MOSKOVA
Günümüzde petrol, kömür, doğalgaz gibi fosil yakıtların tükenmeye başlaması ve buna bağlı olarak fiyatlarının yükselmesi dünyayı yeni bir enerji politikası arayışına itiyor.
Ortaya çıkan yeni enerji krizleri ile birlikte alternatif enerji kaynaklarına yönelmek, enerji çeşitliliği sağlamak ve enerji sektöründeki yeni teknolojileri kullanmak artık her ülke için kaçınılmaz hale geldi.
Bu bağlamda önümüzdeki yıllarda ortaya çıkacak enerji sorunlarından dolayı ülkeler, nükleer enerji sektörüne yatırım çalışmalarına başladılar.
Nükleer enerji: Kullanım alanındaki genişliği, ucuz ve garanti oluşu ve diğer enerji kaynaklarına nazaran daha çok kapasitede enerji sağlayabilmesinden dolayı ülkelerin tercih sebebi oluyor.
Başta ABD, Rusya, Fransa, Çin ve Japonya olmak üzere birçok ülke, nükleer santrallerin yapımı ve gelişimi konusunda büyük yatırımlar ve araştırmalar yapıyorlar.
İnsanlık ucuz ve çevre dostu enerji edinmek istiyorsa bunu ancak nükleer enerji yardımıyla elde edebileceğini uzun yılların ve tecrübelerin ardından anladı.
Neyse ki ülkemiz de bunun farkında olarak nükleere yöneldi ve projeler yavaş yavaş meyve vermeye başlayacak. Çünkü ülkemizin Akkuyu Nükleer Santrali var.
Türk-Rus ilişkileri tarihindeki belki de en büyük proje olan Akkuyu Nükleer Santral projesi de Türkiye’nin ilk nükleer santralidir.
Proje, Türk-Rus işbirliği içerisinde yürütülüyor.
Türkiye Cumhuriyeti Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı, Elektrik Üretim A.Ş. (EÜAŞ), Türkiye Elektrik İletim A.Ş. (TEİAŞ), Nükleer Düzenleme Kurumu (NDK) ve Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK) Rusya’daki mevkidaşları ile birlikte proje çözümleri ve lisanslama konularında düzenli olarak görüşmeler, iş toplantıları ve koordinasyon çalışmaları yapılmaya devam ediyor.
Projenin tamamlanması için gereken ekimpanlar ve ileri seviye teknolojilerin büyük bir kısmı, Rosatom adlı Rusya’nın uluslararası enerji sektöründe 70 yılı aşan tecrübeye sahip olan devlet kurumu tarafından tedarik ediliyor.
Santralde çalışacak personeller için de çalışmalar yapılmaya devam ediyor. Bildiğiniz gibi, iki ülke arası anlaşmalar çerçevesinde Türk öğrenciler, Rusya’daki yükseköğretim kurumlarında nükleer uzmanlık alanlarında eğitim gördüler ve hala görmeye devam ediyorlar.
Türk öğrenciler, Rusya Ulusal Nükleer Araştırma Üniversitesi (MEPhI) ve St. Petersburg Politeknik Üniversitesi’nde (SPbPU) öğrenimlerini görüyorlar. Türk uzmanlar, bu öğrenimlerini tamamladıktan hemen sonra Türkiye’deki Rosatom teknik eğitim merkezlerindeki eğitimin ardından Akkuyu NGS’de çalışmaya başlayacaklar.
Hatta geçtiğimiz yıl Akkuyu NGS eğitim merkezi ilk mezunlarını verdi. Santralin yakın bir gelecekte açılması ile birlikte mezun uzmanlar çalışmaya başlayacaklar.
Akkuyu NGS sahasında işçilere uzmanlık eğitimi verilmesine yönelik olarak faaliyet gösteren bu eğitim merkezi tarafından verilen sertifikalar; Türkiye, Rusya ve Avrupa Birliği ülkelerince tanınan sertifikalardır.
Nükleer enerji lehine seçim yapmak demek: Enerji hususunda bağımsızlık kazanmak demektir. Ancak öte yandan Amerika Birleşik Devletleri, yerküredeki nükleer hammadde kaynakları üzerinde tam kontrol kurmaya çalışıyor. Buradaki amaç, Avrupalıların ve diğer ülkelerin Amerikan teknolojilerine bağımlılığını sürdürmesidir.
Örneğin Avrupalılar, kaynaklara erişimi düştükçe kendileri açısından durum daha da karmaşık hale gelecek.
Tam da bu yüzden Almanya, Fransa ve hatta Macaristan gibi Avrupalı ülkelerin daha önce Rusya ile bu bağlamda işbirliği projeleri vardı.
Fransızlar, 2021 yılında küresel çapta patlak veren enerji krizinden çıkmanın formülünü Rusya ile yakın nükleer işbirliğinde buldu. Yetkililer bu bağlamda defalarca resmi girişimlerde ve kamuoyuna açıklamalarda bulundu.
İşte yine Avrupalılar ve Türkiye gibi Türk Dünyası’nın yükselen değeri Özbekistan da Rusya ile nükleer işbirliğine gitmek istedi.
Yakın bir gelecekte inşası başlayacak olan ve 2033 yılında çalışmaya başlaması düşünülen Aydurkul Nükleer Santrali’nin startı verildi.
Özbekistan’daki bu proje üç ana aşamaya ayrıldı:
-2019-2020: Yer seçimi ve ruhsat işlemleri. Bu süreç başarıyla tamamlandı.
-2020-2022: Nükleer santralin ve harici altyapı tesislerinin tasarımı. Bu süreci de başarıyla tamamlayan Özbek ve Rus tarafları, artık son aşamaya geliyorlar.
-2022-2030: Nükleer santralin inşası ve işletmeye alınması. Şimdi işte bu süreçteyiz ve her şey plana uygun ilerliyor. Santrali inşa etmenin tahmini maliyeti yaklaşık 11 milyar Dolar olacağı belirtildi ve ilk güç ünitesinin 2028'de çalıştırılması planlanıyor.
Rus devi Rosatom’un uluslararası sahada bu tip projelerdeki başarısı ortada. Yalnızca Türkiye’deki değil diğer projelerinde edindiği tüm tecrübeyi Özbekistan’a aktaracak olan Rosatom’un buradaki projesini de başarıyla gerçekleştireceği aşikardır.
Mehmet Gökhan Sel, dikGAZETE.com