Türk yetkililer, Diplomasi Muhabirleri Derneği (DMD) üyeleri ile buluştu. Toplantıda yetkililer tarafından dış politika hakkında bilgi verildi. Türkiye ile Avrupa Birliği ilişkilerinde asıl sorun alanının Avrupa Birliği’nin kendi geleceğine karar verememesi olduğunu belirten yetkililer, “Avrupa Birliği’nin kendi içinde birçok tartışma var. ‘Nasıl bir Avrupa’ sorusu henüz cevaplanamayan bir soru. Bizim açımızdan Türkiye-AB ilişkilerindeki sıkıntının kaynağı bu. Kendi içerisinde Müslümanlarla, etnik gruplarla, Avrupalı olmayanlarla, teknik olarak bunların birçoğu ikinci, üçüncü kuşak olmasına rağmen Avrupalı değilmiş gibi konuşuluyor, kendi azınlıklarla kurduğu ilişkilerde sıkıntı söz konusu” açıklamasında bulundu.
Son dönemde Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerinde hareketliliğe dikkat çeken yetkililer, AB’nin savunmacı bir tavırla hareket ettiğini kaydettiler. Yetkililer, şunları dile getirdi:
“Suriyelilere vize uygulaması söz konusu değil. Açık kapı politikası insani yardım bağlamında devam ediyor. Değişiklik olmadı ve olmayacak. Tartışılan konu üçüncü ülkelerden Türkiye’ye yönelen Suriyeli nüfusu var. Mısır ve Lübnan’da ciddi Suriyeli girişi var. Zaman zaman sahte pasaportlar kullanılıyor. Buna yönelik bir uygulama var. Vize uygulaması bununla ilgili.”
Yetkililer, Suriyeli mülteciler için Avrupa Birliği yardımının nasıl harcanacağına ilişkin ise, “Çocuklarla, kadınlarla ilgili rehabilitasyon programı olacak mı? İş gücü kazanım programları olacak mı? Esas tartışma noktası, karar verme mekanizması nasıl şekillenecek? Avrupa Birliği’nde mi olacak, Türkiye’de mi olacak? Biz bunun Türkiye üzerinden olabileceğini, Türkiye üzerinden denetlenmek kaydıyla olabileceğini söylüyoruz” diye konuştular.
‘Türkiye bölgede sıkıştı’ haberlerine ilişkin olarak değerlendirmede bulunan yetkililer, “Hayır. Türkiye-İsrail arasındaki ilişki bölgenin istikrarlı için önemli” ifadelerini kullandılar.
Türk yetkililer, Türkiye-İsrail ilişkilerine yönelik olarak, “Bizim taleplerimizden bir iki tanesi karşılandı. Diğerleri tartışılıyor. Nihai bir anlaşma yok. Olumlu görüşmeler sürüyor. Abluka ile ilgili bir ilerleme var. Görüşmeler sürüyor. Olumlu bir görüşme trafiği var. Nihai tabloya yaklaştık” dediler.
"ABLUKA KALDIRILMADAN TÜRKİYE-İSRAİL SORUNU ÇÖZÜLEMEZ"
Ablukanın kaldırılmadan Türkiye-İsrail sorununun çözülemeyeceğini söyleyen yetkililer, “Dönem dönem izin vermeler oldu. Bunun yapısal hale dönüşmesi söz konusu. Onu bekliyoruz. Filistin’de yaşayan insanların temel gıda ihtiyaçlarına erişebilmesi. Türkiye’nin pozisyonunda değişiklik yok” açıklamasında bulundu.
