Politika

Türk siyasetinin "baba"sının vefatının üzerinden 3 yıl geçti

Türkiye Cumhuriyeti'nin 9. Cumhurbaşkanı, Türk siyasetinin "fötr şapkalı babası" Süleyman Demirel'in vefatının üzerinden 3 yıl geçti.

Türk siyasetinin
16-06-2018 15:48

ANKARA (AA) - Mehmet Tosun - Türkiye Cumhuriyeti'nin 9. Cumhurbaşkanı, Türk siyasetinin "fötr şapkalı babası" Süleyman Demirel'in vefatının üzerinden 3 yıl geçti.

Türkiye Cumhuriyeti'nin siyaset tarihinde, 40 yılı aşkın siyasi hayatında "altı kez gittiği başbakanlığa yedi kez gelen" Demirel, 17 Haziran 2015'te saat 02.05'te solunum yolu enfeksiyonu ve kalp yetmezliği nedeniyle, tedavi gördüğü Ankara Güven Hastanesinde yaşamını yitirdi.

Demirel, Isparta'nın Atabey ilçesine bağlı İslamköy'de "Paşa Dayı" Yahya Bey ile Ümmühan Hanım'ın ikinci çocuğu olarak 1 Kasım 1924'te doğdu.

İlköğrenimini 1930-1935 yıllarında doğduğu köyde yapan, ortaokul ve liseyi Isparta ve Afyon'da bitiren Demirel, 1949'da İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi'nden inşaat yüksek mühendisi olarak mezun oldu. Demirel, 1948'de babası Hacı Yahya Demirel'in yeğeninin kızı Nazmiye Demirel'le evlendi.

Elektrik İşleri Etüd İdaresinde 1950'de çalışmaya başlayan Demirel, sulama ve elektrik konularında araştırma yapmak için ABD'ye gönderildi. Türkiye'ye dönüşünde, 1953'te Seyhan Barajı inşaatı başladığında proje mühendisi iken Başvekil Adnan Menderes'in dikkatini çeken Demirel, 1954'te DSİ Genel Müdürlüğünde Barajlar Dairesi Başkanlığına, 1955'te ise DSİ Genel Müdürlüğüne atandı.

Bu arada Eisenhower Vakfının onu bursiyer olarak seçmesiyle yeniden ABD'ye giden Demirel, dönüşünde, askerliğini yapmak üzere 1960'ta genel müdürlük görevinden ayrıldı.

1962-1964 yılları arasında serbest müşavir-mühendis olarak çalışan Demirel, aynı yıllarda Orta Doğu Teknik Üniversitesinde inşaat mühendisliği alanında dersler verdi.

Boğaziçi Köprüsü'nün ilk projesini (1954) hazırlayan, ABD'nin uluslararası mühendislik ve müteahhitlik firması Morrison Knudsen'in Türkiye temsilciliğini üstlenen Demirel, bu görevinden dolayı bir dönem "Morrison Süleyman" olarak da anıldı.

Siyasete hızlı başladı

Demirel, 1962'de siyasi yaşama atılarak Adalet Partisine (AP) girdi. Aynı yıl yapılan I. Kongre'de Genel İdare Kurulu (GİK) üyeliğine seçildi.

Siyasete hızlı başlayan Demirel, 2 yıl içinde, 28 Kasım 1964'te AP Genel Başkanı oldu. Kurulmasını sağladığı ve Şubat-Ekim 1965'te görev yapan koalisyon hükümetinde Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı olarak görev alan Demirel, 10 Ekim 1965 seçimlerde ilk kez milletvekili oldu.

Seçimlerden birinci çıkan partinin lideri, Isparta Milletvekili Süleyman Demirel, Türkiye Cumhuriyeti'nin 12. Başbakanı sıfatıyla hükümeti oluşturdu.

Demirel 1969, 1970, 1975, 1977 ve 1979 yıllarında beş kez daha hükümet kurdu. 12 Mart muhtırasından sonra "şapkasını alıp giden" Demirel, Adalet Partisi 1973 seçimlerinden ikinci parti olarak çıktı ve ana muhalefet lideri olarak siyasi hayatını sürdürdü.

Yasak 1987'de kalktı

Milli Selamet Partisi lideri Necmettin Erbakan ve Milliyetçi Hareket Partisi lideri Alparslan Türkeş ile 1975'te birinci Milliyetçi Cephe hükümetini kuran Demirel, 1977'de Erbakan ve Türkeş ile ikinci Milliyetçi Cephe hükümetini oluşturdu. 1979 seçimlerinden sonra MSP ve MHP'nin desteklediği azınlık hükümetinin başında olan Demirel, 12 Eylül darbesiyle siyaset sahnesinden çekilmek zorunda kaldı.

Partisi faaliyetten men edilen Demirel, 13 Eylül-11 Ekim'de Hamzakoy'da zorunlu ikamete gitti. 1982 Anayasası ile siyaset yapması 10 yıl yasaklanan Demirel, kapatılan Adalet Partisinin eski yöneticileriyle bağlarını koparmadı. Siyasi partilerin kurulmasına verilen iznin ardından Demirel ile yakınlığı bilinen siyasetçiler ve bazı eski AP yöneticilerince kurulan Büyük Türkiye Partisi, Milli Güvenlik Kurulu kararıyla "AP'nin devamı olduğu" gerekçesiyle kapatıldı. Demirel, siyaset yasağını çiğnediği gerekçesiyle Çanakkale Zincirbozan'da yine zorunlu ikamete alındı. "Zincirbozan" günleri, 2007'de, Demirel'in de galasına katıldığı filme konu oldu.

