24. kez düzenlenen Uluslararası Su Ürünleri İhracat Fuarı, üreticilerle satıcıları bir araya getirdi. Türk aşçıların pişirdiği 5 bin porsiyon balık, fuar süresince ziyaretçilere ikram edildi.
İlki 1993 yılında gerçekleşen ve bu yıl 24. kez balık ve deniz ürünleri sektörünün bir araya geldiği Uluslararası Su Ürünleri İhracat Fuarı’nda, 72 ülkeden bin 761 firma fuar boyunca ürünlerini pazarladılar. Fuara İstanbul Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği’nin milli katılım organizasyonuyla yer alan Türk firmaları, her yıl olduğu gibi bu yıl da küresel alıcıların ilgi odağı oldu. 600 metrekarelik bir alanda yer alan Türk firmalarının yaptıkları bağlantılar, sektörün AB’ye olan ihracatının artacağı konusunda da olumlu sinyaller verdi.26-28 Nisan tarihleri arasında açık olan fuarı 30 binin üzerinde sektör temsilcisi ziyaret etti.
"AVRUPA EN ÖNEMLİ PAZARIMIZ"
İstanbul Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Tuncay Sagun, Türk deniz ürünlerinin fuarda büyük ilgi gördüğünü belirterek, Türk katılımcıların önemli bağlantılar yaptıklarını söyledi. Seafood Expo Global fuarının su ürünleri sektörünün en önemli arenası olduğuna değinen Başkan Tuncay Sagun, “Su ürünleri ihracatımızın ilk sırasında altı Avrupa ülkesinin yer alması, Avrupa’nın bizim için önemini gösteriyor. Bugün Avrupa’da tüketilen 3 balıktan birisi Türk balığıdır. Almanya’ya yaptığımız ihracatta ilk sırayı alabalık alırken, Fransa, İtalya ve Hollanda’ya ise ağırlıklı olarak çupra ve levrek ihraç ediyoruz. AB pazarında Çupra ve Levrek balıklarını Türk balığı olarak tanıtmak en büyük hedefimiz. AB’ye yaptığımız ihracatta, yıllık 600 milyon doları aşmış bulunuyoruz. 2023 yılına kadar bir miyar doları aşmayı hedefliyoruz” dedi.
AMERİKA’YA ÇUPRA LEVREK, JAPONYA’YA ORKİNOS
Brüksel Fuarı’nın yanı sıra geçtiğimiz günlerde Kuzey Amerika’daki fuara da katıldıklarını belirten Başkan Tuncay Sagun, “Amerika’da Çupra ve Levrek’te büyük bir pazar var. Amerikan halkı büyük porsiyonlu balık tükettiğinden bizim balıklarımız için ideal bir pazar konumunda. THY’nin direkt uçuş noktaları olduğu için de ürünlerimizi taze olarak ulaştırabiliyoruz. Bir diğer önemli pazarımız ise Japonya. Japon pazarına ağırlıklı olarak orkinos ihraç ediyoruz. Akdeniz’de orkinos balığı konusunda lider konumundayız. Her yıl yaklaşık 100 milyon dolarlık ihracat yapıyoruz“ diye konuştu.
"TEKNOLOJİDE AVRUPA’DAN ÖNDEYİZ"
Türkiye’nin üretimde olduğu kadar, teknolojik alt yapı konusunda da büyük gelişme gösterdiğine değinen Sagun, “Avrupa’daki tesislerle kıyasladığımızda bizim tesislerimiz hijyen ve kalite konusunda çok ileride. Öyle olmasa Avrupalı bizim balığımızı tercih eder miydi? Avrupa standartlarında üretim yapmasak, mallarımız beğenilir miydi? AB’li tüketicilerin Türk balığına olan ilgisi, oradaki üreticileri de rahatsız etti. Avrupa ülkeleri bu nedenle önce alabalık ihracatına anti damping vergisi getirerek zorluk çıkardılar. Şimdi de Çupra ve Levrek konusunda bir zorluk çıkarıyorlar. Vergi getirerek Avrupa’daki peazar payımızı düşürmeye çalışıyorlar. Gerekli bütün agresif çalışmaları yürütüyorlar. Biz kendimize ve sektörümüze güveniyoruz. Bunu da aşacağız. Tarım ve Ekonomi Bakanlıklarımız bu konuda görüşmelere devam ediyor. Onların desteğiyle bu sorunları da fazla zarar görmeden aşacağımıza inanıyorum” dedi.
