İSTANBUL
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, nerede olursa olsun, sıkıntıya düşen insanların gözlerinin ilk aradığı şeyin, Kızılay amblemi olduğunu belirterek, "Çünkü insanlar çok iyi biliyorlar ki şayet bu amblem varsa Kızılay oradadır. Kızılayın orada olması da karınlarını doyurabilmeleri için, ihtiyaç duydukları yemeğin, barınabilmeleri için gereken çadırın, kendilerini soğuktan koruyacak battaniyenin bulunduğu anlamına geliyor." dedi.
Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen Kızılay'ın 149. kuruluş yıl dönümü, bağışçılara madalya dağıtım töreni ve iftar programındaki konuşmasına, konukların, artık yarısı geride bırakılan ve sonuna doğru yaklaşılan başı rahmet, ortası mağfiret, sonu ebedi azaptan kurtuluş olan mübarek ramazanı şeriflerini kutlayarak başladı.
Türk Kızılayının yöneticilerini, çalışanlarını ve faaliyetlerine destek veren tüm hayırseverleri, özellikle gönüllüleri tebrik eden Erdoğan, bugün altın ve platin madalyalarını takdim ettikleri bağışçılara, Türk Kızılayına katkıları için teşekkür etti.
Erdoğan, kuruluşundan bugüne kadar bu güzide kurumun çatısı altında hayırlı faaliyetlere imza atmış olan kişilerden hayatlarını kaybetmiş olanlara rahmet dileyerek, şunları kaydetti:
"15 Temmuz'da Genelkurmay Başkanlığı binasında darbeciler tarafından alçakça şehit edilen Türk Kızılayı Küçükesat Şube Başkanı Serhat Önder kardeşimi burada özellikle yad ediyorum. Kızılayın çadır üretim atölyesinde çalışan ve 15 Temmuz'da Genelkurmayın önünde helikopter ateşiyle yaralanarak gazi olan kardeşimize ve oğluna şükranlarımı sunuyorum. Simit alamayan çocuklara verilmek üzere, o günkü harçlıkları olan 27,5 lirayı kendi aralarında toplayıp öğretmenleri vasıtasıyla Kızılaya ulaştıran Siirtli beş yavrumuza, öğrencilerimize o kocaman yürekleri için teşekkür ediyorum. Soma'daki maden kazasında hayatını kaybeden madencimizin cansız bedenine sarılan Kızılay battaniyesini başkalarının da ihtiyacı olabileceği düşüncesiyle getirip, Kızılayımıza teslim eden kardeşimizi muhabbetle kucaklıyorum. Kızılayımızın İstanbul'daki toplum merkezinde aldığı eğitimle iyi bir hattat olma yolunda ilerleyen Halepli Muhammed Helal evladımızı tebrik ediyorum. Bunlar tüm faaliyetleriyle doğrudan insan hayatına dokunan bir kurum olan Türk Kızılayında yaşanan on binlerce, yüz binlerce hikayeden sadece bir kaçı. Savaş alanında yaralanan askerlerimize yardım etmek için kurulan ve zamanla tüm mağdurların, mazlumların umudu haline gelen Kızılayımızın, dünyanın dört bir yanında yürüttüğü faaliyetleri takdirle takip ediyoruz. Türk Kızılayı faaliyetlerini sadece Türkiye'de değil, dünyanın dört bir yanında sürdürüyor."
"Türk Kızılayı alanında dünyanın önde gelen kuruluşlarından biri olmayı hak etmiş bir kuruluş"
Erdoğan, ülke geneline yayılan 700 şubesiyle Türkiye'nin en yaygın sivil toplum kuruluşlarından biri olan Kızılayın, yurt içindeki ve dışındaki tüm çalışmalarına destek vermeyi bugüne kadar nasıl sürdürdülerse, bundan sonra da sürdüreceklerini söyledi.