Suriye sınırında bütün tedbirlerin alındığını söyleyen yetkililer, sınırı koruyan askerlerin önemli bir kısmının 98 kilometrelik kısmında olduğunu kaydettiler. Yetkili, “Sorun Suriye tarafında. Bu sorun çözülmediği takdirde ne tedbir alırsak alalım bunu yüzde yüz engellemek mümkün değil. Suriye tarafında DAEŞ oldukça bu sorun devam edecek. Temmuz ayından beri bekleyen ülkeyiz. Beklediğimiz her geçen gün sorunu daha komplike hale getiriyor. Rusya bunlardan bir tanesi. Adım atılmadığı için, harekete geçilmediği için DAEŞ bizim sınırımızdan süpürülmediği müddetçe bu sorun devam ediyor, daha komplike hale geliyor. Suriye konusunda inisiyatif alma noktasında sıkıntı var” ifadelerini kullandılar.
"SURİYE SINIRINDA GEREKLİ ÖNLEMLER ALINDI"
Yetkililer, Suriye sınırında gerekli önlemlerin alındığını kaydederek, “Sorun bizim bu Türkiye tarafındaki arttırmamız değil, sorun karşı taraftaki sorunun ne olacağıdır. Esad ve politikaları devam ettiği müddetçe bu sorun devam edecek. O bölgede somut gelişme olmadıkça bu sorun devam edecek. Suriye terör örgütleri için antrenman sahasına dönüşmüş durumda. Bununla Türkiye’nin tek başına mücadele etmesi mümkün değil. Uluslararası inisiyatif gerektiren bir şey. Hava saldırılarıyla muhalifler 4 kilometrelik bir ilerleme sağladı. Üç beş müdahaleyle somut ilerleme sağlanabiliyor” dediler.
Çözüm sürecine dönülmesine ilişkin soru üzerine bir yetkili, “Nevruz 2013 takvimlerinde oluyorsa hendeklerin kapatılması olursa niye olmasın. Söz vermekle olmaz somut sonuçlarının görülmesi gerekiyor. Tek bir silahlı kişinin olmaması lazım. Türk vatandaşının değerli olduğu bilinciyle hareket etmek zorundayız. PKK yüzünden IŞİD’e karşı kaynaklarımı etkin kullanamıyorum” dedi.
SOKAĞA ÇIKMA YASAĞI
Sokağa çıkma yasağına ilişkin olarak değerlendirmede bulunan yetkililer, “Bütün şehir rehin alınmış durumda. Aileler tehdit ediliyor, evler yakılıyor. Şehir merkezinde adım adım gitmek zorunda. Sokakta çıkma yasağı 9-10 gün sürüyor. Sokağa çıkma yasağından şehrin tamamı etkilenmiyor. Fırınlar, camiler açık. Sağlık hizmetleri veriliyor. Cizre'de 9 günde 600 civarında sağlık hizmeti verildi” diye konuştular.
Operasyonların ne kadar süreceği sorusuna bir yetkili, “4-11 Eylül Cizre’de sokağa çıkma yasağı uygulandı. Sokağa çıkma yasağı 10-12 gün uygulanacak, 55-60 hendek kaldırılacaktı, 45 hendek kaldırıldı” cevabını verdi.
Irak’taki Türk askerine ilişkin soru üzerine bir yetkili, 100-150 kişinin Irak topraklarına geçtiğini söyledi. Yetkili, “Tamamen çekilme söz konusu değil. Gerekli tedbir alınırsa sayı artmaz. Kamplarda eğitilen Peşmerge sayısı iki bine yakın” karşılığını verdi.
Atatürk Havalimanı’nda yakalanan iki kişi hakkında bilgi veren yetkililer, “Belçika ikametli Türk vatandaşı PKK’lı. Suriye vatandaşı Ahmad A. 148 adet pasaportla yakalandılar. Pasaportlar orijinal, çalıntı pasaportlar. Fransa 114 adet pasaport, bir adet ehliyet, Almanya 4, Portekiz bir, Danimarka 3, Avusturya 2, Polonya 2, Litvanya 2, Belçika 2, İrlanda 3, Romanya bir, İspanya bir, Lüksemburg bir, Rusya bir, Lüksemburg 2, İnglitere 7” açıklamasında bulundular.
AHMET UMUR ÖZTÜRK