ANKARA
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca, Fetullahçı Terör Örgütünün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında Ulus'taki Türk Telekom binasını kontrol altına almaya çalışan 27'si Kara Harp Okulu (KHO) Komutanlığı subay adayı kursiyer 29 şüpheli hakkında üçer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle iddianame hazırlandı.
Emniyet Genel Müdürlüğü tüzel kişiliğinin yanı sıra 45 kişinin "şikayetçi" olarak gösterildiği iddianamede, şüphelilerin "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs", "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs" ve "TBMM'yi ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs" suçlarından üçer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis ile "silahlı terör örgütüne üye olmak" ve "terör amaçlı cebir tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılmak" suçlarından da ayrıca cezalandırılmaları talep edildi.
İddianamenin şüphelileri şunlar:
"Abbas Güngören, Adi̇l Cumhur İpekçi̇, Aykan Kılıçarslan, Bi̇lal Ergen, Erdoğan Gezer, Fati̇h Karaaslan, Fi̇kret Erdoğan, Güngör Gürcan, Hakan Özer, Hasbi̇ Eray Karaaslan, İbrahi̇m Çok, İsa Akgül, Mehmet Aslan, Mehmet Ali̇ Bulazar, Meli̇h İsa Aktaş, Mert Erdi̇ Kurtoğlu, Mustafa Kılıç, Orçun Ti̇nk, Ömer Ergenekon, Ömer Karayoluk, Rıfat Çalık, Sadık Emre Oral, Samet Tanrıverdi̇, Selami̇ Yıldırım, Semi̇h Kuvvet, Süleyman Ari̇f Varol, Şahi̇n Çağlıyan, Uğur Yılmaz, Zi̇nnur Çeti̇n."
İddianamede, KHO'da atış yapılacağı zaman mühimmatın atış günü alındığı, artan mühimmatın ise aynı gün depoya teslim edildiği bildirildi.
Kurmay yarbay Ümit Gençer'in ise taburundaki subaylara 18 Temmuz 2016 günü atış yaptıracağı bahanesiyle 15 Temmuz 2016 günü 2 bin 250 fişek aldığı ve bunları çalışma odasında muhafaza ettiği aktarılan iddianamede, darbe girişimi akşamı 2'nci Tabur Komutanı Kurmay Binbaşı Hasan Hüseyin Eçik'in saat 17.30 sularında mesaiden ayrıldığı, lojmanlar bölgesine gittiği, habercisine "23.00'de kendisini buradan alması" talimatını verdiğinin belirlendiği kaydedildi.
İddianamede, darbecilerin, çeşitli gerekçelerle kendilerine müzahir olmayan, eylemlerine engel olabilecek tüm personelin okuldan ayrılmalarını sağladıkları anlatıldı.
Eçik'in saat 19.35 sıralarında olay tarihinde albay rütbesi taşıyan kurmay başkanı İlhami Polat tarafından lojmandan arandığı, saat 19.47 sıralarında makamına geldiği belirtilen iddianamede, Eçik ve Polat'ın, askeri hattan birkaç kez görüştüklerine yer verildi.
Hasan Hüseyin Eçik'in, saat 21.12'de tüm bölük ve takım komutanlarını WhatsApp üzerinden mesaiye çağırdığı bildirilen iddianamede, bütünleme sınavları maksadıyla okulda kalan harbiyelilerin ivedi olarak içtimaya alındığı, Eçik tarafından bizzat tabur iç bahçesinde toplanan harbiyelilerden rastgele seçtiği 20'sine silah dağıtıldığı, ardından Gençer tarafından tedarik edilen 2 bin 250 merminin bir kısmının da harbiyelilere verildiği ifade edildi.
Okul komutanının alıkonulması
İddianamede, olay günü öğrenci alım faaliyetleri için teşkil edilen Kesin Karar Kuruluna başkanlık eden okul komutanının, kurulun saat 20.30 sularında mülakatı tamamlamasını müteakip okul karargahına döndüğü belirtildi.
Bu esnada Ankara'da bulunan 3'üncü Ordu Kurmay Başkanı Tümgeneral Selçuk Bayraktaroğlu'nun telefonla kendisini arayarak, ziyaret amaçlı görüşme talebi üzerine saat 21.00 sularında ikilinin karargah önündeki bahçede oturdukları ifade edilen iddianamede, sanıklardan eski albay Polat ile eski yarbay Tolga Sıçrar'ın, saat 21.30 sularında okul komutanının yanına giderek, "Ani Müdahale Kuvvetinde (AMK) olaylar olduğu, asmalar masmalar gibi olayların yaşandığını" söyledikleri, "Gelmeniz lazım, gelseniz iyi olur" dedikleri anlatıldı.