Yaşadıkları tecrübelerin kendilerine doğal afetlere ve krizlere karşı daima en üst düzeyde hazırlıkta olmaları gerektiğini gösterdiğini dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:
"Türk Kızılayı ile şu 15 yıllık başbakanlığım ve cumhurbaşkanlığım döneminde hamdolsun bunu başarmanın, her geçen gün daha ileri gitmenin gayreti içerisinde olduk. Nerede olursa olsun, sıkıntıya düşen insanlarımızın gözlerinin ilk aradığı şey, Kızılay amblemidir. Çünkü insanlar çok iyi biliyorlar ki şayet bu amblem varsa Kızılay oradadır. Kızılayın orada olması da karınlarını doyurabilmeleri için, ihtiyaç duydukları yemeğin, barınabilmeleri için gereken çadırın, kendilerini soğuktan koruyacak battaniyenin bulunduğu anlamına geliyor. Sadece bu kadar da değil, eğer hastamız bulunuyor ve kana ihtiyaç duyuyorsak gözümüz yine Kızılay ambleminin olduğu binayı arayacaktır. Öğrenci yurtlarından huzurevlerine kadar, diğer pek çok hizmeti de bunlara ilave etmemiz gerekiyor. Ayrım gözetmeksizin muhtaç olan herkese sunduğu bu hizmetlerle Türk Kızılayı kendi alanında dünyanın önde gelen kuruluşlarından biri olmayı ziyadesiyle hak etmiş bir kuruluştur. Van'dan Pakistan'a, Simav'dan Somali'ye, Suriye ve Irak sınırlarımızdan Arakan ve Bosna Hersek'e kadar her yerde Kızılay amblemi altında hizmet veren başkanından gönüllüsüne kadar herkesi bir kez daha tebrik ediyorum."
Erdoğan, "Eğer bugün Türkiye, dünyanın en büyük mültecilere yardım operasyonunu, kimseye ihtiyaç duymadan kendi başına yürütebiliyorsa bunda Kızılay'ımızın çok büyük rolü vardır. Beyaz zemin üzerinde sola bakan kırmızı hilal işaretinin gücünü ve itibarını yardımlarımızla ve iyi yönetimimizle ne kadar yükseltirsek, kendi vatandaşlarımıza, kardeşlerimize, tüm insanlığa o derece faydalı hizmetler yapabiliriz." dedi.
Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen Türk Kızılayı'nın 149. kuruluş yıl dönümü, bağışçılara madalya dağıtım töreni ve iftar programındaki konuşmasında, Hazreti Muhammed'in, "Bir mümin, aç bir mümini doyurursa, Allah da o kimseyi cennet meyveleriyle doyuracaktır. Bir mümin, susuz kalan bir müminin susuzluğunu giderirse, Allah kıyamette ona rahiki mahtumdan içirecektir. Bir mümin, elbiseye ihtiyacı olan bir mümini giydirirse, Allah da ona cennetin yemyeşil elbiselerinden giydirecektir." buyurduğunu aktararak, "Bizim inancımızda, kültürümüzde, ihtiyaç sahibi insanları doyurmak, içirmek ve giydirmek işte böylesine büyük bir öneme sahiptir." diye konuştu.
