Cemal Reşit Rey (CRR) Konser Salonu Genel Sanat Yönetmeni Cem Mansur, klasik müziğin dışında caz, flamenko, fado ve Türk müziğinin de CRR konser programında yer alacağını belirterek, "Türk müziğinin en iyi örneklerini buraya davet etmeye devam edeceğiz." dedi.
CRR'nin yeni sezon hazırlıklarına ilişkin AA muhabirine açıklamada bulunan Mansur, bugüne kadar çeşitli orkestraların şefliğini üstlendiğini belirterek, "Öncelikle ben meslek tanımı olarak müzisyen diyorum sadece. Türkiye Gençlik Filarmoni Orkestrası'nın kurucu şefiyim. 13 yıldır Türkiye'nin tüm konservatuvarlarından seçtiğimiz gençlere çok yüksek seviyede bir orkestra eğitimi verip, onların Avrupa'nın önemli sahnelerinde sahneye çıkmalarını sağlıyoruz." diye konuştu.
Mansur, kısa bir süre önce CRR'deki görevi devraldığına işaret ederek, "İçinde olduğumuz bir sezon var, 2019-2020 sezonu. Programı hem yapılmış hem yapılmamış bulduk. Bu hem iyi hem kötü bir şey. İstediğimiz şeyleri yapmak açısından iyi bir şey, öte yandan da özellikle klasik müzik branşında, programların ve anlaşmaların çok önceden yapıldığı dünyada çok geç kalmış oluyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
"Türk müziğinin en iyi örneklerini davet edeceğiz"Yeni program hazırlıklarının aralık ayından itibaren yapılabildiğini kaydeden Mansur, her tür müziğin en iyisine sahnede yer vermek istediklerini söyleyerek, şunları kaydetti:
"Tabii ki sadece klasik değil. Benim buraya geldiğimi duyanlar, 'Eyvah orada sadece klasik müzik olacak.' diyor. Hatta biri kapıdan uğrayıp 'Türk müziği olmaya devam edecek mi?' dedi. 'Edecek merak etmeyin.' dedim. Tabii ki her tür müzik olacak. Burası sadece konser vermek için inşa edilmiş bir alan. Bir ayda çoğunlukla 30 gün var ve 30 tane klasik konser olmayacak tabii. Klasiğin dışında, orkestra konserleri, resitaller, oda müzikleri, atölyeler ve masterclass çalışmaları olacak. Aynı zamanda caz, flamenko, fado ve Türk müziğinin en iyi örneklerini buraya davet etmeye devam edeceğiz."
Cem Mansur, CRR'de çağdaş müzikten geçmiş dönem müziğine kadar çok renkli bir program sunulduğunu aktararak, "Bütün düşüncem, yapılan programların kendi içinde tutarlı olması, buranın bir duruşunun olması. Biz böyle bir konser salonuyuz. Her müzik türünün en iyi örneklerine insanların ulaşabilecekleri ve onunla ilişki kurabileceklerine inanıyoruz.' demek. Programlar oluştukça bunun sahneye yansıdığını göreceksiniz." şeklinde konuştu.
CRR'de dünya starlarının yanı sıra genç konservatuvar mezunlarına da yer vereceklerini ifade eden Mansur, Türkiye Gençlik Filarmoni Orkestrası'nda çalan müzisyenlerin yurt dışında iyi hocalarla çalışması için de yol göstermeye devam edeceğini söyledi.
"Türkiye müzik açısından çok renkli bir yer"Mansur, yurt dışında Türk müziğinin algılanış biçimine de değinerek, şu bilgileri verdi:
"Türkiye müzik açısından çok renkli bir yer. Yurt dışında, 'Türkiye’yi, Türk müziğini tanıtıyorum.' dediğiniz zaman çok bir şey ifade etmiyor. Mesela Türkiye Gençlik Filarmoni Orkestrasıyla veya konuk şef olarak bir yere gittiğimde hep şunu söylüyorum. 'Ben Türkiye'yi temsil etmiyorum aslında ben Türkiye'nin ne olabileceğini temsil ediyorum, özellikle Türkiye Gençlik Filarmoni Orkestrasıyla."
Türkiye'nin farklı bölgelerinden gençlerin beraber ve bir ahenk içinde sahne almasının önemine vurgu yapan Mansur, "Bu konser salonunda Türkiye'nin ne olabileceğinin küçük bir örneği olabilmeli. Çok farklı sesler var ama o farklı seslerin her biri alanındaki en iyisi ve birbiriyle kavga etmeden aynı çatının altında olabiliyorlar. Onu zaten yapabildiğimiz zaman biraz farklı bir ülke olma yolunda ilerleyeceğiz sanıyorum." değerlendirmesinde bulundu.
"Alt kültür üst kültür, hiyerarşilerine inanmıyorum"Şef Mansur, CRR'nin, insanların iyi bir şey dinleyeceklerinden emin oldukları bir mekan olmasını istediğini kaydederek, şöyle devam etti:
"Ne tür olursa olsun. Klasik müzik olması da şart değil. Her zaman her alanda her müzik türünün iyisi ve kötüsü var. Ben alt kültür, üst kültür hiyerarşilerine inanmıyorum. Müzik öyle bir şey ki çok farklı kulvarlarda, aynı değerde aynı önemde şeyler olabilir. Klasik müzik benim alanım, benim derinleştiğim uzmanlaştığım alan ama onun dışında da dünya var. Müzik türleri, Türkiye'de çok uzun zaman birbiriyle kavga etmiş, birbirlerini dışlamış, ötekileştirmiş ve aşağılaşmış. Buna son vermek için burada yapabileceğimiz şeyler olduğunu düşünüyorum."
"Müziğin ne kadar önemli olduğunu anlatmak bizlerin işi." diyen Mansur, her tür müziğe dijital ortamlarda ulaşılabilirken insanların yıllarca konservatuvarda eğitim almalarının bir anlamı olduğunu, gençlerin de farklı müzik türlerini ve kendi alanlarındaki farklı eserleri merak etmeleri gerektiğini vurguladı.
Mansur, yeni sezonda kaliteyi düşürmeden ve belli bir bütçe içinde yeni programlara yer vereceklerinin altını çizdi.
Dijital ortamda müzik dinlemek ile canlı müzik dinlemenin farkına dikkati çeken Mansur, şunları ekledi:
"Konserlere gelin çünkü müzik dinlemenin aslı canlı müzik dinlemektir, bu sahneden birinin bir takım titreşimleri orda oturanlarla paylaşmasıdır. Canlı dinlenen müziğin dışındaki her şey sadece bir suret."
Kaynak: AA
dikGAZETE.com