Misafirini uğurlayan okul komutanının, Polat ile AMK'nın bulunduğu odaya gittikleri, Sıçrar'ın da onları takip ettiği belirtilen iddianamede, şunlar kaydedildi:
"AMK'nın bulunduğu odaya girilmesini müteakip daha önceden burada gizlenen personel ile birlikte okul komutanının üzerine aniden saldırıldığı ve okul komutanının rehin alındığı, rehin alma işlemini müteakip Albay İlhami Polat tarafından 'Siz siyasilerle iş birliği yapıyorsunuz. Biz Atatürkçü subaylarız. Yönetime el koyduk. İşte şimdi uçaklar havada' dediği, okul komutanının bu şahısların FETÖ ile doğrudan bağlantılı olduklarını ve bir kalkışma içerisine girdiklerini anladığı ve bunlara okul komutanı olarak kendisinin emirlerinin dinlenilmesi gerektiği, kendisinin emirlerini dinlemediklerine göre kimden ve nereden emir aldıklarını söylemelerini istediği, cevap alamaması üzerine 'Sizin baş imamınız kim, onu söyleyin' şeklinde kızgınlık ifade eden sözler söylediği, okul komutanı ve emir astsubayının ifadelerinden anlaşılmıştır."
İddianamede, okul komutanı ve emir astsubayının silahlı nöbetçilerin gözetiminde ertesi sabah saat 10.30'a kadar alıkonulduğu aktarıldı.
Okul komutanı tarafından kendisini rehin alanlara ve rehin tutulmasını sağlamak üzere mühimmatlı ve silahlı nöbet tutan subaylara yaptıklarının yanlış olduğunun ifade edildiği vurgulanan iddianamede, bu şekilde davranmalarının ülkeyi kan gölüne çevirebileceğini, hatta iç savaşa sebebiyet verebileceklerini, ülkenin bölünmesine neden olabileceklerini, yaptıklarından vazgeçmeleri gerektiğini söylediği, rehin alanların ve başlarında nöbet tutanların ise bu sözlere kayıtsız kaldıkları ifade edildi.
İddianamede, rehin alınmasının ardından okul komutanı ve emir astsubayının odasındaki tüm telefonların kablolarının çıkarıldığı bildirildi.
"Polat'ın koordinatörlüğünde, Ergenekon'un idaresinde"
Olay tarihinde piyade kurmay yarbay rütbesiyle görev yapan sanık Ömer Ergenekon tarafından akşam saat 21.05 sularında, Üsteğmen Atilla Kahraman'a, "Harp Tarihi Tatbikatı öncesi emniyet tedbirlerini denemek amacıyla bizzat kendisi tarafından tatbikat yaptırılacağı, taburdan muhafız olarak ayrılan subay adaylarının silah ve mühimmatlarını alarak derhal içtima ettirilmesi" emri verildiği aktarılan iddianamede, şunlar kaydedildi:
"Okuldaki görev süresini tamamlayan ve 2016 komutanlık atamaları ile 14 Temmuz 2016'da ilişiği kesilen, önceki Okul Harekat Eğitim Şube Müdürü Piyade Kurmay Yarbay Ömer Ergenekon'un, hiçbir yetkisi olmamasına rağmen kurs taburunu emir komuta etmeye çalıştığı ve kurs taburu personelince tanınmadığı tutanaklardan ve beyanlardan anlaşılmıştır. Nöbetçi subay tarafından izin dönüşünün 21.30 olması nedeniyle muhafız olarak belirlenen kursiyerlerin çarşıda olduğunun ve böyle bir faaliyetten haberinin olmadığının bildirilmesine karşın Ergenekon tarafından çarşı izninden dönen ve önceden muhafız olarak belirlenen 27 kursiyerin alelacele içtima ettirildiği, talimatıyla Üsteğmen Safa Özkan tarafından şarjörlere mühimmat doldurtulduğu ve vekili olduğu 2'nci Bölük Komutanlığı silah deposu açılarak rastgele silah ve tahmini bin 350 civarında fişek dolu şarjörlerin dağıtıldığı, itaat etmeyen ve ikna olmayan Üsteğmen Atilla Kahraman'ın, Ergenekon tarafından azarlanarak sindirildiği, akabinde muhafızların bir araca bindirilerek Türk Telekom binasına, burayı işgal etmek amacıyla götürüldüğü tespit edilmiştir."
İddianamede, İlhami Polat'ın koordinatörlüğünde Ömer Ergenekon'un sevk ve idaresinde 27 subay adayı kursiyerin Türk Telekom Ulus binasını kontrol altına alma girişiminin darbe girişimine yönelik önceden planlı bir faaliyet olduğunun değerlendirildiği belirtilerek, darbecilerin, darbenin başarı ihtimalinin azalmasına paralel olarak suç delillerini ortadan kaldırmaya yönelik girişimde bulundukları, kamera kayıt cihazlarını imha etmeye çalıştıkları bildirildi.
Muhabir: Barış Kılıç, Kadir Karakuş