bizi daha pahalılaştırmayın. Hem lojistik maliyetlerimiz azalsın hem de alıcılarınız daha uygun fiyat ödesin. Ürününü fazla beklemesin.' diyoruz. Onlara bu yönde çağrıda bulunuyoruz." değerlendirmelerinde bulundu
Özel, sınır kapısında yaşanan uzun bekleme sürelerinin, sevkiyatlarda gecikmelere ve müşteri kayıplarına sebep olduğunu bildirdi.
Profesyonel tır sürücülerinin Türkiye-AB arasında geçerli hukuk kuralları ve diğer uluslararası kurallar gereğince "hizmet sağlayıcı statüsü"nde, benzer meslek gruplarına tanınan vize muafiyetinden faydalanabilmeleri gerektiğini ifade eden Özel, "Bu sağlanana dek ise yılın başında yenilenen Schengen kurallarına göre en az 1 yıl geçerli ve çok girişli sürücü vizelerinin düzenlenmesi gerekiyor, ancak bu kurallara rağmen, önceden vize almış ve uygun şekilde kullanmış tır sürücülerimize dahi hala kısa süreli vizeler veriliyor, üstelik 6 aylık vizeleri olsa dahi en fazla 90 günlük kalış süresine müsaade ediliyor." diye konuştu.
"Türkiye, en yüksek notu ulaştırma altyapısından aldı"
Alper Özel, Dünya Bankası tarafından çeşitli kurum ve kuruluşların destekleriyle iki yılda bir gerçekleştirilen ve kapsamlı bir ankete dayanan Küresel Lojistik Performansı Endeksi’nde (LPI) Türkiye'nin 2018 yılı değerlendirmelerinde 47. sırada yer aldığını belirtti.
Salgın dolayısıyla 2020'de endeksin açıklanmadığını, bu yıl ya da gelecek yıl yayımlanabileceğini söyleyen Özel, Türkiye'ye yakışanın ilk 10-15 içinde yer almak olduğunu ve bunun için yeterli altyapının bulunduğunu kaydetti.
Özel, endekste ulaştırma altyapısının da bir kriter olduğunu, Türkiye'nin tüm kriterler arasında en yüksek notu ulaştırma altyapısından aldığını söyledi.
Yeni otoyollar, Osmangazi Köprüsü, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Marmaray ve Kuzey Marmara Otoyolu ve diğer bağlantı tünelleri sayesinde bu notun yüksek olduğunun altını çizen Özel, 18 Mart Çanakkale Köprüsü'nün açılmasıyla birlikte onun da önemli avantaj sağlayacağını dile getirdi.
"Ağır vasıta ehliyeti olan gençleri bekliyoruz"
UND İcra Kurulu Başkanı Özel, Türkiye'nin uluslararası taşıma yapan 65 bin tırı bulunduğunu, yaklaşık 20 bin-21 bin tır sürücüsü olduğu bilgisini verdi.
Türk filolarının Avrupa'nın önemli çevreci filolarından olduğunun vurgulayan Özel, şöyle devam etti:
"Avrupa'nın en büyük filosuna sahip değiliz. Örneğin, Polonya'nın uluslararası taşıma yapan 252 bin tırı var. Filomuz, en büyük olmasa da güçlü, manevra kabiliyeti yüksek. Bundan da gurur duyuyoruz. Sektörümüz ihracatımızdaki artışa paralel olarak büyüyor. Şu anda sürücü açığımız var. Uluslararası kara yolu taşımacılığımızın önündeki engelleri kaldırdığımızda ihracatımız katbekat artacaktır.
Avrupa'da tır şoförü olmak aynen iftaiyeci, polis olmak gibidir. Avrupa'da tır şoförü olmak bir meslektir. Önemli ve saygın bir meslektir. Türkiye'de de bunu iyi anlatmalıyız. Tır şoförlüğü zor bir meslektir. Aynı zamanda geliştiren bir meslektir. Hukuk, dış ticaret, uluslararası ilişkiler, gümrük mevzuatı gibi konuları bilmek gerekir. Mümkünse yabancı dil bilmek gerekir. Birçok ülke görülebiliyor. Tır şoförlüğünü özendirmemiz ve gençlerimizi buraya yönlendirmemiz gerekiyor. Ağır vasıta ehliyeti olan gençleri uluslararası nakliye firmalarımıza iş başvurusu yapmaya davet ediyorum. İşe alınma durumları çok yüksek. Tır şoförlerinin alacağı ücret gayet iyi."
Kaynak: AA
dikGAZETE.com