Demirel'in siyasi yasağı 1987'de yapılan referandumla kaldırıldı. Doğru Yol Partisinin genel başkanlığını 24 Eylül 1987'de Hüsamettin Cindoruk'tan devralan Demirel, 29 Kasım 1987'deki genel seçimlerde yeniden Isparta milletvekili oldu.

1993'te cumhurbaşkanı seçildi

DYP, 1991'de yapılan genel seçimlerden birinci parti olarak çıkınca, kendi başkanlığında DYP-SHP koalisyonu kuruldu. Yedinci kez hükümet kuran Demirel, 49. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'nin başbakanı olarak 20 Kasım 1991'den 16 Mayıs 1993'e kadar görev yaptı.

Süleyman Demirel, 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın Nisan 1993'teki vefatının ardından 16 Mayıs 1993'te, TBMM tarafından Türkiye'nin 9. Cumhurbaşkanı seçildi.

Demirel, 7 yıllık görev süresinde Çankaya Köşkü'nde sayısız kabul gerçekleştirdi, 125 ülkeye gitti, yabancı devlet başkanlarını Türkiye'de ağırladı, çok sayıda ili ziyaret etti.

Görevi 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'e devretmeden düzenlediği basın toplantısında Demirel, yaşamını "50 yılı aşkın kamu hizmetim, 35 yıllık siyaset hayatım, 7 yıllık Cumhurbaşkanlığım boyunca büyük Türkiye hedefi, demokrasinin ve anayasal kurumların güçlenmesi, demokratik kuralların işlemesi için mücadele ettim." sözleriyle özetledi.

28 Şubat sürecini yaşadı

Türk siyasi tarihine "post modern" darbe olarak geçen 28 Şubat sürecinde cumhurbaşkanı olan Demirel, 28 Şubat sürecine ilişkin, "Hükümet alaşağı mı edilmiş? Siyasi partiler mi kapatılmış? Hükümet bir süre sonra istifa etmiş. Anayasaya göre yenisi kurulmuş. Buna darbe denilmez.'' değerlendirmesinde bulundu.

28 Şubat Davası kapsamında beyanının alınması için Ağustos 2014'te davetiye çıkarılan Demirel, Ekim 2014'te avukatı aracılığıyla tanıklık yapmayacağını mahkemeye bildirdi.

"Bir elmanın iki yarısıyız"

Süleyman Demirel kadar, her daim yanında bulunan eşi Nazmiye Demirel de Türk siyasi hayatının önemli simaları arasında yer aldı. 12 Mart 1948'de evlenen Demirel çifti, Nazmiye Demirel'in 27 Mayıs 2013'teki vefatına kadar hiç ayrılmadı.

Demirel, siyaset hayatının inişli çıkışlı zamanlarında kendisine hep destek olan, 86 yaşında kaybettiği eşi için, "Siyasetçilerin arkasında olmak kolay bir şey değildir. Nazmiye Hanım benim arkamda hep metanetle durmuştur. Gördüğüm hizmete karışmamış ama bana destek vermiştir. Onun için huzurunuzda kendisine şükranlarımı söylüyorum. Biz aslında bir elmanın iki yarısıyız. Kalan yarısı benim, giden yarısı Nazmiye Hanım'dır." ifadelerini kullandı.

Süleyman Demirel, İsmet İnönü ve Recep Tayyip Erdoğan'dan sonra en uzun süre başbakanlık yapan siyasetçi oldu.

Siyasetin renkli kişiliğiydi

Demirel, renkli kişiliği ve esprili söylemleriyle de siyasetin sevilen simalarından biri oldu. "Binaenaleyh" denildiğinde akla gelen tek isim olan Demirel, "Memlekette benzin vardı da biz mi içtik?", "Bana sağcılar adam öldürüyor dedirtemezsiniz", "GAP'ı gaptırmam", "Elektriğin komünisti olur mu?" gibi sözleri de siyasi literatüre kazandırdı.

Süleyman Demirel'in, Yunanistan'ın "Ege'nin bir Yunan gölü" olduğu şeklindeki iddialarının sorulması üzerine verdiği "Ege bir Yunan gölü değildir, Ege bir Türk gölü de değildir, binaenaleyh Ege bir göl değildir." cevabı hafızalarda yer etti.

Demirel'in "Dün dündür, bugün bugündür", "Birtakım yürüyüşler oluyor diye asabınız bozulmasın, yürümekle sokaklar eskimez" sözleri de siyasi tarihe kazındı.

Süleyman Demirel'in, 1949'da başladığı memurluk görevinden, cumhurbaşkanlığının sona erdiği döneme kadar geçen sürede okuduğu kitaplar, fotoğrafları ve kullandığı eşyalar, İslamköy'de açılan Süleyman Demirel Demokrasi ve Kalkınma Müzesinde sergileniyor.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER