"The Cure" (Son Çare) adını verdiği 37 dakikalık görsel efektlerle dolu film, ölümcül virüs salgınına karşı geliştirilen aşıyı ele geçirmek için büyük ilaç şirketlerinin mücadelesini anlatıyor.
Atalay, Hollywood Hyperware Film Festivali'nde "En iyi yönetmen" ve "En iyi aksiyon filmi" ödülleri kazanan Son Çare'nin hikayesini, özellikle konusu ve bitiş zamanının yeni tip koronavirüs (Kovid-19) krizine denk gelmesiyle ilgili düşüncelerini AA muhabiri ile paylaştı.
"Çekimlere senaryo olmadan başladık"Çok küçük yaşlardan beri sinemaya ilgi duyduğunu belirten Atalay, Türkiye’de Bilgi Üniversitesinde başladığı sinema ve televizyon eğitimini New York Teknoloji Enstitüsü Üniversitesinde tamamladığını, ardından Los Angeles'a geçerek 15 yıldır Hollywood filmlerine fragman kurgusu hazırladığını aktardı.
Atalay, Tom Cruise'un başrolde oynadığı "Görevim Tehlike: Yansımalar", "Transformer", "13 Saat" gibi gişe rekorları kıran ünlü filmlerin fragmanlarını yaptığını ifade ederek, şimdiye kadar bu alanda 20'den fazla ödül aldığını söyledi.
Aksiyon filmleri konusunda özel bir tutkusu olduğunu dile getiren Atalay, 2 yıl önce çekimlerine başlayarak 15 Mayıs'ta Youtube platformunda gösterime sunduğu "Son Çare" filminin nasıl ortaya çıktığını ise şöyle anlattı:
"Son Çare'nin hikayesi aksiyon sahnesi çekerek başladı. Los Angeles dışındaki 'Angeles Crest Highway' otoyolunda araba kullanırken burasının çekime çok uygun olduğunu gördüm, film çekme isteği geldi. Kendi arabalarımızı çekmeye başladık dağda. Takip sahnesine dönüştü, sonra aksiyon girdi, konuyu ondan sonra belirledik yani filmin senaryosu olmadan önce çekime başladık."
Filmde ufak araba modelleri kullanıldıFilme 3 kişilik ekip ve 15 bin dolar gibi çok düşük bir bütçeyle başardıklarının altını çizen Atalay, "15 bin dolar, aslında sinema işinde çok düşük bir rakam. Hollywood'da setin bir günlük yemeği 15 bin dolardan daha fazladır, biz onunla 37 dakikalık film çektik." diye konuştu.
Ayrıca film efektlerini tamamen bilgisayarda yapmak yerine, eski sinema tekniği olarak model arabalar kullandığına dikkati çeken Atalay, "Bir arabanın ufak modelini bulup onu çarpıştırıp, patlatıp, takla attırıyorsunuz, tabii bundan aldığınız görüntü kalite efekti, yüksek paralar harcayarak yapacağınız bilgisayar efektlerinden daha iyi olabiliyor." dedi
Atalay, filmde kullanılan F-35 savaş uçağının kokpitini de evin arka bahçesinde 2-3 hafta uğraşarak tahtadan yaptıklarını vurguladı.
"Filmi çekerken virüs konusu ortalıkta yoktu"Ölümcül bir virüse karşı geliştirilen aşıyı elde etmek için büyük şirketlerin silahlı çatışmasını anlatan filmin Kovid-19 salgını nedeniyle ilginç bir döneme denk geldiğini belirten Atalay, şunları kaydetti:
"Zamanlaması çok ilginç oldu gerçekten. Bu filmi çekerken virüs konusu ortalıkta yoktu, çok ilgi çekeceğini beklemiyorduk. Film çıktıktan sonra bu olunca insanlar sormaya başladılar, film çekmişsiniz dünya nüfusunu etkileyen, bu gerçekten oluyor diye."
Atalay, filmi sadece aksiyon amaçlı çekmeye başladıklarını, konusunu sonradan düşündüklerini belirterek, "Bizim de şansımıza tam filmi bitirdikten sonra gerçekten ortalığa yeni bir virüs yayıldı. Bu da garip bir tesadüf oldu. Filmin tabii anlamı çok değişti." ifadesini kullandı.
Aksiyon sahneleriyle bilinmesini istediği filmin içerik ve zamanlama ile öne çıktığına işaret eden Atalay, filmin ilgi görmesi halinde senaryoyu biraz daha geliştirerek uzun metrajlı versiyonunu çekmeyi düşünebileceğini söyledi.
"Türkiye'de güzel işler yapmak isterim"Film fragman kurgularının yanı sıra yönetmenliğe geçmeyi hedeflediğini belirten Atalay, Türkiye ve Amerika'da alanıyla ilgili imkanlara baktığını söyledi.
Atalay, "Türkiye'de bazı imkanlar olabilir, görüşmeler oluyor. ABD'de de bazı görüşmeler var, duruma göre karar vereceğim ama Türkiye'ye her zaman açığım. Türkiye'de güzel işler yapmak isterim, çok güzel işler yapılabileceğine inanıyorum. Bu biraz da şu andaki filmimizin göreceği ilgiye bağlı." şeklinde konuştu.
Kovid-19 nedeniyle Hollywood'da film çekimlerinin de durakladığını aktaran Atalay, şöyle devam etti:
"Salgın durumunun Hollywood'daki çekim çalışmalarını köklü yönden değiştireceğini zannetmiyorum. Sonuçta bir aşı bekleniyor, eğer bulunursa çekimlerin eskisi gibi olacağını tahmin ediyorum. Hollywood'da gelecek var, önümüzdeki birkaç ay içinde çekimlere tekrar geri dönülecektir, belki eskisinden daha fazla prodüksiyon ortaya çıkacaktır."
Atalay, Hollywood’un artık Netflix, Amazon gibi online platformlalara yöneleceğini belirterek, "Filmlerin bence dağılımı değişecek. İnsanlar artık sinema ile beraber aynı anda filmleri evlerde izlemeye başlayacak. Film dağıtıcıları bunu fazla istemiyor, sonuçta sinemaların getirisi çok büyük. Gerçekçi olarak bakarsak filmler evde açılmaya başlayacak." diye konuştu.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com