"BALIKÇILIK MEVZUATI YENİLENMELİ"
Bu yıl hava şartlarından dolayı istenilen seviyede verimli bir avcılık yapılamadığını belirten Başkan Sagun, balıkçılığın korunması anlamında çok önemli tedbirlerin alınmasını istedi. Mevcut avcılık teknolojisinin çok ileri gittiğini, Türk teknelerinin açık denizlerde de avcılık yapabilecek düzeyde olduğuna dikkat çeken Sagun, ”Açık denizlerde avlanma kotalar ile sınırlı. Bu kotaların hemen hemen tamamı AB ülkeleri arasında paylaşılıyor. Biz çok az pay alabiliyoruz. Her yıl kotaları artırmak için mücadele ediyoruz. Bunun yanında bizim avcılığımız kabotaj yasalarından, gümrük mevzuatından çok eski olduğundan bunun revize edilmesi gerekiyor. Bugünkü teknolojik yenilikleri göz önünde tutacak şekilde ayarlanması gerekiyor. Hükümetimiz her konuda bizi desteklediği gibi bu konuda da destek vereceğine inanıyoruz. Mevzuatları aşabilmek için ortak çalışma yapmamız gerekiyor. Bu bizim mesleğimiz. Dünyadaki bütün gelişmeleri yakından takip ediyoruz. En iyi desteği bizler sunabiliriz” dedi.
"İÇ TÜKETİM ARTTIRILMALI"
Hopa’dan Mersin’e kadar çok büyük bir sahile sahip olmasına karşın, Türkiye’de balık tüketiminin azlığından yakınan Tuncay Sagun, “Avrupa’da 24 kilo, Japonya’da 80 kiloya varan kişi başına düşen balık tüketimi, Türkiye’de halen 8 kilo civarında. Yani dünya standartlarının çok altında. Bunun için tüketimi artırmalıyız” diye konuştu. Sağun Türkiye’de 150 bin kişinin balıkçılık ile uğraştığını, Avcılığın yanı sıra üretime de ağırlık verilmesi gerektiğini söyledi.
(İHA)
İlki 1993 yılında gerçekleşen ve bu yıl 24. kez balık ve deniz ürünleri sektörünün bir araya geldiği Uluslararası Su Ürünleri İhracat Fuarı’nda, 72 ülkeden bin 761 firma fuar boyunca ürünlerini pazarladılar. Fuara İstanbul Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği’nin milli katılım organizasyonuyla yer alan Türk firmaları, her yıl olduğu gibi bu yıl da küresel alıcıların ilgi odağı oldu. 600 metrekarelik bir alanda yer alan Türk firmalarının yaptıkları bağlantılar, sektörün AB’ye olan ihracatının artacağı konusunda da olumlu sinyaller verdi.26-28 Nisan tarihleri arasında açık olan fuarı 30 binin üzerinde sektör temsilcisi ziyaret etti.
"AVRUPA EN ÖNEMLİ PAZARIMIZ"
İstanbul Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Tuncay Sagun, Türk deniz ürünlerinin fuarda büyük ilgi gördüğünü belirterek, Türk katılımcıların önemli bağlantılar yaptıklarını söyledi. Seafood Expo Global fuarının su ürünleri sektörünün en önemli arenası olduğuna değinen Başkan Tuncay Sagun, “Su ürünleri ihracatımızın ilk sırasında altı Avrupa ülkesinin yer alması, Avrupa’nın bizim için önemini gösteriyor. Bugün Avrupa’da tüketilen 3 balıktan birisi Türk balığıdır. Almanya’ya yaptığımız ihracatta ilk sırayı alabalık alırken, Fransa, İtalya ve Hollanda’ya ise ağırlıklı olarak çupra ve levrek ihraç ediyoruz. AB pazarında Çupra ve Levrek balıklarını Türk balığı olarak tanıtmak en büyük hedefimiz. AB’ye yaptığımız ihracatta, yıllık 600 milyon doları aşmış bulunuyoruz. 2023 yılına kadar bir miyar doları aşmayı hedefliyoruz” dedi.