Nüfusun çoğaldığı, şehirlerin büyüdüğü, imkan sahipleriyle ihtiyaç sahiplerinin birbirlerini bulmasının zorlaştığı bir dönemde bireysel olarak hayırlı hizmetleri ifa etmenin oldukça güç olduğuna işaret eden Erdoğan, Kızılay gibi kurumların yaygın organizasyonları ve uzun bir geçmişten süzülüp gelen birikimleriyle, tecrübeleriyle bu işi yerine getirdiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu amaçla çalışan pek çok sivil toplum kuruluşu bulunduğunu kaydederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Her birine şahsım, milletim adına şükranlarımı arz ediyorum. Ancak şu da bir gerçektir ki günümüz dünyasında her iş gibi yardım toplama ve bunları yerlerine ulaştırma faaliyetleri de amatör bir ruhla, inançla bir profesyonellik gerektiriyor. Aksi takdirde milletimizin büyük bir şevkle kendi nafakasından kısarak yaptığı yardımların heba olması veya yanlış ellere geçmesi kaçınılmaz hale geliyor. Geçmişte komşu ülkelerimizden birine büyük şehirlerimizdeki belediyelerimizden birinin kendi imkanlarıyla gönderdiği 7 kamyon yardım malzemesinden tek bir paketin dahi yerine ulaşamadan yollarda yağmalandığını biliyorum. Türk Kızılayı ve insani yardımlar konusunda kendini ispatlamış çeşitli sivil toplum kuruluşlarımız, uzun yıllara sari tecrübeleri ve kurdukları güçlü ilişkiler sayesinde bu tür sıkıntıların üstesinden gelebilmektedir. Bizlerin bireysel olarak yapma imkanı bulamadığımız için Kızılay'ımızın üzerinden gerçekleştirdiğimiz her yardım ihtiyaç sahiplerine ulaştıkça Peygamber Efendimizin müjdesine mazhar olduğumuzu bilmeliyiz. Yardımlaşma ve dayanışma kültürümüzün Kızılay gibi kurumsal yapılarına ne kadar çok sahip çıkarsak, ülkemizin ve dünyanın daha huzurlu daha güvenli bir yer haline gelmesine o derece katkıda bulunmuş oluruz."
"Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet anlayışıyla geleceğe yürüyelim"
Kızılay'ın Suriye'de, Arakan'da, Myanmar'da, Pakistan'da afetlerde yardım ulaştırdığını dile getiren Erdoğan, Türkiye'nin dört bir yanında afetler olduğunda da Kızılay'ın orada olduğunu belirtti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bunun için bugün burada madalyalarını takdim ettiğimiz hayırseverlerimizin gösterdiği alicenaplığı çok değerli görüyorum. Eğer bugün Türkiye, dünyanın en büyük mültecilere yardım operasyonunu, kimseye ihtiyaç duymadan kendi başına yürütebiliyorsa bunda Kızılay'ımızın çok büyük rolü vardır. Beyaz zemin üzerinde sola bakan kırmızı hilal işaretinin gücünü ve itibarını yardımlarımızla ve iyi yönetimimizle ne kadar yükseltirsek, kendi vatandaşlarımıza, kardeşlerimize, tüm insanlığa o derece faydalı hizmetler yapabiliriz. Bundan dolayı başta başkanımız, yönetim ve tüm gönüllülerimiz olmak üzere hepsini tebrik ediyorum, kutluyorum, Allah kendilerinden razı olsun diyorum. Vatandaşlarımız, Kızılay'a yaptıkları her kuruş bağışın yerine ulaştığından da emin olsunlar. Türk Kızılayı bünyesinde gönüllü ve profesyonel olarak hizmet veren her bir kardeşimin de bu anlayışla hareket ettiğine inanıyorum. Rabbim yar ve yardımcımız olsun."
Erdoğan, ödül alan bağışçıları tebrik ederek, sözlerini "Rabbimden bizlere ramazana ulaştırdığı gibi sağlık ve afiyet içinde bayrama da bizleri kavuşturmasını niyaz ediyorum. Ülkemizin ve milletimizin bekası için canlarını veren tüm şehitlerimize Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum. Rabiamızı da unutmayalım diyorum. Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet anlayışıyla geleceğe yürüyelim diyorum. Bu ülkü yolunda yurt içinde ve dışında kahramanca mücadele veren güvenlik güçlerimize buradan selamlarımızı, muhabbetlerimizi iletiyorum. Tüm şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum." diyerek tamamladı.
Muhabir: Hatice Şenses Kurukız, Andaç Hongur, İsmail Özdemir
dikGAZETE.com