AMERİKA’YA ÇUPRA LEVREK, JAPONYA’YA ORKİNOS
Brüksel Fuarı’nın yanı sıra geçtiğimiz günlerde Kuzey Amerika’daki fuara da katıldıklarını belirten Başkan Tuncay Sagun, “Amerika’da Çupra ve Levrek’te büyük bir pazar var. Amerikan halkı büyük porsiyonlu balık tükettiğinden bizim balıklarımız için ideal bir pazar konumunda. THY’nin direkt uçuş noktaları olduğu için de ürünlerimizi taze olarak ulaştırabiliyoruz. Bir diğer önemli pazarımız ise Japonya. Japon pazarına ağırlıklı olarak orkinos ihraç ediyoruz. Akdeniz’de orkinos balığı konusunda lider konumundayız. Her yıl yaklaşık 100 milyon dolarlık ihracat yapıyoruz“ diye konuştu.
"TEKNOLOJİDE AVRUPA’DAN ÖNDEYİZ"
Türkiye’nin üretimde olduğu kadar, teknolojik alt yapı konusunda da büyük gelişme gösterdiğine değinen Sagun, “Avrupa’daki tesislerle kıyasladığımızda bizim tesislerimiz hijyen ve kalite konusunda çok ileride. Öyle olmasa Avrupalı bizim balığımızı tercih eder miydi? Avrupa standartlarında üretim yapmasak, mallarımız beğenilir miydi? AB’li tüketicilerin Türk balığına olan ilgisi, oradaki üreticileri de rahatsız etti. Avrupa ülkeleri bu nedenle önce alabalık ihracatına anti damping vergisi getirerek zorluk çıkardılar. Şimdi de Çupra ve Levrek konusunda bir zorluk çıkarıyorlar. Vergi getirerek Avrupa’daki peazar payımızı düşürmeye çalışıyorlar. Gerekli bütün agresif çalışmaları yürütüyorlar. Biz kendimize ve sektörümüze güveniyoruz. Bunu da aşacağız. Tarım ve Ekonomi Bakanlıklarımız bu konuda görüşmelere devam ediyor. Onların desteğiyle bu sorunları da fazla zarar görmeden aşacağımıza inanıyorum” dedi.
"BALIKÇILIK MEVZUATI YENİLENMELİ"
Bu yıl hava şartlarından dolayı istenilen seviyede verimli bir avcılık yapılamadığını belirten Başkan Sagun, balıkçılığın korunması anlamında çok önemli tedbirlerin alınmasını istedi. Mevcut avcılık teknolojisinin çok ileri gittiğini, Türk teknelerinin açık denizlerde de avcılık yapabilecek düzeyde olduğuna dikkat çeken Sagun, ”Açık denizlerde avlanma kotalar ile sınırlı. Bu kotaların hemen hemen tamamı AB ülkeleri arasında paylaşılıyor. Biz çok az pay alabiliyoruz. Her yıl kotaları artırmak için mücadele ediyoruz. Bunun yanında bizim avcılığımız kabotaj yasalarından, gümrük mevzuatından çok eski olduğundan bunun revize edilmesi gerekiyor. Bugünkü teknolojik yenilikleri göz önünde tutacak şekilde ayarlanması gerekiyor. Hükümetimiz her konuda bizi desteklediği gibi bu konuda da destek vereceğine inanıyoruz. Mevzuatları aşabilmek için ortak çalışma yapmamız gerekiyor. Bu bizim mesleğimiz. Dünyadaki bütün gelişmeleri yakından takip ediyoruz. En iyi desteği bizler sunabiliriz” dedi.
"İÇ TÜKETİM ARTTIRILMALI"
Hopa’dan Mersin’e kadar çok büyük bir sahile sahip olmasına karşın, Türkiye’de balık tüketiminin azlığından yakınan Tuncay Sagun, “Avrupa’da 24 kilo, Japonya’da 80 kiloya varan kişi başına düşen balık tüketimi, Türkiye’de halen 8 kilo civarında. Yani dünya standartlarının çok altında. Bunun için tüketimi artırmalıyız” diye konuştu. Sağun Türkiye’de 150 bin kişinin balıkçılık ile uğraştığını, Avcılığın yanı sıra üretime de ağırlık verilmesi gerektiğini söyledi.
(İHA)